TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
YÜCEL AKTAY BAŞVURUSU (2)
|
(Başvuru Numarası: 2018/31550)
|
|
Karar Tarihi: 25/2/2021
|
R.G. Tarih ve Sayı: 20/4/2021-31460
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
Başkan
|
:
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
Üyeler
|
:
|
Muammer TOPAL
|
|
|
Recai AKYEL
|
|
|
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
|
|
|
Selahaddin MENTEŞ
|
Raportör
|
:
|
Eren Can BENAKAY
|
Başvurucu
|
:
|
Yücel AKTAY
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvuru; atamanın yapılmamasına ilişkin işlemin iptal
edilmesi üzerine oluşan maaş farkının ödenmesine dair yargı kararının
uygulanmaması nedeniyle mülkiyet hakkının ve kararın icrası hakkının,
yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle de makul sürede yargılanma hakkının ihlal
edildiği iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru 18/10/2018 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden
yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik
incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul
edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet
Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüşünü bildirmiştir.
7. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanda
bulunmamıştır.
III. OLAY VE
OLGULAR
8. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle
ilgili olaylar özetle şöyledir:
9. Başvurucu 24/10/1997 tarihinde Bitlis Adli Yargı
Adalet Komisyonunca yapılan Zabıt Kâtipliği Sınavı'na girmiş ve başarılı
olmuştur. 25/12/1997 tarihinde Bitlis E Tipi Ceza İnfaz Kurumuna kâtip olarak
atanmıştır. 25/12/1998 tarihinde başvurucunun asaleti tasdik olmuştur.
Başvurucu daha sonra 24/8/2005 tarihinde Mersin Adliyesine zabıt kâtibi olarak
atanmış ve buradaki görevine 3/10/2005 tarihinde başlamıştır.
10. Başvurucu 18/11/2006 tarihinde yapılan Görevde
Yükselme Sınavı'nda başarılı olmuştur. Bunun üzerine Antalya Adli Yargı Adalet
Komisyonunun 2/2/2007 tarihli kararıyla Antalya Adliyesi Yazı İşleri
Müdürlüğüne ataması yapılmış ve onaylanmak üzere evrakı Bakanlığa
gönderilmiştir.
11. Bakanlık tarafından başvurucunun hizmet cetveli
incelendikten sonra Antalya Adli Yargı Adalet Komisyonunun atama kararı, Adalet
Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğünün 8/3/2007 tarihli işlemiyle onaylanmayarak
iade edilmiştir. İşlemin gerekçesi olarak görevde yükselebilmek için 25/3/2004
tarihli ve 25413 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Adalet Bakanlığı Personeli
Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliği'nin (Yönetmelik) 8. maddesine
göre en az beş yıllık zabıt kâtipliği kadrosu olmak üzere toplam en az sekiz
yıllık hizmeti bulunması gerektiği, başvurucunun ise Bitlis E Tipi Ceza İnfaz
Kurumunda kâtip iken 3/10/2005 tarihinde Mersin Adliyesine zabıt kâtibi olarak
atandığından görevde yükselme sınavının yapıldığı tarih itibarıyla sekiz yıllık
hizmet şartını sağlamadığı belirtilmiştir. Söz konusu durum Bakanlığın 4/4/2007
tarihli işlemiyle başvurucuya tebliğ edilmiştir.
12. Başvurucu, Antalya Adliyesi Yazı İşleri Müdürlüğüne
atanmasının onaylanmamasına dair Bakanlığın 4/4/2007 tarihli işleminin iptali
istemiyle dava açmıştır. Mersin 1. İdare Mahkemesi tarafından 29/5/2008
tarihinde işlemin iptaline karar verilmiştir. Kararda; başvurucunun sınava
girdiği 18/11/2006 tarihinde fiilen toplam 8 yıl 11 ay 13 gün memuriyet hizmeti
bulunduğu, ceza infaz kurumu kâtipliği ile zabıt kâtipliğinin aynı nitelikte
görevler olması nedeniyle de zabıt kâtipliğinde 5 yıllık hizmet süresini
tamamladığı belirtilmiştir. Karar, temyiz edilmemesi üzerine 31/7/2008
tarihinde kesinleşmiştir.
13. Antalya Adli Yargı Adalet Komisyonunun atama
kararının Bakanlığın 8/3/2007 tarihli işlemiyle onaylanmayarak iade edilmesi
üzerine Antalya Adli Yargı Adalet Komisyonunun 15/3/2007 tarihli kararıyla
başvurucunun Antalya Adliyesi Yazı İşleri Müdürlüğüne ataması iptal edilmiştir.
Başvurucu tarafından söz konusu işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır.
Mersin 1. İdare Mahkemesinin 29/5/2008 tarihli kararıyla işlemin iptaline karar
verilmiştir. Kararın gerekçesinde; başvurucunun sınava girdiği 18/11/2006
tarihinde fiilen toplam 8 yıl 11 ay 13 gün memuriyet hizmeti bulunduğu ve ceza
infaz kurumu kâtipliği ile zabıt kâtipliğinin aynı nitelikte görevler olması
nedeniyle de Yönetmelik'te belirtilen hizmet şartını sağladığı ifade
edilmiştir.
14. Bunun üzerine başvurucu 25/7/2008 tarihinde Bitlis
Adliyesi Yazı İşleri Müdürlüğüne atanmıştır. Başvurucu 1/9/2008 tarihinde
Bitlis Cumhuriyet Başsavcılığına başvurarak 2/2/2007 ile 25/7/2008 tarihleri
arasında yoksun kaldığı özlük ve parasal haklarının yasal faiziyle birlikte
ödenmesini talep etmiştir. Başvurucunun talebi Bitlis Cumhuriyet Başsavcılığı
tarafından 15/9/2008 tarihinde reddedilmiştir. Ardından başvurucu 19/9/2008
tarihinde Bakanlığa sunulmak üzere Bitlis Adli Yargı İlk Derece Mahkemesi
Adalet Komisyonuna dilekçeyle başvurmuş ve yine 2/2/2007 ile 25/7/2008
tarihleri arasında yoksun kaldığı özlük ve parasal haklarının yasal faiziyle
birlikte ödenmesini talep etmiştir. Talebi cevap verilmeyerek zımnen reddedilmiştir.
15. Başvurucu 19/9/2008 tarihli başvurusunun zımnen
reddedilmesine yönelik işlemin iptali ve 2/2/2007-25/7/2008 tarihleri arasında
geçen 18 aylık sürede ödenmesi gereken maaş farkı olarak 8.500 TL'nin yasal
faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle 13/11/2008 tarihinde
dava açmıştır.
16. Mersin 1. İdare Mahkemesi 20/11/2009 tarihinde davayı
kısmen kabul etmiş ve başvurucuya 4.026,56 TL'nin davanın açıldığı tarih olan
13/11/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine
karar vermiştir. Kararda; başvurucuya Antalya Adliyesi Yazı İşleri Müdürlüğüne
atanmasına ilişkin işleminin Bakanlıkça iptal edildiği 4/4/2007 tarihinden
Bitlis Adliyesinde yazı işleri müdürlüğü görevine atandığı 25/7/2008 tarihleri
arasındaki yazı işleri müdürlüğü görevi ile zabıt kâtipliği görevi arasındaki
net maaş farkının ödenmesi gerektiği belirtilmiştir. Söz konusu hususu tespit
edebilmek amacıyla idareden 2/2/2007 ile 25/7/2008 tarihleri arasında yazı
işleri müdürlüğü görevi ile zabıt kâtipliği görevi arasındaki net maaş farkının
hesaplanarak toplamının ne olduğunun bildirilmesi istenmiş ve gelen cevabın
değerlendirilmesi neticesinde söz konusu maaş farkının 4.026,56 TL olduğunu
hesaplanmıştır.
17. Kararın temyizi üzerine Danıştay Beşinci Dairesi
15/3/2013 tarihli kararıyla mahkeme kararını bozmuştur. Kararda özetle 2/2/2007
ile 25/7/2008 tarihleri arasında eksik ödenen parasal haklarının hesaplanarak
buna göre hüküm kurulması gerektiği ifade edildikten sonra başvurucunun emsali
yazı işleri müdürünün bordroları da incelenerek anılan dönemde zabıt kâtibi
olarak kendisine ödeme yapılan başvurucuya tazminat olarak ödenmesi gereken
parasal hak kaybının hesaplanması gerektiği belirtilmiştir.
18. Mersin 1. İdare Mahkemesi tarafından 20/5/2016
tarihli kararla bozma kararına uyularak başvurucunun tazminat isteminin kısmen
kabulüne karar verilmiş ve başvurucuya 4.503,97 TL'nin davanın açıldığı
13/11/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine
hükmedilmiştir. Kararın gerekçesinde özetle maaş farkının tam olarak ortaya
konulabilmesi için davalı idareden birtakım bilgi ve belgeler istendiği ve
gelen bilgilere göre maaş farkının 4.503,97 TL olduğunun tespit edildiği ifade
edilmiştir.
19. Danıştay İkinci Dairesinin 11/4/2017 tarihli
kararıyla mahkeme kararı onanmıştır. Davalı Bakanlığın karar düzeltme istemi
aynı Dairenin 26/4/2018 tarihli kararıyla reddedilmiştir.
20. Nihai karar başvurucuya 29/6/2018 tarihinde tebliğ
edilmiştir.
21. Başvurucu 18/10/2018 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
22. İdare tarafından Mahkemece hükmedilen tazminat tutarı
yasal faizle birlikte 16/9/2019 tarihinde başvurucuya ödenmiştir.
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
23. Mahkemenin 25/2/2021 tarihinde yapmış olduğu
toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun
İddiaları ve Bakanlık Görüşü
24. Başvurucu, Mersin 1. İdare Mahkemesi tarafından
verilen kararın 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü
Kanunu'nun 28. maddesi uyarınca en geç otuz gün içinde uygulanması gerekirken
mahkeme kararının gereğinin yerine getirilip uygulanmadığını belirterek
mahkemeye erişim hakkı ile mülkiyet hakkının ve uzun süren yargılama nedeniyle
de makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
25. Bakanlık görüşünde; Mersin 1. İdare Mahkemesinin
20/11/2009 tarihli kararı ile 4.026,56 TL'nin başvurucuya ödenmesine karar
vermesi üzerine anılan tutar ve 443,93 TL yasal faizinin 4/2/2010 tarihinde
başvurucunun hesabına yatırıldığı belirtilmiştir. Bakanlık görüşünde, söz konusu
kararın bozulmasının ardından Mahkemece bu sefer 4.503,97 TL ödenmesine karar
verildiği, bunun üzerine fark olarak 477,41 TL'nin yasal faizi ile birlikte
ödenmesi gerekirken sehven -ilk ödeme dikkate alınmayarak- 4.503,97 TL ve bu
tutar üzerinden hesaplanan yasal faizin 16/9/2019 tarihinde başvuranın hesabına
ödendiği, anılan tutardan fazla ödemeye konu olan kısmın henüz iade alınmadığı
belirtilerek başvurucunun mağdur sıfatının bulunmadığı ve iddialarının açıkça
dayanaktan yoksun olduğu belirtilmiştir.
B. Değerlendirme
26. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un "Başvuru hakkının
kötüye kullanılması" kenar başlıklı 51. maddesi şöyledir:
"Bireysel başvuru hakkını açıkça
kötüye kullandığı tespit edilen başvurucular aleyhine, yargılama giderlerinin
dışında, ayrıca ikibin Türk Lirasından fazla olmamak üzere disiplin para
cezasına hükmedilebilir."
27. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün (İçtüzük) "Başvuru
hakkının kötüye kullanılması" kenar başlıklı 83. maddesi şöyledir:
"Başvurucunun istismar edici,
yanıltıcı ve benzeri nitelikteki davranışlarıyla bireysel başvuru hakkını
açıkça kötüye kullandığının tespit edilmesi hâlinde başvuru reddedilir ve yargılama
giderleri dışında, ilgilinin ikibin Türk Lirasından fazla olmamak üzere
disiplin para cezasıyla cezalandırılmasına karar verilir."
28. İçtüzük'ün "Bireysel başvuru formu ve ekleri"
kenar başlıklı 59. maddesinin (5) numaralı fıkrası şöyledir:
"Başvurucuların, adreslerinde
veya başvuruyla ilgili koşullarda herhangi bir değişiklik meydana geldiğinde
bunu Mahkemeye bildirmeleri zorunludur."
29. Anılan düzenlemelerde genel olarak bir hakkın
öngörüldüğü amaç dışında ve başkalarını zarara sokacak şekilde kullanılmasının
hukuk düzenince himaye edilmeyeceğini ifade eden hakkın kötüye kullanılmasının
bireysel başvuru alanında özel olarak ele alındığı açıkça görülmektedir. Bu
bağlamda bireysel başvuru usulünün amacına açıkça aykırı olan ve Anayasa Mahkemesinin
başvuruyu gereği gibi değerlendirmesini engelleyen davranışların başvuru
hakkının kötüye kullanılması olarak değerlendirilmesi mümkündür (S.Ö.,
B. No: 2013/7087, 18/9/2014, § 28; Mehmet Güven Ulusoy [GK], B. No:
2013/1013, 2/7/2015, § 31).
30. Bu kapsamda özellikle mahkemeyi yanıltmak amacıyla
gerçek olmayan maddi vakıalara dayanılması veya bu nitelikte bilgi ve belge
sunulması, başvurunun değerlendirilmesi noktasında esaslı olan bir unsur
hakkında bilgi verilmemesi, başvurunun değerlendirilmesi sürecinde vuku bulan
ve söz konusu değerlendirmeyi etkileyecek nitelikte yeni ve önemli gelişmeler
hakkında mahkemenin bilgilendirilmemesi suretiyle başvuru hakkında doğru bir
kanaat oluşturulmasının engellenmesi, medeni ve meşru eleştiri sınırları saklı kalmak
kaydıyla bireysel başvuru amacıyla bağdaşmayacak surette hakaret, tehdit veya
tahrik edici bir üslup kullanılması ile söz konusu başvuru yolu kapsamında
ihlalin tespiti ile ihlal ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına ilişkin amaçla
bağdaşmayacak surette içeriksiz bir başvuruda bulunulması durumunda başvuru
hakkının kötüye kullanıldığı kabul edilebilecektir (S.Ö., § 29; Osman
Sandıkçı, B. No: 2013/6297, 10/3/2016; Selman Kapan ve diğerleri, B.
No: 2013/7302, 20/4/2016).
31. Somut olayda Bakanlığın görüşünden anlaşıldığı üzere
başvurucuya 4/2/2010 tarihinde 4.026,56 TL ana para ve 443,93 TL yasal faiz
ödenmiştir. Ödenen bu miktar mahsup edildikten sonra kalan 477,41 TL yasal
faizi ile birlikte ödenmesi gerekirken sehven 4.503,97 TL ve bu tutar üzerinden
hesaplanan yasal faiz ile birlikte toplam 9.060,67 TL başvurucuya bireysel
başvuru tarihinden sonra 16/9/2019 tarihinde ödenmiştir. Başvurucu yapılan bu
ödemelere ilişkin Bakanlığın görüşüne karşı bir beyanda bulunmamıştır.
32. Başvurucu bireysel başvuru formunda kendisine
herhangi bir ödeme yapılmadığını ve idarenin ısrarla mahkeme kararını yerine
getirmediğini belirtmiştir. Kendisine gerek 2010 yılında gerekse bireysel
başvurudan sonra yapılan ödemeler konusunda Anayasa Mahkemesine herhangi bir
bilgi veya belge sunmamıştır. Somut başvurunun maaş farkına yönelik verilen
kararın icra edilmemesine ilişkin olduğu gözetildiğinde ödemeye ilişkin
bilgilerin başvurunun değerlendirilmesi noktasında esaslı bir unsur olduğu
açıktır.
33. Açıklanan gerekçelerle başvurucu tarafından
başvurunun değerlendirilmesi noktasında esaslı olan bir unsur hakkında bilgi
verilmediği anlaşıldığından başvurunun başvuru hakkının kötüye kullanılması
nedeniyle reddine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun başvuru hakkının kötüye kullanılması
nedeniyle REDDİNE,
B. 6216 sayılı Kanun'un 51. maddesi ve Anayasa Mahkemesi
İçtüzüğü'nün 83. maddesi uyarınca başvurucunun 1.000 TL disiplin para cezası
ile CEZALANDIRILMASINA,
C. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde
BIRAKILMASINA 25/2/2021 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.