TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
ADEM YILMAZ VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2018/36533)
Karar Tarihi: 8/6/2023
Başkan
:
Kadir ÖZKAYA
Üyeler
M. Emin KUZ
Rıdvan GÜLEÇ
Basri BAĞCI
Kenan YAŞAR
Raportör
Mustafa Eyyub DEMİRBAŞ
Başvurucular
1. Adem YILMAZ
2. Ahmet YILMAZ
3. Ayşe AK
4. Birol ÖZ
5. Cavit ÖZ
6. Hüseyin AKKUZU
7. Mehmet AKKUZU
8. Gülsüm Merve KARA
9. Ünzüle Mine ACAR
10. Emine ÖZ
11. Fatma ÖZ
12. Hacer TEKE
13. İbrahim YILMAZ
14. Mehmet ÖZER
15. Meral ÖZ ES
16. Mustafa YILMAZ
17. Şükrü OKUDAN
18. Ahmet OKUDAN
19. Asim OKUDAN
20. Nazif YILMAZ
21. Nuriye SELVİ
22. Nurşin ŞEN
23. Raşit YILMAZ
24. Selahattin ÖZER
25. Seval ÖZ ÖZGENÇ
26. Sevim ÖZDEMİR
27. Şadiye ÖZEL
Vekilleri
Av. Serpil OKUDAN
28. Emel ARIKAN
29. Serpil OKUDAN
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, başvurucuların yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle makul sürede yargılama haklarının; yargılamanın uzun sürmesi sonucunda verilen karar ve geçen zaman sonunda dava konusu taşınmazın değerinin çok fazla yükselmesi nedeniyle dava sonunda fazla harç yatırmaya mecbur bırakılmalarına neden olunması sebebiyle mahkemeye erişim haklarının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
2. Başvuruculardan Emine AKUZU ve Mümüne OKUDAN'ın başvuru yaptıktan sonra vefat ettikleri anlaşılmıştır. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 80. maddesinin (1) numaralı fıkrası gereğince feragat, başvurunun takipsiz bırakılması, ihlalin ve sonuçlarının ortadan kalkmış olması veya başvurunun incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir neden görülmemesi hâlinde düşme kararı verilebilir. Ancak bildirim sonrasında vefat eden başvurucuların mirasçılarının başvurunun devamı talebinde bulundukları görülmüş ve başvuruya vefat eden başvurucuların mirasçıları da dâhil edilmiştir (benzer yöndeki karar için bkz. Elberan Vural ve diğerleri [GK], B. No: 2018/30235, 29/9/2022).
II. DEĞERLENDİRME
A. Makul Sürede Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
3. Anayasa Mahkemesi, olay ve olguları somut başvuru ile benzer nitelikte olan Veysi Ado ([GK] B. No: 2022/100837, 27/4/2023) kararında uygulanacak anayasal ilkeleri belirlemiştir. Bu çerçevede Anayasa Mahkemesi 9/1/2013 tarihli ve 6384 sayılı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Yapılmış Bazı Başvuruların Tazminat Ödenmek Suretiyle Çözümüne Dair Kanun'un geçici 2. maddesinde 28/3/2023 tarihli ve 7445 sayılı Kanun'un 40. maddesi ile yapılan değişikliğe göre 9/3/2023 tarihi (bu tarih dâhil) itibarıyla derdest olan, yargılamaların makul sürede sonuçlandırılmadığı iddialarıyla yapılan başvurulara ilişkin olarak Tazminat Komisyonuna başvuru yolu tüketilmeden yapılan başvurunun incelenmesinin bireysel başvurunun ikincil niteliği ile bağdaşmayacağı neticesine varmıştır. Somut başvuruda, anılan kararda açıklanan ilkelerden ve ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır
4. Açıklanan gerekçeyle başvurunun bu kısmının, diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Mahkemeye Erişim Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucuların İddiaları
5. Başvurucular yargılamanın uzun sürmesi sonucunda verilen karar ve geçen zaman sonunda dava konusu taşınmazın değerinin çok fazla yükselmesi nedeniyle dava sonunda fazla harç yatırmaya mecbur bırakılmalarına neden olunması sebebiyle mahkemeye erişim haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
2. Değerlendirme
6. Anayasa'nın "Hak arama hürriyeti" kenar başlıklı 36. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
"Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir."
7. Anayasa’nın 36. maddesinin birinci fıkrasında, herkesin yargı organlarına davacı ve davalı olarak başvurabilme ve bunun doğal sonucu olarak da iddia, savunma ve adil yargılanma hakkı güvence altına alınmıştır. 3/10/2001 tarihli ve 4709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun'un, Anayasa'nın 36. maddesinin birinci fıkrasına "adil yargılanma hakkı" ibaresinin eklenmesine ilişkin 14. maddesinin gerekçesine göre, "değişiklikle Türkiye Cumhuriyeti’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerce de güvence altına alınmış olan adil yargılama hakkı metne dahil" edilmiştir. Dolayısıyla Anayasa'nın 36. maddesinde herkesin adil yargılanma hakkına sahip olduğu ibaresinin eklenmesinin amacının Sözleşme'de düzenlenen adil yargılanma hakkını anayasal güvence altına almak olduğu anlaşılmaktadır.
8. Mahkemeye erişim hakkı, Anayasa’nın 36. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının güvenceleri arasında yer almaktadır (Ahmet Yıldırım, B. No: 2012/144, 2/10/2013, § 28; Özkan Şen, B. No: 2012/791, 7/11/2013, § 51; Ş.Ç., B. No: 2012/1061, 21/11/2013, § 28; Kenan Yıldırım ve Turan Yıldırım, B. No: 2013/711, 3/4/2014, § 41).
9. Mahkemeye erişim hakkı, bir uyuşmazlığı ve uyuşmazlık kapsamında bir talebi mahkeme önüne taşıyabilmek ve bunların etkili bir şekilde karara bağlanmasını isteyebilmek anlamına gelmektedir (AYM, E.2013/40, K.2013/139, 28/11/2013). Mahkemeye erişim hakkı, kural olarak mutlak bir hak olmayıp sınırlandırılması mümkündür. Bununla birlikte getirilecek sınırlamaların hakkın özünü zedeleyecek şekilde hakkı kısıtlamaması, meşru bir amaç izlemesi, açık ve ölçülü olması ve başvurucu üzerinde ağır bir yük oluşturmaması gerekir (Serkan Acar, B. No: 2013/1613, 2/10/2013, § 38).
10. Somut olayda, 7/2/1957 tarihinde başlayan kadastro tespitine itiraz davasında Manavgat Kadastro Mahkemesi (Mahkeme), 13/9/2018 tarihinde karar vermiştir (E.2005/54, K.2018/2). Kararın gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir:
"Dava konusu ANTALYA ili, MANAVGAT ilçesi, KEMER MAH/köyü, Bingeşik Mevkiinde kain 23 parsel sayılı 3 ha 3150 m² yüzölçümlü taşınmazın son beyan dönemi emlak vergisi değeri (Manavgat Belediyesinin 20.04.2016 tarih ve 7821 sayılı yazısından anlaşıldığı üzere m² birim fiyatı 485,94 TL) üzerinden hesaplanan 1.100.399,71 TL NİSPİ HARCIN tescil davacısı Hüseyin Özgün, Hatice Güneş, Haydar oğlu Mehmet Kara ve Ahmet Özer MİRASÇILARINDAN ve ORMAN İDARESİNDEN müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına..."
11. Olayda davanın reddine dair karar temyiz edilmiştir. Bu karara yönelik temyiz harcı maktudur. Başvuruculardan harç ve temyiz başvuru harcı toplamı 212,50 TL tahsil edilmiştir. Başvurucular kararı temyiz etmişler ve lehlerine bozma kararı verilmiştir. Bozma kararı, karar düzeltme yoluna götürülmüştür ve dosya karar düzeltme aşamasında derdesttir. Bu nedenle esas itibarıyla bozma kararı ile hükmedilen nisbi harcın da bir önemi kalmamıştır. Başvurucular başvuru formunda belirtikleri harcı ödeyemeyeceklerine ilişkin olarak temyiz dilekçesinde hiçbir iddia ileri sürmemişlerdir. Ayrıca ve özellikle davanın hiçbir aşamasında harcı yatırmaya güçleri olmadığından bahisle adli yardımdan yararlanma talebine yönelik de bir başvuruda bulunmamışlardır. Sonuç olarak mahkemeye erişim hakkına yönelik açık bir ihlalin bulunmadığı anlaşılmaktadır.
12. Açıklanan gerekçeyle, başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
III. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1.Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde BIRAKILMASINA 8/6/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.