TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
AYŞE ÇELİK VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2018/25655)
|
|
Karar Tarihi: 13/10/2020
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Kadir ÖZKAYA
|
Üyeler
|
:
|
M. Emin KUZ
|
|
|
Rıdvan GÜLEÇ
|
|
|
Yıldız SEFERİNOĞLU
|
|
|
Basri BAĞCI
|
Raportör
|
:
|
Eren Can BENAKAY
|
Başvurucular
|
:
|
bkz. ekli tablonun C sütunu
|
Başvurucular Vekili
|
:
|
Av. Abdurrahman BAYAR
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvuru, terör olaylarından doğan zararların tazmin
edilmemesine ilişkin idari ve yargısal sürecin makul sürede sonuçlandırılmaması
ve yargılamanın haksız olması nedeniyle adil yargılanma hakkının ve eşitlik
ilkesinin ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvurular muhtelif tarihlerde yapılmıştır.
3. Başvurular, başvuru formu ve eklerinin idari yönden
yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvuruların kabul edilebilirlik
incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Konularının aynı olması nedeniyle ekli tablonun B
sütununda numaraları belirtilen başvuru dosyalarının aynı tablonun (1) numaralı
satırında yer alan 2018/25655 numaralı bireysel başvuru dosyası ile
birleştirilmesine ve incelemenin bu dosya üzerinden yapılmasına karar verilmiştir.
6. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul
edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
7. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet
Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 71.
maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca başvurunun içtihadın oluştuğu alana
ilişkin olduğu değerlendirilerek Bakanlık cevabı beklenmeden incelenmesine
karar verilmiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
8. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle
ilgili olaylar özetle şöyledir:
9. Başvurucuların yargılamaları ekli tablonun D sütununda
belirtilen sürelerde gerçekleşmiştir.
10. Başvurucular
muhtelif tarihlerde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
11. Mahkemenin 13/10/2020 tarihinde yapmış olduğu
toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Adli Yardım Talebi Yönünden
12. Başvurucular, bireysel başvuru harç ve giderlerini
ödeme gücünden yoksun olduklarını belirterek adli yardım talebinde bulunmuştur.
13. Anayasa Mahkemesinin Mehmet Şerif Ay (B. No:
2012/1181, 17/9/2013) kararında belirtilen ilkeler dikkate alınarak geçimini
önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin yargılama giderlerini ödeme gücünden
yoksun olduğu anlaşılan başvurucuların açıkça dayanaktan yoksun olmayan adli yardım
talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.
B. Başvurucuların
İddiaları
14. Başvurucular uzun süren yargılama nedeniyle makul
sürede yargılanma haklarının, haksız bir şekilde davalarının reddedilmeleri
nedeniyle adil yargılanma haklarının ve aynı köyde tazminat alanlar olmasına
rağmen kendilerine ait taleplerin reddedilmesi nedeniyle eşitlik ilkesinin
ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
C. Değerlendirme
15. Anayasa’nın 36. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
"Herkes,
meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı
veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir."
16. Başvurucular, haksız yere davalarının reddedilmesi
nedeniyle adil yargılanma haklarının ve aynı köyde tazminat alanlar olmasına rağmen
kendilerine ait taleplerin reddedilmesi nedeniyle eşitlik ilkesinin ihlal
edildiğini ileri sürmüşse de başvurucuların iddialarının ilk bakışta açıkça
dayanaktan yoksun ve temellendirilmemiş olduğunun anlaşılması nedeniyle anılan
iddialar için ayrıca değerlendirme yapılmasına gerek bulunmadığı sonucuna
ulaşılmıştır.
1. Kabul
Edilebilirlik Yönünden
17. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul
edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı
anlaşılan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın
kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas
Yönünden
18. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara
ilişkin idari yargılamanın süresi tespit edilirken sürenin başlangıç tarihi
olarak davanın ikame edildiği tarih; sürenin sona erdiği tarih olarak -çoğu
zaman icra aşamasını da kapsayacak şekilde- yargılamanın sona erdiği,
yargılaması devam eden davalar yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul sürede
yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin şikâyetle ilgili kararını verdiği
tarih esas alınır (Selahattin Akyıl, B. No: 2012/1198, 7/11/2013, §§ 45,
47).
19. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara
ilişkin idari yargılama süresinin makul olup olmadığı değerlendirilirken
yargılamanın karmaşıklığı ve kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili
makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun yargılamanın süratle
sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar dikkate alınır (Selahattin
Akyıl, § 41).
20. Bu hususlara ek olarak Anayasa Mahkemesi 17/7/2004
tarihli ve 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların
Karşılanması Hakkında Kanun kapsamında yapılan yargılamalarda komisyonların
belli bir dönem içinde geçici olarak olağanüstü iş yükü artışı ile
karşılaşmasından kaynaklanan gecikmelerde kamu otoritelerince zamanında ve
yeterli tedbirlerin alınmış olup olmadığını da gözönünde bulundurmaktadır.
Gerekli tedbirler alınmışsa makul sürenin hesaplanmasında olağan yargılamalara
kıyasla daha esnek bir yaklaşım benimsemektedir (Sabri Çetin, B. No:
2013/3007, 6/2/2014, §§ 60, 72; Mahmut Can Arslan, B. No: 2013/3008,
6/2/2014, §§ 59, 71; Mehmet Gürgen, B. No: 2013/3202, 6/2/2014, §§ 57,
67; Celal Demir, B No: 2013/3309, 6/2/2014, §§ 57, 69).
21. Anılan ilkeler ve Anayasa Mahkemesinin benzer
başvurularda verdiği kararlar dikkate alındığında ekli tablonun D sütununda yer
alan yargılamaya ilişkin sürelerin makul olmadığı sonucuna varmak gerekir.
22. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde
güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar
verilmesi gerekir.
3. 6216 Sayılı
Kanun'un 50. Maddesi Yönünden
23. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50. maddesinin ilgili kısmı
şöyledir:
“(1) Esas inceleme sonunda,
başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal
kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için
yapılması gerekenlere hükmedilir…
(2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme
kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden
yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama
yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata
hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir.
Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal
kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse
dosya üzerinden karar verir.”
24. Başvurucular, ihlalin tespitiyle tazminata karar
verilmesi talebinde bulunmuştur.
25. Somut olayda makul sürede yargılanma hakkının ihlal
edildiği sonucuna varılmıştır.
26. İhlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararı
karşılığında başvuruculara ekli tablonun E sütunda belirtilen tutarlarda manevi
tazminatın ayrı ayrı ödenmesine karar verilmesi gerekir.
27. Aynı avukat tarafından temsil edilen başvuruculara
3.000 TL vekâlet ücretinin müştereken ödenmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,
B. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine
ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
C. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul
sürede yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
D. Başvuruculara ekli tablonun E sütunda belirtilen
tutarlarda tazminatın AYRI AYRI ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin
REDDİNE,
E. 3.000 TL vekâlet ücretinin başvuruculara MÜŞTEREKEN
ÖDENMESİNE,
F. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucunun
Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde
yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten
ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
G. Kararın bir örneğinin bilgi için ekli tablonun D
sütununda belirtilen mahkemelere GÖNDERİLMESİNE,
H. Kararın bir örneğinin bilgi için ekli tablonun D
sütununda belirtilen Danıştay Dairesine GÖNDERİLMESİNE,
I. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına
GÖNDERİLMESİNE 13/10/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.