TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
R.A. BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2018/11192)
Karar Tarihi: 5/6/2024
GİZLİLİK TALEBİ KABUL
Başkan
:
Basri BAĞCI
Üyeler
Rıdvan GÜLEÇ
Yıldız SEFERİNOĞLU
Kenan YAŞAR
Ömer ÇINAR
Raportör
Yüksel GÜNARSLAN
Başvurucu
R.A.
Vekili
Av. Ramazan ZEYBEK
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru; kanuna aykırı şekilde teknik araçlarla izleme tedbirine başvurulması nedeniyle özel hayata saygı hakkının, hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen delillere dayanılarak mahkûmiyet kararı verilmesi, istinaf kanun yolu incelemesinin dosya üzerinden yapılması ve yargılamanın makul sürede tamamlanmaması nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
A. Bireysel Başvuru Süreci
2. Başvurucu R.A. olay tarihinde Millî Emlak Müdürlüğü Anadolu Yakası Tespit Koordinatörlüğünde memur olarak görev yapmaktadır.
3. İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı (Başsavcılık) tarafından yürütülen bir soruşturma neticesinde, başvurucu ile birlikte T.B. ve N.T.nin rüşvet alma ve verme suçundan cezalandırılması talebiyle 28/3/2016 tarihli iddianame düzenlemiştir.
4. İddianamenin kabulü ile açılan kamu davası İstanbul Anadolu 11. Ağır Ceza Mahkemesince (Mahkeme) yürütülmüştür. Mahkeme yargılama neticesinde başvurucu ile birlikte diğer sanıkların beraatine 21/2/2017 tarihinde karar vermiştir.
5. Katılan Maliye Bakanlığı vekili beraat kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Ceza Dairesi (Bölge Adliye Mahkemesi) 12/4/2017 tarihinde beraat hükmünün bozulmasına ve dosyanın yeniden incelenmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.
6. Mahkemece bozma kararına uyularak devam edilen yargılamanın 7/12/2017 tarihli celsesinde başvurucunun rüşvet suçundan 3 yıl 4 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına hükmedilmiştir. Gerekçeli kararda -diğerlerinin yanı sıra- teknik araçlarla izleme ve iletişim tespiti tedbirleri kapsamında elde edilen kayıtlar ve yapılan tespitlere de yer verilmiştir.
7. Başvurucu, mahkûmiyet hükmüne karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Bölge Adliye Mahkemesi, başvurucunun istinaf talebinin esastan reddine 4/4/2018 tarihinde kesin olarak karar vermiştir.
8. Başvurucu 10/4/2018 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
B. Bireysel Başvuru Sonrası Süreç
9. Başvurucu, bazı suçlar bakımından verilen hükümlere karşı -ceza miktarı önemli olmaksızın- temyiz yoluna başvurulmasına imkân tanıyan 17/10/2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun'un 24/10/2019 tarihli ve 30928 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmesi üzerine 31/10/2019 tarihli dilekçeyle Bölge Adliye Mahkemesine başvurmuş; kesinleşen hükmün 7188 sayılı Kanun uyarınca yeniden değerlendirilmesini talep etmiştir.
10. Bölge Adliye Mahkemesi, mahkûmiyet kararına konu rüşvet alma ve verme suçunun söz konusu kanuni düzenlemede tahdidî olarak sayılan suçlardan olmaması nedeniyle temyiz talebinin reddine karar vermiştir. Başvurucu 1/11/2019 tarihli temyiz talebinin reddi kararına karşı 4/11/2019 tarihinde temyiz kanun yolu başvurusunda bulunmuştur.
11. Yargıtay 5. Ceza Dairesi 15/5/2023 tarihinde Bölge Adliye Mahkemesinin 1/11/2019 tarihli ek kararının kaldırılmasına ve 4/4/2018 tarihli istinaf talebinin esastan reddi kararının bozulmasına karar vermiştir.
12. Bozma sonrası yargılama neticesinde Mahkeme, başvurucu ile müdafiinin de hazır bulunduğu 21/11/2023 tarihli oturumda başvurucunun beraatine hükmetmiştir. Bireysel başvurunun incelendiği tarih itibarıyla anılan davanın temyiz kanun yolu aşamasında derdest olduğu tespit edilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
13. Başvurucu, suç işlemek amacıyla kurulan bir örgüt bulunmamasına rağmen farklı şüpheliler hakkında verilen teknik araçlarla izleme kararının örgüt faaliyetleri gerekçe gösterilerek iki defa uzatılması ve bu suretle hukuka aykırı olarak uygulanan tedbir ile kamusal alandaki faaliyetlerinin izlenmesi nedeniyle özel hayata saygı hakkının; hukuka aykırı delillere dayanılarak mahkûmiyetine karar verilmesi, istinaf kanun yolu incelemesinin duruşmalı yapılmaması ve yargılamanın makul sürede neticelendirilmemesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
14. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde; başvurucunun şikâyetlerinin esas itibarıyla yargılamanın sonucuna, delillerin değerlendirilmesine, hukuk kurallarının yorumlanmasına ve uygulanmasına ilişkin olduğu, Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasına göre kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel başvuruda incelenemeyeceği ifade edilmiştir.
15. Genel olarak bir hakkın açıkça öngörüldüğü amaç dışında ve başkalarını zarara sokacak şekilde kullanılmasının hukuk düzenince himaye edilmeyeceğini ifade eden hakkın kötüye kullanılmasının bireysel başvuru alanında özel olarak ele alındığı görülmektedir. Bu bağlamda bireysel başvuru usulünün amacına açıkça aykırı olan ve mahkemenin başvuruyu gereği gibi değerlendirmesini engelleyen davranışların başvuru hakkının kötüye kullanılması olarak değerlendirilmesi mümkündür (Mehmet Güven Ulusoy [GK], B. No: 2013/1013, 2/7/2015, § 31; S.Ö., B. No: 2013/7087, 18/9/2014, § 28).
16. Bu kapsamda özellikle mahkemeyi yanıltmak amacıyla gerçek olmayan maddi vakıalara dayanılması veya bu nitelikte bilgi ve belge sunulması, başvurunun değerlendirilmesi noktasında esaslı olan bir unsur hakkında bilgi verilmemesi, başvurunun değerlendirilmesi sürecinde vuku bulan ve söz konusu değerlendirmeyi etkileyecek nitelikte yeni ve önemli gelişmeler hakkında mahkemenin bilgilendirilmemesi suretiyle başvuru hakkında doğru bir kanaat oluşturulmasının engellenmesi, medeni ve meşru eleştiri sınırları saklı kalmak kaydıyla bireysel başvuru amacıyla bağdaşmayacak surette hakaret, tehdit veya tahrik edici bir üslup kullanılması ile söz konusu başvuru yolu kapsamında ihlalin tespiti ile ihlal ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına ilişkin amaçla bağdaşmayacak surette içeriksiz bir başvuruda bulunulması durumunda başvuru hakkının kötüye kullanıldığı kabul edilebilecektir (Mehmet Güven Ulusoy, § 32; S.Ö., § 29).
17. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün (İçtüzük) 83. maddesi ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 51. maddesi gereği başvurucunun istismar edici, yanıltıcı ve benzeri nitelikteki davranışlarıyla bireysel başvuru hakkını açıkça kötüye kullandığının tespit edilmesi hâlinde başvuru reddedilir ve yargılama giderleri dışında ilgilinin 2.000 Türk lirasından fazla olmamak üzere disiplin para cezasıyla cezalandırılmasına karar verilebilir.
18. Somut olayda başvurucu, bireysel başvuruda bulunduğu tarihten sonra Bölge Adliye Mahkemesine temyiz talepli bir dilekçe sunmuştur. Bölge Adliye Mahkemesinin temyiz talebinin reddine karar vermesi üzerine başvurucu bu husustaki ek karara karşı temyiz kanun yoluna başvurmuştur. Başvurucunun temyiz talebini esastan inceleyen Yargıtay, Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf talebinin esastan reddi kararının bozulmasına karar vermiştir. Bozma sonrası yargılama neticesinde ilk derece mahkemesi, başvurucunun beraatine karar vermiştir. Yargılama hâlihazırda temyiz kanun yolu aşamasında devam etmektedir. Ancak başvurucu; temyiz kanun yoluna başvurduğu, Yargıtayın bozma kararı sonrasında ilk derece mahkemesi tarafından beraat kararı verildiği ve yargılamanın temyiz mercii önünde derdest olduğu hususlarında Anayasa Mahkemesini bilgilendirmemiştir.
19. Bireysel başvurunun yapılmasından sonraki süreçte bozma kararı üzerine yürütülen yargılama neticesinde beraat kararı verilmesi ve yargılamanın hâlihazırda devam ediyor olması, başvurucunun mağdur statüsünün ve başvuru yollarının tüketilip tüketilmediğinin değerlendirilmesi veya mahkûmiyet kararı ile ilgili diğer ihlal iddialarına yönelik kabul edilebilirlik ve esas incelemesi bakımından oldukça önem taşımaktadır. Buna karşılık başvurucu, İçtüzük'ün 59. maddesinin (5) numaralı fıkrasında belirtilen yükümlülüklerine açıkça aykırı bir şekilde, yukarıda ifade edilen olgulara ilişkin olarak herhangi bir bildirimde bulunmamıştır.
20. Açıklanan gerekçelerle başvurucunun başvurusunun değerlendirilmesi noktasında esaslı olan bir unsur hakkında bilgi vermediği, bu süreçte vuku bulan ve söz konusu değerlendirmeyi etkileyecek nitelikte yeni ve önemli gelişmeler hakkında Anayasa Mahkemesini bilgilendirmemek suretiyle başvuru hakkında doğru bir kanaat oluşturulmasını engellediği anlaşıldığından başvurunun başvuru hakkının kötüye kullanılması nedeniyle reddine ve 6216 sayılı Kanun'un 51. maddesi uyarınca başvurucu aleyhine takdiren 1.000 TL disiplin para cezasına hükmedilmesine karar verilmesi gerekir.
III. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Kamuya açık belgelerde başvurucunun kimliğinin gizli tutulması talebinin KABULÜNE,
B. Başvurunun başvuru hakkının kötüye kullanılması nedeniyle REDDİNE,
C. 6216 sayılı Kanun'un 51. maddesi uyarınca başvurucunun 1.000 TL disiplin para cezası ile CEZALANDIRILMASINA,
D. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 5/6/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.