Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Bahittin Demir [2. B.], B. No: 2018/21624, 21/10/2020, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

BAHİTTİN DEMİR BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2018/21624)

 

Karar Tarihi: 21/10/2020

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Kadir ÖZKAYA

Üyeler

:

M. Emin KUZ

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Yıldız SEFERİNOĞLU

 

 

Basri BAĞCI

Raportör

:

Tuğba TUNA IŞIK

Başvurucu

:

Bahittin DEMİR

Vekili

:

Av. Ahmet GONCA

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, görevden uzaklaştırma kararının iptali talebiyle açılan davada hakkaniyete aykırı karar verilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 20/6/2018 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

5. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüş bildirmemiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:

7. Millî Eğitim Bakanlığında maarif müfettişi olarak görev yapan başvurucunun görev yaptığı süreçte Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasına (FETÖ/PDY) her türlü desteği sağladığı iddiaları sebebiyle 9/9/2016 tarihinde görevden uzaklaştırılmasına karar verilmiştir.

8. Başvurucu hakkında Millî Eğitim Bakanlığının 27/9/2016 tarihli oluru ile inceleme ve soruşturma emri üzerine 31/10/2016 tarihli soruşturma raporu düzenlenmiştir. Soruşturma raporu sunucunda getirilen teklif uyarınca 10/11/2016 tarihli işlem ile başvurucu hakkındaki görevden uzaklaştırma tedbiri kaldırılmıştır.

9. Başvurucunun görevden uzaklaştırma kararının iptali talebiyle 8/11/2016 tarihinde İzmir İdare Mahkemesinde (Mahkeme) açtığı davanın 10/10/2017 tarihinde reddine karar verilmiştir. Karar gerekçesinde, başvurucunun sosyal medya üzerinden FETÖ/PDY tarafından gerçekleştirilen darbe girişimi ile ilgili olarak devlet aleyhine provokatif paylaşımlarda bulunması sebebiyle görevden uzaklaştırıldığı belirtilmiştir. Başvurucunun hakkında başlatılan soruşturma sonucunda göreve iade edildiği, görevden uzaklaştırmanın yalnızca yürütülen soruşturma veya kovuşturma nedeniyle suç delillerinin ortadan kaldırılmasını engellemeye yönelik bir tedbir olmadığı, memurun işlediği ileri sürülen suçun niteliğine ve yürüttüğü görevin önemine göre görevin başında kalınmasının sakıncalı olduğu kanaatine varılan hâllerde kamu hizmetinin düzenli, sağlıklı bir şekilde yürütülmesini ve hizmetten yararlananların güven duygusunun sarsılmasının önüne geçilmesini amaçlayan geçici bir tedbir olduğu ifade edilmiştir. Gerekçede, başvurucu hakkında görevden uzaklaştırma tarihinden sonra soruşturmaya başlandığı ve isnat edilen suçlamanın niteliği dikkate alındığında dava konusu işlemde anılan yasal düzenlenmelere ve hukuka aykırılık bulunmadığı vurgulanmıştır.

10. Başvurucunun istinaf başvurusu İzmir Bölge İdare Mahkemesinin 4/4/2018 tarihli kararıyla reddedilmiştir.

11. Nihai karar başvurucuya 21/5/2018 tarihinde tebliğ edilmiştir.

12. Başvurucu 20/6/2018 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

13. Mahkemenin 21/10/2020 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları

14. Başvurucu; görevi gereğince yapmış olduğu soruşturmalarda tespit ettiği usulsüzlükler sebebiyle hakkındaki asılsız iddialara dayanılarak soruşturma başlatıldığını, yürütülen soruşturma sonucunda görevine iade edildiğini belirtmiştir. Başvurucu, FETÖ/PDY'ye her türlü desteği sağladığı iddiaları sebebiyle görevden uzaklaştırılmasına rağmen karar gerekçesinde davalı İzmir Valiliğinin Mahkemeye sunduğu cevap dilekçesinde FETÖ/PDY tarafından gerçekleştirilen darbe girişimi ile ilgili olarak sosyal medyada devlet aleyhine provokatif paylaşımlarda bulunması sebebiyle görevden uzaklaştırıldığı iddiasının esas alındığını ifade etmiştir. Sosyal medya paylaşımının ne olduğunun belgelendirilmediğini, kendisinin böyle bir paylaşımının da bulunmadığını, söz konusu iddianın istinaf kararında da karşılanmadığını belirterek adil yargılanma hakkı ve eşitlik ilkesinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme

15. Anayasa’nın “Hak arama hürriyeti” kenar başlıklı 36. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

 “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.”

16. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun hakkındaki iftiralar sebebiyle görevden uzaklaştırıldığı, görevden uzaklaştırılmasına neden olan idari işlemde belirtilen gerekçe ile mahkeme kararında belirtilen gerekçenin aynı olmadığına yönelik iddialarının adil yargılanma hakkının güvencelerinden biri olan hakkaniyete uygun yargılanma hakkı kapsamında incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.

17. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasında, kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel başvuruda incelenemeyeceği belirtilmiştir. Bu kapsamda ilke olarak mahkemeler önünde dava konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile uyuşmazlıkla ilgili varılan sonucun adil olup olmaması bireysel başvuru konusu olamaz. Ancak bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlüklere müdahale teşkil eden, bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik içeren yorum, uygulama ve sonuçlar Anayasa Mahkemesinin denetim yetkisi kapsamındadır (Ahmet Sağlam, B. No: 2013/3351, 18/9/2013, § 42).

18. Dosya kapsamında 9/9/2016 tarihinde görevden uzaklaştırılan başvurucunun hakkında başlatılan soruşturma sonucunda 10/11/2016 tarihinde görevine iade edildiği, yaklaşık 2 ay süreyle görevden uzaklaştırıldığı tespit edilmiştir.

19. Karar gerekçesinde; görevden uzaklaştırmanın yalnızca yürütülen soruşturma veya kovuşturma nedeniyle suç delillerinin ortadan kaldırılmasını engellemeye yönelik bir tedbir olmadığı, memurun işlediği ileri sürülen suçun niteliğine ve yürüttüğü görevin önemine göre görevinin başında kalınmasının sakıncalı olduğu kanaatine varılan hâllerde kamu hizmetinin düzenli, sağlıklı bir şekilde yürütülmesini ve hizmetten yararlananların güven duygusunun sarsılmasının önüne geçilmesini amaçlayan geçici bir tedbir olduğu ifade edilmiştir (bkz. § 9).

20. Mahkemenin gerekçesinde görevden uzaklaştırmaya esas iki ölçüt belirtilmiştir. İlki, memurun eyleminin niteliğidir ki söz konusu karardan nitelik olarak işlendiği iddia edilen eylemin FETÖ/PDY ile ilgili olmasının yeterli olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda Mahkemenin başvurucunun görevi başında iken FETÖ/PDY'ye her türlü desteği sağladığı iddiası ile FETÖ/PDY lehine, devlet aleyhine sosyal medya paylaşımı yaptığı iddiasını ayırt etmediği değerlendirilmiştir. Mahkeme başvurucunun yürüttüğü görevin önemine de dikkat çekmiştir ki bu durumun da ikinci ölçüt olduğu belirtilmiştir.

21. Öte yandan Mahkemenin başvurucuya isnat edilen somut eylemin başvurucu tarafından gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğine ilişkin bir değerlendirme yapmadığı görülmektedir. Bu durumda mahkeme kararından görevden uzaklaştırmanın bir tedbir olduğu ve bu tedbire başvurulabilmesi için isnat edilen fiilin FETÖ/PDY ile ilgili olmasının başvurucunun yürüttüğü görevin önemi için yeterli bulunduğu anlaşılmaktadır.

22. Başvurucunun görevden uzaklaştırmaya ilişkin işlemin sebebinin doğru belirtilmediğine yönelik iddialarının karar sonucuna etki edecek, başka bir deyişle davanın sonucunu değiştirebilecek nitelikte bulunmadığı gözönünde bulundurulduğunda başvurucu tarafından ileri sürülen iddialar, delillerin değerlendirilmesi ve hukuk kurallarının yorumlanmasına ilişkin olup kararda bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik oluşturan bir durumun da bulunmadığı dikkate alındığında ihlal iddialarının kanun yolu şikâyeti niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.

23. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adil yargılanma hakkı kapsamındaki hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 21/10/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Bahittin Demir [2. B.], B. No: 2018/21624, 21/10/2020, § …)
   
Başvuru Adı BAHİTTİN DEMİR
Başvuru No 2018/21624
Başvuru Tarihi 20/6/2018
Karar Tarihi 21/10/2020

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, görevden uzaklaştırma kararının iptali talebiyle açılan davada hakkaniyete aykırı karar verilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Medeni Hak ve Yükümlülükler) Hakkaniyete uygun yargılanma hakkı (bariz takdir hatası, içtihat farklılığı vs.-idare) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi