TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
İHSAN MURAT DÜZ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2018/26178)
|
|
Karar Tarihi: 14/10/2020
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
Üyeler
|
:
|
Serdar ÖZGÜLDÜR
|
|
|
Burhan ÜSTÜN
|
|
|
Hicabi DURSUN
|
|
|
Selahaddin MENTEŞ
|
Raportör
|
:
|
Tuğba TUNA IŞIK
|
Başvurucu
|
:
|
İhsan Murat DÜZ
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvuru, istinaf kararına karşı temyiz yolunun kapalı
olması nedeniyle hükmün denetlenmesini talep etme hakkının; hakkaniyete aykırı
karar verilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına
ilişkindir.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru 17/8/2018 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden
yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik
incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet
Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüşünü bildirmiştir.
6. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı süresinde beyanda
bulunmuştur.
III. OLAY VE
OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle
ilgili olaylar özetle şöyledir:
8. Başvurucu 8/2/2012 tarihinde Hakkari'nin Yüksekova
ilçesi F. İlköğretim Okuluna aday öğretmen olarak atanmıştır. 8/2/2013
tarihinde adaylığı kaldırılan başvurucunun 6/9/2013 tarihinde eş özrüne dayalı
olarak Nevşehir'in Ürgüp ilçesi M. Ortaokuluna naklen ataması yapılmıştır.
9. Başvurucunun kademe ilerlemesinin hesaplanmasında F.
İlköğretim Okulunda çalıştığı sürelerin 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet
Memurları Kanunu'nun 64. maddesinin üçüncü fıkrasında düzenlenen kalkınmada
birinci derecede öncelikli yörelerde fiilen çalışılarak geçirilen her iki yıl için
bir kademe ilerlemesi verilmesi talebiyle yaptığı başvuru Ürgüp Kaymakamlığı
İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü (İdare) tarafından reddedilmiştir.
10. Başvurucu, İdarenin ret işleminin iptali talebiyle
Kayseri 1. İdare Mahkemesinde (Mahkeme) dava açmıştır. Mahkeme 7/9/2017 tarihli
kararıyla mevzuata göre adaylıkta geçirilen sürelerin kademe ilerlemesinde esas
alınacak olan hizmet süresinin hesabında dikkate alınmayacağına ilişkin bir
sınırlama bulunmadığı gerekçesiyle işlemin iptaline karar vermiştir.
11. İdare, Mahkeme kararına karşı Ankara Bölge İdare
Mahkemesi İkinci Dava Dairesine (Bölge İdare Mahkemesi) istinaf başvurusunda
bulunmuştur. Bölge İdare Mahkemesi 31/5/2018 tarihli kararıyla istinaf talebini
kabul etmiş ve davanın reddine kesin olmak üzere karar vermiştir. Karar
gerekçesinde; kalkınmada öncelikli yerlerde bulunanlara belirli şartlarda
kademe ilerlemesi verilmesini düzenleyen 657 sayılı Kanun'un 64. maddesinin
aynı Kanun'un atanan memurlara ilişkin düzenlemenin yer aldığı 72. maddesine
gönderme yaptığı, bu nedenle 64. maddenin ancak yer değiştirme suretiyle
atananlara uygulanabileceği belirtilmiştir.
12. Başvurucu 17/8/2018 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
13. Mahkemenin 14/10/2020 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Hükmün
Denetlenmesini Talep Etme Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucunun
İddiaları ve Bakanlık Görüşü
14. Başvurucu; Mahkeme tarafından davanın kabulüne karar
verilmesine rağmen istinaf incelemesi sonucunda Bölge İdare Mahkemesi
tarafından davanın reddine kesin olmak üzere karar verildiğini, temyiz hakkının
verilmemesi sebebiyle hak arama hürriyetinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
15. Bakanlık görüşünde; yargılamaların kaç dereceli yapılacağı
ile ilgili olarak devletlerin takdir hakkına sahip olduğu, 1/6/1982 tarihli ve
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun somut olaya ilişkin iki dereceli
yargılama yapılmasını düzenlediği ve yargılamanın da bu düzenlemeye göre
yapıldığı belirtilmiştir. Bakanlık ayrıca iki dereceli yargılanma hakkının
medeni hak ve yükümlülüğe ilişkin şikâyetler bakımından zorunlu olmadığını
ifade etmiştir.
16. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı cevabında başvuru
formunda dile getirdiği hususları tekrar etmiştir.
2. Değerlendirme
17. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından
yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki
tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013,
§ 16). Başvurucunun şikâyetlerinin özünün aleyhine karar veren Bölge İdare
Mahkemesi kararının temyiz yolunun kapalı olması sebebiyle söz konusu hükmün
denetlenememesine ilişkin olması sebebiyle iddianın hükmün denetlenmesini talep
etme hakkı kapsamında incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
18. Anayasa Mahkemesine yapılan bir bireysel başvurunun
esasının incelenebilmesi için kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddia edilen
hakkın Anayasa’da güvence altına alınmış olmasının yanı sıra Avrupa İnsan
Hakları Sözleşmesi’nin (Sözleşme) ve Türkiye’nin taraf olduğu ek protokollerin
kapsamına da girmesi gerekir. Bir başka ifadeyle Anayasa ve Sözleşme’nin ortak
koruma alanı dışında kalan bir hak ihlali iddiasını içeren başvurunun kabul
edilebilir olduğuna karar verilmesi mümkün değildir (Onurhan Solmaz, B.
No: 2012/1049, 26/3/2013, § 18).
19. Anayasa Mahkemesi Ömer Şanlı (B. No:
2015/7304, 22/1/2019) başvurusuna ilişkin kararında hükmün denetlenmesini talep
etme hakkının Anayasa'da güvence altına alınmış olmakla birlikte Sözleşme ve
ülkemizin taraf olduğu ek protokoller, medeni hak yükümlülüklere ilişkin
yargılama süreçleri (hukuk yargısı ile idari yargı alanı) yönünden söz konusu
hakka dair bir güvence içermediğini belirtmiştir. Dolayısıyla medeni hak ve
yükümlülüklere ilişkin uyuşmazlıklar yönünden hükmün denetlenmesini talep etme
hakkının Anayasa ve Sözleşme'nin ortak koruma alanının dışında kaldığı, bu
nedenle anılan hakka dair bir ihlal iddiasının incelenebilmesi için
yargılamanın ceza hukuku alanına ilişkin olması gerektiği vurgulanmıştır. Ayrıca
kararda, bir yaptırımın veya hukuki bir tasarrufun/işlemin hangi koşullarla suç
isnadı niteliğinde sayılıp suç ve cezalara ilişkin güvenceler kapsamında
değerlendirilebileceği Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve Anayasa
Mahkemesi kararlarında açıkça ifade edildiği belirtilmiştir (Engel ve
diğerleri/Hollanda [GK], B. No: 5100/71, 5101/71, 5102/71, 5354/72,
5370/72, 8/6/1976; Benham/Birleşik Krallık [BD], B. No: 19380/92,
10/6/1996; Anayasa Mahkemesi kararları için bkz. D.M.Ç, B. No:
2014/16941, 24/1/2018; B.Y.Ç., B. No: 2013/4554, 15/12/2015; Selçuk
Özbölük, B. No: 2015/7206, 14/11/2018).
20. Sözleşme’ye ek 7 No.lu Protokol’ün 2. maddesinde
cezai konularda iki dereceli yargılanma hakkı tanınmış olup başvuru konusu
edilen sürecin ceza yargılamasına ilişkin olmadığı açıktır.
21. Somut bireysel başvuruya konu yargılama sürecinin suç
ve cezalara ilişkin güvenceler kapsamında değerlendirilebilecek şekilde ceza
yargılamasına veya bir suç isnadına ilişkin bulunmadığı açıktır.
22. Bu hâle göre başvuru dilekçesinde ifade edilen Bölge
İdare Mahkemesi kararına yönelik hükmün denetlenmesini talep etme hakkı Anayasa
ve Sözleşme’nin, Türkiye’nin taraf olduğu ek protokollerin ortak koruma alanı
kapsamı dışında kaldığından bu hakka ilişkin ihlal iddiasının incelenmesi
Anayasa Mahkemesinin konu bakımından yetkisi dışında bulunmaktadır.
23. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer
kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin konu bakımından
yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Hakkaniyete
Uygun Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucunun
İddiaları
24. Başvurucu; aday memura özlük haklarının bir kısmının
verilip bir kısmının verilmemesinin eşitlik hakkına aykırı olduğunu, Yüksekova'da
zor şartlarda çalışmasına rağmen kademe ilerlemesinin her iki yıla bir kademe
şeklinde verilmemesinin çalışma hakkını ihlal ettiğini ileri sürmüştür.
25. Bakanlık, söz konusu iddia hakkında görüş
bildirmemiştir.
2. Değerlendirme
26. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından
yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki
tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, § 16). Başvurucunun
şikâyetinin yargılama sonucunda verilen kararın hukuka aykırılığına ilişkin
olması sebebiyle iddianın hakkaniyete uygun yargılanma hakkı kapsamında
incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
27. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasında,
kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel
başvuruda incelenemeyeceği belirtilmiştir. Bu kapsamda ilke olarak mahkemeler
önünde dava konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin
değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile
uyuşmazlıkla ilgili varılan sonucun adil olup olmaması bireysel başvuru konusu
olamaz. Ancak bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlüklere müdahale teşkil
eden, bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik içeren yorum, uygulama ve
sonuçlar Anayasa Mahkemesinin denetim yetkisi kapsamındadır (Ahmet Sağlam,
B. No: 2013/3351, 18/9/2013, § 42).
28. Başvurucu tarafından ileri sürülen iddiaların derece
mahkemeleri tarafından 657 sayılı Kanun'da kademe ilerlemesine ilişkin
düzenlenen maddenin yorumuna ilişkin olduğu, mahkeme kararlarında bariz takdir
hatası veya açık bir keyfîlik oluşturan bir hususun da bulunmadığı dikkate
alındığında ihlal iddialarının kanun yolu şikâyeti niteliğinde olduğu
anlaşılmaktadır.
29. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul
edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun
olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Hükmün denetlenmesini talep etme hakkının ihlal
edildiğine ilişkin iddianın konu bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL
EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlal edildiğine
ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL
EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde
BIRAKILMASINA 14/10/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.