TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
ALİ GÜRBÜZ VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2018/25705)
|
|
Karar Tarihi: 4/11/2020
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
Üyeler
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
|
|
Hicabi DURSUN
|
|
|
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
|
|
|
Selahaddin MENTEŞ
|
Raportör
|
:
|
Tuğba TUNA IŞIK
|
Başvurucular
|
:
|
Ali GÜRBÜZ ve diğerleri
(bkz. ekli tablo)
|
Başvurucular Vekili
|
:
|
bkz. ekli tablonun F
sütunu
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvuru, yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle makul
sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Ekli tabloda sıralanan başvurulara ait başvuru formu
ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra başvurular
Komisyonlara sunulmuştur.
3. Komisyonca başvuruların kabul edilebilirlik
incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
4. Konularının aynı olması nedeniyle ekli tablonun B
sütununda numaraları belirtilen başvuru dosyalarının aynı tablonun (1) numaralı
satırında yer alan 2018/25705 numaralı bireysel başvuru dosyası ile
birleştirilmesine ve incelemenin bu dosya üzerinden yapılmasına karar
verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvuruların kabul
edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet
Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 71.
maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca başvurunun içtihadın oluştuğu alana
ilişkin olduğu değerlendirilerek Bakanlık cevabı beklenmeden incelenmesine
karar verilmiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle
ilgili olaylar özetle şöyledir:
8. Başvurucular, haklarındaki yargılamaların uzun sürmesi
nedeniyle makul sürede yargılanma haklarının ihlal edildiği iddiasıyla farklı
tarihlerde Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
9. Mahkemenin 4/11/2020 tarihinde yapmış olduğu
toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Adli Yardım
Talebi Yönünden
10. Başvuruculardan Mehmet İrşad Türkel (B. No:
2018/36310) ve Süleyman Çiftsüren (2018/36983) bireysel başvuru harç ve
masraflarını karşılama imkânının bulunmadığını belirterek adli yardım talebinde
bulunmuştur.
11. Anayasa Mahkemesinin Mehmet Şerif Ay (B. No:
2012/1181, 17/9/2013) kararında belirtilen ilkeler dikkate alınarak geçimini
önemli ölçüde güçleştirmeksizin yargılama giderlerini ödeme gücünden yoksun
olduğu anlaşılan başvurucular Mehmet İrşad Türkel ve Süleyman Çiftsüren'in
açıkça dayanaktan yoksun olmayan adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi
gerekir.
B. Makul Sürede
Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucuların
İddiaları
12. Başvurucular; bireysel başvuru konusu yargılamaların
uzun sürmesi nedeniyle makul sürede yargılanma haklarının ihlal edildiğini
ileri sürmüş, ihlalin ortadan kaldırılması ve tazminat taleplerinde
bulunmuştur.
2. Değerlendirme
13. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından
yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki
tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013,
§ 16). Başvurucuların iddialarının bir bütün olarak Anayasa'nın 36. maddesinde
güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkı kapsamında incelenmesi
gerektiği değerlendirilmiştir.
14. Bir kısım başvurucular, mahkemenin hatalı yorumla
hukuka aykırı karar vermesi sonucu mülkiyet haklarının ihlal edildiğini ileri
sürmüş ise de söz konusu iddiaların ilk bakışta açıkça dayanaktan yoksun
olduğunun anlaşılması nedeniyle anılan iddialar için ayrıca değerlendirme
yapılmasına gerek bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
a. Kabul
Edilebilirlik Yönünden
15. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul
edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı
anlaşılan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın
kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
b. Esas
Yönünden
16. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara
ilişkin yargılamanın süresi tespit edilirken sürenin başlangıç tarihi olarak
davanın ikame edildiği tarih; sürenin sona erdiği tarih olarak -çoğu zaman icra
aşamasını da kapsayacak şekilde- yargılamanın sona erdiği tarih, yargılaması
devam eden davalar yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul sürede yargılanma
hakkının ihlal edildiğine ilişkin şikâyetle ilgili kararını verdiği tarih esas
alınır (Güher Ergun ve diğerleri, B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 50-52).
17. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara
ilişkin yargılama süresinin makul olup olmadığı değerlendirilirken yargılamanın
karmaşıklığı ve kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama
sürecindeki tutumu ve başvurucunun yargılamanın süratle sonuçlandırılmasındaki
menfaatinin niteliği gibi hususlar dikkate alınır (Güher Ergun ve diğerleri,
§§ 41-45).
18. İşe iade davalarında yargılamanın uzaması her iki
taraf için de hukuki belirsizliğin devamına sebep olduğundan bu davaların
ivedilikle sonuçlandırılması ayrı bir öneme sahiptir. Bu durum iş sözleşmesi
feshedilen fakat bir an önce eski işine dönme beklentisi taşıyan ve bu yüzden
yeni bir işe başlamakta tereddüt eden işçi açısından önemli olduğu gibi,
sözleşmesini feshettiği işçi yerine yeni bir işçi istihdam ederek iş
organizasyonunu tamamlamak isteyen işveren açısından da önemlidir. Dolayısıyla
iş sözleşmesinin feshine ilişkin uyuşmazlıkların kısa sürede sonuçlandırılması
hem çalışanın hem de işverenin yararınadır (Nesrin Kılıç, B. No:
2013/772, 7/11/2013, § 60).
19. 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanunu’nun 20.
maddesindeki sürelerin düzenleyici nitelikte süreler olduğu, yapılması gereken
duruşmalar ve duruşma aralıkları, bilirkişi raporlarının beklenmesi, şahitlerin
dinlenmesiyle tebligat işlemleri gözönünde bulundurulduğunda bu sürelerin
aşılabileceği görülmektedir. Bu nedenle öngörülen süreyi aşan her yargılamanın
süresinin makul olmadığı ve adil yargılanma hakkını ihlal ettiği söylenemez.
Bununla birlikte işe iade davalarının başvurucu açısından taşıdığı değer ile
davanın kısa sürede bitirilmesindeki başvurucunun kişisel yararı gözönüne
alındığında bu davaların süre yönünden diğer davalarla aynı nitelikte olduğu da
söylenemez (Nesrin Kılıç, § 67).
20. Anılan ilkeler ve Anayasa Mahkemesinin benzer
başvurularda verdiği kararlar dikkate alındığında ekli tablonun (G) sütununda
belirtilen 4 yıl 7 ay ila 39 yıl 6 ayı bulan yargılama sürelerinin makul
olmadığı sonucuna varmak gerekir.
21. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde
güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar
verilmesi gerekir.
C. 6216 Sayılı
Kanun'un 50. Maddesi Yönünden
22. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50. maddesinin ilgili kısmı
şöyledir:
“(1) Esas inceleme sonunda,
başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal
kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için
yapılması gerekenlere hükmedilir…
(2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme
kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden
yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama
yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata
hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir.
Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal
kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse
dosya üzerinden karar verir.”
23. Başvurucular, ihlalin tespiti ile maddi ve manevi
tazminata karar verilmesi talebinde bulunmuştur.
24. Somut olayda makul sürede yargılanma hakkının ihlal
edildiği sonucuna varılmıştır.
25. İhlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi
zararları karşılığında başvuruya konu her bir davanın özel koşulları dikkate
alınarak hesaplanan ekli tablonun H sütununda belirtilen net tutarlarda manevi
tazminatın başvuruculara ödenmesine karar verilmesi gerekir.
26. Anayasa Mahkemesinin maddi tazminata hükmedebilmesi
için başvurucuların uğradıklarını iddia ettikleri maddi zarar ile tespit edilen
ihlal arasında illiyet bağı bulunmalıdır. Talepte bulunan başvurucuların bu
konuda herhangi bir belge sunmamış olması nedeniyle maddi tazminat taleplerinin
reddine karar verilmesi gerekir.
27. Dosyadaki belgelerden tespit edilen başvuru
harçlarının ekli tabloda belirtilen başvuruculara ödenmesine, Avukat Aydın
Erdoğan tarafından temsil edilen başvuruculara 3.000 TL vekâlet ücretinin
müştereken, Avukat Abuzer Faruk Nacar tarafından temsil edilen başvuruculara
3.000 TL vekâlet ücretinin müştereken, Avukat Faruk Doğan tarafından temsil
edilen başvuruculara 3.000 TL vekâlet ücretinin müştereken, Avukat Yılmaz Fidan
tarafından temsil edilen başvuruculara 3.000 TL vekâlet ücretinin müştereken,
avukatla temsil edilen diğer başvuruculara 3.000 TL vekâlet ücretinin ayrı ayrı
ödenmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Mehmet İrşad Türkel ve Süleyman Çiftsüren'in adli
yardım talebinin KABULÜNE,
B. 1. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine
ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
2. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul
sürede yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Başvuruculara ekli tabloda belirtilen tutarlarda
manevi tazminat ÖDENMESİNE, talepte bulunan başvurucuların maddi tazminat
taleplerinin REDDİNE,
D. Ekli tabloda belirtilen başvuru harçlarının
başvuruculara ÖDENMESİNE, Avukat Aydın Erdoğan tarafından temsil edilen
başvuruculara 3.000 TL vekâlet ücretinin MÜŞTEREKEN, Avukat Abuzer Faruk Nacar
tarafından temsil edilen başvuruculara 3.000 TL vekâlet ücretinin MÜŞTEREKEN,
Avukat Faruk Doğan tarafından temsil edilen başvuruculara 3.000 TL vekâlet
ücretinin MÜŞTEREKEN, Avukat Yılmaz Fidan tarafından temsil edilen
başvuruculara 3.000 TL vekâlet ücretinin MÜŞTEREKEN, avukatla temsil edilen
diğer başvuruculara 3.000 TL vekâlet ücretinin AYRI AYRI ÖDENMESİNE,
E. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucuların
Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihlerinden itibaren dört ay içinde
yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten
ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
F. Kararın bir örneğinin bilgi için Ekli listenin D
sütunundaki ilgili mahkemelere GÖNDERİLMESİNE,
G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına
GÖNDERİLMESİNE 4/11/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.