logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Osman Adar [1.B.], B. No: 2018/23198, 13/4/2022, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

OSMAN ADAR BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2018/23198)

 

Karar Tarihi: 13/4/2022

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan y.

:

Hicabi DURSUN

Üyeler

:

Muammer TOPAL

 

 

Recai AKYEL

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

İrfan FİDAN

Raportör

:

Gökçe GÜLTEKİN YILMAZ

Başvurucu

:

Osman ADAR

Vekili

:

Av. Ömer Faruk ADAR

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, gözaltı sırasında polis tarafından darbedilme iddiasıyla yapılan şikâyetin kovuşturmaya yer olmadığına dair karar ile sonuçlanması nedeniyle kötü muamele yasağının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 26/7/2018 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvuruların kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüşünü bildirmiştir.

7. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı süresinde beyanda bulunmamıştır.

III. OLAY VE OLGULAR

8. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden erişilen, Van Cumhuriyet Başsavcılığının (Başsavcılık) soruşturma dosyasındaki bilgi ve belgeler çerçevesinde olaylar özetle şöyledir:

A. Soruşturmanın Başlaması

9. Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın 1/4/2017 tarihinde Van'ı ziyaret etmeleri dolayısıyla İpekyolu ilçesinde miting alanı hazırlanmış ve güvenlik önlemleri alınmıştır.

10. Başvurucu ve arkadaşı A.A.E. 1/4/2017 tarihinde alkollü hâlde özel araçlarıyla trafiğe çıkmış, polisin dur ihtarına uymayarak kaçmaya çalışırken miting nedeniyle kapalı olan yoldaki bariyerlere çarparak durmuşlardır. Başvurucu, miting sebebiyle bölgede nöbet tutan kolluk görevlileri tarafından yakalanmıştır.

11. Başvurucu 1/4/2017 tarihinde, arkadaşı A.A.E. ile birlikte alkol aldıklarını, alkollü olarak özel araçları ile Van'ın İpekyolu ilçesinde seyir hâlindeyken A.A.E.nin alkolün etkisiyle direksiyon hâkimiyetini kaybettiğini beyan etmiştir. Başvurucu, araçtan indiği sırada ellerini havaya kaldırarak alkollü olduğunu söylemesine karşın ters kelepçe takılarak hakkında gözaltı işlemi yapıldığını, bölgede kolluk tarafından kullanılan konteynere sokularak uzun süre darbedildiğini, hakarete maruz kaldığını, bu sırada kaşının açıldığını ileri sürmüştür.

12. Başvurucu hakkında Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesinden sağlık raporu alınmış; sonrasında başvurucu, 2 Nisan Polis Merkezi Amirliğine getirilmiştir. Burada görevli polislerden ikisi başvurucudan şikâyetçi olmuş, başvurucu ise Cumhuriyet savcısına ifade vermek istediğini belirterek susma hakkını kullanmış ve gözaltına alınmıştır.

1. Sağlık Raporları

13. Başvurucu hakkında 1/4/2017 tarihinde düzenlenen sağlık raporunda "sağ frontalda 2 cm laserasyon mevcut, BTM [basit tıbbi muamele] ile giderilebilir, hayati teh... [okunamadı]" tespitinde bulunulmuştur.

14. Hastane tarafından düzenlenen gözaltı çıkış raporunda yer alan tespit ise şöyledir:

"Sağ kaşta yaklaşık 3 cm süture edilmiş kesi mevcut, sağ omuzda hassasiyet mevcut, muayene normal olarak değerlendirildi."

2. Başvurucunun Beyanı

15. Başvurucunun Cumhuriyet savcısı huzurunda alınan 1/4/2017 tarihli ifadesinin ilgili kısmı şöyledir:

"...aracı A.A.kullanıyordu. Ben sağ ön tarafta hemen şoförün yanında oturuyordum. İkimiz de alkollüydük, polisin bize dur ihtarı yaptığını görmedim, böyle bir olay olmadı arkadaşım yolun boş olmasına rağmen almış olduğu alkolün etkisiyle orta refüje çarptık, arkasında diğer tarafta bulunan bariyerlere çarparak durduk aracın hızı en fazla 30-40 km kadardı. Kamera kayıtlarında kazanın oluş anı görünüyor olabilir zira kaza miting alanında oldu. Şoför arkadaşın ve benim kemerimiz bağlı değildi. Kazanın hemen akabinde zaten orada bulunan polis ekipleri ellerinde silahlarla yanımıza geldi. Tahminen 10 kişi kadardı içlerinde sivil olanda vardı. Polisler üzerimize gelince arkadaşımla beni farklı yerlere çektiler. Beni Ak parti il başkanlığı hizmet binası önüne götürdüler. Götürmeden önce beni ellerim arkadan kelepçeleyerek yere yatırdılar. Bu esnada tarafıma şiddet uygulanmadı ancak Ak parti il binasının önündeki güvenlik noktası olarak kullanılan konteynırın içinde abartısız 10 kişiden fazla polis beni darp etti. Bana sen teröristsin şeklinde hakaretler ettiler. Ana avrat sinkaflı küfürler ettiler. Bu esnada ellerim kelepçeliydi. Polisleri görürsem tanıyabilirim. Beni burada yaklaşık yarım saat darp ettiler. Yüzüm gözüm kan içindeydi orada çay ocağında bulunan polis memuru yanıma gelerek elimi yüzümü peçete ile sildi temizledi. Yarım saatten sonra beni Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesine götürdüler. Burada doktor muayenemi yaptı, vücudumdaki bütün yarayı doktora gösterdim. Ben olay esnasında kaza yerinde polis memurlarına herhangi bir söz söylemedim ancak beni darp ettikleri konteynırın içinde bende aynı şekilde onlar bana küfür ettiği için sinkaflı küfürler ettim. Ancak tehdit içerikli söz söylemedim kimseye parmak sallayarak tehdit etmedim. Üzerime atılı bulunan suçlamayı kabul etmiyorum... "

3. Şüpheli Savunmaları

16. Soruşturma kapsamında müşteki şüpheli olarak ifade veren polis memuru O.K.nın 1/4/2017 tarihli ifadesinin ilgili kısmı şöyledir:

"...Plaka sayılı minibüs orada görevli olduğumuz esnada Cumhuriyet Caddesinde bulunan miting için kurulmuş olan bariyerleri yıkarak hızlı bir şekilde miting alanına girmiş, Beşyol Meydanındaki platformun bulunduğu yere doğru gittiği esnada orada görevli diğer polisler o esnada bahse konu ... Plakalı araca dur ihtarında bulundu ancak araç dur ihtarına uymayıp Hastane Caddesi yönüne tersten girerek kaçmaya çalıştı, orada miting için kurulan platform olduğundan şahıs daha fazla arabayla kaçamadı. Sonra araba içerisinde bulunan şahıslardan Osman Adar isimli şahıs arabadan inip Beşyol Meydanı'ndan Hastane Caddesi istikametine kaçmaya başladı. O esnada biz şahsı görür görmez terör örgütü üyesi olabileceği ihtimaline karşı şahsı kovalamaya başladık. Şahsı Vali Mithat Bey Mahallesi Leventoğlu Sokak üzerinde yakaladık, şahıstan aşırı derecede alkol kokusu geliyordu ve biz şahsı kontrol altına alıp sakinleştirmeye çalışınca şahıs biz görevlilere direnmeye başladı. Şahıs ilk etapta görevimizi yapmamıza engel olmaya kalktı ve sokak içerisindeyken biz görevlilere saldırmaya çalıştı ancak şahsı kademeli zor kullanmak suretiyle şahsın direnci kırılmaya çalışılmış. Sonra şahıs kelepçe takılmak suretiyle muhafaza altına alındı. Sonra terör şüphesi yönünden en yakın polis noktasına götürüldü ve götürülürken sağ kaşının üstünün kanadığını gördük bu kanama aracın ilk Cumhuriyet Caddesi üzerinde bulunan bariyerlere çarptığı esnada oluşabileceğini düşünmekteyiz. Şahıs bize direndiği esnada şahsı zorla yere yatırmak suretiyle kelepçe takılmış, şahsa kelepçe takıldıktan sonra polis noktasına götürüldü, olay sebebiyle ismini öğrendiğimiz Osman ADAR isimli şahıs hakkında kendi şubemiz açısında terör yönünden araştırmalar yapılmış ancak şahsın herhangi bir kaydına rastlanmamış ve bu sırada şubemizde görevli K.B. isimli arkadaşımız biz gerekli araştırmaları yaptığımız esnada şahsın kanayan kaşına tampon yapmak suretiyle kanamayı durdurmaya çalıştı ve şahıs bize oradayken s.. şeklinde hakaretvari konuşmalarda bulunmuş ... şeklinde tehdit ve hakaretlerde bulunması sebebiyle şahıstan davacı şikayetçiyim dedi..."

17. Diğer müşteki şüpheli İ.S. de aynı yönde ifade vermiştir.

4. Tanık Beyanı

18. Kollukta şüpheli olarak ifade veren A.A.E.nin 1/4/2017 tarihli ifadesinin ilgili kısmı şöyledir:

"...Kutlama ve eğlence nedeniyle alkol aldık. Geç saatlerde acıktığımız için araçlarımızla çorba içmeye çıktık ... Aracımla Cumhuriyet Caddesi üzerinde seyrederken bir ara aracın direksiyon kontrolünü kaybettim ve aracım[la] orta refüje çarptım. Aracımla Cumhuriyet Caddesi üzerinden devam ederek Hastane Caddesine ters yönden girip Hacı Baba çorbacısına gitmek isterken Valilik karşısında bulunan İş Bankası önünden geçtiğim sırada trafik ekipleri ve zırhlı polis ekipleri beni durdurup araçtan inmemizi istediler. Bana 'seni anons ediyoruz neden durmuyorsun' dediler bende anons ettiklerini duymadığımı bu nedenle durmadığımı söyledim. Trafik ekiplerinin talimatı doğrultusunda bende aracımı durdurup araçtan Osman ile birlikte indik, polis ekipleri gerekli işlemleri yapmak isterken arkadaşım Osman'ın alındığı tarafta bir tartışma ve arbede yaşandı, polis ekipleri Osman ADAR'ı ayrı bir ekibe beni ayrı bir ekibe aldılar sonra beni polis merkezine getirdiler. Osman ADAR'ı ise hastaneye götürdüklerini sonradan Osman'ın beni aramasıyla öğrendim ve Osman'ın bana söylediği kadarıyla polis ekiplerinin bizi durdurduğu yerde polis memurları ile aralarında arbede yaşanmış, bu nedenle kendisinde yaralanma olduğundan doktor raporu almak için kendisini hastaneye götürmüşler. Ben Osman ADAR ile polis memurları arasında neden dolayı tartışma ve arbede yaşandığını bilmiyorum sadece bir anlık tartışma ve arbede yaşandığını olay yerinde gördüm... Ben yaptığımdan pişmanım bende herhangi bir darp veya yaralanma olmadığından kendi rızamla doktor raporu almak istemiyorum..."

5. Olaya İlişkin Tutanak

19. Olaya karıştığı iddia edilen iki polis memuru tarafından 1/4/2017 tarihi saat 05.30'da düzenlenen tutanağa göre olay günü saat 03.20 sıralarında miting alanında kurulan platformun güvenliği için kolluk görevlilerinin nöbet tuttukları sırada ... plakalı araç hızla gelerek platformun arkasındaki bariyere çarpmış, daha sonra kaçmaya başlamış, terör eyleminden şüphelenen polisler silahlarını doldurmuş ve dur ihtarı yapmıştır. Tutanakta; aracın durmadığı ve platformun yan tarafındaki kapalı yola girdiği, yol kapalı olduğu için aracın daha fazla ilerleyemediği, araç içinden inen iki kişinin kaçmaya başladığı, başvurucunun platformun yanında bulunan sokakta yakalandığı belirtilmiştir. Kelepçe takılmak istendiğinde direnen başvurucuya kademeli olarak güç kullanıldığı ve kelepçe takıldığı ifade edilmiştir. Başvurucunun Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü zırhlı ekiplerinin bekleme noktasına ayrıntılı inceleme için götürüldüğü, başvurucuya haklarının hatırlatıldığı, başvurucunun sağ kaşının üstünde açılma olduğunun ve kanadığının görüldüğü, doktor raporu alma ve tedavi için Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesine götürüldüğü, sonrasında gerekli işlemlerin yapılabilmesi için 2 Nisan Polis Merkezine teslim edildiği belirtilmiştir.

6. CD İnceleme Tutanağı

20. Kolluk, olaya ait MOBESE görüntülerini temin etmiş; 29/5/2017 tarihinde İnceleme Tutanağı düzenlenmiştir. Tutanakta özetle başvurucunun içinde olduğu aracın sivil polis aracının sinyaline aldırış etmeyerek sol taraftan geçtiği, kavşaktan dönerek ters istikametten Hastane Caddesi'ne girdiği, miting için hazırlanan platformun önünde durduğu, bu sırada kavşakta iken geçtiği sivil polis aracının hemen arkasından geldiği, resmî polis aracının içindeki görevlilerin emniyet tedbiri için silah ile araçtan çıktıkları, platformda görevli diğer polis ekiplerinin aracın yanına gelerek tedbir aldıkları belirtilmiştir. Şüpheli şahısların araçtan indirilerek üst aramasının yapıldığı ve Hastane Caddesi üzerinden yaya olarak platformun arka tarafına polis refakatinde götürüldükleri, platformun arka tarafında bulunan zırhlı aracın birkaç dakika sonra hareket ettiği ancak şüphelilerin zırhlı araca bindirilip bindirilmediğinin görülmediği ifade edilmiş ve tutanağa bazı ekran görüntüleri eklenmiştir.

B. Başvuruya Konu Soruşturma Neticesinde Verilen Karar

21. Başsavcılık, emniyete yazdığı 20/4/2017 tarihli yazıyla şikâyet konusu olay yerini, olayın öncesini ve sonrasını gösteren veya gösterebilecek tüm kameraların kayıtlarının incelenip olay anına ilişkin görüntülerin temin edilmesi ile olaya müdahale etmeyen ancak olay anını görmüş olabilecek kolluk personeli ya da çevredeki işyerlerinin çalışanlarının araştırılmasını, olaya ilişkin tarafsız görgü ve bilgi sahibi kişilerin beyanlarının alınmasını istemiştir.

22. Emniyetin 29/5/2017 tarihli cevap yazısıyla konuyla ilgili CD İnceleme Tutanağı ve olaya karışan görevli polis memurlarının görev listesi gönderilmiştir.

23. Başsavcılık 22/11/2017 tarihli kararıyla şüpheli polis memurları İ.S. ve O.K. hakkında zor kullanma yetkisinde sınırı aşılması ve hakaret suçlarından ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar vermiştir. Kararın gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir:

"...

Atılı hakaret suçu açısından, müştekinin iddiası dışında bilgi ve görgü sahibi olan tarafsız tanık bulunmaması nedeniyle, delil yetersizliği nedeniyle,

Atılı Zor Kullanma Yetkisine İlişkin Sınırın Aşılması (Kasten Basit Yaralama) suçu açısından, müşteki şüphelilerin bahse konu alanda miting nedeniyle görevli oldukları, müşteki ve yanındaki kişi hakkında adli işlem yapılmak istendiği sırada müştekinin direndiği ve zorluk çıkardığı, yine müştekinin 10 kişi tarafından yaklaşık yarım saat darp edilme ve sonucunda BTM ile giderilebilecek şekilde yaralanmış olma iddialarının hayatın olağan akışına aykırı olması nedeniyle, mevcut yaralanmasının, zor kullanma yetkisine sahip kamu görevlilerinin hakkında adli işlem yapması sırasında zapt edilmek istenmesi ve görevlerinin gerektirdiği ölçünün içerisinde olması nedeniyle oluştuğu kabul edilmekle, atılı suçun unsurlarının oluşmaması nedeniyle,

Müşteki şüpheliler hakkında EK KOVUŞTURMAYA YER OLMADIĞINA..."

24. Başvurucunun bu karara yaptığı itiraz, Van 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 24/5/2018 kararıyla kesin olarak reddedilmiştir.

25. Anılan karar 26/6/2018 tarihinde tebliğ edilmiş, başvurucu 26/7/2018 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

C. Başvurucu Hakkında Yürütülen Soruşturma

26. Başsavcılık 22/11/2017 tarihli iddianameyle başvurucu hakkında hakaret ve görevi yaptırmamak için direnme suçlarından kamu davası açmıştır.

27. Yapılan yargılama sonucunda Van 7. Asliye Ceza Mahkemesinin (Mahkeme) 25/12/2018 tarihli kararıyla başvurucunun cezalandırılmasına karar verilmiştir. Bu karar 2/3/2021 tarihinde kesinleşmiştir.

28. Yargılama sırasında tanık A.A.E. ve kolluk görevlisi tanık K.B. Mahkeme tarafından dinlenmiştir.

- Tanık A.A.E.nin beyanının ilgili kısmı şöyledir:

"...Olay günü ikimiz de alkollüydük. Beşyol mevkiine gelince barikatlara çarpmışız ben bunu farketmedim. Daha sonra polisler dur ihtarı yapınca aracı durdurdum. Polis memurları hemen araca doğru yöneldiler. Aracı Osman Adar'ın kullandığını zannederek onun üzerine yürüdüler. Osman Adar'ı alıp ayrı bir yere götürdüler beni de alıp farklı bir yere götürdüler. Bu esnada Osman ile polis memurları arasında arbede oldu. Bu esnada sanık olan Osman ADAR'ı müşteki olan polislere karşı s.krim sizin gibi polisleri ya burada canımı alırsınız, yada ben sizin azrailiniz olacağım, hepinizin ebesine k. şeklinde sözler söylediğini duymadım. Zaten o arada asabi olan polis memurlarını yatıştırmaya çalışıyordum. Daha sonra beni 2 Nisan polis karakoluna götürerek konu hakkında ifademi aldılar..."

- Tanık K.B.nin beyanının ilgili kısmı şöyledir:

"...Terörle Mücadele yeri zırhlı ekipler amirliği noktasında görevliydim. Sanık olan Osman ADAR isimli şahsı alıp işlem yapmak amacıyla bizim yanımıza getirdiler. Sanık Osman ADAR geldiğinde zannımca başında bir kanama vardı, aynı zamanda zannımca şahıs aşırı derece alkollüydü. Ben kaşının üzerindeki yaraya peçete ile bastırarak kanamasının durdurmaya çalışıyordum, şahıs bu esnada orada bulunan tüm polislere karşı 's. sizin gibi polisleri, ya burada canımı alırsınız yada ben sabah sizin azrailiniz olacağım, hepinizin ebesinin a...' şeklinde hakaret ve tehditler söyledi. Hatta duruşma salonunda bulunan katılan O.K.yı eli ile göstererek 'seninle görüşeceğiz artistlik yapma' şeklinde beyanlarda bulundu. Benim olay hakkındaki bilgim, görgüm ve diyeceklerim bundan ibarettir, dedi..."

IV. İLGİLİ HUKUK

29. İlgili hukuk için bkz. Tahir Baykuşak, B. No: 2016/31718, 9/7/2020, §§ 25-29.

V. İNCELEME VE GEREKÇE

30. Anayasa Mahkemesinin 13/4/2022 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü

31. Başvurucu, arkadaşı ile birlikte alkol aldıklarını ve trafiğe çıktıklarını, seyir hâlindeki aracın miting için konulan bariyere çarparak durduğunu, orada bulunan kolluk görevlileri tarafından müdahale edildiğini, araçtan inerken ellerini yukarı kaldırarak alkollü olduğunu söylemesine karşın ters kelepçe takıldığını, olay yerinde kolluk tarafından kullanılan ve kamera görüşüne kapalı olan konteynere sokularak dövüldüğünü, hakarete maruz kaldığını ileri sürmüş; şüpheliler hakkında hukuka aykırı olarak kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini belirterek Anayasa'nın birçok maddesinin ihlal edildiğini iddia etmiştir.

32. Bakanlık görüşünde; Başsavcılığın başvurucunun gözaltında kaldığı sürece dair hastane raporlarını temin ettiği, gözaltındaki süre boyunca alınan doktor raporlarına göre başvurucunun hayatını tehlikeye sokacak bir hususun bulunmadığı, başvurucunun soyut iddiası dışında görevli polis memurları tarafından başvurucuya kötü muamelede bulunulduğuna veya görevli polis memurlarının görevlerini kötüye kullandıklarına dair soruşturmayı genişletecek herhangi bir delil de olmadığı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği belirtilmiştir.

33. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı süresinde beyanda bulunmamıştır.

B. Değerlendirme

34. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun iddialarının Anayasa'nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasında güvence altına alınan kötü muamele yasağı çerçevesinde incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.

1. Kabul Edilebilirlik Yönünden

35. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

2. Esas Yönünden

a. Genel İlkeler

36. Demokratik toplumun temel değerlerinden olan kötü muamele yasağı Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınmıştır. Anılan maddenin üçüncü fıkrasında kimseye işkence ve eziyet yapılamayacağı, kimsenin insan haysiyetiyle bağdaşmayan ceza veya muameleye tabi tutulamayacağı hüküm altına alınmıştır (Cezmi Demir ve diğerleri, B. No: 2013/293, 17/7/2014, § 80).

37. Bir muamelenin Anayasa’nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasının kapsamına girebilmesi için asgari bir ağırlık derecesine ulaşmış olması gerekmektedir. Bu asgari eşik göreceli olup somut olayın özellikleri dikkate alınarak değerlendirilmelidir. Bu bağlamda muamelenin süresi, bedensel ve ruhsal etkileri ile mağdurun cinsiyeti, yaşı ve sağlık durumu gibi unsurlar önem taşımaktadır. Anayasa’ya göre kötü muameleler yoğunluk farkı dikkate alınarak işkence, eziyet ve insan haysiyetiyle bağdaşmayan ceza veya muamele olarak nitelendirilmiştir (Cezmi Demir ve diğerleri, § 83, 84).

38. Kötü muameleye ilişkin iddiaların gerçekliğini tespit etmek için, makul bir şüphenin ötesinde makul kanıtların varlığı gerekir. Bu nitelikteki bir kanıt, yeterince ciddi, açık ve tutarlı emarelerden ya da aksi ispat edilemeyen birtakım karinelerden de oluşabilir. Özellikle kişinin sağlıklı olarak gözaltına alındığı ancak salıverildiği zaman vücudunda yaralanma tespit edildiği durumlarda, söz konusu yaralanmanın nasıl oluştuğu hususunda makul bir açıklama getirme yükümlülüğünün kamu makamlarına ait olduğu belirtilmelidir (Cezmi Demir ve diğerleri, § 94, 95).

39. Diğer taraftan Anayasa'nın 17. maddesi bir yakalamayı gerçekleştirmek için güç kullanımını yasaklamamaktadır. Ancak bu tür bir güç sadece kaçınılmaz ve asla aşırı olmamak kaydıyla kullanılabilmektedir. Ayrıca kişinin kendi davranışından veya tutumundan dolayı fiziksel güce başvurmak kesinlikle zorunlu hâle gelmedikçe bu neviden fiiller kural olarak kötü muamele yasağına aykırılık oluşturur (Ali Rıza Özer ve diğerleri [GK], B. No: 2013/3924, 6/1/2015, § 81).

40. Anayasa Mahkemesinin istikrarlı içtihadına göre maddi ve manevi varlığı koruma hakkı kapsamında devletin sahip olduğu pozitif yükümlülüğün usule ilişkin bir yönü bulunmaktadır. Bu kapsamda özellikle kasıtla işlenen kötü muamele fiillerinin aydınlatılmasını, sorumlularının belirlenmesini ve cezalandırılmasını sağlayabilecek etkili bir soruşturma yürütülmesi gerekir. Bu soruşturmanın temel amacı, kişilerin maddi veya manevi varlığına yönelik saldırıları önleme amacı taşıyan hukukun etkili bir şekilde uygulanmasını sağlamaktır (Cezmi Demir ve diğerleri, § 110).

41. Kasıtlı fiiller bakımından cezai nitelikte olması gereken soruşturmanın etkili kabul edilmesi için soruşturmadan sorumlu görevlilerin olaya karışan kişilerden bağımsız olması, resen harekete geçilmesi, olayı aydınlatabilecek ve sorumluların tespitine yarayabilecek bütün delillerin tespit edilmesi, soruşturma sürecinin kamu denetimine açık ve mağdurların meşru menfaatlerini korumak için gerekli olduğu ölçüde katılımına imkân vermesi, makul bir özen ve süratle yürütülmesi ve son olarak elde edilen tüm bulguların tarafsız ve nesnel bir şekilde değerlendirilmesi gerekir (Cezmi Demir ve diğerleri, §§ 114, 115).

b. İlkelerin Olaya Uygulanması

42. Olay sonrası aynı gün içinde kolluğun başvurucu hakkında adli muayene raporu aldığı, başvurucunun susma hakkını kullanması üzerine Başsavcılıkta ifade verdiği, bu kapsamda şikâyet konusu olaya ilişkin olarak derhâl adli soruşturmanın başlatıldığı görülmektedir.

43. Olay yerini gören kamera kayıtları da vakit geçirilmeksizin kolluk tarafından temin edilmiş ve görüntüler incelenerek tutanak altına alınmıştır (bkz. § 20).

44. Başsavcılık, başvurucu hakkında düzenlenen sağlık raporlarını temin etmiştir.Anılan raporlarda başvurucunun yaralanmasının basit tıbbi müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olduğu tespit edilmiştir.

45. Başvurucu, polis memurları tarafından yakalandıktan sonra yere yatırıldığını ve kendisine ters kelepçe takıldığını, sonrasında kamera açısının dışına çıkarılıp on kadar kolluk görevlisi tarafından darbedildiğini, bu sırada kaşında açılma meydana geldiğini, bu durumun kamera görüntülerinde yer aldığını ileri sürmüştür. Ancak muayene raporlarındaki yaralanma bulgularının başvurucunun darp iddialarını destekler mahiyette olduğunu söylemek mümkün gözükmemektedir. Öte yandan CD İnceleme Tutanağ'ında başvurucunun miting için kurulan platformun arka tarafına polis refakatinde götürüldüğü, platformun arka tarafında bulunan zırhlı aracın birkaç dakika sonra hareket ettiği belirtilmekle birlikte anılan tutanakta başvurucunun iddialarını destekleyen herhangi bir tespit bulunmamaktadır.

46. Olay günü başvurucunun yanında olan arkadaşı A.A.E., başvurucu ile kolluk görevlileri arasında arbede yaşandığını gördüğünü ancak ayrı yerlere götürülmeleri sebebiyle başvurucunun iddia ettiği şekilde yaralandığını görmediğini beyan etmektedir.

47. Nitekim kolluk tarafından tutulan tutanakta da benzer şekilde başvurucunun alkollü olduğu, yakalama sırasında görevlilere direndiği, başvurucuya kademeli olarak güç kullanıldığı ve yakalamanın gerçekleştirildiği ifade edilmiştir.

48. Başsavcılık, kolluğun bu müdahalesini gerekli ve orantılı bulmuş; başvurucunun yaralanması nedeniyle kolluk görevlileri hakkında kovuşturma yapılmamasına karar vermiştir. Başvuru dosyasına yansıdığı kadarıyla Başsavcılığın ulaştığı sonuçtan farklı bir değerlendirme yapılmasını gerektiren bir olgu tespit edilmemiştir. Dolayısıyla Başsavcılığın özen ve süratle hareket edip maddi gerçeğe ulaşma çabası içinde olduğu, elde edilen delillerin nesnel analizi sonucu bir karara vardığı değerlendirilmiştir.

49. Ayrıca başvurucu; her ne kadar etkili soruşturma yapılmadığını ileri sürmekteyse de toplanması gerektiği hâlde Başsavcılıkça toplanmayan belirli, somut bir delilden bahsetmemektedir. Dolayısıyla başvuru konusu olayda, gerektiği hâlde Başsavcılıkça toplanmayan herhangi bir delilin varlığını başvurucu ortaya koyamamıştır.

50. Bu çerçevede Başsavcılıkça yapılan tespitlerde ve elde edilen delillerin hukuki yorumunda Anayasa'nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasında düzenlenen kötü muamele yasağına aykırılık olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

51. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan kötü muamele yasağının ihlal edilmediğine karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

B. Anayasa'nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasında güvence altına alınan kötü muamele yasağının İHLAL EDİLMEDİĞİNE,

C. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA,

D. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 13/4/2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal Olmadığı)
Künye
(Osman Adar [1.B.], B. No: 2018/23198, 13/4/2022, § …)
   
Başvuru Adı OSMAN ADAR
Başvuru No 2018/23198
Başvuru Tarihi 26/7/2018
Karar Tarihi 13/4/2022

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, gözaltı sırasında polis tarafından darbedilme iddiasıyla yapılan şikâyetin kovuşturmaya yer olmadığına dair karar ile sonuçlanması nedeniyle kötü muamele yasağının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Kötü muamele yasağı Yakalama ve/veya gözaltı sırasında güç kullanımı İhlal Olmadığı

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 5237 Türk Ceza Kanunu 86
256
5271 Ceza Muhakemesi Kanunu 160
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi