TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
FATİH DURLANIK BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2018/27900)
|
|
Karar Tarihi: 10/12/2019
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
Üyeler
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
|
|
Hicabi DURSUN
|
|
|
Kadir ÖZKAYA
|
|
|
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
|
Raportör
|
:
|
Zehra GAYRETLİ
|
Başvurucu
|
:
|
Fatih DURLANIK
|
Vekili
|
:
|
Av. Hicran İLHAN
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, işe iade davasında uzun süren yargılama nedeniyle
makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 3/9/2018 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 71. maddesinin (2)
numaralı fıkrası uyarınca başvurunun içtihadın oluştuğu alana ilişkin olduğu
değerlendirilerek Bakanlık cevabı beklenmeden incelenmesine karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
8. Özel bir işletmede işçi olarak çalışmakta iken 1/1/2015
tarihinde başvurucunun iş sözleşmesi feshedilmiştir.
9. Başvurucu, iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini
ileri sürerek işe iadesine ve tazminata karar verilmesi talebiyle 16/1/2015
tarihinde işe iade davası açmıştır.
10. Ankara 15. İş Mahkemesinin 8/11/2017 tarihli kararı ile dava
kabul edilerek başvurucunun işe iadesine karar verilmiştir.
11. Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 2/7/2018 tarihli kararı ile
hüküm onanmıştır.
12. Nihai karar 2/8/2018 tarihinde başvurucuya tebliğ
edilmiştir.
13. Başvurucu 3/9/2018 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
14. Mahkemenin 10/12/2019 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Makul Sürede Yargılanma Hakkının İhlal
Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucunun İddiaları
15. Başvurucu, yargılamanın uzaması nedeniyle makul sürede
yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüş; işe iade davası kabul
edilmiş ise de uzun süren yargılama nedeniyle 24/12/2017 tarihli ve 30280
sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 696 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı
Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK)
kapsamındaki taşeron kadro düzenlemesinden yararlanamadığını belirterek çalışma
hakkının ve eşitlik ilkesinin ihlal edildiğini iddia etmiştir.
2. Değerlendirme
a. Kabul Edilebilirlik
Yönünden
16. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine
karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan makul
sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir
olduğuna karar verilmesi gerekir.
b. Esas Yönünden
17. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin
yargılamanın süresi tespit edilirken sürenin başlangıç tarihi olarak davanın
ikame edildiği tarih; sürenin sona erdiği tarih olarak -çoğu zaman icra
aşamasını da kapsayacak şekilde- yargılamanın sona erdiği tarih, yargılaması
devam eden davalar yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul sürede yargılanma
hakkının ihlal edildiğine ilişkin şikâyetle ilgili kararını verdiği tarih esas
alınır (Güher Ergun ve diğerleri, B.
No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 50-52).
18. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin
yargılama süresinin makul olup olmadığı değerlendirilirken yargılamanın
karmaşıklığı ve kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama
sürecindeki tutumu ve başvurucunun yargılamanın süratle sonuçlandırılmasındaki
menfaatinin niteliği gibi hususlar dikkate alınır (Güher Ergun ve diğerleri, §§ 41-45).
19. Anılan ilkeler ve Anayasa Mahkemesinin benzer başvurularda
verdiği kararlar dikkate alındığında 3 yıl 5 aylık yargılama süresinin makul
olmadığı sonucuna varmak gerekir.
20. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence
altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi
gerekir.
B. Çalışma Hakkının İhlal
Edildiğine İlişkin İddia
21. Başvurucu, işe iade davası kabul edilmiş ise de uzun süren
yargılama nedeniyle 696 sayılı KHK kapsamındaki taşeron kadro düzenlemesinden
yararlanamadığını belirterek çalışma hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir.
22. Anayasa’nın 148. maddesinin üçüncü fıkrası ile 30/3/2011
tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri
Hakkında Kanun'un 45. maddesinin (1) numaralı fıkrasına göre bireysel
başvurunun incelenebilmesi için kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddia
edilen hakkın Anayasa’da güvence altına alınmış olmasının yanı sıra Avrupa
İnsan Hakları Sözleşmesi (Sözleşme) ve Türkiye’nin taraf olduğu Sözleşme'ye ek
protokoller kapsamına da girmesi gerekir. Anayasa ve Sözleşme’nin ortak koruma
alanı dışında kalan hak ihlali iddiasını içeren başvurular bireysel başvurunun
kapsamında değildir (Onurhan Solmaz,
B. No: 2012/1049, 26/3/2013, § 18).
23. Bireyin dilediği alanda çalışma özgürlüğü ve çalışma hakkı
Anayasa’nın 48. ve 49. maddelerinde güvence altına alınmış olmakla birlikte
Sözleşme’de düzenlenen haklardan değildir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de
kamu hizmetine girme ya da dilediği kamu görevinde çalışma hakkının Sözleşme’de
ya da protokollerinde korunan bir hak olmadığını açıkça ifade etmektedir (Serkan ACAR, B. No: 2013/1613, 2/10/2013,
§ 24).
24. Buna göre başvurucunun başvuru dilekçesinde ifade ettiği
şekliyle ihlal edildiğini ileri sürdüğü bireyin dilediği alanda çalışma
özgürlüğü ve çalışma hakkı, Anayasa ve Sözleşme ile Türkiye’nin taraf olduğu ek
protokollerin ortak koruma alanına girmediğinden başvurucunun bu iddiasının
konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi
gerekir.
C. 6216 Sayılı Kanun'un
50. Maddesi Yönünden
25. 6216 sayılı Kanun’un 50. maddesinin (1) numaralı fıkrasının
ilgili kısmı ve (2) numaralı fıkrası şöyledir:
“(1) Esas inceleme sonunda, başvurucunun
hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı
verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması
gerekenlere hükmedilir…
(2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından
kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama
yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında
hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya
genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama
yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı
ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar
verir.”
26. Başvurucu, ihlalin tespiti ile maddi ve manevi tazminat
talebinde bulunmuştur.
27. Somut olayda makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği
sonucuna varılmıştır.
28. İhlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları
karşılığında net 5.980 TL tutarında manevi tazminatın başvurucuya ödenmesine
karar verilmesi gerekir.
29. Anayasa Mahkemesinin maddi tazminata hükmedebilmesi için
başvurucuların uğradıklarını iddia ettikleri maddi zarar ile tespit edilen
ihlal arasında illiyet bağı bulunmalıdır. Talepte bulunan başvurucunun bu
konuda herhangi bir belge sunmamış olması nedeniyle maddi tazminat talebinin
reddine karar verilmesi gerekir.
30. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 294,70 TL harçtan ve
2.475 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.769,70 TL yargılama giderinin
başvurucuya ödenmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A.1. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin
iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
2. Çalışma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın konu bakımından yetkisizlik nedeniyle
KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede
yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Başvurucuya net 5.980 TL tutarında manevi tazminat
ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,
D. 294,70 TL harçtan ve 2.475 TL vekâlet ücretinden oluşan
toplam 2.769,70 TL yargılama giderinin BAŞVURUCUYA ÖDENMESİNE,
E. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve
Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına,
ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine
kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
F. Kararın bir örneğinin bilgi için Ankara 15. İş Mahkemesine
(E.2016/369, K.2017/256) GÖNDERİLMESİNE,
G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE
10/12/2019 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.