TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
ABDULKADİR DEMİRCAN VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2018/23178)
|
|
Karar Tarihi: 7/11/2019
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Hasan Tahsin
GÖKCAN
|
Üyeler
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
|
|
Hicabi DURSUN
|
|
|
Yusuf Şevki
HAKYEMEZ
|
|
|
Selahaddin
MENTEŞ
|
Raportör
|
:
|
Zehra
GAYRETLİ
|
Başvurucular
|
:
|
Abdulkadir
DEMİRCAN ve diğerleri [bkz. Ekli (1) numaralı tablo]
|
Vekili
|
:
|
bkz. Ekli
(1) numaralı Tablonun F Sütunu
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, uzun yargılama nedeniyle makul sürede yargılanma
hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Ekli (1) numaralı tabloda sıralanan başvurulara ait başvuru
formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemelerinden sonra başvurular
Komisyonlara sunulmuştur.
3. Komisyonca başvuruların kabul edilebilirlik incelemesinin
Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
4. Başvurucuların bir kısmı, bireysel başvuru harç ve
masraflarını karşılama imkânlarının bulunmadığını belirterek adli yardım
talebinde bulunmuşlardır.
5. Konularının aynı olması sebebiyle ekli (1) numaralı tablonun
(B) sütununda numaraları belirtilen başvuru dosyalarının 2018/23178 numaralı
bireysel başvuru dosyası ile birleştirilmesine, incelemenin 2018/23178 numaralı
dosya üzerinden yapılmasına ve diğer dosyaların kapatılmasına karar
verilmiştir.
6. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
7. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün
71. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca başvurunun içtihadın oluştuğu
alana ilişkin olduğu değerlendirilerek Bakanlık cevabı beklenmeden
incelenmesine karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
8. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
9. Başvurucular, haklarındaki yargılamaların uzun sürmesi
nedeniyle makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa
Mahkemesine çeşitli tarihlerde bireysel başvuruda bulunmuşlardır.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
10. Mahkemenin 7/11/2019 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Adli Yardım Talebi
Yönünden
11. Başvuruculardan bir kısmı, bireysel başvuru harç ve
masraflarını karşılayacak gelirleri olmadığını beyan ederek adli yardım
talebinde bulunmuştur.
12. Anayasa Mahkemesinin Mehmet
Şerif Ay (B. No: 2012/1181, 17/9/2013) kararında belirtilen ilkeler
dikkate alınarak geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin yargılama
giderlerini ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucuların açıkça
dayanaktan yoksun olmayan adli yardım taleplerinin kabulüne karar verilmesi
gerekir.
B. Makul Sürede
Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucuların İddiaları
13. Başvurucular, uzun süren yargılama nedeniyle makul sürede
yargılanma haklarının ve diğer anayasal haklarının ihlal edildiğini ileri
sürmüşlerdir.
2. Değerlendirme
14. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan
hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini
kendisi takdir eder (Tahir Canan,
B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucuların iddialarının bir bütün olarak
Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkı
kapsamında incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
a. Kabul Edilebilirlik
Yönünden
15. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine
karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan makul
sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir
olduğuna karar verilmesi gerekir.
b. Esas Yönünden
16. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin
yargılamanın süresi tespit edilirken sürenin başlangıç tarihi olarak davanın
ikame edildiği tarih; sürenin sona erdiği tarih olarak -çoğu zaman icra
aşamasını da kapsayacak şekilde- yargılamanın sona erdiği tarih, yargılaması
devam eden davalar yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul sürede yargılanma
hakkının ihlal edildiğine ilişkin şikâyetle ilgili kararını verdiği tarih esas
alınır (Güher Ergun ve diğerleri, B.
No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 50-52).
17. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin
yargılama süresinin makul olup olmadığı değerlendirilirken yargılamanın
karmaşıklığı ve kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama
sürecindeki tutumu ve başvurucunun yargılamanın süratle sonuçlandırılmasındaki
menfaatinin niteliği gibi hususlar dikkate alınır (Güher Ergun ve diğerleri, §§ 41-45).
18. Anılan ilkeler ve Anayasa Mahkemesinin benzer başvurularda
verdiği kararlar dikkate alındığında ekli tablonun (G) sütununda belirtilen
yargılama sürelerinin makul olmadığı sonucuna varmak gerekir.
19. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence
altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi
gerekir.
C. 6216 Sayılı Kanun'un
50. Maddesi Yönünden
20. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50. maddesinin (1) ve (2)
numaralı fıkraları şöyledir:
“(1)
Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da
edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının
ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir…
(2)
Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve
sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili
mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan
hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava
açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme,
Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan
kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”
21. Başvurucular, ihlalin tespiti ile maddi ve manevi tazminata
karar verilmesi talebinde bulunmuşlardır.
22. Somut olayda makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği
sonucuna varılmıştır.
23. İhlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları
karşılığında ekli (1) numaralı tablonun (H) sütununda belirtilen net tutarlarda
manevi tazminatın başvuruculara ayrı ayrı ödenmesine karar verilmesi gerekir.
24. Anayasa Mahkemesinin maddi tazminata hükmedebilmesi için
başvurucuların uğradıklarını iddia ettikleri maddi zarar ile tespit edilen
ihlal arasında illiyet bağı bulunmalıdır. Başvurucuların bu konuda herhangi bir
belge sunmamış olması nedeniyle maddi tazminat taleplerinin reddine karar
verilmesi gerekir.
25. Avukat Rıdvan Çiçek tarafından temsil edilen başvuruculara
2.475 TL vekâlet ücretinin müştereken ödenmesine, Avukat Orhan Sezer tarafından
temsil edilen başvuruculara 2.475 TL vekâlet ücretinin müştereken ödenmesine,
Avukat Mustafa Keskin tarafından temsil edilen başvuruculara 2.475 TL vekâlet
ücretinin müştereken ödenmesine, Avukat Ayşe Zuhal Dönmezer Çakıroğlu tarafından
temsil edilen başvuruculara 2.475 TL vekâlet ücretinin müştereken ödenmesine,
Avukat Bülent Tan tarafından temsil edilen başvuruculara 2.475 TL vekâlet
ücretinin müştereken ödenmesine, Avukat Adar Adıbelli tarafından temsil edilen
başvuruculara 2.475 TL vekâlet ücretinin müştereken ödenmesine, Avukat Hüseyin Cangir tarafından temsil edilen başvuruculara 2.475 TL
vekâlet ücretinin müştereken ödenmesine, Avukat Hüseyin Güleç tarafından temsil
edilen başvuruculara 2.475 TL vekâlet ücretinin müştereken ödenmesine, Avukat
Orhan Çakıroğlu tarafından temsil edilen başvuruculara 2.475 TL vekâlet
ücretinin müştereken ödenmesine, Avukat Barış Antürk
tarafından temsil edilen başvuruculara 2.475 TL vekâlet ücretinin müştereken
ödenmesine, Avukat Orhan Erbeyi tarafından temsil
edilen başvuruculara 2.475 TL vekâlet ücretinin müştereken ödenmesine, Avukat
Öncü Özbay tarafından temsil edilen başvuruculara 2.475 TL vekâlet ücretinin
müştereken ödenmesine, Avukat Eser Çeçen tarafından temsil edilen başvuruculara
2.475TL vekâlet ücretinin müştereken ödenmesine, Avukat Müslüm Karataş
tarafından temsil edilen başvuruculara 2.475TL vekâlet ücretinin müştereken
ödenmesine, Avukat Hasan Hüseyin Taşpınar tarafından temsil edilen
başvuruculara 2.475TL vekâlet ücretinin müştereken ödenmesine, Avukat Hatice
Karaca tarafından temsil edilen başvuruculara 2.475TL vekâlet ücretinin
müştereken ödenmesine, Avukat Abdulaziz Kurtay tarafından temsil edilen başvuruculara 2.475TL
vekâlet ücretinin müştereken ödenmesine, avukatla temsil edilen diğer
başvuruculara 2.475 TL vekâlet ücretinin ayrı ayrı ödenmesine, dosyadaki
belgelerden tespit edilen 294,70 TL harçtan oluşan yargılama giderinin
başvuruculara ödenmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adli yardım talebinde bulunan başvurucuların adli yardım
taleplerinin KABULÜNE,
B. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin
iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
C. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede
yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
D. Başvuruculara ekli (1) numaralı tablonun (H) sütununda
belirtilen net tutarlarda manevi tazminatın AYRI AYRI ÖDENMESİNE,
E. Başvurucuların maddi tazminat taleplerinin REDDİNE,
F. Ekli (2) numaralı tabloda yer alan vekâlet ücretlerinin ve
Ekli (1) numaralı tablonun (E) sütununda belirtilen başvuru harçlarının
BAŞVURUCULARA ÖDENMESİNE,
G. Ödemelerin kararın tebliğini takiben başvurucuların Hazine ve
Maliye Bakanlığına başvuru tarihlerinden itibaren dört ay içinde yapılmasına,
ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine
kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
H. Kararın bir örneğinin ilgili mahkemelere GÖNDERİLMESİNE,
I. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE
7/11/2019 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.