logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Türkan Demirci [2.B.], B. No: 2018/28686, 13/10/2020, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

TÜRKAN DEMİRCİ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2018/28686)

 

Karar Tarihi: 13/10/2020

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Kadir ÖZKAYA

Üyeler

:

M. Emin KUZ

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Yıldız SEFERİNOĞLU

 

 

Basri BAĞCI

Raportör

:

Eren Can BENAKAY

Başvurucu

:

Türkan DEMİRCİ

Vekili

:

Av. Veysel MALKOÇ

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru; kadastro tespitine itiraz davasının makul sürede sonuçlanmaması nedeniyle makul sürede yargılanma hakkının, haksız ve hukuka aykırı karar verilmesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 3/9/2018 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 71. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca başvurunun içtihadın oluştuğu alana ilişkin olduğu değerlendirilerek Bakanlık cevabı beklenmeden incelenmesine karar verilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:

8. Başvurucunun annesi R.B. dava konusu taşınmazlardaki hissesinin sahte bir şekilde kardeşi A.Ç.ye tapuda devrinin gerçekleştirildiği iddiasıyla 20/6/2002 tarihinde tapu iptali ve tescili davası açmıştır. Yargılama sırasında taşınmazların bulunduğu Trabzon'un Sürmene İlçesi Yokuşbaşı köyünde yapılan kadastro çalışmaları nedeniyle Sürmene Asliye Hukuk Mahkemesi 2004 yılında görevsizlik kararı vermiş ve dava dosyası Sürmene Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır.

9. Kadastro çalışmaları sonucu Yokuşbaşı köyü 121 ada 20 ve 21, 125 ada 4, 133 ada 1, 137 ada 8, 138 ada 7 ve 158 ada 11 parsel numaralarını alan dava konusu taşınmazlar yönünden Sürmene Kadastro Mahkemesinde görülen kadastro tespitine itiraz davasının yapılan yargılama sırasında anılan mahkemenin kapatılması üzerine bu defa dava dosyası Of Kadastro Mahkemesine (Mahkeme) devredilmiştir.

10. Başvurucunun annesi R.B.nin 4/1/2013 tarihinde vefat etmesi sonrasındabaşvurucu ile kardeşleri Z.Ö. ve A.D.nin davacı sıfatıyla davaya devam ettikleri anlaşılmaktadır.

11. Mahkemenin 16/1/2015 tarihli kararı ile davanın reddine karar verilmiştir. Karar gerekçesinde satışın tapu memuru önünde resmî şekilde yapılmış olduğu ve resmî belgelerin sahteliğinin ancak resmî bir belge ile ispatlanabileceği ifade edilmiştir. Davacıların buna ilişkin bir belge sunmadığı vurgulanmıştır. Öte yandan sahtelik iddiasına ilişkin olarak Savcılığa şikâyette bulunulmadığı belirtilmiştir.

12. Davacı taraf (başvurucu) 13/2/2015 tarihinde kararı temyiz etmiştir. Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 29/5/2018 tarihli kararı ile dava konusu 125 ada 4 parsel ile 133 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği gerekçesiyle hükmün bozulmasına, dava konusu diğer parseller yönünden hükmün onanmasına karar verilmiştir.

13. Bozma kararı doğrultusunda Mahkeme 29/1/2020 tarihli kararında 125 ada 4 parsel ile 133 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar yönünden de ilk kararındaki aynı gerekçeyle davanın reddine karar vermiştir.

14. Başvurucu 28/2/2020 tarihinde kararı temyiz etmiştir. Temyiz süreci devam etmektedir.

15. Başvurucu 3/9/2018 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

16. Mahkemenin 13/10/2020 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Mülkiyet Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

1. Başvurucuların İddiaları

17. Başvurucu, kesinleşen 121 ada 20 ve 21, 137 ada 8, 138 ada 7 ve 158 ada 11 parsel sayılı taşınmazlar yönünden haksız ve hukuka aykırı olarak karar verilmesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

2. Değerlendirme

18. Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ortak koruma alanında yer alan mülkiyet hakkı; mevcut mal, mülk ve ekonomik değerleri koruyan bir temel haktır. Kişinin hâlihazırda sahibi olmadığı bir mülkün mülkiyetini kazanma hakkı, bu konudaki menfaati ne kadar güçlü olursa olsun mülkiyet kavramı içinde değildir (Kemal Yeler ve Ali Arslan Çelebi, B. No: 2012/636, 15/4/2014, § 36). Ayrıca gelecekte elde edileceği iddia edilen bir gelirin mülkiyet hakkı kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir (Sultan Tokay ve diğerleri, B. No: 2013/1122, 26/6/2014, § 42).

19. Bir mülk veya alacakla ilgili olarak hak iddia eden kişinin söz konusu hakkın varlığını hukuken ispat etmesi gerekir (Kemal Yeler ve Ali Arslan Çelebi, § 38).

20. Somut olayda Mahkemenin gerekçeli kararında yer verilen hukuki tespitler ve dayanaklar birlikte değerlendirildiğinde başvurucunun Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkı kapsamına giren bir ekonomik değeri veya en azından böyle bir değeri elde etme yönünde meşru beklentisi bulunmadığı anlaşılmaktadır.

21. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

B. Makul Sürede Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

1. Başvurucuların İddiaları

22. Başvurucu, uzun süren yargılama nedeniyle makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

2. Değerlendirme

a. Kabul Edilebilirlik Yönünden

23. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

b. Esas Yönünden

24. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin yargılamanın süresi tespit edilirken sürenin başlangıç tarihi olarak davanın ikame edildiği tarih; sürenin sona erdiği tarih olarak -çoğu zaman icra aşamasını da kapsayacak şekilde- yargılamanın sona erdiği tarih, yargılaması devam eden davalar yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin şikâyetle ilgili kararını verdiği tarih esas alınır (Güher Ergun ve diğerleri, B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 50, 52).

25. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin yargılama süresinin makul olup olmadığı değerlendirilirken yargılamanın karmaşıklığı ve kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun yargılamanın süratle sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar dikkate alınır (Güher Ergun ve diğerleri, §§ 41, 45).

26. Anılan ilkeler ve Anayasa Mahkemesinin benzer başvurularda verdiği kararlar dikkate alındığında 18 yılı aşan yargılama süresinin makul olmadığı sonucuna varmak gerekir.

27. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

C. 6216 Sayılı Kanun'un 50. Maddesi Yönünden

28. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

 “(1) Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir…

 (2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”

29. Başvurucu ihlalin tespiti ile 300.000 TL maddi tazminat ve 50.000 TL manevi tazminata karar verilmesi talebinde bulunmuştur.

30. Somut olayda makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.

31. İhlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararı karşılığında başvurucuya somut başvurunun özelliği dikkate alınarak net 13.000 TL manevi tazminatın ödenmesine karar verilmesi gerekir.

32. Anayasa Mahkemesinin maddi tazminata hükmedebilmesi için başvurucunun uğradığını iddia ettiği maddi zarar ile tespit edilen ihlal arasında illiyet bağı bulunmalıdır. Başvuruya konu olayda böyle bir illiyet bağı bulunmadığından maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.

33. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 294.70 TL harç ve 3.000 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 3.294,70 TL yargılama giderinin başvurucuya ödenmesine karar verilmesi gerekir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. 1. Mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın konu bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

2. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Başvurucuya net 13.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,

D. 294,70 TL harç ve 3.000 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 3.294,70 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,

E. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

F. Kararın bir örneğinin bilgi için Of Kadastro Mahkemesine (E.2019/29) GÖNDERİLMESİNE,

G. Kararın bir örneğinin bilgi için Yargıtay 16. Hukuk Dairesine (E.2015/19454, K.2018/3611) GÖNDERİLMESİNE,

H. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 13/10/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Türkan Demirci [2.B.], B. No: 2018/28686, 13/10/2020, § …)
   
Başvuru Adı TÜRKAN DEMİRCİ
Başvuru No 2018/28686
Başvuru Tarihi 3/9/2018
Karar Tarihi 13/10/2020

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, kadastro tespitine itiraz davasının makul sürede sonuçlanmaması nedeniyle makul sürede yargılanma hakkının, haksız ve hukuka aykırı karar verilmesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Mülkiyet hakkı Kadastro, tapu, orman, kıyı, mera Konu Bakımından Yetkisizlik
Adil yargılanma hakkı (Medeni Hak ve Yükümlülükler) Makul sürede yargılanma hakkı (hukuk) İhlal Manevi tazminat
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi