TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
HASRET ÇOMAK BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2018/37433)
|
|
Karar Tarihi: 10/2/2021
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
Üyeler
|
:
|
Muammer TOPAL
|
|
|
Recai AKYEL
|
|
|
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
|
|
|
Selahaddin MENTEŞ
|
Raportör
|
:
|
Volkan ÇAKMAK
|
Başvurucu
|
:
|
Hasret ÇOMAK
|
Vekili
|
:
|
Av. Bülent İLGÜ
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, özlük haklarına ilişkin olarak açılan davada
kazanılmış haklara ve ilgili mevzuata aykırı karar verilmesi nedeniyle adil
yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru 25/12/2018 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden
yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik
incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle
olaylar özetle şöyledir:
6. Başvurucu, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) bünyesinde
(doçent) kıdemli albay rütbesiyle görev yapmakta iken kendi isteği ile
7/11/2000 tarihinde emekli olmuştur.
7. Başvurucu emekli olmasını müteakip Kocaeli
Üniversitesi bünyesinde öğretim üyesi olarak çalışmaya başlamıştır. Bu görevinden
de rektör yardımcısı iken profesör titri ile 2/1/2015 tarihinde emekliye
ayrılmıştır.
8. Başvurucu 27/7/1967 tarihli ve 926 sayılı Türk Silahlı
Kuvvetleri Personel Kanunu'nun geçici 30. maddesi (9/5/2008 tarihli ve 26871
sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 5758 sayılı Kanun'un 8. maddesi ile eklenen)
hükmü uyarınca lehine kadrosuzluk tazminatı ödenmesi istemiyle Sosyal Güvenlik
Kurumuna (SGK) başvuruda bulunmuştur.
9. SGK 13/7/2015 tarihli işlemi ile talebi reddetmiştir.
10. Başvurucu, söz konusu işlemin iptali ve kadrosuzluk
tazminatının ödenmemesi nedeniyle uğradığı zararın tazmini için Ankara 1. İdare
Mahkemesinde (Mahkeme) dava açmıştır.
11. Mahkeme 22/3/2017 tarihli kararıyla davayı kabul
etmiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:
"... kadrosuzluk tazminatı
alınabilmesi için üç koşul öngörülmüştür. Bunlar; 1- 5434 sayılı Türkiye
Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre emeklilik hakkını elde etmiş
olmak, 2- Kıdemli albay olmak, 3- Kendi isteği ile emekli olmaktır.
Yukarıda anılan Kanun hükümlerinin
birlikte değerlendirilmesinden, 926 sayılı Kanunda 'kadrosuzluk tazminatı'nın
şu ana kadar üç aşama geçirdiği görülmektedir. Bunlar; ilk düzenleme ile,
kadrosuzluk nedeniyle re'sen emekliye sevk edilen Kanunda rütbeleri belirtilmiş
personele kadrosuzluk tazminatı ödeneceği öngörüldüğü halde, 1993 yılında
getirilen ikinci düzenleme ile, yukarıda belirtilenlerden başka, rütbe bekleme
süresini dolduran albaylardan kendi isteği üzerine emekliye ayrılanlara da
kadrosuzluk tazminatı ödeneceği öngörülmüş, 2008 yılında yapılan son düzenleme
ile de, bir adım daha ileriye gidilerek, 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli
Sandığı Kanunu hükümlerine göre emeklilik hakkını elde etmiş olan kıdemli
albaylardan kendi isteği ile emekli olanlara da kadrosuzluk tazminatı ödeneceği
öngörülmüştür.
...
Bakılan davada; 926 sayılı Kanun'daki
düzenlemelerin yukarıda kronolojik olarak belirtildiği Geçici 30. madde ile
getirilen düzenleme de, 'kadrosuzluk tazminatı' için üç koşulun öngörüldüğü,
bunların; 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine
göre emeklilik hakkını elde etmiş olmak, kıdemli albay olmak ve kendi isteği
ile emekli olmak olduğu, davacının bu üç koşulu da taşıdığı anlaşılmakta olup,
isteminin reddine ilişkin dava konusu işlemde anılan mevzuata uygunluk
bulunmamaktadır. ."
12. SGK tarafından yapılan itiraz sonucu hüküm Ankara
Bölge İdare Mahkemesi 11. Dava Dairesi (İstinaf Dairesi) tarafından 3/10/2018
tarihli kararla kaldırılmış ve davanın kesin olarak reddine hükmedilmiştir.
Gerekçede başvurucunun ikinci kez emekliye ayrıldığı ve profesör kadro
unvanı üzerinden lehine emekli aylığı bağlandığı, bu nedenle son olarak kıdemli
albay rütbesinden emekli olmamış bulunan başvurucuya kadrosuzluk tazminatının
ödenmemesinin hukuka aykırı olmadığı ifade edilmiştir.
13. Başvurucu, nihai hükmü 11/12/2018 tarihinde tebellüğ
etmesinin ardından 25/12/2018 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İLGİLİ
HUKUK
14. 926 sayılı Kanun'un "General ve amiral
miktarları" kenar başlıklı 49. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
"... f) Bekleme süreleri sonunda
terfi ettirilemeyen general ve amiraller emekliye sevk edilirler.
Bunlardan:
I – Bekleme ve görev süresi sonunda
emekliye sevk edilen veya bu süreler içerisinde kendi isteği üzerine emekliye
ayrılan orgeneral-oramiraller,
II – Bekleme süresi sonunda, kadrosuzluk
sebebiyle terfi ettirilemeyerek emekliye sevk edilen general ve amiraller,
III – Bu maddenin (d) bendi gereğince
aynı rütbede hizmete devam ettirilerek kadrosuzluk nedeniyle, bir üst rütbeye
terfi ettirilmeyip emekliye sevk edilen general ve amiraller,
IV – 47 nci maddenin (f) bendine göre
korgeneral-koramiralliğe yükselemeyen ve bekleme süresi sonunda emekliye sevk
edilen tümgeneral-tümamiraller,
V – Yaş haddinden emekliye ayrılan
general-amiral ve albaylar ile,
VI – Kadrosuzluk nedeniyle yaş haddinden
önce emekliye sevk edilen albay, yarbay, binbaşı ve yüzbaşılara, emekliye sevk
edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren, orgeneral aylığının (ek
gösterge dahil); yüzbaşılara % 30'u, binbaşılara % 50'si, yarbaylara % 55'i,
albaylara % 70'i, tuğgeneral-tuğamirallere %75'i, tümgeneral-tümamirallere
%80'i, korgeneral-koramirallere % 90'ı, orgeneral-oramirallere % 100'ü oranında
kadrosuzluk tazminatı rütbelerinin ve makamının yaş haddinden az olmamak üzere
65 yaşına kadar olan sürede Emekli Sandığınca ödenir. Ancak bu suretle
verilecek emekli aylığı ve kadrosuzluk tazminatının toplamı, Silahlı
Kuvvetlerde görevli aynı rütbedeki bütün emsalinden en az istihkak, tazminat ve
aylık alanın eline geçenden fazla olamaz."
15. 926 sayılı Kanun'un geçici 30. maddesi şöyledir:
“Bu Kanunun ek 5 inci maddesi
kapsamında kadrosuzluk tazminatı almaya hak kazanmış olanlar hariç olmak üzere,
5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre
emeklilik hakkını elde etmiş olan kıdemli albaylardan kendi isteği ile emekli
olanlara da yeni bir düzenleme yapılıncaya kadar, 49 uncu maddenin (f) bendi
esaslarına göre kadrosuzluk tazminatı ödenir.''
V. İNCELEME VE
GEREKÇE
16. Mahkemenin 10/2/2021 tarihinde yapmış olduğu
toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
17. Başvurucu 926 sayılı Kanun hükümlerinin açıkça hatalı
yorumlandığını, albay rütbesinde görev yapmış subayların da tazminatı hak ettiğini,
kazanılmış hakkının dikkate alınmadığını, benzer durumda olan albaylara ödeme
yapıldığını, eşitlik ilkesine ve hukuka aykırı karar verildiğini ileri
sürmüştür.
B. Değerlendirme
18. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından
yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki
tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013,
§ 16). Başvurucunun iddiaları dikkate alındığında şikâyetin karar sonucuna
yönelik olduğu anlaşıldığından incelemenin bu kapsamda yapılması uygun
görülmüştür.
19. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasında kanun
yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel başvuruda
incelenemeyeceği belirtilmiştir. Bu kapsamda ilke olarak mahkemeler önünde dava
konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin
değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması, uygulanması ile
uyuşmazlıkla ilgili varılan sonucun adil olup olmaması bireysel başvuru konusu
olamaz. Ancak bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlüklere müdahale teşkil
eden, bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik içeren tespit ve sonuçlar bu
kapsamda değildir (Ahmet Sağlam, B. No: 2013/3351, 18/9/2013, § 42).
20. Somut olayda iddia, savunma ve tüm dosya kapsamı
incelenerek yukarıda belirtilen (bkz. § 12) gerekçe ile hüküm kurulmuştur.
21. Mevzuatın, somut olayın ve delillerin yorumlanması,
yukarıda anılan ilkeler (bkz. § 19) uyarınca uyuşmazlığı çözmekle görevli
mahkemenin takdirinde olup bireysel başvuruda değerlendirmeye konu edilemez.
İstinaf Dairesi, kadrosuzluk tazminatı talebinin reddini hukuka uygun bulurken
başvurucunun son olarak öğretim üyesi (profesör) kadrosundan emekli olduğu
hususu üzerinde durmuştur. İstinaf Dairesi, başvurucunun gereken şartları
taşımadığını ifade ederek ilgili kanun hükümlerini son olarak farklı
kadrolardan emekli olanların kadrosuzluk tazminatına hak kazanamayacağı yönünde
yorumlamıştır. Başvurucunun benzer durum olarak örnek gösterdiği Danıştay
kararlarına konu uyuşmazlıkların kanunun yürürlük tarihi esas alınarak verilen
ret kararlarına ilişkin olduğu ve başvurucu gibi daha sonra farklı bir kadrodan
emekli olanlara ilişkin olmadığı görülmektedir.
22. Buna göre başvurucu tarafından ileri sürülen
iddialar, delillerin değerlendirilmesi ve hukuk kurallarının yorumlanmasına
ilişkin olup kararda bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik oluşturan bir
durumun da bulunmadığı dikkate alındığında ihlal iddialarının kanun yolu
şikâyeti niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.
23. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul
edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun
olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin
iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ
OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde
BIRAKILMASINA 10/2/2021 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.