logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Kenan Güven [1.B.], B. No: 2018/21657, 6/10/2022, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

KENAN GÜVEN BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2018/21657)

 

Karar Tarihi: 6/10/2022

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Muammer TOPAL

 

 

Recai AKYEL

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

İrfan FİDAN

Raportör

:

Hasan HÜZMELİ

Başvurucu

:

Kenan GÜVEN

Vekili

:

Gaye ÖZDEMİR

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, protesto eylemi nedeniyle başvurucuya trafik idari para cezası verilmesinin toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkını ihlal ettiği iddiasına ilişkindir.

2. Olay tarihinde şoför olarak çalışan başvurucu, Ankara Büyükşehir Belediyesinin (Belediye) ticari araç plaka satışı kararı hakkında Belediye Başkanı ile görüşmek için 1/3/2018 tarihinde diğer şoförlerle birlikte Belediye binasına gitmiştir.

3. Başvurucu, Belediyenin hukuka aykırı olarak verdiği karara dikkat çekmek ve toplumsal farkındalık oluşturmak amacıyla diğer şoförlerle birlikte toplu şekilde, Belediye binasına gittiklerini ifade etmiştir. Belediye Başkanı'nın görüşmeyi kabul etmemesi üzerine şoförlerin anılan bölgeden toplu şekilde ayrılmak için hareket ettiğini belirtmiştir.

4. Başvurucuya 1/3/2018 tarihinde, aracı zorunlu bir neden olmadıkça işaretle belirtilen hız sınırının çok altında sürmek, ses cihazlarını kamunun rahat ve huzurunu bozacak şekilde kullanmak, trafiği düzenleme ve denetimle görevli trafik zabıtasının uyarı ve işaretlerine uymamak eylemlerini gerçekleştirdiği gerekçesiyle 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 56. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi, 72. maddesi ile 47. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi gereğince toplam 451 TL idari para cezası verilmiştir.

5. Başvurucu, idari para cezasına konu eylemleri gerçekleştirmediğini, bölgedeki araç sayısının fazlalığı, kolluk görevlilerinin yolu kapatması ve yolun kapasitesinin yetersizliği nedeniyle araç trafiğinin yavaşladığını ileri sürmüştür. Öte yandan belli bir konuda farkındalık yaratmak için diğer şoförlerle birlikte Belediye binasının çevresinde olduklarını, eylemlerinin toplantı hakkı çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğini, dolayısıyla trafiğin belli bir düzeyde aksatılması veya rahatsızlık verilmesi nedeniyle bu protestoya katılanlara para cezası verilmesinin anılan hakkın ihlali niteliğinde olduğunu belirterek sulh ceza hâkimliğine itiraz etmiştir. Başvurucu, benzer nitelikte verilen diğer idari para cezası tutanaklarını da dilekçesine eklemiştir.

6. Sulh Ceza Hâkimliği, anılan karara karşı itirazı Ankara İl Emniyet Müdürlüğünün gönderdiği yazıyı esas alarak reddetmiştir. Kararının ilgili kısmı şöyledir:

"...Ankara Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü ... yazısıyla Hipodrum Caddesi'nde Şube Müdürlüğünün görevlilerin 01/03/2018 tarihinde 06 C 09.. plakalı aracın trafiği tehlikeye düşürecek şekilde hız sınırının çok altında sürüp yüksek sesle müzik dinlediğinin tespit edildiği ve itiraz eden görevlilerin ikazına uymayarak olay yerinden uzaklaştığından ... bahse konu trafik idari para cezası karar tutanağının düzenlendiğini Hâkimliğimize bildirildiğinden, aksi sabit oluncaya kadar geçerli trafik idari para cezası tutanağının aksine yeterli ve geçerli belge sunulmadığından, ilgili trafik zabıtası tarafından gözlemlenerek tespit edilen ve düzenlenen trafik idari para cezası karar tutanağının içeriğine göre 06 C 09.. plakalı aracın 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun ... maddelerini ihlal ettiği anlaşılmakla idari yaptırım kararı hukuka uygun olup 5326 Sayılı Kanununun 28/8-a.maddesi gereğince başvurunun reddine karar vermek gerekmiştir. "

7. Başvurucu, nihai hükmü 4/6/2018 tarihinde öğrendikten sonra 3/7/2018 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

8. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

9. Başvurucu; trafik kurallarına aykırı bir eylemde bulunmadığını, Belediyenin ticari plaka sahiplerini ilgilendiren bir kararına yönelik görüşme yapmak ve farkındalık yaratmak amacıyla araçlarıyla Belediye binasına gittiklerini, toplantı hakkı kapsamında günlük bazı faaliyetlerin aksamasına veya trafiğin belli bir ölçüde aksatılmasına hoşgörü gösterilmesi gerektiğini belirterek somut olayda eyleme katılan tüm şoförlere seri şekilde Trafik Para Cezası Tutanağı düzenlenmesinin hak üzerinde caydırıcı etki yarattığını, dolayısıyla toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Ayrıca delillerin toplanmadığını, görüntü kayıtlarının dosya kapsamına alınmadığını ve itirazın reddi kararının yeterli gerekçe içermediğini belirterek adil yargılanma hakkı, mülkiyet hakkı ile masumiyet karinesinin de ihlal edildiğini belirtmiştir.

10. Bakanlık görüşünde başvurucunun Valilik tarafından toplantı ve gösteri yapılmasının yasaklanıp bunun ilan edildiği bir yerde eylem gerçekleştirdiği, toplanma özgürlüğünün kullanımından kaynaklanan kamu düzenine yönelik tehditlerin gerçeklik değeri taşıması hâlinde yetkili makamların bu tehditleri bertaraf edecek tedbirleri alabilecekleri, idarenin toplantı ve gösteri yürüyüşü yapılacak yer ve güzergâhlara yönelik olarak meşru ve ölçülü sınırlamalar getirmesinin mümkün olduğu belirtilmiş; Anayasa Mahkemesinin buna ilişkin bireysel başvuru kararları ile norm denetimine ilişkin kararlarına atıf yapılmıştır. Ayrıca Bakanlık, Anayasa Mahkemesinin yasaklanan bir alanda yapılan basın açıklaması nedeniyle başvurana verilen idari para cezasını değerlendirdiği İhsan Uğraş (B. No: 2015/5365, 2/4/2019) kararında, Anayasa Mahkemesinin devletin kamunun huzuru ve güvenliğinin sağlanması amacıyla yapacağı düzenleme ve uygulamalarda belli bir takdir alanına sahip olduğuna ilişkin değerlendirme yaptığını ifade etmiştir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına ve toplantı ve gösteri yürüyüşü yapılabilecek alanları belirleme yetkisinin mahallin en büyük mülki amirine verilmesinin kamu düzeninin sağlanması, başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amaçlarına dayandığına ilişkin Anayasa Mahkemesi kararına atıf yapan Bakanlık, yolu trafiğe tamamen kapanacak şekilde servis araçları ile işgal edildiği, kamu düzeninin bozulmaması için gerekli ikazların yapıldığı, ilgili yerin toplanma ve gösteri güzergâhında bulunmadığı da gözetilerek müdahalenin gerekli ve orantılı olup olmadığı hususunun değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiştir.

11. Başvuru, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı kapsamında incelenmiştir.

12. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir. 2918 sayılı Kanun'un 47., 56. ve 72. maddelerinin kanunilik ölçütünü karşıladığı değerlendirilmiştir. Müdahalenin kamu düzeninin korunmasına yönelik önlemlerin bir parçası olduğu ve meşru bir amaç taşıdığı sonucuna varılmıştır. Bu belirlemenin ardından bir protesto gösterisine katılan başvurucu hakkında trafik kurallarını ihlal ettiğinden bahisle idari para cezası verilmesinin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygunluğu yönünden inceleme yapılacaktır.

13. Anayasa Mahkemesi daha önce birçok kararında barışçıl bir toplantı ve gösteri yürüyüşünün katılımcılarına 2918 sayılı ve 5326 sayılı Kanunlar uyarınca idare tarafından verilen idari para cezalarının toplanma hakkına yönelik dolaylı bir müdahale oluşturma riski taşıdığını (Rıza Gökçen Erus ve diğerleri, B. No: 2014/17391, 19/4/2018, § 72; Dursun Soydan ve diğerleri, B. No: 2015/2948, 14/11/2018, § 55; Emre Soyaslan, B. No: 2014/11306, 18/4/2019, § 47), hafif nitelikte de olsa bir idari para cezasının toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkını kullanan kişilerde caydırıcı etki doğurabileceğini kabul etmiştir (Rıza Gökçen Erus ve diğerleri, § 55; Dursun Soydan ve diğerleri § 63). Bu nedenle toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı yönünden inceleme yapan Anayasa Mahkemesi; başvuruya konu eylem nedeniyle kamu düzeninin bozulup bozulmadığı, bozulma tehlikesinin bulunup bulunmadığı ya da böyle bir tehlikenin ortaya çıkıp çıkmadığını irdelemiştir (Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası ve diğerleri [GK], B. No: 2014/920, 25/5/2017, § 88; Rıza Gökçen Erus ve diğerleri, § 63). Ayrıca belirli düzeyde trafik akışını kısa süreli durdurmak ya da aksatmak gibi fiillerin hakkın doğal sonucu olduğunu (Rıza Gökçen Erus ve diğerleri, § 73; Güral Doğan, B. No: 2015/7453, 18/4/2019, § 53), kamu düzeni açısından tehlike oluşturmayan ve şiddet içermeyen davranışlarına devletin sabır ve hoşgörü göstermesi gerektiğini ifade eden Anayasa Mahkemesi, çatışan haklar arasında adil denge kurulmasını, bunun yetkili mercilerin kararlarında ilgili ve yeterli bir gerekçeyle gösterilmesi gerektiğini de vurgulamıştır (idari para cezalarının haklılığının ortaya konulması yönünden ilgili değerlendirmeler için bkz. Rıza Gökçen Erus ve diğerleri, §§ 52, 56, 68, 73; Emre Soyaslan, §§ 42, 52; Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası ve diğerleri, § 83; farklı bağlamda benzer değerlendirme için bkz. İsmail Sarıkabadayı ve diğerleri, B. No: 2016/23696, 8/6/2021, § 45).

14. Nitekim Anayasa Mahkemesi, trafik para cezasına ilişkin bir yaptırımın toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkını ihlal edip etmediğine yönelik değerlendirmelerini idarenin tutanakları ile derece mahkemesinin kararlarına bakarak yapmaktadır. Bu doğrultuda değerlendirme yaptığı bir kararında Anayasa Mahkemesi, trafiğin akışındaki aksamanın kısa bir süre olduğunu, ayrıca diğer araçların ilerlemesi için alternatif yolların mevcudiyetini gözeterek verilen idari para cezasının hakkın ihlal edildiğine karar vermiş iken (Rıza Gökçen Erus ve diğerleri, § 76) bir diğer kararında kara yolunun üçüncü kişilerce katlanılması gerekmeyen bir şekilde uzun süre kapatılması nedeniyle verilen idari para cezasının demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olduğu sonucuna varmıştır (Emre Soyaslan, § 50, Güral Doğan § 55). Bu durum idarenin tutanaklarındaki tespitlerin ve derece mahkemesi kararlarındaki gerekçelerin hakka yönelik müdahalenin anayasal denetimindeki önemini ortaya koymaktadır.

15. Diğer yandan kamu makamlarınca yaptırım uygulanan fiillerin neden temel hak kapsamından ayrılarak ayrı bir yaptırıma tabi tutulduğunun ikna edici ve yeterli surette ortaya konulmamasının toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkını ihlal edeceği de gözetilmelidir (Rıza Gökçen Erus ve diğerleri, § 73). Somut olayda başvurucu; gösteriye katılan şoförlerin hepsine idari para cezası verildiğini, dolayısıyla bu cezanın temel bir hakkın kullanımı nedeniyle uygulandığını, toplantı ve gösteri hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüş ise de derece mahkemesinin gerekçesinden bu hususta hiçbir araştırma ve değerlendirme yapılmadığı anlaşılmıştır (bkz. § 6). Dolayısıyla dosyadaki belge ve bilgilerden başvuruya konu idari para cezasının belli bir gösteriye katılma nedeniyle mi yoksa kara yolunda genel trafik düzeninin bozulması nedeniyle mi verildiği ortaya konulamamıştır.

16. Oysa temel hakka yönelik bir yaptırım uygulandığı iddiasının varlığı hâlinde derece mahkemesince yapılması gereken iş; ilk olarak cezanın bir toplantı ve gösterinin yapılması sonucu verilip verilmediğini araştırmaktır. Bu araştırma sonucu yaptırımın gerçekleştirilen bir toplantı veya gösteri nedeniyle verildiğinin anlaşılması hâlinde ise başvurucunun da aralarında olduğu grubun eylemleri nedeniyle trafiği ne kadar süreyle ve ne ölçüde aksattığına, kamu düzenini bozup bozmadığına, toplantının doğası gereği hoşgörü gösterilmesini gerektiren kabul edilebilir sınırı aşıp aşmadığına yönelik bir araştırma ve değerlendirme yaparak ihlal iddialarını sonuca bağlamaktır. Ancak somut olayda ne idarece düzenlenen tutanakta ne de derece mahkemesinin kararında belirtilen şekilde bir tespit yapılmadığı gibi başvuruya konu eylem nedeniyle kamu düzeni ile başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması çerçevesinde katlanılması zor veya imkânsız bir zararla ya da zarar tehlikesiyle karşılaşıp karşılaşılmadığına ilişkin araştırma ve gerekçelendirme çabasına da girişilmemiştir.

17. Sonuç olarak somut olayın koşullarında başvuruya konu idari para cezasının zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşıladığına ve yarışan haklar arasında adil bir denge kurulduğuna ilişkin ilgili ve yeterli bir gerekçe ortaya konulamadığı anlaşılmıştır. Dolayısıyla müdahalenin demokratik toplum gereklerine uygun olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

18. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 34. maddesinde güvence altına alınan toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

19. Başvurucu; ihlalin tespiti, 50.000 TL manevi tazminat ve idari para cezası olarak ödediği 338,25 TL ile belirlenecek maddi tazminatın ödenmesi talebinde bulunmuştur.

20. Tespit edilen ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına ilişkin usul ve esaslar 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. maddesinde yer almaktadır. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği mahkemece yapılması gereken iş yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

21. Yeniden yargılama yapılmasına hükmedilmesinin yeterli giderim sağlaması ve uğranıldığı iddia edilen diğer zararla ilgili bilgi ve belge sunulmadığı gözetilerek başvurucunun hakkında hükmedilen idari para cezasının karşılığı olarak gösterdiği 338,25 TL ile diğer maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

B. Anayasa'nın 34. maddesinde düzenlenen toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Kararın bir örneğinin toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Ankara 1. Sulh Ceza Hâkimliğine (2018/2493 D. İş) GÖNDERİLMESİNE,

D. Başvurucunun tazminata ilişkin taleplerinin REDDİNE,

E. 294,70 TL harç ve 9.900 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 10.194,70 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,

F. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 6/10/2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Kenan Güven [1.B.], B. No: 2018/21657, 6/10/2022, § …)
   
Başvuru Adı KENAN GÜVEN
Başvuru No 2018/21657
Başvuru Tarihi 3/7/2018
Karar Tarihi 6/10/2022

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, protesto eylemi nedeniyle başvurucuya trafik idari para cezası verilmesinin toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkını ihlal ettiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı İdari para cezası İhlal Yeniden yargılama

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 2911 Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu 3
17
22
13
11
2
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi