TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
MET-AY OTO KİRALAMA ORG. TUR. TİC. VE SAN.
A.Ş. BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2017/6422)
|
|
Karar Tarihi: 12/2/2020
|
R.G. Tarih ve Sayı: 27/3/2020 - 31081
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
Başkan
|
:
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
Üyeler
|
:
|
Serdar ÖZGÜLDÜR
|
|
|
Burhan ÜSTÜN
|
|
|
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
|
|
|
Selahaddin MENTEŞ
|
Raportör
|
:
|
Cafiye Ece YALIM
|
Başvurucu
|
:
|
MET-AY Oto Kiralama Org. Tur. Tic. ve
San. A.Ş.
|
Vekili
|
:
|
Av. Bora DEMİR
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, kiraya veren sıfatıyla aleyhe idari para cezası
uygulanması nedeniyle masumiyet karinesinin ihlal edildiği iddiasına
ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 6/3/2017 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüş bildirmemiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
8. Çeşme İlçe Emniyet Müdürlüğünce, araç kiralama işiyle uğraşan
başvurucuya sürücü belgesi olmaksızın araç kullandırması nedeniyle 1.609 TL
idari para cezası verilmiştir.
9. Başvurucu, anılan idari para cezasına itiraz etmiş; itiraz
Çeşme Sulh Ceza Hâkimliğinin 24/1/2017 tarihli kararıyla kesin olarak
reddedilmiştir.
10. Anılan karar, başvurucuya 2/2/2017 tarihinde tebliğ
edilmiştir.
11. Başvurucu 6/3/2017 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
12. Mahkemenin 12/2/2020 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
13. Başvurucu; araç kiralama şirketi sahibi olduğunu, aracını
kiralayan Ş.Ş. isimli kişinin ehliyetinin bulunmaması nedeniyle ehliyetsiz araç kullandırdığı iddiasıyla
hakkında idari para cezası uygulandığını, idari para cezasına itirazının
reddedildiğini belirterek suç ve cezaların kanuniliği ve şahsiliği ilkesinin
ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
14. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan
hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini
kendisi takdir eder (Tahir Canan,
B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun iddialarının masumiyet karinesi
kapsamında incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
15. Başvurucunun ileri sürdüğü ihlal iddialarının niteliği
nazara alınarak başvurunun kabul edilebilirlik kriterlerinden olan anayasal ve
kişisel önemden yoksun olma kriteri yönünden incelenmesi gerekir.
16. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 48. maddesinin (2) numaralı
fıkrasında anayasal açıdan önem taşımayan ve başvurucunun önemli bir zarara
uğramadığı başvuruların esastan incelenmeksizin reddedilebileceği hüküm altına
alınmıştır.
17. Anılan hükümle anayasal ve kişisel önemden yoksun
başvuruların esastan incelenmemesine imkân tanıyan ek bir kabul edilebilirlik
kriteri getirilmiştir. Dolayısıyla diğer tüm kabul edilebilirlik kriterlerini
taşısa hatta esas hakkında incelemeye geçildiğinde ihlal kararı verilebilecek
özellikte olsa bile 6216 sayılı Kanun’da belirtilen nitelikteki bir başvuru
kabul edilemez bulunabilecektir (K.V.
[GK], B. No: 2014/2293,
1/12/2016, § 55).
18. 6216 sayılı Kanun’da anayasal ve kişisel önemden yoksun
başvuruların kabul edilemez bulunabilmesi için iki koşul öngörülmüştür. Anayasal önem olarak adlandırılabilecek
olan birinci koşul başvurunun Anayasa’nın
uygulanması ve yorumlanması veya temel hakların kapsamının ve sınırlarının
belirlenmesi açısından önem taşımaması, kişisel önem olarak adlandırılabilecek olan ikinci koşul ise
başvurucunun önemli bir zarara uğramamasıdır
(K.V., § 57).
19. Anayasa hükümlerinin yorumlanması açısından önem taşıma
unsurunun başta Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuru yoluyla daha önce
yorumlamadığı meseleleri kapsadığında kuşku bulunmamaktadır. Bununla birlikte
Anayasa Mahkemesi, bir meseleyle ilgili olarak daha önce Anayasa’nın ilgili
hükümlerini yorumlamış olsa bile değişen durumları dikkate alarak yeniden
yorumlama ihtiyacı duyabilir. Bu durumda da o meseleye ilişkin başvurunun
anayasal öneminin bulunduğunu kabul etmek gerekir (K.V., § 63).
20. Anayasa hükümlerinin uygulanması açısından başvurunun önem
taşıdığının söylenebilmesi için kamu makamları ve derece mahkemelerinin belli
bir meseleye ilişkin uygulamalarının Anayasa Mahkemesi yorumlarından farklı
olması ve bu farklılığın da önemli olması gerekir (K.V., § 64).
21. Kişisel önemin bulunmaması koşulu ise -başvurucunun içinde
bulunduğu koşullar da dâhil olmak üzere- her olayın kendine özgü koşulları
dikkate alınarak ve objektif verilerden hareket edilerek Anayasa Mahkemesi
tarafından değerlendirilir (K.V.,
§§ 66, 67).
22. Anayasa Mahkemesi, önüne gelen iddialara ilişkin birçok
başvuruda masumiyet karinesinin kapsam ve içeriğini belirlemiştir. Bu kapsamda
somut başvuruda dile getirilen şikâyetlere benzer şekildeki ihlal iddialarına
ilişkin başvurularda (Taner Koyuncu, B. No: 2015/11678, 24/5/2018, §§ 30-33;
Mehmet Güzeloğlu, B. No: 2014/3134, 7/6/2017, §§ 38-41; Mehmet Şirin Akın, B.
No: 2015/17644, 3/7/2018, §§ 33-36) ilgili Anayasa kurallarının yorumlandığı
anlaşılmaktadır.
23. Buna göre Anayasa Mahkemesinin sıklıkla uygulanmış açık bir
içtihadının bulunduğu masumiyet karinesinin ihlal edildiğine ilişkin başvurunun
genel bir soruna işaret etmediği gibi Anayasa'nın uygulanması ve yorumlanması
veya temel hakların kapsamının ve sınırlarının belirlenmesi açısından da önem
taşıdığının ortaya konulamadığı sonucuna varılmıştır.
24. Başvurucu, aleyhine uygulanan idari para cezası miktarının
1.609 TL olduğunu ifade etmektedir. Anılan miktarın araç kiralama şirketi
sahibi olan başvurucunun mali durumuna ciddi anlamda zarar verdiği ve kendisi
için ne denli önemli olduğu hususunda herhangi bir açıklamasının olmadığı da
gözetildiğinde başvuru konusu miktarın başvurucu açısından önemli bir zarar
olduğu kanaatine ulaşılamamıştır.
25. Sonuç olarak somut olayda başvurunun Anayasa'nın
yorumlanması ve uygulanması açısından önem taşımadığı gibi başvurucunun da önemli
bir zarara uğramadığı kanısına varılmıştır.
26. Açıklanan gerekçelerle anayasal ve kişisel önemden yoksun
olduğu anlaşılan başvurunun diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden
incelenmeksizin kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun anayasal ve
kişisel önemden yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
12/2/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.