TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
MEHMET CEVRİ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2018/32097)
|
|
Karar Tarihi: 13/1/2021
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Kadir ÖZKAYA
|
Üyeler
|
:
|
Engin YILDIRIM
|
|
|
Celal Mümtaz AKINCI
|
|
|
Rıdvan GÜLEÇ
|
|
|
Basri BAĞCI
|
Raportör
|
:
|
Ömer MENCİK
|
Başvurucu
|
:
|
Mehmet CEVRİ
|
Vekili
|
:
|
Av. Cengiz AKBAŞ
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvuru, başvurucunun doçentlik müracaatının kamu
görevinden ihraç edilmesi gerekçe gösterilerek iptal edilmesinin eğitim hakkını
ihlal ettiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru 22/10/2018 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden
yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik
incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet
Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüşünü bildirmiştir.
6. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı süresinde beyanda
bulunmuştur.
III. OLAY VE
OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle
ilgili olaylar özetle şöyledir:
8. Olayların yaşandığı tarihte İstanbul Üniversitesi Fen
Fakültesinde öğretim görevlisi olan başvurucu, Üniversitelerarası Kurul
Başkanlığına (Kurul) hitaben yazdığı 22/10/2015 tarihli dilekçe ile doçentlik
başvurusu yapmıştır. Kurul, doçentlik sınavı başvurusunu değerlendirmiş ve
10/2/2016 tarihinde eser inceleme jürisi oluşturmuştur.
9. Başvurucunun doçentlik müracaatına ilişkin olağan
süreç işlemekteyken Türkiye 15 Temmuz 2016 tarihinde askerî bir darbe
teşebbüsüyle karşı karşıya kalmıştır. Darbe teşebbüsüne karşı koyan güvenlik
görevlileri ile bu teşebbüse tepki göstermek üzere sokaklara çıkan sivillere
uçaklar, helikopterler, tanklar, diğer zırhlı araçlar ve silahlarla
saldırılmış; bu saldırılar sonucunda toplam 251 kişi hayatını kaybetmiş;
binlerce kişi de yaralanmıştır. Kamu makamları ve yargı organları -olgusal
temellere dayanarak- bu teşebbüsün arkasında Türkiye'de çok uzun yıllardır
faaliyetlerine devam eden ve son yıllarda Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ)
ve/veya Paralel Devlet Yapılanması (PDY) olarak isimlendirilen bir yapılanmanın
olduğunu değerlendirmiştir (darbe teşebbüsüne dair süreç ile FETÖ/PDY'nin
yapısına ilişkin detaylı açıklamalar için bkz. Aydın Yavuz ve diğerleri
[GK], B. No: 2016/22169, 20/6/2017, §§ 12-46).
10. Darbe teşebbüsünün bastırılmasının akabinde Bakanlar
Kurulu tarafından ülke genelinde 21/7/2016 tarihinden itibaren doksan gün
süreyle olağanüstü hâl (OHAL) ilan edilmesine karar verilmiştir. Üç aylık
sürelerle uzatılan OHAL süreci 18/7/2018 tarihinde sona ermiştir (OHAL ilanı,
OHAL döneminin gerektirdiği tedbirlere ilişkin detaylı açıklamalar için bkz. Aydın
Yavuz ve diğerleri, §§ 47-66).
11. 15 Temmuz darbe teşebbüsü sırasında ve sonrasında
ülke genelinde darbe girişimiyle bağlantılı ya da doğrudan darbe girişimiyle
bağlantılı olmasa bile FETÖ/PDY'nin kamu kurumlarındaki örgütlenmesinin yanı
sıra eğitim, sağlık, ticaret, sivil toplum ve medya gibi farklı alanlardaki
yapılanmasına yönelik olarak Cumhuriyet başsavcılıkları tarafından
soruşturmalar yürütülmüş ve çok sayıda kişi hakkında gözaltı ve tutuklama
tedbirleri uygulanmıştır (Aydın Yavuz ve diğerleri, § 51; Mehmet
Hasan Altan (2) [GK], B. No: 2016/23672, 11/01/2018, § 12). Ayrıca OHAL
sürecinde kamu görevinden çıkarma tedbirlerinin uygulanmasına da karar
verilmiş, bu konuda genel ve soyut normlar ihdas edilerek alınan tedbirlerin
yanı sıra kişiler hakkında doğrudan etki doğurucu nitelikte işlemler de tesis
edilmiştir (Ayla Demir İşat [GK], B. No: 2018/24245, 8/10/2020, § 17).
12. Bu kapsamda Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan
Bakanlar Kurulunca 15/8/2016 tarihinde kararlaştırılan 672 sayılı Olağanüstü
Hal Kapsamında Kamu Personeline İlişkin Alınan Tedbirlere Dair Kanun Hükmünde
Kararname (672 sayılı KHK) 1/9/2016 tarihli ve 29818 (mükerrer) sayılı Resmî
Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir (anılan KHK, 6/2/2018 tarihli ve
7080 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Kamu Personeline İlişkin Alınan
Tedbirlere Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanun ile
kanunlaşmıştır.). Anılan KHK ile ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hâl
kapsamında, kamu personeline ilişkin bazı tedbirlerin alınması amaçlanmıştır.
13. 672 sayılı KHK'nın 2. maddesinde; terör örgütlerine
veya devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna Millî Güvenlik
Kurulunca (MGK) karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti
veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen ve anılan KHK'ya
ekli listelerde yer alan kişilerin başka hiçbir işleme gerek kalmaksızın kamu
görevinden çıkarıldığı belirtilmiştir. Başvurucu, anılan KHK gereğince kamu
görevinden çıkarılmıştır.
14. Başvurucunun 672 sayılı KHK ile kamu görevinden
çıkarılması sonrasında 2015 yılı Ekim dönemi doçentlik başvurusu 23/1/2017
tarihli ve 683 sayılı Olağanüstü Hâl Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması
Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin (683 sayılı KHK) "Doçentlik
başvuruları" kenar başlıklı 4. maddesi gereğince Kurul tarafından
22/2/2017 tarihinde iptal edilmiştir (anılan KHK 6/2/2018 tarihli ve 7085
sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun
Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanun ile kanunlaşmıştır.).
15. Başvurucu, anılan işleme 27/2/2017 tarihinde itiraz
etmiştir. Kurul, itiraz başvurusu hakkında yapılacak bir işlemin olmadığını
başvurucuya bildirmiştir. Başvurucu 28/3/2017 tarihinde doçentlik başvurusunun
iptal edilmesine ilişkin işlem ile bu işleme karşı yapılan itirazın reddine
ilişkin işlemin iptali istemiyle dava açmıştır.
16. Başvurucunun açtığı dava Ankara 5. İdare Mahkemesinde
(Mahkeme) görülmüştür. Mahkeme 11/12/2017 tarihinde; doçentlik başvurusunun
iptal edilmesinin 683 sayılı KHK'daki düzenlemeden kaynaklandığını, yürütme
organına bu hususta bir yetki tanınmadığını belirtmiş ve kamu görevinden ihraç
edilen başvurucunun doçentlik başvurusunun iptal edilmesinde herhangi bir
hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varmıştır.
17. Başvurucu 2/4/2018 tarihinde Mahkeme kararına karşı
istinaf talebinde bulunmuştur. İstinaf talebi Ankara Bölge İdare Mahkemesi 4.
İdari Dava Dairesince (Daire) incelenmiştir. Daire; doçentlik başvurusunun
iptali işleminin 683 sayılı KHK'nın 4. maddesindeki düzenleme ile
gerçekleştiğini, ilgili maddenin doçentlik başvurusunun iptali konusunda
idareye herhangi bir değerlendirme yapma ya da başka yönde işlem kurma olanağı
tanınmadığını belirtmiş ve somut olayda idari davaya konu olabilecek bir
işlemin bulunmadığı sonucuna varmıştır. Daire anılan gerekçeyle istinaf
başvurusuna konu edilen kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunu
ifade etmiş ve istinaf başvurusunun reddine karar vermiştir.
18. Başvurucu, karardan 24/9/2018 tarihinde haberdar
olmuş; 22/10/2018 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
19. Bireysel başvuru yapılması sonrasında 11/11/2020
tarihli ve 7256 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un 41. maddesiyle, 1/2/2018
tarihli ve 7075 sayılı Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu Kurulması
Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun
ile kanunlaşan 23/1/2017 tarihli ve 685 sayılı Olağanüstü Hal İşlemleri
İnceleme Komisyonu Kurulması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'ye bir madde
eklenmiştir. Söz konusu düzenleme ile OHAL kapsamında kabul edilen ve daha
sonra kanunlaşan kanun hükmünde kararnamelerde yer alan ilave tedbirlere karşı
bir başvuru yolu getirilmiştir.
IV. İLGİLİ
HUKUK
20. 672 sayılı KHK'nın “Kamu personeline ilişkin
tedbirler” kenar başlıklı 2. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:
"Terör örgütlerine veya Milli
Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna
karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı
yahut bunlarla irtibatı olan;
a) Ekli (1) sayılı listede yer alan
kişiler kamu görevinden,
....
başka hiçbir işleme gerek kalmaksızın
çıkarılmıştır. Bu kişilere ayrıca herhangi bir tebligat yapılmaz. Haklarında
ayrıca özel kanun hükümlerine göre işlem tesis edilir."
21. 683 sayılı KHK'nın "Doçentlik
başvuruları" kenar başlıklı 4. maddesi şöyledir:
"(1) Terör örgütlerine veya Milli
Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna
karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı
yahut bunlarla irtibatı olması ya da değerlendirilmesi sebebiyle görevden uzaklaştırılan
veya haklarında adli soruşturma ya da kovuşturma yapılan doçent adaylarının,
görevden uzakta geçirdikleri süre boyunca veya adli soruşturma ya da kovuşturma
sonuçlanıncaya kadar doçentlik başvurularına ilişkin işlemler durdurulur.
Bunlardan haklarında kamu görevinden çıkarılma veya mahkûmiyet kararı
verilenlerin doçentlik başvuruları iptal edilir.”
22. 685 sayılı KHK'nın "Komisyonun
görevleri" kenar başlıklı 2. maddesi şöyledir:
"(1) Komisyon, olağanüstü hal
kapsamında doğrudan kanun hükmünde kararnameler ile tesis edilen aşağıdaki
işlemler hakkındaki başvuruları değerlendirip karar verir.
a) Kamu görevinden, meslekten veya görev
yapılan teşkilattan çıkarma ya da ilişiğin kesilmesi.
b) Öğrencilikle ilişiğin kesilmesi.
c) Dernekler, vakıflar, sendika,
federasyon ve konfederasyonlar, özel sağlık kuruluşları, özel öğretim
kurumları, vakıf yükseköğretim kurumları, özel radyo ve televizyon kuruluşları,
gazete ve dergiler, haber ajansları, yayınevleri ve dağıtım kanallarının
kapatılması.
ç) Emekli personelin rütbelerinin
alınması.
(2) Olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe
konulan kanun hükmünde kararnamelerle gerçek veya tüzel kişilerin hukuki
statülerine ilişkin olarak doğrudan düzenlenen ve birinci fıkra kapsamına
girmeyen işlemler de Komisyonun görev alanındadır.
(3) Bu maddede belirtilen işlemlere
bağlı olarak olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde
kararnamelerde yer alan ilave tedbirler ile kanun yollarının açık olduğu
işlemler hakkında ayrıca başvuru yapılamaz."
23. 685 sayılı KHK'nın 2. maddesinin (3) numaralı
fıkrasına ilişkin olarak Anayasa Mahkemesince verilen iptal kararı (ilgili
karar için bkz. AYM, E.2018/74, K.2019/92, 24/12/2019) sonrasında anılan hükmün
son hali şöyledir:
"(3) Bu maddede belirtilen işlemlere
bağlı olarak olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde
kararnamelerde yer alan kanun yollarının açık olduğu işlemler hakkında ayrıca
başvuru yapılamaz."
24. 7256 sayılı Kanun'un 41. maddesiyle, 685 sayılı
KHK'nın Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun olan 7075 sayılı Kanun'a
eklenen madde şöyledir:
"İlave tedbirler için başvuru
yolu
GEÇİCİ MADDE 4 – (1) Bu Kanunun 2 nci
maddesinde belirtilen işlemlere bağlı olarak olağanüstü hal kapsamında kabul
edilen kanunlarda yer alan ilave tedbirlere karşı hakkında tedbir uygulanan
kişi, kanuni temsilcisi ya da mirasçıları tarafından tedbiri uygulayan veya
tedbirle ilgili olan kamu kurum ve kuruluşlarına bu maddenin yürürlüğe girdiği
tarihten itibaren üç ay içinde başvurulur. Kamu kurum ve kuruluşları, başvuru
üzerine yapacağı inceleme sonucuna göre en geç altı ay içinde başvurunun
reddine veya tedbirin kaldırılmasına karar verir. 15/7/1950 tarihli ve 5682
sayılı Pasaport Kanununun ek 7 nci maddesi hükmü saklıdır.
(2) Başvuruların incelenmesi ve
sonuçlandırılması için kamu kurum ve kuruluşları bünyesinde komisyon
kurulabilir.
(3) Kamu kurum ve kuruluşları bu madde
kapsamında yapılacak başvuruların sonuçlandırılması için her türlü bilgi ve
belgeyi ilgililerden talep edebilir.
(4) Soruşturmanın gizliliğine ve Devlet
sırlarına ilişkin ilgili mevzuat hükümleri saklı kalmak kaydıyla kurum ve
kuruluşlar ile yargı mercileri, başvuru kapsamında ihtiyaç duyulan her türlü
bilgi ve belgeyi gecikmeksizin başvuru yapılan kamu kurum ve kuruluşlarına göndermek
veya yerinde incelenmesine imkân sağlamak zorundadır.
(5) Bu madde kapsamındaki çalışmalarda
kamu kurum ve kuruluşlarınca görevlendirilenler, görevlerini yerine
getirdikleri sırada edindikleri kamuya, ilgililere ve üçüncü kişilere ait
gizlilik taşıyan bilgileri, kişisel verileri, ticari sırları ve bunlara ait
belgeleri, bu konuda kanunen yetkili kılınan mercilerden başkasına açıklayamaz,
kendilerinin veya üçüncü kişilerin yararına kullanamaz. Bu yükümlülük görevden
ayrılmalarından sonra da devam eder.
(6) Bu madde ile olağanüstü hal
kapsamında kabul edilen kanunlarda yer alan ilave tedbirlere karşı kamu kurum
ve kuruşlarına yapılan başvurular hakkında karar verenlerin görev ve fiillerine
ilişkin hukuki, idari, mali ve cezai sorumlulukları hakkında 6755 sayılı
Kanunun 37 nci maddesi uygulanır.
(7) Kamu kurum ve kuruluşlarının
kararlarına karşı Hâkimler ve Savcılar Kurulunca belirlenecek Ankara idare
mahkemelerinde iptal davası açılabilir.
(8) Bu madde uyarınca yetkili olmayan
kamu kurum ve kuruluşuna yapılan başvurular yetkili olduğu değerlendirilen kamu
kurum ve kuruluşuna gönderilir ve durum başvurana bildirilir.
(9) Bu maddenin uygulanmasına ilişkin
ortaya çıkabilecek ihtilafları gidermeye Cumhurbaşkanlığı yetkilidir."
V. İNCELEME VE
GEREKÇE
25. Mahkemenin 13/1/2021 tarihinde yapmış olduğu
toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun
İddiaları ve Bakanlık Görüşü
26. Başvurucu; doçentliğin bir öğretim kadrosu niteliği
taşımasının yanında bilimsel çalışmanın bir aşamasını ifade ettiğini, bilimsel
çalışmaların da eğitim hakkı kapsamında kaldığını belirtmiştir. Bundan başka
başvurucu; doçentlik başvurusunun iptali sürecinde savunma hakkının
alınmadığını, bir terörist olarak damgalandığını, eğitimini devam ettirme
imkanından mahrum bırakıldığını ifade etmiş ve kişinin maddi ve manevi
varlığını koruma ve geliştirme hakkı ile eğitim hakkının ihlal edildiğini ileri
sürmüştür.
27. Bakanlık görüşünde; başvurucunun doçentlik
başvurusunun iptalinin kamu görevinden ihraç edilmesinden kaynaklandığını, bu
nedenle öncelikle başvurucunun kamu görevinden ihraç edilme işlemine karşı
Komisyona başvuruda bulunup bulunmadığının dikkate alınması gerektiği
belirtilmiştir. Bundan başka Bakanlık; doçentlik iptalinin ilave tedbir
niteliğinde olduğunu, ilave tedbirlere karşı Komisyona başvuru yapılamayacağına
dair düzenlemenin Anayasa Mahkemesinin bir kararıyla iptal edildiğini, bu durum
karşısında başvurucunun ilave tedbir aleyhine hangi hukuk yollarına başvurduğu
hususunda Anayasa Mahkemesini bilgilendirmediğini ifade etmiştir. Bu
açıklamalar sonrasında Bakanlık, başvurunun olağan kanun yolları tüketilmeden
yapıldığını vurgulamış ve başvurunun bu sebeple kabul edilemez bulunması
gerektiğini belirtmiştir.
28. Başvurucu; Bakanlık görüşüne karşı beyanında,
öncelikle başvuru yollarının tüketilmediği iddiası hakkında açıklama yapmış,
daha sonra başvurunun esasına ilişkin bazı değerlendirmelerde bulunmuştur.
Başvurucu, kamu görevinden çıkarılmasına dair işleme karşı Komisyona
başvurduğunu ancak talebinin reddedildiğini belirtmiştir. Bundan başka
başvurucu, doçentlik başvurusunun iptaline dair işleme karşı ilgili idareye ve
derece mahkemelerine başvurduğunu ancak doçentlik başvurusunun iptalinin KHK
ile gerçekleştiği belirtilerek tüm taleplerinin reddedildiğini ifade etmiş ve
başvuru yollarını tükettiğinin açık olduğunu savunmuştur. Başvurucu, başvurunun
esasına ilişkin olarak ise başvuru formunda belirttiği iddialarını
tekrarlamıştır.
B. Değerlendirme
1. Genel İlkeler
29. Anayasa'nın 148. maddesinin üçüncü fıkrasının son
cümlesi şöyledir:
"Başvuruda bulunabilmek için olağan
kanun yollarının tüketilmiş olması şarttır."
30. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un "Bireysel başvuru
hakkı" kenar başlıklı 45. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:
"İhlale neden olduğu ileri sürülen
işlem, eylem ya da ihmal için kanunda öngörülmüş idari ve yargısal başvuru
yollarının tamamının bireysel başvuru yapılmadan önce tüketilmiş olması gerekir."
31. Anılan Anayasa ve Kanun hükümlerine göre bireysel
başvuru yoluyla Anayasa Mahkemesine başvurabilmek için olağan kanun yollarının
tüketilmiş olması gerekir. Temel hak ve özgürlüklere saygı, devletin tüm
organlarının anayasal ödevi olup bu ödevin ihmal edilmesi nedeniyle ortaya
çıkan hak ihlallerinin düzeltilmesi idari ve yargısal makamların görevidir. Bu
nedenle temel hak ve özgürlüklerin ihlal edildiğine ilişkin iddiaların
öncelikle derece mahkemeleri önünde ileri sürülmesi, bu makamlar tarafından
değerlendirilmesi ve bir çözüme kavuşturulması esastır (Ayşe Zıraman ve
Cennet Yeşilyurt, B. No: 2012/403, 26/3/2013, § 16).
32. Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru, iddia edilen
hak ihlallerinin derece mahkemelerince düzeltilmemesi hâlinde başvurulabilecek
ikincil nitelikte bir hak arama yoludur. Bireysel başvuru yolunun ikincil
niteliği gereği Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunabilmek için
öncelikle olağan kanun yollarının tüketilmesi zorunludur. Bu ilke uyarınca
başvurucunun şikâyetini öncelikle ve süresinde yetkili idari ve yargısal
mercilere usulüne uygun olarak iletmesi, bu konuda sahip olduğu bilgi ve
kanıtlarını zamanında bu makamlara sunması, aynı zamanda bu süreçte dava ve
başvurusunu takip etmek için gerekli özeni göstermiş olması gerekir (Ayşe
Zıraman ve Cennet Yeşilyurt, § 17).
33. Başvuru yollarının tüketilip tüketilmediği, ilke
olarak Anayasa Mahkemesine başvurunun yapıldığı tarihteki duruma bakılarak
değerlendirilir. Ancak Anayasa Mahkemesi bazı durumlarda bireysel başvuru
yapıldıktan sonra oluşturulan yeni başvuru yollarının tüketilmesi gerektiğine
de karar verebilir. Özellikle belli bir konudaki yapısal ve sistemik sorunlara
çözüm bulmak amacıyla sonradan oluşturulmuş bir yol söz konusu ise ikincillik
ilkesi, o konudaki temel hak ve özgürlüklerin ihlali iddialarının -bu yol
vasıtasıyla- öncelikle idari ve yargısal makamlarca değerlendirilmesine imkân
tanınmasını gerekli kılabilir (Remziye Duman, B. No: 2016/25923,
20/7/2017, § 35).
34. Her hâlükârda bir başvuru yolunun tüketilmesinin
gerekli olması için ulaşılabilir olması, ihlal iddiaları yönünden makul bir
başarı şansı sunma ve yeterli giderim sağlama kapasitesine sahip olması
gerekir. Belli bir başvuru yolunun soyut olarak belirtilen niteliklere sahip
olması yeterli değildir. Bu yolun uygulamada da anılan niteliklere sahip olması
ya da en azından sahip olmadığının kanıtlanmamış olması gerekir. Bununla
birlikte soyut olarak makul bir başarı sunma kapasitesi bulunan bir yolun
uygulamada başarıya ulaşmayacağına dair şüphe, o başvuru yolunun
tüketilmemesini haklı kılmaz. Özellikle sonradan oluşturulan ve henüz
uygulaması olmayan bir başvuru yolunun bu kapsamda değerlendirilmesi gerekir (Remziye
Duman, § 36; İsmail Şahan, B. No: 2016/54509, 28/11/2019, §
42).
35. Dolayısıyla bireysel başvuru yapıldıktan sonra yeni
bir başvuru yolunun oluşturulması hâlinde Anayasa Mahkemesinin görevi, söz
konusu başvuru yolunun düzenleniş şekli itibarıyla ulaşılabilir olup
olmadığını, ihlal iddiaları yönünden makul bir başarı şansı sunma ve yeterli
giderim sağlama kapasitesine sahip olup olmadığını değerlendirmektir (Sait
Orçan, B. No: 2016/29085, 19/7/201, § 37).
2. Somut Olayın
Değerlendirilmesi
36. 685 sayılı KHK’nın 2. maddesinde Olağanüstü Hal
İşlemleri İnceleme Komisyonunun görevleri düzenleme altına alınmıştır. Maddenin
ilk hâlinde ilave tedbirlere karşı Komisyona başvuru yapılamayacağı açıkça
belirtilmiştir. Doçentlik başvurularının da bir ilave tedbir olduğu hususunda
kuşku yoktur. 685 sayılı KHK'nın ilk hâli incelendiğinde başvurucu hakkındaki
ilave tedbire yönelik Komisyona başvuru yolu olmadığı anlaşılmaktadır. Ancak
Anayasa Mahkemesi bir kararında (E.2018/74, K.2019/92, 24/12/2019) ilave
tedbirlere yönelik söz konusu düzenlemenin Anayasa'ya aykırı olduğuna karar
vermiş ve ilave tedbirlere yönelik düzenlemeyi iptal etmiştir. Söz konusu
düzenlemenin iptali sonrasında ilave tedbirler için başvuru yolu getiren bir
kanuni düzenleme yapılmıştır. 7256 sayılı Kanun'un 41. maddesiyle getirilen
düzenlemede ilave tedbirlere yönelik olarak tedbire maruz kalan kişilerin
tedbiri uygulayan veya tedbirle ilgili olan kamu kurum ve kuruluşlarına
başvurabileceği, kamu kurum ve kuruluşlarının kararlarına karşı da idari
yargıda dava açılabileceği düzenlemesi yapılmıştır. Sonradan oluşturulan bu
başvuru yolunun ulaşılabilirlik açısından ve başarı şansı sunma, yeterli
giderim sağlama kapasitesi yönünden ayrı ayrı ve sırayla incelenmesi gerekir.
a. Ulaşılabilir Olma
37. OHAL kapsamında kabul edilen kanunlarda yer alan
ilave tedbirlere karşı hakkında tedbir uygulanan kişiler, kanuni temsilcisi ya
da mirasçıları tarafından tedbiri uygulayan veya tedbirle ilgili olan kamu
kurum ve kuruluşlarına kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç ay içinde
başvuruda bulunabilecektir. Kişilerin yetkili olmayan kamu kurum ve kuruluşuna
başvuru yapmaları durumunda başvurular yetkili olduğu değerlendirilen kamu
kurum ve kuruluşuna gönderilecektir. Kamu kurum ve kuruluşlarına başvurulması
için başvuranlardan masraf talep edilmesine yönelik bir düzenleme bulunmamaktadır.
Diğer yandan 7256 sayılı Kanun, makul bir süre içinde kurum ve kuruluşlara
başvurma imkânı da tanımaktadır. Bundan başka kurum ve kuruluşların altı ay
içinde başvuruyu sonuçlandırması bir zorunluluk olarak kabul edilmiştir (bkz. §
24). Dolayısıyla kişileri mali külfet altına sokmaması, yetkili olmayan kamu
kurum ve kuruluşlarına yapılan başvuruların yetkili birimlere gönderilmesi
düzenlemesini içermesi ve kişilere makul bir süre içinde başvuru imkânı
tanıyarak başvuruda kolaylık sağlaması da dikkate alındığında sonradan
oluşturulan bu başvuru yolunun ulaşılabilir olmadığı bu aşamada söylenemez
(benzer değerlendirmeler için bkz. Remziye Duman, § 39).
b. Başarı Şansı Sunma Kapasitesine Sahip Olma
38. Başvurucunun 672 sayılı KHK ile kamu görevinden çıkarılması
dolayısıyla doçentlik başvurusu iptal edilmiştir. 7256 sayılı Kanun'un 41.
maddesinde öngörülen başvuru yolunun 7075 sayılı Kanun ile kanunlaşan 685
sayılı KHK'nın ikinci maddesinde belirtilen işlemlere bağlı olarak gerçekleşen
ve OHAL kapsamında kabul edilen kanunlarda yer alan ilave tedbirlere karşı bir
başvuru yolu olduğu belirtilmiştir (bkz. § 24). Dolayısıyla doçentlik
başvurusunun iptaline ilişkin olarak kamu kurum ve kuruluşların başvuru konusu
işlemi inceleme hususunda yetkili olduğu anlaşılmaktadır.
39. Kamu kurum ve kuruluşları inceleme yaparken kendi
bünyelerinde bir komisyon kurabilecek, inceleme sürecinde her türlü bilgi ve
belgeyi ilgililerden talep edebilecektir. Soruşturmanın gizliliğine ve devlet
sırlarına ilişkin ilgili mevzuat hükümleri saklı kalmak kaydıyla kamu kurum ve
kuruluşları ile yargı mercileri, başvuru kapsamında ihtiyaç duyulan her türlü
bilgi ve belgeyi gecikmeksizin kamu kurum ve kuruluşlarına göndermek veya
yerinde incelenmesine imkân sağlamak zorundadır. Başvurucuların kamu kurum ve
kuruluşlarına bilgi/belge sunmasına da bir engel bulunmamaktadır.
40. Kamu kurum ve kuruluşlarının kararlarına karşı yargı
yolu açıktır. Başvurucular, haklarındaki kararlara karşı idare mahkemelerinde
dava açarak yargı yoluyla da hakkını arayabilir. Kamu kurum ve kuruluşlarının
kararları yargı denetimine açık olduğundan anılan kararlara karşı yargı yoluna
başvurulduğunda Anayasa'nın 36. maddesi gereği başvuruculara adil yargılanma
hakkının tüm güvencelerinin sağlanması gerekir. Bu bağlamda yargılamanın
bağımsız ve tarafsız bir mahkemece, silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama
ilkelerine aykırı olmayacak şekilde hakkaniyete uygun yürütülmesi ve makul
sürede sonuçlandırılması anayasal zorunluluktur. Yargılamanın adil yargılanma
hakkı kapsamındaki usul güvencelerine uygun yürütülmesi gerektiğinden ve aksine
bir düzenleme de bulunmadığından yargılamada potansiyel olarak başvurucuların
dosyaya erişmelerine, davaya etkili şekilde katılmalarına, delillerini sunma ve
inceletme fırsatına sahip olmalarına engel bir durum bulunmamaktadır.
41. Kamu kurum ve kuruluşlarının başvuru konusu işlemi
incelemeye, başvuruyu kabul ederek icra edilebilir bir karar verebilmeye,
bilgi/belgelere ulaşma ve incelemeye yetkili olması, başvurucuların kamu kurum
ve kuruluşlarına bilgi ve belge sunmalarına engel bir durumun bulunmaması,
kararlara karşı yargı yolunun açık olması, bu kapsamda adil yargılanma hakkına
ilişkin güvencelerin yargılama sırasında sağlanmasının Anayasa'nın 36. maddesi
gereği zorunluluk arz etmesi ve 7256 sayılı Kanun ile bu konuda sınırlama
getirilmemiş olması hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde söz konusu
başvuru yolunun düzenleniş şekli itibarıyla başvuruculara ihlal iddiaları
yönünden makul bir başarı şansı sunma kapasitesine sahip olduğu sonucuna
ulaşılmıştır (benzer değerlendirmeler için bkz. Remziye Duman, § 44; Sait
Orçan, § 44).
c. Yeterli Giderim Sağlama Kapasitesine Sahip Olma
42. Kamu kurum ve kuruluşları başvuru üzerine yapacağı
inceleme sonucuna göre en geç altı ay içinde başvurunun reddine veya tedbirin
kaldırılmasına karar verecektir. Hakkında ilave tedbir uygulanan kişilerin
yaptıkları başvurunun kabulü hâlinde işin doğası gereği bu kişiler bakımından
eski hâlin iadesi veya bu mümkün olmadığında yeterli giderim imkânının
sağlanması gerekecektir.
43. Söz konusu başvuru yolunun ilave tedbirlerin
kaldırılmasına imkân tanıması ve tedbirin denetlenmesine ilişkin sürecin hızlı
şekilde gerçekleşmesine ilişkin hükümler içermesi nedenleriyle potansiyel
olarak yeterli giderim sağlama kapasitesine de sahip olduğu kanaatine
ulaşılmıştır (benzer değerlendirmeler için bkz. Remziye Duman, § 47; Sait
Orçan, § 46).
44. Sonuç olarak 7256 sayılı Kanun'un 41. maddesiyle OHAL
kapsamında kabul edilen kanunlardan kaynaklı ilave tedbirlere yönelik olarak
getirilen ve öncelikle ilgili kamu kurum ve kuruluşlarına talepte bulunma, daha
sonra ise idari yargıda dava açma yolu öngören başvuru yolunun ilk bakışta
ulaşılabilir ve ihlal iddialarıyla ilgili başarı şansı sunma ve yeterli giderim
sağlama kapasitesine sahip olduğu anlaşıldığından anılan başvuru yolu
tüketilmeden yapılan başvurunun incelenmesinin bireysel başvurunun ikincil
niteliği ile bağdaşmayacağı değerlendirilmiştir.
45. Açıklanan gerekçelerle başvurunun başvuru
yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi
gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle
KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde
BIRAKILMASINA 13/1/2021 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.