logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Efraim Yakar ve diğerleri [2.B.], B. No: 2018/32170, 11/5/2022, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

EFRAİM YAKAR VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2018/32170)

 

Karar Tarihi: 11/5/2022

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Kadir ÖZKAYA

Üyeler

:

M. Emin KUZ

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Yıldız SEFERİNOĞLU

 

 

Kenan YAŞAR

Raportör

:

Gökçe GÜLTEKİN YILMAZ

Başvurucular

:

1. Efraim YAKAR

 

 

2. Gülsen YAKAR

 

 

3. Mahmut ALKIŞ

Vekili

:

Av. Murat SADAK

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru; gözaltında iken alınan sağlık raporlarında usulsüzlük gerçekleştirildiği iddiasıyla yapılan şikayet hakkında soruşturma izni verilmemesinin kötü muamele yasağını ihlal ettiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 25/10/2018 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvuruların kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüşünü bildirmiştir.

7. Başvurucular, Bakanlığın görüşüne karşı süresinde beyanda bulunmamışlardır.

III. OLAY VE OLGULAR

8. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde ilgili olaylar özetle şöyledir:

A. Bireysel Başvuru Öncesindeki Süreç

9. Başvurucular Efraim Yakar ve Mahmut Alkış 16/6/2017 günü saat 20.30 sıralarında, evlerinin bulunduğu İstanbul Bağcılar ilçesinde özel araçları ile trafikte ilerledikleri sırada kolluk görevlileri tarafından durdurulmuştur. Kolluk görevlileri başvurucuların arama işlemine direndiklerini belirtmektedir.

10. Başvurucular ise kendilerini durduran kolluk görevlileri tarafından darbedildiklerini, bu sırada olay yerinde bulunan ve Efraim Yakar'ın annesi olan diğer başvurucu Gülseren Yakar'ın da olaya müdahale etmesi nedeniyle darbedildiğini ileri sürmektedir. Başvurucular kolluk görevlileri hakkında şikâyette bulunmuştur.

11. Başvurucular gözaltına alınmış ve kolluk görevlileri ile birlikte sağlık raporu için Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesine götürülmüştür. Burada hem başvurucular hem de kolluk görevlileri hakkında sağlık raporu düzenlenmiştir.

12. Başvurucular 7/8/2017 tarihinde olaya ilişkin sağlık raporu düzenleyen doktorlar hakkında Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığına (Başsavcılık) şikâyette bulunmuştur. Başvurucular şikâyet dilekçelerinde özetle 16/6/2017 tarihinde kolluk görevlilerinin kötü muamelesine maruz kaldıklarını, anılan olay nedeniyle Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesinde dış beden muayenesine tabi tutulduklarını, bu kapsamda düzenlenen sağlık raporlarının kolluk görevlileri yönünden oldukça ayrıntılı olduğunu, kendileri hakkında düzenlenen raporların ise son derece yüzeysel olduğunu, doktorların görevlerini kötüye kullandıklarını ve suçu gizlemeye çalıştıklarını ileri sürmüştür. Başvurucular ayrıca olaydan bir gün sonra Efraim Yakar'ın ve Mahmut Alkış'ın Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesine müracaat ettiklerini, burada yapılan dış beden muayenesi sonucunda düzenlenen sağlık raporlarının daha ayrıntılı olduğunu, Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesindeki muayene sonucu düzenlenen raporlarda belirtilmeyen bulgulara yer verildiğini iddia etmiştir.

13. Başsavcılık 15/12/2017 tarihinde İstanbul Valiliğinden (Valilik) ilgili görevliler hakkında soruşturma izni talep etmiştir. Valilik 25/6/2018 tarihinde soruşturma izni verilmemesine karar vermiştir.

14. Başvurucular soruşturma izni verilmemesine dair karara itiraz etmiştir. İstanbul Bölge İdare Mahkemesi Birinci İdare Dava Dairesi 20/9/2018 tarihinde itirazın kesin olarak reddine karar vermiştir.

15. Başvurucular anılan karar hakkında 25/10/2018 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuşlardır.

B. Bireysel Başvuru Sonrasındaki Süreç

16. Başsavcılık, şikâyet konusu fiilin genel soruşturma usulüne tabi olduğunu değerlendirmiş ve soruşturmaya devam etmiştir.

17. Başsavcılık tarafından, başvurucular Efraim Yakar ve Mahmut Alkış hakkında düzenlenen sağlık raporları getirilmiş ve 19/12/2018 tarihinde Adli Tıp Kurumundan (ATK) bu raporlar arasında çelişki bulunup bulunmadığı hususunda rapor düzenlenmesi talep edilmiştir.

18. ATK 1/4/2021 tarihinde her iki başvurucu yönünden ayrı ayrı mütalaa hazırlamıştır. Anılan mütalaaların ilgili kısmı aynı niteliktedir ve şöyledir:

"...

1)Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesinin muayene kayıtları ile Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesinin muayene kayıtları arsında tıbben çelişki olarak yorumlanabilecek bir farklılık saptanmadığı,

2) Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesinde muayene yapıp rapor düzenleyen hekimler bakımından atfı kabil bir kusur veya özen eksikliği saptanmadığı,

3)Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi ve Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesinde düzenlenen söz konusu raporlardaki farklılığın kasten yaralama suçuna ilişkin olarak TCK 86. ve 87.Maddelerinde öngörülen yaralanma nitelikleri açısından farklılık yaratmadığı ..."

19. Başsavcılık 1/6/2021 tarihinde kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vermiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

"...

Yürütülen soruşturma kapsamında, ilk olarak soruşturma izni talebi cihetine gidilmiş ve yapılan ön inceleme neticesinde Valilik Makamınca soruşturma izni verilmemesine dair karar (25.06.2018 tarih ve 2018/115 sayılı Karar) verilmişse de bu noktada, CMK.161/5 uyarınca eylemin genel soruşturma usulüne tabi olduğu ve soruşturma iznine tabi olmadığı değerlendirilmiş; bu itibarla vaki talebin sehven gerçekleştirilmiş olduğu anlaşılmıştır.

...

Yukarıda izah edilen her iki mütalaada da Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi' nde düzenlenen raporlar arasında tıbben çelişki olarak yorumlanabilecek bir farklılık saptanmadığı; raporlarda tespit edilen bulguların TCK.86 ve 87' de öngörülen yaralanma nitelikleri açısından farklı bir sonuç doğurmadığı ve herhangi bir hekime kusur atfında bulunulamayacağı belirtilmiştir.

İfade edilmelidir ki yukarıda özetlenen Adlî Tıp Kurumu mütalaaları karşısında, soruşturma konusu eylemin resmî belgede sahtecilik, görevi kötüye kullanma ya da herhangi bir suça temas etmediği anlaşılmıştır. Zira farklı hastanelerde düzenlenen ve biri, diğerindeki gerçeğe aykırılığa delil kılınan raporlar, TCK. 86 ve 87' de öngörülen yaralanma nitelikleri bakımından aynı sonuca ulaşmaktadır. Hâl böyle olunca da söz konusu suçlar yönünden tipiklik ne fiil unsuru ne de kast unsuru yönünden oluşur.

Bir başka açıdan, Müştekiler Efraim YAKAR ile Mahmut ALKIŞ' ın olaydan bir gün sonra müracaat ettikleri Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi' nde yapılan dış beden muayenesi sonucu düzenlenen raporların ilgili soruşturma / kovuşturma sürecinde merciine ibraz edilerek hükme esas alınmasının sağlanması mümkün olduğundan, görevi kötüye kullanma suçu bakımından objektif cezalandırılabilme şartlarının da oluşmadığı da açıktır.

Son olarak, Müşteki Gülsen YAKAR yönünden, söz konusu kişinin yalnızca Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde muayeneye tabi tutulması karşısında, yukarıdaki açıklamaların yanı sıra iddianın soyut nitelikte olduğu da ifade edilmelidir..."

20. Başvurucular kovuşturmaya yer olmadığına dair karara itiraz etmiştir. Bakırköy 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 4/10/2021 tarihli kararıyla itirazın kesin olarak reddine karar verilmiştir.

IV. İLGİLİ HUKUK

21. 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun "Resmi belgede sahtecilik" kenar başlıklı 204. maddesi şöyledir:

"(1)Bir resmi belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir resmi belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren veya sahte resmi belgeyi kullanan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

 (2) Görevi gereği düzenlemeye yetkili olduğu resmi bir belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren, gerçeğe aykırı olarak belge düzenleyen veya sahte resmi belgeyi kullanan kamu görevlisi üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

 (3) Resmi belgenin, kanun hükmü gereği sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli olan belge niteliğinde olması halinde, verilecek ceza yarısı oranında artırılır."

V. İNCELEME VE GEREKÇE

22. Anayasa Mahkemesinin 11/5/2022 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucuların İddiaları ve Bakanlık Görüşü

23. Başvurucular; gözaltında iken alınan sağlık raporlarında usulsüzlük yapıldığını, görevli doktorlar hakkında şikâyette bulunduklarını ancak soruşturma izni verilmediğini belirterek kötü muamele yasağının ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.

24. Bakanlık görüşünde, başvurudan sonraki süreçte Başsavcılık tarafından şikâyetin genel soruşturma usulüne tabi olduğunun değerlendirildiği ve soruşturmaya devam edildiği ifade edilmiş; soruşturma süreci hakkında bilgi verilmiştir.

25. Başvurucular, Bakanlığın görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.

B. Değerlendirme

26. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucular tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucuların iddiaları kötü muamele yasağı kapsamında değerlendirilmiştir.

27. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün “Düşme kararı” kenar başlıklı 80. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

 “(1) Bölümler ya da Komisyonlarca yargılamanın her aşamasında aşağıdaki hâllerde düşme kararı verilebilir:

ç) Bölümler ya da Komisyonlarca saptanan herhangi bir başka gerekçeden ötürü, başvurunun incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir neden görülmemesi.”

28. Başvurucuların ihlal iddialarının temelinde sağlık raporlarını düzenleyen doktorlar hakkında soruşturma izni verilmemesinin olduğu görülmüştür. Bireysel başvurudan sonraki süreçte ise Başsavcılık tarafından şikâyetin genel soruşturma usulüne tabi olduğunun değerlendirildiği ve soruşturmaya devam edildiği anlaşılmıştır. Bu şartlar altında başvurunun incelenmesini haklı kılan bir nedenin bulunmadığının kabulü gerekir.

29. Açıklanan gerekçelerle incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir neden kalmadığı anlaşıldığından başvurunun düşmesine karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvurunun incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir neden kalmaması nedeniyle DÜŞMESİNE,

B. Yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde BIRAKILMASINA 11/5/2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Efraim Yakar ve diğerleri [2.B.], B. No: 2018/32170, 11/5/2022, § …)
   
Başvuru Adı EFRAİM YAKAR VE DİĞERLERİ
Başvuru No 2018/32170
Başvuru Tarihi 25/10/2018
Karar Tarihi 11/5/2022

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, gözaltında iken alınan sağlık raporlarında usulsüzlük gerçekleştirildiği iddiasıyla yapılan şikayet hakkında soruşturma izni verilmemesinin kötü muamele yasağını ihlal ettiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Kötü muamele yasağı Diğer kötü muamele iddiaları Düşme

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 5237 Türk Ceza Kanunu 204
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi