TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
HATİCENUR UYSAL BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2018/27866)
|
|
Karar Tarihi: 20/10/2020
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
Üyeler
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
|
|
Hicabi DURSUN
|
|
|
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
|
|
|
Selahaddin MENTEŞ
|
Raportör
|
:
|
Mehmet AKTEPE
|
Başvurucu
|
:
|
Haticenur UYSAL
|
Vekili
|
:
|
Av. Erdoğan TİRYAKİ
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvuru; usule ilişkin imkânlar bakımından zayıf
duruma düşürülme nedeniyle silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama
ilkelerinin, yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle de makul sürede yargılanma
hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru 10/9/2018 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden
yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik
incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul
edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet
Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüş bildirmemiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle
ilgili olaylar özetle şöyledir:
8. Elmalı Cumhuriyet Başsavcılığının 26/5/2008 tarihli
iddianamesi ile çocuğun cinsel istismarı ve çocuğu müstehcen yayınları okumaya
ve seyretmeye teşvik suçlarından başvurucu hakkında kamu davası açılmıştır.
9. Elmalı Ağır Ceza Mahkemesinin (Mahkeme) 7/5/2013
tarihli kararıyla başvurucunun iki ayrı mağdura karşı eylemleri nedeniyle
çocuğun cinsel istismarı suçundan iki kez 8 yıl 4 ay hapis, çocuğa müstehcen
görüntü içeren ürünlerin içeriğini gösterme/dinletme suçundan iki kez 8 ay 10
gün hapis cezası ile 1.660 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına,
müstehcen görüntü ürünü üretme işinde çocuk olan küçük mağdurları kullanma suçu
yönünden ise beraatine karar verilmiştir.
10. Temyiz üzerine Yargıtay, başvurucu yönünden 11/1/2016
tarihinde bozma kararı vermiştir.
11. Bozma sonrası yapılan yargılama sonucu Mahkemenin
11/10/2016 tarihli kararıyla başvurucunun iki ayrı mağdura karşı eylemleri
nedeniyle çocuğun basit cinsel istismarı suçundan iki kez 5 yıl 6 ay 20 gün hapis
cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş, çocuğu müstehcen yayınları
okumaya ve seyretmeye teşvik suçu yönünden ise suçu işlediği sabit olmadığından
beraatine karar verilmiştir.
12. Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 21/6/2018 tarihli
kararıyla başvurucu hakkındaki hüküm onanmıştır.
13. Yargıtay ilamına ilişkin Ulusal Yargı Ağı Bilişim
Sistemi (UYAP) kayıtlarında yapılan incelemede başvurucunun ilgili Yargıtay
kararını 2/8/2018 günü saat 16.47.26’da açarak okuduğu tespit edilmiştir.
14. Dosyadaki belgelerden 1/7/2018 tarihinde başvurucunun
doğum yaptığı, sonrasında eşinin 7/8/2018 tarihinde Elmalı Cumhuriyet
Başsavcılığına dilekçe ile başvurarak başvurucu hakkında cezanın infazının
ertelenmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
15. Bahse konu talep üzerine Elmalı Cumhuriyet
Başsavcılığı doğum nedeniyle infazın ertelenmesine 7/8/2018 tarihinde karar
vermiştir.
16. Başvurucunun UYAP'ta kayıtlı 25/12/2018 tarihli
Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi (CİMER) başvurusunda kullandığı "...temmuzda
doğum yaptım, Elmalı ağır ceza savcısı bana altı ay süt izni verdi, beni
28/12/2018 cuma günü tutuklayacaklar..." ifadesinden infazın
ertelenmesiyle ilgili olarak eşinin yaptığı başvurudan ve hakkında verilen
infazın ertelenmesi kararından haberdar olduğu anlaşılmaktadır.
17. Başvurucu, nihai kararı 10/9/2018 tarihinde tebellüğ
ettiğini beyan etmiştir.
18. Başvurucu 10/9/2018 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
19. Mahkemenin 20/10/2020 tarihinde yapmış olduğu
toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun
İddiaları
20. Başvurucu; kendisinin ceza sorumluluğunun tespiti
açısından Mahkemece yaş tespiti yapılmadan karar verildiğini, delillerin hatalı
ve eksik değerlendirilmesi sonucu çelişkili raporlara itibar edilerek haksız ve
hakkaniyete aykırı mahkûmiyet kararı verildiğini, yargılamanın makul sürede
sonuçlandırılmadığını ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
21. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un "Bireysel başvuru
usulü" kenar başlıklı 47. maddesinin (5) numaralı fıkrası şöyledir:
"Bireysel
başvurunun, başvuru yollarının tüketildiği tarihten; başvuru yolu
öngörülmemişse ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması
gerekir. Haklı bir mazereti nedeniyle süresi içinde başvuramayan/ar, mazeretin
kalktığı tarihten itibaren onbeş gün içinde ve mazeretlerini belgeleyen
delillerle birlikte başvurabilirler ...
"
22. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün (İçtüzük) "Başvuru
süresi ve mazeret" kenar başlıklı 64. maddesinin (1) numaralı fıkrası
şöyledir:
"Bireysel
başvurunun, başvuru yollarının tüketildiği tarihten, başvuru yolu
öngörülmemişse ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması
gerekir."
23. Bireysel başvurunun ön şartlarından biri de otuz
günlük süre kuralıdır. Sürenin başvurunun her aşamasında dikkate alınması
gerekir (Deniz Baykal, B. No: 2013/7521, 4/12/2013, § 32).
24. Bireysel başvurunun süre koşuluna bağlanmasıyla
hukuki istikrarın sağlanması hedeflenmektedir. Dolayısıyla anayasal bir hak
arama yolu olan bireysel başvurunun yapılması için belli sürelerin öngörülmesi
hukuki istikrar ilkesinin bir gereğidir ve bu süre -bireysel başvuru
yapılmasını imkânsız kılacak ölçüde kısa olmadıkça- bireysel başvuru hakkına
aykırılık oluşturmaz (kısmi değişikliklerle birlikte bkz. Remzi Durmaz,
B. No: 2013/1718, 2/10/2013, § 27).
25. Bireysel başvuruların 6216 sayılı Kanun'un 47.
maddesinin (5) numaralı fıkrası ile İçtüzük'ün 64. maddesinin (1) numaralı
fıkrası uyarınca başvuru yollarının tüketildiği tarihten, başvuru yolu
öngörülmemiş ise ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde
yapılması gerekmektedir. Anılan düzenlemelerde başvuru yolu öngörülen
durumlarda bireysel başvuru süresinin başlangıcına ilişkin olarak başvuru yollarının
tüketildiği tarihten söz edilmekte ise de haberdar olunmayan bir hususta
başvuru yapılamayacağı dikkate alınarak bu ibarenin nihai kararın
gerekçesinin öğrenildiği tarih olarak anlaşılması gerekir (A. C. ve
diğerleri [GK], B. No: 2013/1827, 25/2/2016, § 25).
26. Bireysel başvuru süresinin işlemeye başlaması
yönünden nihai kararın gerekçesinin tebliği, öğrenme şekillerinden biridir (Mehmet
Ali Kurtuldu, B. No: 2013/5504, 28/5/2014, § 27). Ancak öğrenme, gerekçeli
kararın tebliği ile sınırlı olarak gerçekleşmez; başka şekillerde de öğrenme
söz konusu olabilir. Başvurucunun nihai kararın gerekçesini dava dosyasını
incelemek suretiyle öğrenmesi mümkündür. Bu doğrultuda dosyadan suret
alınması gibi hâllerde başvurucunun gerekçeli kararı öğrendiği kabul
edilebilir. Başvurucunun nihai kararın gerekçesini öğrendiğini beyan ettiği
tarih de bireysel başvuru süresinin başlangıcı olarak ele alınabilir (İlyas
Türedi, B. No: 2013/1267, 13/6/2013, §§ 21, 22).
27. Diğer yandan somut olayın koşullarında başvurucunun
nihai karardan daha erken bir tarihte haberdar olması gerektiğinin
değerlendirilmesi durumunda Anayasa Mahkemesi, başvuru süresinin başlangıcı
için bu tarihi de esas alabilir (Ögeday Akın, B. No: 2014/2345,
10/6/2015, § 38).
28. Bu bağlamda Anayasa Mahkemesi, henüz avukatına tebliğ
edilmemiş olmakla birlikte nihai karar olan gerekçeli Yargıtay ilamının ilk
derece mahkemesine ulaştığı, başvurucunun avukatının ise bireysel başvuru
formunda bu karardan haberdar olduklarını belirttiği tarihten daha önce ilk
derece mahkemesine söz konusu ilamın tebliğe çıkarılması için kendisinin birden
fazla talepte bulunduğunun anlaşıldığı bir bireysel başvuruda başvuru süresinin
avukatın ilk yazılı talep tarihinden itibaren işlemeye başladığını kabul
etmiştir. Anılan kararda Anayasa Mahkemesi, gerekçeli nihai kararın ilk derece
mahkemesine ulaştığından başvurucunun haberdar olduğu ve bu durumda UYAP Avukat
Bilgi Sistemi'ni kullandığı görülen başvurucu vekilinin nihai karar sonucunu ve
gerekçesini kesin olarak öğrenme olanağına sahip bulunduğu konusunda şüphe
olmadığını ifade etmiştir (Suat Bircan [GK], B. No: 2014/16800,
1/12/2016, §§ 25-27).
29. UYAP, kullanıcıların kendilerini ilgilendiren bilgi
ve belgelere ihtiyaç duymaları hâlinde hızlı ve kolay şekilde bu belgelere ulaşabilmelerini
sağlamaktadır. Her türlü bilgi ve belge alışverişi de UYAP üzerinden elektronik
ortamda ve anlık denebilecek kısa sürelerde gerçekleştirilebilmektedir.
30. UYAP kapsamında vatandaşların yargıya daha hızlı
erişmeleri, yargı hizmetlerinden en iyi şekilde yararlanmaları hedefiyle
Bakanlık tarafından Vatandaş Portal Bilgi Sistemi geliştirilmiştir. Bu
sistemin kullanılması ile vatandaşlar ülke genelindeki tüm adli ve idari yargı
birimleri ile icra dairelerinde tarafı oldukları dava ve takiplere internet
üzerinden erişebilmektedirler. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlık numarası bulunan
kimseler UYAP Vatandaş Portal Bilgi Sistemi'ni kullanabilmektedir. Bu sisteme
e-devlet veya kendisine özgü internet adresi üzerinden e-devlet şifresiyle,
mobil imza ya da elektronik imza ile erişim sağlanmaktadır.
31. Sisteme Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlık numarası ve
kişiye özgü belirlenen e-devlet şifresi ile giriş yapanlar UYAP kapsamında adli
ve idari yargı birimlerinde görülmekte olan dava dosyalarını ve evrakların
içeriğini görebilmektedir. Sağlanan bu hizmetin sonucu olarak vatandaşlar nihai
kararın gerekçesine erişmenin mümkün hâle geldiği durumlarda bu sistemi
kullanmak suretiyle nihai kararın gerekçesini kesin olarak öğrenme imkânını da
elde etmektedirler.
32. Tüm bu işlemler yapılırken bilgi ve belgelerin son
hâli, değişmez ve güvenli bir şekilde veri tabanında saklanmakta ve belgeler
üzerinde yapılan işlemler UYAP evrak işlem kütüğünde kayıt altına alınmaktadır.
Evrak işlem kütüğü, evrak üzerinde yapılan işlemleri (doküman oluşturma,
düzenleme, imzalama, açma, okuma ve yazdırma gibi) kayıt altına almaktadır.
Kayıt altına alınan evrak üzerindeki işlemleri yapan şahsın adı ve soyadı,
sıfatı, birimi, yapılan işlemin niteliği, tarih ve saati sistemde saklanmaktadır
(Hüseyin Aşkan, B. No: 2017/15649, 21/7/2020 § 28).
33. Yargılama sürecinde nihai karar olan Yargıtay ilamına
ilişkin UYAP evrak işlem kütüğü üzerinde yapılan incelemede de ilgili kararın
başvurucu tarafından 2/8/2018 günü saat 16.47.26’da açıldığı tespit edilmiş ve
buna ilişkin ekran çıktısı alınarak dosyaya konulmuştur. Dolayısıyla bu işlemi
yapan ilgililerin nihai kararın sonucunu öğrendikleri söylenebilir. Bu durumda
ise bireysel başvuru süresinin sonucun öğrenildiği bu tarihten itibaren başlatılması
gerekir.
34. Somut olayda başvurucunun Yargıtay ilamını UYAP
üzerinden okuduğu 2/8/2018 tarihinde bireysel başvuruya ilişkin nihai karardan
haberdar olduğu ve bu doğrultuda bireysel başvuru süresinin 2/8/2018 tarihinden
itibaren işlemeye başladığı kabul edilmelidir. Nitekim ilgili usul kuralları
uyarınca sürenin münhasıran tebliğden itibaren işlemeye başlayacağının kabul
edildiği uygulamaların aksine bireysel başvuru yolunda başvuru süresi, ihlalin
öğrenilmesi esasına bağlanmıştır (Hüseyin Aşkan, § 30).
35. Dosya kapsamında nihai kararın 2/8/2018 tarihinde
başvurucu tarafından öğrenildiği tespit edilmiştir. Kaldı ki başvurucu, yaptığı
doğum sonrasında hakkında kesinleşen cezanın bir süre infaz edilmemesi için
kendi bilgisi ve rızası doğrultusunda eşi aracılığıyla 7/8/2018 tarihinde
infazın ertelenmesi talebinde bulunmuştur. Buna ilişkin bilgisi ve rızası
yukarıda zikredilen CİMER başvurusundan da ayrıca anlaşılmaktadır (bkz. § 16).
Dolayısıyla gerekçeli nihai kararın ilk derece mahkemesine ulaştığından
başvurucunun 7/8/2018 tarihinde haberdar olduğu, nihai karar sonucunu ve
gerekçesini kesin olarak öğrenme olanağına sahip bulunduğu konusunda şüphe
yoktur. Bu durumda dahi başvurunun otuz günlük bireysel başvuru süresinden
sonra yapıldığı açıktır.
36. Sonuç olarak bireysel başvuru konusu yargılama
sürecine ilişkin nihai karardan 2/8/2018 tarihinde haberdar olduğu (en geç
7/8/2018 tarihinde) anlaşılan başvurucunun otuz günlük bireysel başvurusu
süresinden sonra 10/9/2018 tarihinde gerçekleştirdiği bireysel başvurusunun süre
aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun süre aşımı nedeniyle KABUL EDİLEMEZ
OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde
BIRAKILMASINA 20/10/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.