TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
UMUT ÇAMLIBEL BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2018/24929)
|
|
Karar Tarihi: 25/2/2021
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
Üyeler
|
:
|
Muammer TOPAL
|
|
|
Recai AKYEL
|
|
|
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
|
|
|
Selahaddin MENTEŞ
|
Raportör
|
:
|
Ömer MENCİK
|
Başvurucu
|
:
|
Umut ÇAMLIBEL
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvuru, terör örgütüne üye olma suçundan
mahkûmiyetine karar verilen başvurucunun mahkûmiyetinin hukuka aykırı olması nedeniyle
adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru 27/7/2018 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden
yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik
incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet
Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüş bildirmemiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle
olaylar özetle şöyledir:
7. Başvurucu olay tarihinde terör örgütüne üye olma
suçundan hükümlü olarak Kocaeli 1 No.lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz
Kurumunda (Ceza İnfaz Kurumu) bulunmaktadır.
8. Başvurucu 18/2/2016 tarihinde hükümlü olarak bulunduğu
İnebolu M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumundan Kocaeli 1 No.lu F Tipi Yüksek
Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumuna nakledilmiştir. Başvurucunun Ceza İnfaz Kurumuna
girişi sırasında beraberinde getirdiği eşyalar, ilgili mevzuat hükümleri
çerçevesinde denetlenmiştir. Denetlenen eşyalar içinde yer alan ve kapak
kısmında "Topraksızlar" yazan kitabın kapak kısmının
değiştirildiğinin belirlenmesi üzerine bir inceleme yapılmıştır. Yapılan
incelemede kitabın içinde, PKK terör örgütünün bazı ceza infaz kurumlarındaki
örgütsel işleyişini belirleyen kuralların yer aldığının tespiti üzerine olay
hakkında Kandıra Cumhuriyet Başsavcılığınca bir soruşturma başlatılmıştır.
9. Kandıra Cumhuriyet Başsavcılığı, başvurucu hakkında
terör örgütüne üye olma suçundan kamu davası açılması için Kocaeli
Cumhuriyet Başsavcılığına hitaben fezleke düzenlemiştir. Kocaeli Cumhuriyet
Başsavcılığı ise başvurucu hakkında terör örgütüne üye olma suçunu işlediği
gerekçesiyle 27/9/2016 tarihinde bir iddianame düzenlemiştir. Kocaeli 2. Ağır
Ceza Mahkemesi (Mahkeme) 4/10/2016 tarihinde iddianamenin kabulüne karar vermiş
ve E.2016/386 sayılı dosya üzerinden kovuşturma başlamıştır. Yapılan yargılama
sonunda Mahkeme 22/2/2017 tarihinde, başvurucunun terör örgütüne üye olma
suçundan mahkûmiyetine hükmetmiştir. Mahkemenin anılan suça ilişkin
değerlendirmesi şu şekildedir:
"Kocaeli 1 Nolu F Tipi Yüksek
Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olarak bulunan sanığın olay tarihi olan
18/02/2016 günü anılan kuruma girişi sırasında beraberinde getirdiği kitapların
incelenmesinde 'Topraksızlar' isimli kitabın kapak kısmının değiştirildiğinin
belirlendiği, yapılan aramada kitabın kapakları içerisine dört parça farklı
ebatta arkalı önlü el ile yazılmış, bir parçada yazıcı ile yazdırılmış toplam
beş parça dokümanın tespit edildiği, 13/07/2016 tarihli uzmanlık raporunda; el
yazısı ile yazılan dokümanların sanığın eli mahsulü olduğunun tespit edildiği,
01/04/2016 tarihli doküman inceleme tutanağında; Kandıra 1 ve 2 Nolu F tipi Yüksek
Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu içerisinde PKK/KCK terör örgütü tarafından
terör örgütünün yönteminine bağlı bir şekilde 'Zindan Tüzük ve Yönetmeliği' adı
verilen talimatname ile örgütsel işleyişi belirleyen kurallar çerçevesinde
yazılarak cezaevi içerisinde dolaştırılan talimat, eğitim ve haberleşme notları
olduğunun tespit edildiği böylelikle dosya kapsamı karşısında sanığın suçtan
kurtulma maksatlı olduğu değerlendirilen inkar yönlü savunmalarına itibar
edilmediği, kendi el yazısı ile yazdığı tespit olunan dökümanların içeriğine
göre sanığın yasadışı PKK terör örgütü hiyerarşisi içerisinde faaliyetlerde
bulunduğunun anlaşıldığı ve böylece sanığın üzerine atılı PKK terör örgütü
üyesi olmak suçunu işlediğinin sabit olduğu ve cezalandırılmasının gerektiği
anlaşılmıştır."
10. Mahkûmiyete ilişkin karar istinaf ve temyiz
incelemelerinden geçerek kesinleşmiştir. Başvurucu, nihai karardan 10/7/2018
tarihinde müddetnamenin tebliği ile haberdar olduğunu belirtmiş; 27/7/2018
tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İLGİLİ HUKUK
11. İlgili ulusal ve uluslararası için bkz. Metin
Birdal [GK], B. No: 2014/15440, 22/5/2019, §§ 28-39.
V. İNCELEME VE
GEREKÇE
12. Mahkemenin 25/2/2021 tarihinde yapmış olduğu
toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun
İddiaları
13. Başvurucu; terör örgütüne üye olma suçu dolayısıyla
uzun yıllardan beri ceza infaz kurumunda hükümlü olarak bulunduğunu, cezasını
infaz ederken ilgili kurumca alınan bir kararla nakil işleminin yapıldığını,
nakil sırasında yanında bazı eşyaları ile cezalandırılmasına konu kitabı
getirdiğini belirtmiştir. Bundan başka başvurucu cezalandırılmasına konu
kitabın nakil sırasında başka bir ceza infaz kurumundan getirildiğini,
dışarıdan temin edilmiş bir belge olmadığını, kaldı ki içindeki bilgilerden de
haberdar olmadığını ifade etmiştir. Buna ilave olarak başvurucu, kitap içinde
yer alan birkaç yazının ceza infaz kurumunda hükümlü olarak bulunması dikkate
alınmaksızın cezalandırmaya gerekçe yapılmasının hukuka aykırı olduğunu ileri sürmüştür.
14. Başvurucu ayrıca soruşturmanın derinleştirilmesi
talebinin dikkate alınmadığını, isnat edilen suçun ceza infaz kurumunda
işlenmesinin mümkün olmadığını, iddianamede bir kitap içinden çıkan notlardan
hareketle söz konusu notları ceza infaz kurumundaki örgüt üyelerine
dağıtabileceği gibi soyut bir gerekçeye dayanılarak cezalandırılmasının talep
edildiğini ifade etmiştir. Son olarak başvurucu; yargılama süreçlerinde adil
yargılanma hakkına aykırı birçok uygulama yapıldığını, ceza infaz kurumunda örgüt
hiyerarşisi içinde yer almanın imkânsız olduğunu yargılama aşamasında açıkça
belirttiğini ancak bu ve benzeri taleplerinin dikkate alınmadığını ileri
sürmüştür. Tüm bu nedenlerle başvurucu adil yargılanma ile kişi hürriyeti ve
güvenliği haklarının ihlal edildiğini iddia etmiştir.
B. Değerlendirme
15. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından
yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki
tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013,
§ 16). Başvurucunun iddialarının adil yargılanma hakkı kapsamında incelenmesi
gerektiği değerlendirilmiştir.
16. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasında,
kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel
başvuruda incelenemeyeceği belirtilmiştir. Bu kapsamda ilke olarak mahkemeler
önünde dava konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin
değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile
uyuşmazlıkla ilgili varılan sonucun adil olup olmaması bireysel başvuru konusu
olamaz. Ancak bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlüklere müdahale teşkil
eden, bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik içeren tespit ve sonuçlar bu
kapsamda değildir (Ahmet Sağlam, B. No: 2013/3351, 18/9/2013, § 42).
17. Somut olayda başvurucu genel itibarıyla,
cezalandırılmasının hukuka aykırı olduğunu, anılan suçu ceza infaz kurumunda
işlemesinin mümkün olmadığını ve cezalandırılmasının soyut gerekçelere dayalı
olarak gerçekleştiğini ileri sürmüştür. Başvurucunun söz konusu iddialarının
ilk derece mahkemesi tarafından delillerin değerlendirilmesinde ve
yorumlanmasında isabet olmadığına, esas itibarıyla yargılamanın sonucuna
ilişkin olduğu görülmektedir. Yapılan yargılamada derece mahkemelerinin
kararlarında bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik oluşturan herhangi bir
durum tespit edilmemiştir.
18. Başvurucu tarafından ileri sürülen ihlal iddialarının
yukarıda belirtilen içtihat kapsamında, kanun yolu şikâyeti niteliğinde olduğu
sonucuna varıldığından başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması
nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması
nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
25/2/2021 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.