TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
KERİM AZİZİ VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2017/5344)
Karar Tarihi: 16/9/2020
Başkan
:
Hasan Tahsin GÖKCAN
Üyeler
Serdar ÖZGÜLDÜR
Burhan ÜSTÜN
Muammer TOPAL
Selahaddin MENTEŞ
Raportör
Sinan ARMAĞAN
Başvurucular
Kerim AZİZİ ve diğerleri (bkz. ekli tablo)
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, uluslararası koruma talebinin kabul edilmemesi nedeniyle öldürülme veya kötü muameleye maruz kalma riski bulunan ülkeye sınır dışı edileceği gerekçesiyle kötü muamele yasağının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvurulara ait başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra başvurular Komisyonlara sunulmuştur.
3. Başvurucular, Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün (İçtüzük) 73. maddesi uyarınca sınır dışı işleminin yürütmesinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
4. Komisyonca tedbir talebinin Bölüm tarafından karara bağlanması gerekli görüldüğünden İçtüzük'ün 73. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca başvuruların kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bir kısım başvuru dosyasında başvurucuların ülkelerine sınır dışı edilmesine ilişkin işlemin geçici olarak durdurulmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
6. Başvuru formları ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:
7. Muhtelif ülkelerin vatandaşı olan başvurucular siyasi görüşleri, dinî inançları veya etnik kökenleri nedeniyle ülkelerinde zulme maruz kaldıkları için ülkelerini terk etmek zorunda kaldıklarını, Türkiye'ye giriş yaptıktan sonra uluslararası koruma talebinde bulunduklarını fakat idari makamlar tarafından taleplerinin reddedildiğini veya geri çekilmiş sayılmasına karar verildiğini belirtmişlerdir.
8. Başvurucuların uluslararası koruma talebinin reddine veya geri çekilmiş sayılmasına dair idari işlemin iptali amacıyla idare mahkemelerinde açtıkları davalar kesin olarak reddedilmiştir.
9. Başvurucular, ret ile sonuçlanan iptal davalarını bireysel başvuru konusu yapmışlardır.
10. Tüm başvurular otuz günlük yasal başvuru süresi içinde yapılmıştır.
IV. İLGİLİ HUKUK
11. İlgili hukuk için bkz. A.A. ve A.A. [GK], B. No: 2015/3941, 1/3/2017, §§ 28-38.
V. İNCELEME VE GEREKÇE
12. Mahkemenin 16/9/2020 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucuların İddiaları
13. Başvurucular; kötü muamele görmekten ve öldürülmekten korktukları için ülkelerini terk ederek Türkiye'ye geldiklerini, uluslararası koruma talebinde bulunduklarını fakat taleplerinin idare tarafından kabul edilmediğini, uluslararası kurum ve kuruluşların raporlarında ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararlarında ülkelerinde kötü muamele görme riski olduğunun açıkça ortaya konduğunu, buna rağmen açtıkları davaların olumsuz neticelendiğini belirtmişlerdir. Ayrıca iptal davasında ortaya konan mahkeme gerekçesinin kabul edilmeyeceğini, yeterli inceleme ve araştırma yapılmadığını, sınır dışı edildikleri takdirde yaşam haklarının ve kötü muamele yasağının ihlal edileceğini ileri sürmüşlerdir.
B. Değerlendirme
1. Adli Yardım Talebi Yönünden
14. Başvurucular, bireysel başvuru harç ve masraflarını karşılama imkânının bulunmadığını belirterek adli yardım talebinde bulunmuşlardır.
15. Anayasa Mahkemesinin Mehmet Şerif Ay (B. No: 2012/1181, 17/9/2013) kararında belirtilen ilkeler dikkate alınarak geçimini önemli ölçüde güçleştirmeksizin yargılama giderlerini ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan ve yabancı olan başvurucuların açıkça dayanaktan yoksun olmayan adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.
2. Kabul Edilebilirlik Yönünden
16. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucuların sınır dışı edilmeleri hâlinde öldürülebileceklerine ya da kötü muameleye maruz kalabileceklerine, idare mahkemelerince verilen kararların gerekçesinin yetersiz ve hatalı olduğuna ilişkin iddiaları ve diğer şikâyetleri kötü muamele yasağı kapsamında değerlendirilmiştir.
17. 4/4/2013 tarihli ve 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu'nun "Sınır dışı etme kararı alınacaklar" kenar başlıklı 54. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (i) bendinde "uluslararası koruma başvurusu reddedilenler ve geri çekilmiş sayılanlar" da yer almakta ise de aynı Kanun'un "Sınır dışı etme kararı alınmayacaklar" kenar başlıklı 55. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendinde yer alan "sınır dışı edileceği ülkede ölüm cezasına, işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya muameleye maruz kalacağı konusunda ciddi emare bulunanlar" düzenlemesi de bu noktada önem taşımaktadır. Her iki madde birlikte incelendiğinde uluslararası koruma talebinin reddi veya geri çekilmiş sayılması kararının kendiliğinden sınır dışı etme sonucunu doğurmadığı anlaşılmaktadır (M.S.S., B. No: 2014/19690, 26/12/2018, § 30).
18. Somut olayda başvurucular, haklarında alındığını ifade ettikleri sınır dışı kararının doğuracağı sonuçları iddia konusu yapmış iseler de söz konusu kararı sunmamışlar, ayrıca mahkemede yapılan yargılamada da böyle bir karardan söz etmemişlerdir. Bu durumda başvurucuların uluslararası koruma talebinin reddi veya geri çekilmiş sayılması kararları dışında ülkelerine gönderilmeleri konusunda bir karar veya işlem bulunmadığı anlaşılmaktadır. Zaten idarenin söz konusu kararları da sınır dışı kararı olmadan tek başına başvurucuların ülkelerine geri gönderilmelerine yol açacak icrai bir nitelik taşımamaktadır. Yabancıların sınır dışı edilmesi her hâlükârda bu konuda verilmiş bir kararı gerektirmektedir. Başvurucular da bu durumun aksini ortaya koyamamıştır.
19. Ülkesine geri gönderilmesi durumunda kötü muameleye maruz kalabilecek yabancıların maddi ve manevi varlığına yönelik riske karşı korunmasının devletin pozitif yükümlülükleri arasında yer aldığı konusunda kuşku bulunmamaktadır. Ancak devletin bu pozitif yükümlülüğünün harekete geçebilmesi için sınır dışı işlemlerine başlanmış olması gerekir. Oysa uluslararası koruma talebinin reddine veya geri çekilmiş sayılmasına karar verilmesi sınır dışı işlemlerine başlandığı anlamına gelmemektedir. Söz konusu kararlar tesis edildiği hâlde yabancının ilgili kanundaki gereklilikleri yerine getirmesi şartıyla Türkiye’de kalması mümkündür. Sınır dışı süreci yabancının sınır dışı edilmesine ilişkin idari karar ile başlamaktadır. Dolayısıyla devletin değinilen pozitif yükümlülüğü, yetkili otoritelerin yabancının sınır dışı edilmesine yönelik olarak karar alacakları aşamada devreye girmektedir (M.S.S., § 31). Bu itibarla başvurucuların kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddialarının anayasal temelden yoksun olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
20. Açıklanan gerekçelerle kötü muamele yasağının ihlal edildiği iddiasının temellendirilemediği sonucuna varıldığından başvuruların diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adli yardım talebinde bulunan başvurucuların adli yardım taleplerinin KABULÜNE,
B. Kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
C. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca adli yardım talebi kabul edilen başvurucuların yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMALARINA,
D. Diğer başvurucular tarafından yapılan yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde BIRAKILMASINA,
E. Tedbir kararlarının SONLANDIRILMASINA,
F. Kararın bir örneğinin bilgi için İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğüne GÖNDERİLMESİNE 16/9/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.