TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
ALİ GALİP BALTAOĞLU BAŞVURUSU (4)
(Başvuru Numarası: 2018/32812)
Karar Tarihi: 2/11/2022
Başkan
:
Kadir ÖZKAYA
Üyeler
Engin YILDIRIM
M. Emin KUZ
Basri BAĞCI
Kenan YAŞAR
Raportör
Muhammed Cemil KANDEMİR
Başvurucu
Ali Galip BALTAOĞLU
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru; İnfaz Hâkimliği kararına karşı yapılan itirazın, sürenin son gününün resmî tatile geldiği dikkate alınmadan süre aşımı gerekçesiyle reddedilmesi nedeniyle mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 2/11/2018 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüşünü bildirmiştir.
7. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı süresi içerisinde beyanda bulunmuştur.
III. OLAY VE OLGULAR
8. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:
9. Başvurucu, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme ve terör örgütlerinin yayınlarını basmak veya yayınlamak suçlarından Uşak Sulh Ceza Hâkimliğinin 6/7/2018 tarihli kararı ile tutuklanarak Uşak E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna (Ceza İnfaz Kurumu) alınmıştır.
10. Başvurucu 17-19 Temmuz 2018 tarihleri arasında üç farklı kişiye gönderilmek üzere dört adetmektubu Ceza İnfaz Kurumu idaresine teslim etmiştir. Ceza İnfaz Kurumu Mektup Okuma Komisyonu Başkanlığı tarafından yapılan değerlendirmeler sonucunda, mektup içeriklerinde sakıncalı ifadeler yer alması nedeniyle söz konusu mektuplar incelenmek üzere Ceza İnfaz Kurumu Disiplin Kuruluna gönderilmiştir.
11. Ceza İnfaz Kurumu Disiplin Kurulu tarafından yapılan değerlendirme sonucunda 19/7/2018 tarihli 2018/848 ve 2018/849 ve 20/7/2018 tarihli 2018/852 ve 2018/853 numaralı kararlar ile mektupların sakıncalı olması nedeniyle mektuplara el konulmasına hükmedilmiştir. Verilen kararlar aynı gün başvurucuya tebliğ edilmiştir.
12. Başvurucu 1/8/2018 tarihinde Uşak İnfaz Hâkimliğine söz konusu kararlara karşı şikâyet yoluna başvurmuştur.
13. Uşak İnfaz Hâkimliği 10/8/2018 tarihli kararıyla başvurucunun şikâyetini reddetmiştir. Kararda, kararın tebliğinden itibaren yedi günlük yasal süresi içerisinde Uşak1. Ağır Ceza Mahkemesine itiraz yolunun açık olduğu belirtilmiştir.
14. Başvurucu 27/8/2018 tarihinde Uşak 1. Ağır Ceza Mahkemesine (Ağır Ceza Mahkemesi) başvurarak karara itiraz etmiştir. Ağır Ceza Mahkemesi itirazı süresinde yapılmadığı gerekçesiyle 11/9/2018 tarihli kararıyla reddetmiştir. Kararın gerekçesi şöyledir:
"4675 sayılı İnfaz Hakimliği Kanunun 6/5. maddesine göre, “İnfaz hâkiminin kararlarına karşı şikâyetçi veya ilgili Cumhuriyet savcısı tarafından, tebliğden itibaren bir hafta içinde Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu hükümlerine göre acele itiraz yoluna gidilebilir.” Bu kapsamda tutuklu Alip Galip Baltoğlu'nun mahkememize konu itiraz dilekçesi hakkında inceleme yapıldığında, Uşak İnfaz Hakimliği’nin 2018/873E 2018/887K sayılı “Sakıncalı mektup değerlendirme kararına ilişkin şikayetin reddine" dair kararı 10/08/2018 tarihinde verdiği, verilen bu kararın tutukluya 15/08/2018 tarihinde tebliğ edildiği, tutuklunun 7 günlük süre içinde (yani 23/08/2018 tarihine kadar) belirtilen karara itiraz edebileceği ancak tutuklunun bu karara 27/08/2018 tarihinde itiraz ettiği, tutuklunun itiraz ederken yukarıda anlatılan bir haftalık süreyi geçirdiği ayrıca süresinden sonra itiraz etmesini haklı gösterir delil, belge de sunmamış olduğu görülmekle itirazın reddine karar verilmiştir."
15. Nihai karar başvurucuya 3/10/2018 tarihinde tebliğ edilmiştir.
16. Başvurucu 2/11/2018 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İLGİLİ HUKUK
A. Ulusal Hukuk
17. 16/5/2001 tarihli ve 4675 sayılı İnfaz Hâkimliği Kanunu'nun "İnfaz hâkimliğince şikâyet üzerine verilen kararlar" kenar başlıklı 6. maddesinin beşinci fıkrasının olay tarihinde yürürlükte olan hâli şöyledir:
"İnfaz hâkiminin kararlarına karşı şikâyetçi veya ilgili Cumhuriyet savcısı tarafından, tebliğden itibaren bir hafta içinde Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu hükümlerine göre acele itiraz yoluna gidilebilir."
18. 23/3/2005 tarihli ve 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un "Yollamalar" başlıklı 3. maddesinin(1) numaralı fıkrası şöyledir:
"Mevzuatta, yürürlükten kaldırılan Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununa yapılan yollamalar, Ceza Muhakemesi Kanununun bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılır."
19. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “Sürelerin hesaplanması” kenar başlıklı 39. maddesinin (2) ve (4) numaralı fıkraları şöyledir:
"(2) Süre, hafta olarak belirlenmiş ise, tebligatın yapıldığı günün, son haftada isim itibarıyla karşılığı olan günün mesai saati bitiminde sona erer.
...
(4) Son gün bir tatile rastlarsa süre, tatilin ertesi günü biter.”
20. 17/3/1981 tarihli ve 2429 sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanun’un 2. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
“Aşağıda sayılan resmi ve dini bayram günleri ile yılbaşı günü ve 1 Mayıs günü genel tatil günleridir.
B) Dini bayramlar şunlardır:
2. Kurban Bayramı; Arefe günü saat 13.00'ten itibaren 4,5 gündür.
D) Ulusal, resmi ve dini bayram günleri ile yılbaşı günü ve 1 Mayıs günü ve 15 Temmuz günü resmi daire ve kuruluşlar tatil edilir.
...”
B. Uluslararası Hukuk
21. İlgili uluslararası hukuk için bkz. Cemil Hırca, B. No: 2019/8549, 23/11/2021, § 16-18.
V. İNCELEME VE GEREKÇE
22. Anayasa Mahkemesinin 2/11/2022 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Mahkemeye Erişim Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucunun iddiaları ve Bakanlık Görüşü
23. Başvurucu, İnfaz Hâkimliği kararını 15/8/2018 Çarşamba günü tebellüğ ettiğini, Kurban Bayramı tatilinin 21/8/2018 tarihinde başladığını, itiraz başvurusunun yapıldığı tarihe kadar resmî tatil olduğunu, bu tatil sonrasında ilk mesai günü olan 27/8/2018 tarihinde süresi içerisinde itirazın yapıldığını, buna rağmen süresinde yapılmadığı gerekçesiyle itirazının reddedilmesi ve hızlı ve etkin karar verilmemesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
24. Bakanlık, mahkemeye erişim hakkının sınırlandırılabilen bir hak olduğunu belirtmiş ve başvuru öncesi süreci özetlemiştir.
25. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı verdiği cevapta Ağır Ceza Mahkemesine yaptığı itirazın süresinde olduğunu ve tahliye edildiğini ifade etmiştir.
2. Değerlendirme
26. Anayasa’nın iddianın değerlendirilmesinde dayanak alınacak "Hak arama hürriyeti" kenar başlıklı 36. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
"Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir."
27. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun yukarıda yer verilen şikâyetlerinin özü, İnfaz Hâkimliği kararına süresinde itiraz etmesine rağmen mahkemece hatalı yorum yapılarak itirazının değerlendirilmemesidir. Başvurucunun ihlal iddiaları, adil yargılanma hakkının güvencelerinden biri olan mahkemeye erişim hakkı kapsamında incelenmiştir.
a. Kabul Edilebilirlik Yönünden
28. Anayasa’nın 148. maddesinin üçüncü fıkrası ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 45. maddesinin (1) numaralı fıkrasına göre bireysel başvurunun incelenebilmesi için kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddia edilen hakkın Anayasa’da güvence altına alınmış olmasının yanı sıra Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (Sözleşme) ve Türkiye’nin de taraf olduğu Sözleşme'ye ek protokollerin kapsamına girmesi gerekir. Anayasa ve Sözleşme’nin ortak koruma alanı dışında kalan hak ihlali iddiasını içeren başvurular bireysel başvurunun kapsamında değildir (Onurhan Solmaz, B. No: 2012/1049, 26/3/2013, § 18).
29. Sözleşme’nin 6. maddesinde, adil yargılanmaya ilişkin hak ve ilkelerin medeni hak ve yükümlülükler ile ilgili uyuşmazlıkların ve bir suç isnadının esasının karara bağlanması esnasında geçerli olduğu belirtilerek hakkın kapsamı bu konularla sınırlandırılmıştır. Dolayısıyla bahsedilen hâller dışında kalan adil yargılanma hakkının ihlali iddiasına dayanan başvurular, Anayasa ve Sözleşme kapsamı dışında kalacağından bireysel başvuruya konu olamaz (Onurhan Solmaz, § 23).
30. Somut olayda, başvurucunun üç farklı kişiye gönderilmek üzere Ceza İnfaz Kurumu idaresine teslim ettiği mektupların sakıncalı bulunarak gönderilmemesi haberleşme ve iletişim araçlarından yoksun bırakılması sonucunu ortaya çıkardığından, bu bağlamda medeni hak niteliğindedir. Başvurucunun, mektuplarının sakıncalı bulunması sebebiyle gönderilmemesinden dolayı şikâyet başvurusunun İnfaz Hâkimliğince reddedilmesi üzerine yaptığı itirazın Ağır Ceza Mahkemesi tarafından süresinde yapılmadığı gerekçesiyle incelenmemesinin medeni hak ve yükümlüklere ilişkin uyuşmazlık kapsamında kaldığı değerlendirilmiştir.
31. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
b. Esas Yönünden
i. Genel İlkeler
32. Genel ilkeler ve dava açma süresinin son gününün resmî tatil olan hafta sonuna denk gelmesiyle ilgili bkz. Cemil Hırca, B. No: 2019/8549, 23/11/2021, §§ 29-37; dava açma süresinin son günün resmî tatil olan Kurban Bayramına denk gelmesiyle ilgili bkz. R.Ç., B. No: 2018/6238, 25/2/2021, §§ 35-44; hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı itirazın son gününün Kurban Bayramına ve takip eden iki günün hafta sonu tatiline denk gelmesine ilişkin olarak bkz. İbrahim Topcu, B. No: 2014/1295, 23/3/2017, §§ 30-40.
ii. İlkelerin Olaya Uygulanması
33. Anayasa Mahkemesi birçok kararında dava açma veya itiraz sürelerinin hesaplanmasında sürenin son gününün resmî tatil gününe denk gelmesinin dikkate alınmamasını kanuni dayanağı olmayan bir müdahale olarak değerlendirmiş ve ihlal kararları vermiştir (ayrıntılı değerlendirmeler için bkz. § 32).
34. Başvuru konusu olayda uygulanan 4675 sayılı Kanun’un 6. maddesinin beşinci fıkrasının olay tarihinde yürürlükte olan hâlinde infaz hâkimi kararlarına karşı tebliğinden itibaren bir hafta içerisinde 5320 sayılı Kanun hükümlerine göre itiraz yoluna gidilebileceği açıkça belirlenmiştir. 5320 sayılı Kanun'un yaptığı yollamayla ulaşılan 5271 sayılı Kanun’un 39. maddesinde yasal sürelerin hesaplanma yöntemi ve resmî tatil günlerinin esas alınma usulleri şüpheye yer vermeyecek biçimde düzenlenmiştir. Başvurucunun şikâyetinin bu kısmı mevcut kanuni düzenlemenin açıkça hatalı uygulanması ile ilgilidir.
35. Somut olayda, başvuru konusu Ağır Ceza Mahkemesi kararı ile başvurucunun İnfaz Hâkimliği kararına itirazı süresinde yapılmadığı gerekçesiyle reddedilmiştir. Başvurucuya İnfaz Hâkimliği kararının 15/8/2018 tarihinde tebliğ edildiğine ilişkin ihtilaf bulunmamaktadır.
36. Bu kapsamda başvurucu hakkında İnfaz Hâkimliği tarafından verilen kararın 15/8/2018 tarihinde tebliğ edildiği, itiraz kanun yoluna başvurma süresinin bir hafta olduğu ve sürenin tebliğ tarihinden başladığı, sürenin son gününün 22/8/2018 olduğu, 2018 yılı Kurban Bayramı resmî tatil günlerinin 21/8/2018 ila 24/8/2018 tarihlerine rastladığı ve takip eden iki günün hafta sonu tatili olduğu, başvurucunun itiraz dilekçesini resmî tatil sonrası 27/8/2018 tarihinde sunduğu anlaşılmıştır.
37. Ağır Ceza Mahkemesinin başvurucunun itirazını süre yönünden reddetmesiyle başvurucunun mahkemeye erişim hakkına kanuni dayanağı olmadan müdahale edildiği anlaşılmıştır. Bu durumda yukarıda anılan kararlarda ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir husus bulunmamaktadır. Başvurucunun Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
B. Diğer İhlal İddiaları
38. Başvurucu; itiraz dilekçesi oluşturmak için talep etmesine rağmen mektuplarının kendisine verilmemesi nedeniyle dilekçe ve savunma hakkının, göndermek istediği dört adet mektubunun sakıncalı bulunması nedeniyle haberleşme özgürlüğünün, mektuplarındaki ifadelere ilişkin olarak suç isnadında bulunulması nedeniyle suçta ve cezada kanunilik ilkesinin, makaleleri suç sayılarak düşünce, vicdan ve ifade özgürlüğünün, idarece aleyhine delil üretilmesi nedeniyle güvenlik hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
39. Mahkemeye erişim hakkı yönünden ulaşılan sonuç gözetildiğinde başvurucunun bu iddialarının ayrıca incelenmesine gerek görülmemiştir.
C. 6216 Sayılı Kanun'un 50. Maddesi Yönünden
40. Başvurucu, yürütmeyi durdurma, mektupların gönderildiği kişilere teslimi ve manevi tazminat taleplerinde bulunmuştur.
41. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiğiyargı mercilerince yapılması gereken iş yenidenyargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. maddesinin (2) numaralı fıkrasında düzenlenen bireysel başvuruya özgü yeniden yargılama kurumunun özelliklerine ilişkin kapsamlı açıklamalar için bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).
42. Öte yandan ihlalin niteliğine göre yeniden yargılamanın yeterli bir giderim sağlayacağı anlaşıldığından başvurucunun diğer talepleri kabul edilmemiştir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Diğer hak ihlal iddialarının İNCELENMESİNE GEREK BULUNMADIĞINA,
C. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki mahkemeye erişim hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
D. Kararın bir örneğinin mahkemeye erişim hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak amacıyla Uşak 1. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesini sağlamak üzere Uşak İnfaz Hâkimliğine (E.2018/873, K.2018/887) GÖNDERİLMESİNE,
E. Başvurucunun tazminat taleplerinin REDDİNE,
F. 294,70 TL harçtan oluşan yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,
G. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
H. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 2/11/2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.