TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
DERVİŞ CEYLAN VE MEHMET CEYLAN BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2017/38364)
Karar Tarihi: 16/9/2020
Başkan
:
Hasan Tahsin GÖKCAN
Üyeler
Serdar ÖZGÜLDÜR
Burhan ÜSTÜN
Muammer TOPAL
Selahaddin MENTEŞ
Raportör
Hasan SARAÇ
Başvurucular
1. Derviş CEYLAN
2. Mehmet CEYLAN
Başvurucular Vekili
Av. Bahattin UNCU
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, silahla kasten öldürme olayı hakkındaki yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 15/11/2017 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüş bildirmemiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:
8. Başvurucu Mehmet Ceylan 28/12/2004 tarihinde öldürülen V.C.nin babası, diğer başvurucu da B.C.nin babasıdır.
9. N.D. ve H.D.nin babası olan F.D. 2001 yılında İstanbul'da bıçaklanmak suretiyle öldürülmüştür. Hakkında iddianame düzenlenen V.C. ve başvurucu Derviş Ceylan beraat etmişse de her iki aile arasında husumet meydana gelmiştir.
10. V.C., başvurucu Derviş Ceylan ve oğlu B.C. Mardin'de 28/12/2004 tarihinde silahla saldırıya uğramış; V.C. ile B.C. ölmüş, başvurucu Derviş Ceylan ise yaralanmıştır.
11. Olayla ilgili olarak başlatılan soruşturma sonucunda N.D, H.D. ve C.D. hakkında 1/3/1926 tarihli ve 765 sayılı mülga Türk Ceza Kanunu’nun 450. maddesinin dördüncü ve onuncu fıkraları, 31. ve 33. maddeleri ile 10/7/1953 tarihli ve 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun'un 13. maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca cezalandırılmaları istemiyle 14/3/2006 tarihinde iddianame düzenlenmiştir.
12. İlk duruşma 22/6/2006 tarihinde yapılmıştır. Bu tarihten başlamak üzere 3/4/2012 tarihine kadar 49 duruşma yapılmış ve yargılamada H.D. ile C.D. hakkında beraat kararı, diğer sanık hakkında 12 yıl 6 ay hapis cezası verilmiştir.
13. Kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 9/6/2014 tarihinde yargılamadaki eksiklikleri gözönünde bulundurarak hükmü bozmuştur.
14. Bozma kararı üzerine 16/10/2014 tarihinde başlayan yeni yargılamanın 14. celsesinin yapıldığı 13/6/2017 tarihinde eski hükme benzer şekilde bazı sanıkların beraatine, N.D.nin ise mahkûmiyetine karar verilmiştir.
15. Bu hükmün de temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtaya gönderilmiş olup dosya hakkında henüz bir karar verilmemiştir.
16. Başvurucular 15/11/2017 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İLGİLİ HUKUK
17. İlgili hukuk için bakınız Onurhan Solmaz, B. No: 2012/1049, 26/3/2013.
V. İNCELEME VE GEREKÇE
18. Mahkemenin 16/9/2020 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucuların İddiaları
19. Başvurucular, yakınlarının yaşamını yitirdiği olaya ilişkin yargılamanın uzun sürdüğünü belirterek Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüş ve tazminat talep etmişlerdir.
B. Değerlendirme
20. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 45. maddesinin (1) numaralı fıkrasına göre bireysel başvurunun incelenebilmesi için kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddia edilen hakkın Anayasa’da güvence altına alınmış olmasının yanı sıra Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (Sözleşme) ve Türkiye’nin taraf olduğu Sözleşme'ye ek protokoller kapsamına da girmesi gerekir. Anayasa ve Sözleşme’nin ortak koruma alanı dışında kalan hak ihlali iddiasını içeren başvurular bireysel başvurunun kapsamında değildir (Onurhan Solmaz, B. No: 2012/1049, 26/3/2013, § 18).
21. Sözleşme’nin 6. maddesinde adil yargılanmaya ilişkin hak ve ilkelerin medeni hak ve yükümlülükler ile ilgili uyuşmazlıkların ve bir suç isnadının esasının karara bağlanması esnasında geçerli olduğu belirtilerek hakkın kapsamı bu konularla sınırlandırılmıştır. Bahsedilen hâller dışında kalan adil yargılanma hakkının ihlali iddiasına dayanan başvurular, Anayasa ve Sözleşme kapsamı dışında kalacağından bireysel başvuruya konu olamaz. Dolayısıyla bir ceza davasında, haklarında suç isnadı bulunmayan mağdur, suçtan zarar gören, şikâyetçi veya katılan sıfatını haiz kişiler Sözleşme’nin 6. maddesinin koruma alanı dışında kalmaktadır (Onurhan Solmaz, §§ 23, 24).
22. Somut olayda başvurucuların söz konusu yargılamada mağdur ve müşteki olarak yer aldıkları, kendilerine yönelik bir suç isnadında bulunulmadığı, böylece yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine yönelik iddialarının bu hakkın kapsamına girmediği anlaşılmaktadır.
23. Açıklanan nedenlerle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın, diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın konu bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde BIRAKILMASINA 16/9/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.