TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
SARE TEKALAN BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2018/34758)
Karar Tarihi: 14/10/2020
Başkan
:
Hasan Tahsin GÖKCAN
Üyeler
Serdar ÖZGÜLDÜR
Burhan ÜSTÜN
Hicabi DURSUN
Selahaddin MENTEŞ
Raportör
Selçuk KILIÇ
Başvurucu
Sare TEKALAN
Vekili
Av. Ayşe Süeda ÜNAL
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, eşi hakkında arama kaydı bulunduğundan bahisle başvurucuya pasaport verilmemesi nedeniyle adil yargılanma hakkı ile yerleşme ve seyahat hürriyetinin ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 14/11/2018 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüşünü bildirmiştir.
7. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı süresinde beyanda bulunmuştur.
III. OLAY VE OLGULAR
8. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:
9. Eşi hakkında Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ve/veya Paralel Devlet Yapılanması (PDY) ile irtibatı nedeniyle sekiz ayrı suçtan arama kaydı bulunduğu gerekçesiyle başvurucunun hususi damgalı pasaportu iptal edilmiştir.
10. Başvurucu tarafından Gölbaşı İlçe Emniyet Müdürlüğü ve Kahramankazan İlçe Emniyet Müdürlüğünden pasaport başvurusu yapabilmek için randevu alınmış, söz konusu pasaport taleplerinin ilgili birimlerce şifahen reddedildiğinden bahisle pasaport başvurusunun olumlu sonuçlandırılması için gerekli işlemlerin yapılması istemiyle 6/2/2017 tarihinde Ankara Valiliğine (Valilik) müracaatta bulunulmuştur.
11. Valiliğin 22/3/2017 tarihli yazısı ile söz konusu başvurunun 9/10/2003 tarihli ve 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu kapsamı dışında bulunduğu hususunun başvurucuya bildirilmesi üzerine başvurucu tarafından, pasaport talebi hakkında işlem tesis edilmediğinden bahisle pasaport başvurusunun alınması ve kendisine pasaport verilmesi istemiyle yaptığı başvurunun cevap verilmeksizin zımnen reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle 16/6/2017 tarihinde Ankara 11. İdare Mahkemesinde (Mahkeme) dava açılmıştır.
12. Mahkemece yapılan değerlendirme sonucu 30/3/2018 tarihli karar ile davanın reddine hükmedilmiştir. Kararın gerekçesinde; başvurucunun eşi hakkında FETÖ/PDY ile irtibatı nedeniyle birden fazla suçtan arama kaydının bulunduğu ve 22/7/2016 tarihli ve 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin (667 sayılı KHK) 5. maddesinin ikinci fıkrasında eşi hakkında suç soruşturması bulunan kişinin pasaportunun genel güvenlik açısından sakınca görülmesi hâlinde iptal edilebileceğinin düzenlendiği belirtilmiştir. Bu kapsamda ülke çapında ciddi tehlike yaratan terör örgütüne mensup olma şüphesiyle aranan şahsın eşi olan başvurucunun pasaportunun iptal edilmesi ve yeni pasaport başvurusunun kabul edilmemesine ilişkin işlemde hukuka aykırılık görülmediği ifade edilmiştir.
13. Karara karşı istinaf başvurusunda bulunulmuş, Ankara Bölge İdare Mahkemesi 10. İdari Dava Dairesinin (Daire) 11/9/2018 tarihli ilamıyla istinaf isteminin reddine ve mahkeme kararının onanmasına kesin olarak hükmedilmiştir.
14. Nihai karar başvurucu vekiline 15/10/2018 tarihinde tebliğ edilmiş, başvurucu 14/11/2018 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İLGİLİ HUKUK
A. İlgili Mevzuat
15. 667 sayılı KHK'nın "Yürütülen soruşturmalarda alınacak tedbirler" kenar başlıklı 5. maddesi şöyledir:
"(1) Millî güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen yapı, oluşum veya gruplara ya da terör örgütlerine üyeliği veya iltisakı ya da bunlarla irtibatı nedeniyle haklarında idari işlem tesis edilenler ile aynı gerekçeyle haklarında suç soruşturması veya kovuşturması yürütülenler, işlemi yapan kurum ve kuruluşlarca ilgili pasaport birimine derhal bildirilir. Bu bildirim üzerine ilgili pasaport birimlerince pasaportlar iptal edilir."
16. 1/9/2016 tarihli ve 29818 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 15/8/2016 tarihli ve 673 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 10. maddesinin (2) numaralı fıkrası ile 667 sayılı KHK'nın 5. maddesine eklenen fıkra şöyledir:
"(2) Birinci fıkraya göre ilgili pasaport birimine isimleri bildirilen kişilerin eşlerine ait pasaportlar da genel güvenlik açısından mahzurlu görülmesi halinde aynı tarihte İçişleri Bakanlığınca iptal edilebilir."
17. 18/10/2016 tarihli ve 6749 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun’un 5. maddesi, 667 sayılı KHK'nın 5. maddesiyle aynı şekilde düzenlenmiştir.
18. 15/7/1950 tarihli ve 5682 sayılı Pasaport Kanunu'na 24/10/2019 tarihli ve 30928 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanun'un 2. maddesiyle eklenen ek 7. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
"Millî güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen yapı, oluşum veya gruplara ya da terör örgütlerine üyeliği veya iltisakı ya da bunlarla irtibatı nedeniyle;
A) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ilan edilen olağanüstü hal kapsamında kabul edilen kanunlar uyarınca kamu görevinden çıkarılmaları veya rütbelerinin alınması nedeniyle pasaportları iptal edilenler ile haklarında pasaport verilmemesine yönelik idari işlem tesis edilmiş olanlardan,
B) 18/10/2016 tarihli ve 6749 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanunun 5 inci maddesi ve 27/6/1989 tarihli ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin geçici 35 inci maddesi uyarınca pasaportları iptal edilenler ile haklarında pasaport verilmemesine yönelik idari işlem tesis edilmiş olanlardan,
...
...haklarında aynı nedenlerden dolayı; devam etmekte olan herhangi bir idari veya adli soruşturma veya kovuşturma bulunmayanlara, kovuşturmaya yer olmadığına, beraatine, ceza verilmesine yer olmadığına, davanın reddine veya düşmesine karar verilenlere, mahkûmiyet kararı bulunanlardan cezası tümüyle infaz edilenlere veya ertelenenlere, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilenlere, başvurmaları hâlinde kolluk birimlerince yapılacak araştırma sonucuna göre İçişleri Bakanlığınca pasaport verilebilir.”
B. Anayasa Mahkemesi Kararı
19. Anayasa Mahkemesinin 6749 sayılı Kanun'un 5. maddesinin (2) numaralı fıkrasının iptaline ilişkin 24/7/2019 tarihli ve E.2016/205, K.2019/63 sayılı kararının ilgili kısmı şöyledir:
"70. 6216 sayılı Kanun’un 43. maddesi uyarınca kural, ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 23. maddesi yönünden de incelenmiştir.
71. Kanun’un 5. maddesinin (1) numaralı fıkrasında, millî güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen yapı, oluşum veya gruplara ya da terör örgütlerine üyeliği veya iltisakı ya da bunlarla irtibatı nedeniyle haklarında idari işlem tesis edilenler ile aynı gerekçeyle haklarında suç soruşturması veya kovuşturması yürütülenlerin, işlemi yapan kurum ve kuruluşlarca ilgili pasaport birimine derhâl bildirileceği; bu bildirim üzerine ilgili pasaport birimlerince pasaportlarının iptal edilebileceği düzenlenmektedir. Dava konusu (2) numaralı fıkrada ise ilgili pasaport birimine bildirilen kişilerin eşlerinin pasaportlarının da genel güvenlik açısından mahzurlu görülmesi hâlinde iptal edilebileceği öngörülmektedir.
72. Dava konusu kural içeriği itibarıyla olağanüstü hâlin ilanına neden olan tehdit ve tehlikelerin bertaraf edilmesine yönelik olmasına rağmen olağanüstü hâl süresini aşacak biçimde uygulanmaya imkân vermektedir. Başka bir ifadeyle kural olağanüstü hâl süresiyle sınırlı bir düzenleme öngörmemektedir. Bu durumda kurala ilişkin incelemenin sınırlamaya konu hakkın düzenlendiği Anayasa maddesi başta olmak üzere Anayasa’nın ilgili hükümleri bağlamında yapılması gerekir.
73. Anayasa’nın “Yerleşme ve seyahat hürriyeti” başlıklı 23. maddesinde herkesin yerleşme ve seyahat hürriyetine sahip olduğu; seyahat hürriyetinin suç soruşturma ve kovuşturması sebebiyle ve suç işlenmesini önlemek amaçlarıyla kanunla sınırlanabileceği, vatandaşın yurt dışına çıkma hürriyetinin ancak suç soruşturması veya kovuşturması sebebiyle hâkim kararıyla sınırlanabileceği hüküm altına alınmıştır.
74. Dava konusu kuralda, millî güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen yapı, oluşum veya gruplara ya da terör örgütlerine üyeliği veya iltisakı ya da bunlarla irtibatı olması nedeniyle idari işleme ya da suç soruşturması veya kovuşturmasına muhatap olan kişilerin eşlerinin pasaportlarının da, yurt dışına çıkmalarının genel güvenlik açısından mahzurlu görülmesi durumunda, İçişleri Bakanlığınca iptal edilebileceği düzenlenmektedir.
75. Anayasa’nın 23. maddesinin beşinci fıkrasında vatandaşın yurt dışına çıkma hürriyetinin ancak suç soruşturması veya kovuşturması sebebiyle hâkim kararıyla sınırlanabileceği hüküm altına alınmıştır. Dava konusu kural ise belirli koşullardaki kişilerin haklarında bir suç nedeniyle yapılan soruşturma ya da kovuşturma olmaksızın ve hâkim kararı aranmaksızın pasaportlarının bakanlıkça iptaline karar verilebilmesine imkân sağlamaktadır. Bu nedenle kural, Anayasa’nın yerleşme ve seyahat özgürlüğüne tanıdığı güvencelerle bağdaşmamaktadır.
76. Öte yandan kural olağanüstü dönemde de uygulama alanı bulmuştur. Olağanüstü dönemlerde temel hak ve özgürlüklere Anayasa’da öngörülen güvencelere aykırı tedbirler alınmasına Anayasa belirli koşullarda cevaz vermiştir. Bu nedenle kuralın olağan dönemde seyahat özgürlüğüne aykırı olduğu yönünde yapılan tespit kuralın olağanüstü dönemle sınırlı uygulamasını kapsamamaktadır.
77. Açıklanan nedenlerle kural Anayasa’nın 23. maddesine aykırıdır. İptali gerekir.
Kural, Anayasa’nın 23. maddesine aykırı görülerek iptal edildiğinden ayrıca Anayasa’nın 2. ve 38. maddeleri yönünden incelenmemiştir."
V. İNCELEME VE GEREKÇE
20. Mahkemenin 14/10/2020 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Adil Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Masumiyet Karinesinin İhlal Edildiğine İlişkin İddia
a. Başvurucunun İddiası ve Bakanlık Görüşü
21. Başvurucu; herhangi bir terör örgütüne irtibatı ve iltisakının olmadığını, hakkında suç soruşturması ya da kovuşturmasının bulunmadığını belirterek masumiyet karinesinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
22. Bakanlık görüşünde, başvurucuya pasaport verilmemesinin nedeninin başvurucunun eşinin ülke çapında ciddi tehlike yaratan FETÖ/PDY'ye mensup olma şüphesiyle aranması ve terör örgütü ile irtibatı nedeniyle birden fazla suçtan arama kaydının bulunması olduğu ve derece mahkemeleri tarafından başvurucunun hukuki durumu ile ilgili olarak herhangi bir araştırma yoluna gidilmediği ifade edilmiştir.
23. Başvurucu, derece mahkemeleri tarafından başvurucunun hukuki durumu ile ilgili olarak herhangi bir araştırma yoluna gidilmediği ifadesinin hak ihlaline ve sınırlamalara maruz bırakıldığının ikrarı olduğunu ve şahsı hakkında hiçbir somut değerlendirme yapılmadığını belirtmiştir.
b. Değerlendirme
24. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrasında açıkça dayanaktan yoksun başvuruların Anayasa Mahkemesince kabul edilemezliğine karar verilebileceği belirtilmiştir. Bu bağlamda başvurucunun ihlal iddialarını kanıtlayamadığı, temel haklara yönelik bir müdahalenin olmadığı veya müdahalenin meşruluğunun açık olduğu başvurular ile karmaşık veya zorlama şikâyetlerden ibaret başvurular açıkça dayanaktan yoksun kabul edilebilir (Hikmet Balabanoğlu, B. No: 2012/1334, 17/9/2013, § 24).
25. Masumiyet karinesi, kişinin suç işlediğine dair kesinleşmiş bir yargı kararı olmadan suçlu olarak kabul edilmemesini güvence altına alır. Bunun sonucu olarak kişinin masumiyeti asıl olduğundan suçluluğu ispat külfeti iddia makamına ait olup kimseye suçsuzluğunu ispat mükellefiyeti yüklenemez. Ayrıca hiç kimse, suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar yargılama makamları ve kamu otoriteleri tarafından suçlu olarak nitelendirilemez ve suçlu muamelesine tabi tutulamaz (Kürşat Eyol, B. No: 2012/665, 13/6/2013, § 26).
26. Masumiyet karinesinin ihlal edilip edilmediği değerlendirilirken özellikle hukuk ve idari yargılama bakımından üzerinde durulması gereken önemli hususlardan biri, yargılamayı yapan makamın ilgili kişiye suç isnat edip etmediğidir (Y.A., B. No: 2014/6454, 18/7/2018, § 16).
27. Somut olayda Mahkemece başvurucunun eşi hakkında FETÖ/PDY ile irtibatı nedeniyle birden fazla suçtan arama kaydının bulunduğu belirtilmiş, mevzuatta bulunan düzenleme uyarınca eşi hakkındaki suç soruşturmaları nedeniyle başvurucunun pasaportunun iptal edildiği ve yeni pasaport başvurusunun kabul edilmediği hüküm altına alınmıştır. Bu kapsamda Mahkemece mevzuat kapsamında yapılan değerlendirme uyarınca idari işlemin hukuka uygun olduğunun tespit edildiği ve başvurucuya herhangi bir suç isnadında bulunulmadığı anlaşıldığından masumiyet karinesinin ihlal edilmediğinin açık olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
28. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Hakkaniyete Uygun Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
29. Başvurucu; hakkında açılmış suç soruşturması veya kovuşturması bulunup bulunmadığına yönelik bilgi ve belgelerin Bakanlıktan istenilmesi talebinde bulunmasına karşın bu belgelerin ilgili birimlerden istenilmediğini, delillerin toplanmadığını ve eksik inceleme yapıldığını, hâkim kararı olmaksızın kişi hürriyetinin idari kararla sınırlandırıldığını belirterek adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ifade etmiştir. Ayrıca ceza sorumluluğunun şahsi olduğunu, hakkında suç soruşturması ya da kovuşturması bulunmamasına karşın eşi hakkındaki suç soruşturması ve kovuşturması nedeniyle talebinin reddedildiğini belirterek ceza sorumluluğunun şahsiliği ilkesinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
30. Bakanlık görüşünde; başvurucu tarafından ileri sürülen iddiaların mahkemelerce delillerin değerlendirilmesine ve hukuk kurallarının yorumlanmasına ilişkin olduğu ve kanun yolu şikâyeti niteliğinde bulunduğu vurgulanmıştır. Ayrıca 7188 sayılı Kanun'un 2. maddesiyle 5682 sayılı Kanun'a eklenen ek 7. madde uyarınca başvurucunun idareye yeniden başvurabileceği, söz konusu hüküm nedeniyle başvurucunun mevcut başvuru kapsamında mağdur sıfatının devam edip etmediği ve iç hukuk yollarını tüketip tüketmediği hususlarının değerlendirilmesinin Anayasa Mahkemesinin takdirinde olduğu belirtilmiştir. Öte yandan başvurucuya pasaport verilmemesi yönündeki işlemin başvurucunun eşinin FETÖ/PDY ile irtibatı nedeniyle birden fazla suçtan arama kaydının bulunmasından dolayı başarısız darbe girişimi sonrasında ülkenin karşı karşıya kaldığı terör tehdidi nedeniyle toplum düzenini ve kamu güvenliğini korumak amacıyla uygulanan geçici bir tedbir olduğu, başvurucuya pasaport verilmemesi işleminin başvurucunun yönetsel düzene aykırı bir davranışından dolayı verilen bir ceza niteliğinde olmadığı, bu nedenle ceza hukukunun ilkelerinden olan ceza sorumluluğunun şahsiliği ilkesinin ihlal edildiğinden söz edilmesinin uygun olmayacağı ifade edilmiştir.
31. Başvurucu; Bakanlık görüşünde belirtilen Kanun hükmünün başvurunun yapılmasından yaklaşık bir sene sonra yürürlüğe girdiğini, durumunun söz konusu Kanun maddesinde yer alan kriterlere uymadığını, mahkemelerce etkin bir yargılamanın yapılmadığını belirtmiştir.
32. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Anayasa Mahkemesi, bireysel başvuruda Anayasa'nın 38. maddesi kapsamına giren her türlü yaptırımın değil sadece Anayasa ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (Sözleşme) ortak koruma alanına giren suç isnadı sayılan yaptırımların anılan maddedeki güvenceleri ihlal edip etmediğini denetleme yetkisini haizdir (D.M.Ç., B. No: 2014/16941, 24/1/2018, § 33). Buna göre başvurunun bir suç isnadının karara bağlanmasına ilişkin bir uyuşmazlığı konu edinmemesi nedeniyle başvurucunun Anayasa'nın 38. maddesine ilişkin ihlal iddiaları yönünden herhangi bir irdeleme yapılmamıştır. Bu kapsamda başvurucunun dile getirdiği iddialarının özünün eksik inceleme suretiyle Mahkemece hakkında yanlış hüküm kurulduğuna ilişkin olduğu değerlendirilerek başvurucunun iddialarının hakkaniyete uygun yargılanma hakkı kapsamında incelenmesi uygun görülmüştür.
33. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasında, kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel başvuruda incelenemeyeceği belirtilmiştir. Bu kapsamda ilke olarak mahkemeler önünde dava konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile uyuşmazlıkla ilgili varılan sonucun adil olup olmaması bireysel başvuru konusu olamaz. Ancak bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlüklere müdahale teşkil eden, bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik içeren tespit ve sonuçlar bu kapsamda değildir (Ahmet Sağlam, B. No: 2013/3351, 18/9/2013, § 42).
34. Adil yargılanma hakkı, bireylere dava sonucunda verilen kararın değil yargılama sürecinin ve usulünün adil olup olmadığını denetletme imkânı verir. Bu nedenle bireysel başvuruda adil yargılanmaya ilişkin şikâyetlerin incelenebilmesi için başvurucunun yargılama sürecinde haklarına saygı gösterilmediğine, bu çerçevede yargılama sürecinde karşı tarafın sunduğu deliller ve görüşlerden bilgi sahibi olamadığı veya bunlara etkili bir şekilde itiraz etme fırsatı bulamadığı, kendi delillerini ve iddialarını sunamadığı, uyuşmazlığın çözüme kavuşturulmasıyla ilgili iddialarının derece mahkemesi tarafından dinlenmediği veya kararın gerekçesiz olduğu gibi mahkeme kararının oluşumuna sebep olan unsurlardan değerlendirmeye alınmamış eksiklik, ihmal ya da açık keyfîliğe ilişkin bir bilgi ya da belge sunmuş olması gerekir (Naci Karakoç, B. No: 2013/2767, 2/10/2013, § 22).
35. Başvuru konusu olayda eşi hakkında FETÖ/PDY ile irtibatı nedeniyle sekiz ayrı suçtan arama kaydı bulunduğu gerekçesiyle başvurucunun hususi damgalı pasaportu iptal edilmiş, ardından başvurucunun pasaport başvurusunun alınması ve kendisine pasaport verilmesi talepli başvuruları şifahen ve zımnen reddedilmiştir.
36. Söz konusu işlemin iptali istemiyle açılan davada da Mahkemece, eşi hakkında suç soruşturması bulunan kişinin pasaportunun genel güvenlik açısından sakınca görülmesi hâlinde iptal edilebileceğinin 667 sayılı KHK'da düzenlendiği ve mevzuattaki hüküm uyarınca tesis edilen işlemde hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı belirtmiştir.
37. Uyuşmazlığa konu işleme dayanak teşkil eden 667 sayılı KHK'nın 5. maddesi ile aynı düzenlemeyi içeren 6749 sayılı Kanun’un 5. maddesinin (2) numaralı fıkrasının Anayasa’nın 2. ve 38. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine yapılan başvuru üzerine Anayasa Mahkemesinin 24/7/2019 tarihli ve E.2016/205, K.2019/63 sayılı kararı ile ilgili fıkranın iptaline karar verilmiştir. Söz konusu kararda, bahsi geçen kuralın içerik itibarıyla olağanüstü hâlin ilanına neden olan tehdit ve tehlikelerin bertaraf edilmesine yönelik olmasına rağmen kuralın olağanüstü hâl süresiyle sınırlı bir düzenleme öngörmediği, bu durum nedeniyle kurala ilişkin incelemenin sınırlamaya konu hakkın düzenlendiği Anayasa maddesi başta olmak üzere Anayasa’nın ilgili hükümleri bağlamında yapılması gerektiği belirtilmiştir. Bu belirlemenin ardından kararda, söz konusu kuralın Anayasa’nın 23. maddesinin beşinci fıkrasına aykırı şekilde, belirli koşullardaki kişilerin haklarında bir suç nedeniyle yapılan soruşturma ya da kovuşturma olmaksızın ve hâkim kararı aranmaksızın pasaportlarının Bakanlıkça iptaline karar verilebilmesine imkân sağladığı ve bu nedenle Anayasa’nın yerleşme ve seyahat özgürlüğüne tanıdığı güvencelerle bağdaşmadığı ifadesine yer verilmiştir. Bununla birlikte olağanüstü dönemlerde temel hak ve özgürlüklere Anayasa’da öngörülen güvencelere aykırı tedbirler alınmasına Anayasa'nın belirli koşullarda cevaz verdiği ve bu nedenle kuralın olağan dönemde seyahat özgürlüğüne aykırı olduğu yönünde yapılan tespit kuralın olağanüstü dönemle sınırlı uygulamasını kapsamadığı hüküm altına alınmıştır (bkz. § 19).
38. Somut olayda başvurucunun eşi hakkında suç soruşturması veya kovuşturması yürütüldüğü ve bu durumun işlem tarihinde yürürlükte bulunan olağanüstü hâl döneminde alınan tedbirlere yönelik mevzuat kapsamında başvurucunun pasaportunun iptalini gerektirebileceği hususunda kuşku bulunmamaktadır. Bu kapsamda derece mahkemesince, açık ve öngörülebilir olan mevzuat hükmü ve olağanüstü hâl dönemindeki somut olaya ilişkin durum birlikte değerlendirilmek suretiyle sonuca varıldığı ve eşinin durumu nedeniyle başvurucu hakkında hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.
39. Bunun yanında başvurucu tarafından, yargılama sürecinde karşı tarafın sunduğu delil ve görüşler hakkında bilgi sahibi olamadığına, kendi delillerini ve iddialarını sunma olanağı bulamadığına, karşı tarafça sunulan delillere ve iddialara etkili bir şekilde itiraz etme fırsatı bulamadığına ya da uyuşmazlığın çözüme kavuşturulmasıyla ilgili iddialarının derece mahkemesi tarafından dinlenmediğine ilişkin bir bilgi ya da kanıt sunulmadığı gibi mahkeme kararında bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik oluşturan herhangi bir durum da tespit edilmemiş ve hakkaniyete uygun yargılanma hakkı bakımından bir ihlalin bulunmadığı değerlendirilmiştir.
40. Ayrıca başvurucu, hakkında açılmış suç soruşturması veya kovuşturması bulunup bulunmadığına yönelik bilgi ve belgelerin Bakanlıktan istenilmesi talebinde bulunmasına karşın bu belgelerin ilgili birimlerden istenilmediğini ve bu konuda delillerin toplanmadığını ileri sürülmekte ise de mahkeme hükmünde başvurucu hakkında açılmış suç soruşturması veya kovuşturması bulunduğu yönünde herhangi bir ifadeye yer verilmediği, kararda başvurucunun söz konusu iddiasının aksine bir hususun yer almadığı ve kararın gerekçesinin başvurucunun eşi hakkındaki suç soruşturmaları ve kovuşturmalarına dayandığı anlaşıldığından bu iddia yönünden de herhangi bir ihlalin bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
41. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının da diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Yerleşme ve Seyahat Hürriyetinin İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucunun İddiası
42. Başvurucu; uluslararası dolaşımı için pasaporta ihtiyacı olduğunu, hukuka aykırı bir şekilde pasaport verilmesi talebinin reddedildiğini belirterek yerleşme ve seyahat hürriyetinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
43. Bakanlık, anılan iddia hakkında görüş bildirmemiştir.
2. Değerlendirme
44. Anayasa'nın 148. maddesinin üçüncü fıkrası ile 6216 sayılı Kanun'un 45. maddesinin (2) numaralı fıkrası hükümlerine göre Anayasa Mahkemesine yapılan bir bireysel başvurunun esasının incelenebilmesi için kamu gücü tarafından müdahale edildiği iddia edilen hakkın Anayasa’da güvence altına alınmış olmasının yanı sıra Sözleşme ve Türkiye’nin taraf olduğu ek protokollerinin kapsamına da girmesi gerekir. Bir başka ifadeyle Anayasa ve Sözleşme’nin ortak koruma alanı dışında kalan bir hak ihlali iddiasını içeren başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi mümkün değildir (Onurhan Solmaz, § 18).
45. Anayasa’nın 23. maddesinde yer alan yerleşme ve seyahat hürriyeti, Sözleşme ile Sözleşme’ye ek 1 No.lu Protokol’de tanınmış bulunan haklardan ve özgürlüklerden başka haklar ve özgürlükler tanıyan 4 No.lu Protokol’ün 2. maddesinde ve "Serbest dolaşım özgürlüğü" kenar başlığı altında düzenlenmiştir.
46. Sözleşme’ye ek 4 No.lu Protokol’e ülkemiz taraf değildir. Bu nedenle anılan Protokol kapsamında kalan ve Anayasa’nın 23. maddesinde yer alan seyahat özgürlüğüne yönelik şikâyetle ilgili olarak bireysel başvuruda bulunulamaz (Sebahat Tuncel, B. No: 2012/1051, 20/2/2014, § 53).
47. Açıklanan gerekçelerle yerleşme ve seyahat özgürlüğünün ihlali iddiasına ilişkin başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Masumiyet karinesinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
3. Yerleşme ve seyahat hürriyetinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın konu bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 14/10/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.