TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
MEHMET KOCABAŞ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2018/29270)
|
|
Karar Tarihi: 20/4/2020
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
Üyeler
|
:
|
Serdar ÖZGÜLDÜR
|
|
|
Hicabi DURSUN
|
|
|
Muammer TOPAL
|
|
|
Selahaddin MENTEŞ
|
Raportör
|
:
|
Zehra GAYRETLİ
|
Başvurucu
|
:
|
Mehmet KOCABAŞ
|
Vekili
|
:
|
Av. Barış AKINCI
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, işçilik alacaklarının tahsil edilmesi talebiyle
açılan davada delillerin eksik ve hatalı değerlendirilmesi ve yargılamanın uzun
sürmesi nedenleriyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına
ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 3/10/2018 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 71. maddesinin (2)
numaralı fıkrası uyarınca başvurunun içtihadın oluştuğu alana ilişkin olduğu
değerlendirilerek Bakanlık cevabı beklenmeden incelenmesine karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
8. Başvurucu, (Antalya) Elmalı Belediye Başkanlığı bünyesinde
23/3/1988 ile 14/11/2008 tarihleri arasında işçi olarak çalışmıştır.
9. Başvurucu bazı işçilik alacaklarının tahsil edilmesi
talebiyle adı geçen Belediye aleyhine 28/1/2009 tarihinde alacak davası
açmıştır.
10. Elmalı Asliye Hukuk Mahkemesi (iş mahkemesi sıfatıyla)
13/10/2017 tarihli kararı ile davanın kısmen kabulüne karar vererek 2.000 TL
tutarında yıllık izin ücreti alacağının başvurucuya ödenmesine hükmetmiştir.
11. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Antalya
Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi 25/5/2018 tarihinde istinaf
başvurusunun esastan reddine kesin olarak karar vermiştir.
12. Nihai karar 7/9/2018 tarihinde başvurucuya tebliğ
edilmiştir.
13. Başvurucu 3/10/2018 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
14. Mahkemenin 20/4/2020 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Makul Sürede
Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucunun İddiaları
15. Başvurucu, yargılamanın uzaması nedeniyle makul sürede
yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
2. Değerlendirme
a. Kabul Edilebilirlik
Yönünden
16. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine
karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan makul
sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir
olduğuna karar verilmesi gerekir.
b. Esas Yönünden
17. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin
yargılamanın süresi tespit edilirken sürenin başlangıç tarihi olarak davanın ikame
edildiği tarih; sürenin sona erdiği tarih olarak -çoğu zaman icra aşamasını da
kapsayacak şekilde- yargılamanın sona erdiği tarih, yargılaması devam eden
davalar yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul sürede yargılanma hakkının
ihlal edildiğine ilişkin şikâyetle ilgili kararını verdiği tarih esas alınır (Güher Ergun ve diğerleri, B. No: 2012/13,
2/7/2013, §§ 50-52).
18. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin
yargılama süresinin makul olup olmadığı değerlendirilirken yargılamanın
karmaşıklığı ve kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama
sürecindeki tutumu ve başvurucunun yargılamanın süratle sonuçlandırılmasındaki
menfaatinin niteliği gibi hususlar dikkate alınır (Güher Ergun ve diğerleri, §§ 41-45).
19. Anılan ilkeler ve Anayasa Mahkemesinin benzer başvurularda
verdiği kararlar dikkate alındığında 9 yıl 4 aylık yargılama süresinin makul
olmadığı sonucuna varmak gerekir.
20. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence
altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi
gerekir.
B. Diğer İhlal İddiaları
1. Başvurucunun İddiaları
21. Başvurucu; delillerin hatalı takdir edildiğini, somut olayın
özel koşullarının dikkate alınmadığını, standart nitelikli ücretli izin talebi
bulunmadığı hâlde bu yönde değerlendirme yapılmasının hak ihlaline neden
olduğunu, ıslah ile artırılan kısmın zaman aşımına uğradığı yönündeki kabulün
yerleşik içtihada aykırı olduğunu ileri sürmektedir.
2. Değerlendirme
22. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasında, kanun
yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel başvuruda
incelenemeyeceği belirtilmiştir. Bu kapsamda ilke olarak mahkemeler önünde dava
konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin
değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile
uyuşmazlıkla ilgili varılan sonucun adil olup olmaması bireysel başvuru konusu
olamaz. Ancak bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlüklere müdahale teşkil
eden, bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik içeren tespit ve sonuçlar bu
kapsamda değildir (Ahmet Sağlam,
B. No: 2013/3351, 18/9/2013, § 42).
23. Başvurucu tarafından ileri sürülen iddialar, derece
mahkemesince delillerin değerlendirilmesine ve hukuk kurallarının yorumlanmasına
ilişkin olup mahkeme kararında bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik
oluşturan bir durumun da bulunmadığı dikkate alındığında ihlal iddialarının
kanun yolu şikâyeti niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.
24. Diğer taraftan ıslah tarihi itibarıyla bir kısım alacağın
zaman aşımına uğradığı yönündeki kabulün hukuka aykırı olduğu ileri sürülmekte
ise de derece mahkemesince dava dosyasında alınan bilirkişi raporlarına dayalı
olarak hukuki belirlilik ve hukuk güvenliği ilkeleri çerçevesinde yapılan değerlendirmede
açık bir keyfîlik içeren bulguya rastlanmamıştır.
25. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul
edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez
olduğuna karar verilmesi gerekir.
C. 6216 Sayılı Kanun'un
50. Maddesi Yönünden
26. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50. maddesinin ilgili kısmı
şöyledir:
“(1) Esas inceleme sonunda, başvurucunun
hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı
verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması
gerekenlere hükmedilir…
(2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme
kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden
yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama
yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata
hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir.
Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal
kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse
dosya üzerinden karar verir.”
27. Başvurucu, ihlalin tespiti talebinde bulunmuştur.
28. Somut olayda makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği
sonucuna varılmıştır.
29. Başvurucu, tazminat talebinde bulunmadığından lehine
tazminata hükmedilmesi mümkün değildir.
30. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 294,70 TL harç ve 3.000
TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 3.294,70 TL yargılama giderinin başvurucuya
ödenmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin
iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
2. Diğer ihlal iddialarının
açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede
yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. 294,70 TL harç ve 3.000 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam
3.294,70 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,
D. Ödemenin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve
Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına,
ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine
kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
E. Kararın bir örneğinin bilgi için Elmalı Asliye Hukuk
Mahkemesi (iş mahkemesi sıfatıyla) (E.2013/372, K.2017/223) GÖNDERİLMESİNE,
F. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE
20/4/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.