logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Gürsel Orer [1.B.], B. No: 2018/487, 19/10/2023, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

GÜRSEL ORER BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2018/487)

 

Karar Tarihi: 19/10/2023

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Muammer TOPAL

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

İrfan FİDAN

Raportör

:

Ömer MENCİK

Başvurucu

:

Gürsel ORER

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru; ceza infaz kurumunda tutuklu olarak bulunan başvurucunun radyosuna el konulması ve kurum idaresi aracılığıyla satın aldığı süreli yayınların kendisine verilmemesi nedeniyle ifade özgürlüğünün ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Başvurucu, başvuru tarihinde terör örgütüne üye olma suçundan Van Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda (Ceza İnfaz Kurumu) tutuklu olarak bulunmaktadır.

3. Başvurucu, Ceza İnfaz Kurumunda yapılan bir arama sonrasında radyosunun alınması ve Kurum idaresi aracılığıyla satın aldığı süreli yayınların kendisine verilmemesi üzerine söz konusu uygulamalara yönelik şikayetlerini içeren 13/4/2017 tarihli dilekçeyi Kurum aracılığıyla Van İnfaz Hâkimliğine (İnfaz Hâkimliği/Hâkimlik) iletmek istemiştir.

4. Başvurucunun dilekçesini Kuruma vermesi sonrasında Ceza İnfaz Kurumu Eğitim Kurulu (Eğitim Kurulu) başvurucunun Kurum aracılığıyla aldığı süreli yayınlardan bazılarının 9/6/2017 tarihinde sakıncalı olduğuna karar vermiş ve başvurucunun da aralarında olduğu mahpuslara verilmemesine karar vermiştir. Eğitim Kurulu, başvurucunun satın aldığı Cumhuriyet gazetesinin yayın ilkesinin ve yaptığı haberlerin bir bütün hâlinde incelenmesi sonucunda kurum güvenliğini tehlikeye düşürecek içeriği olduğu ve mahpusların bu içerikten etkilenerek Kurum idaresine karşı mevzuat dışı eylemlerde bulunabileceği gerekçesine dayanarak anılan kararı almıştır.

5. Başvurucu, yazmış olduğu dilekçeye ilişkin Hâkimlikten herhangi bir bilgi ya da karar gelmeyince şikâyetinin akıbetini Kuruma sormuştur. Başvurucu, Ceza İnfaz Kurumunun dilekçeyi Hâkimliğe göndermediğini öğrenince 17/7/2017 tarihinde Kuruma hitaben bir dilekçe yazarak şikâyet dilekçesinin neden gönderilmediği konusunda bilgi ile dilekçesinin geciktirilmeksizin Hâkimliğe ulaştırılmasını talep etmiştir. Ceza İnfaz Kurumu 20/7/2017 tarihinde başvurucunun şikâyet dilekçesini Hâkimliğe iletmiştir.

6. Hâkimlik başvurucunun her iki uygulamaya yönelik şikâyetini sadece Eğitim Kurulu kararına itiraz olarak değerlendirerek şikâyetin reddine karar vermiştir. Hâkimlik şikâyeti özetlerken Eğitim Kurulu kararının tarihini ve sayısını doğru vermiş fakat başvurucunun kendisine gönderilen kitaplara el konulmasını şikâyet konusu ettiğini belirtmiştir. Öte yandan Hâkimlik, Eğitim Kurulu kararını özetlerken ise anılan birimin bahse konu kitaplarda terör örgütünün propagandasının yapıldığı ve içeriğinde örgütsel yazılar bulunduğu gerekçesine dayanarak kitapları sakıncalı bulduğunu ifade etmiştir. Hâkimlik yaptığı bu tespitler sonrasında ilgili mevzuata atıf yapmış ve Ceza İnfaz Kurumu uygulamasının usul ve yasaya uygun olduğunu kabul etmiştir.

7. Başvurucu, Hâkimlik kararına karşı itiraz yoluna başvurmuştur. İtirazı inceleyen Van 5. Ağır Ceza Mahkemesi (Mahkeme) Hâkimlik kararındaki değerlendirmelere değindikten sonra Hâkimlik kararının usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek itirazı 9/11/2017 tarihinde reddetmiştir.

8. Başvurucu, karardan 24/11/2017 tarihinde haberdar olduğunu belirtmiş; 25/12/2017 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

9. Başvurucunun şikâyetinin ve itirazının sonuçlanması sonrasında Ceza İnfaz Kurumu İdare ve Gözlem Kurulu (İdare ve Gözlem Kurulu) 6/12/2017 tarihinde, uzun dalgalı yayınların toplatılmasına ilişkin başvurucunun 27/11/2017 tarihli dilekçesi hakkında bir değerlendirme yapmış ve başvurucunun radyosunun emanet eşya deposuna alınmasına karar vermiştir.

10. Başvurucu 6/12/2017 tarihli karara karşı şikâyette bulunmuştur. İnfaz Hâkimliği yaptığı değerlendirme sonucunda İdare ve Gözlem Kurulu kararının hukuka uygun olduğuna karar vermiş ve şikâyeti reddetmiştir. Başvurucu, Hâkimlik kararına karşı itiraz yoluna başvurmuştur. İtirazı inceleyen Van 1. Ağır Ceza Mahkemesi benzer gerekçelerle itirazı 21/2/2018 tarihinde reddetmiştir.

11. Başvuruların kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

12. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

A. Radyoya El Konulması Nedeniyle İfade Özgürlüğünün İhlal Edildiğine İlişkin İddia

1. Başvurucunun İddiaları

13. Başvurucu; herhangi bir kurul kararı olmaksızın radyosuna el konulduğunu, örgüt suçlarından tutuklu olan herkese aynı uygulamanın yapılmadığını, demokratik toplum düzeninin gereklerine uymayan başvuru konusu fiilî uygulama nedeniyle haber alma özgürlüğü bağlamında ifade özgürlüğünün ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

2. Değerlendirme

14. Anayasa Mahkemesi Müjdat Gürbüz (B. No: 2017/36529, 23/5/2018, § 81) kararında olay ve olguları somut başvuru ile benzer nitelikte olan bir başvuruyu inceleyerek uygulanacak anayasal ilkeleri belirlemiştir. Bu çerçevede Anayasa Mahkemesi, ceza infaz kurumlarında düzenin ve güvenliğin sağlanması için koğuş, oda ve eklentilerinde bulundurulacak eşyalara karşı daha hassas olunması gerektiği konusunda herhangi bir tereddüt bulunmadığını, frekans aralığı değiştirilerek haberleşme aracı olarak kullanılma ihtimali nedeniyle radyoların kullanımının kısıtlanmasının ceza infaz kurumunun düzeninin korunması, güvenliğinin sağlanması ve suçların önlenmesi açısından alınması gereken makul bir tedbir olduğunu belirtmiştir.

15. Bu tespitler sonrasında Anayasa Mahkemesi, mahpusların radyosuna el konulmasının ve radyo satışının yasaklanmasının ceza infaz kurumunda düzenin korunması ve güvenliğin sağlanması açısından makul bir tedbir olduğunu ve ulaşılmak istenen amaçla ölçülü olduğunu kabul ederek ifade özgürlüğü bağlamında bir ihlal bulunmadığı sonucuna varmıştır. Somut başvuruda, anılan kararda açıklanan ilkelerden ve ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır.

16. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

B. Süreli Yayınların Verilmemesi Nedeniyle İfade Özgürlüğünün İhlal Edildiğine İlişkin İddia

1. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü

17. Başvurucu; abonesi olduğu Cumhuriyet gazetesinin tarafına verilmediğini, referandum döneminde muhalif çizgide olan bir yayına ulaşmasının engellenmesi amacıyla anılan uygulamanın yapıldığını, demokratik toplum düzeninin gereklerine uymayan başvuru konusu fiilî uygulama nedeniyle haber alma özgürlüğü bağlamındaki ifade özgürlüğünün ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Başvurucu ayrıca İnfaz Hâkimliği kararının dilekçe içeriği ve şikâyetleri ile hiçbir ilgisinin bulunmadığını, radyosuna el konulmasına ve abonesi olduğu Cumhuriyet gazetesinin tarafına verilmemesine yönelik şikâyetlerinin bir kitabın verilmemesi gibi değerlendirildiğini, itiraz merciinin de aynı yanlışı devam ettirdiğini belirtmiş; adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir.

18. Adalet Bakanlığı (Bakanlık), başvurucunun ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin şikâyete hakkında görüş bildirilmemiş ancak başvurucunun adil yargılanma hakkının ihlal edildiği şikâyeti hususunda bazı açıklamalar yapmıştır. Bakanlık görüşünde öncelikle başvurucunun iddialarının kanun yolu şikâyeti niteliğinde olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bakanlık başvurunun esasına ilişkin olarak ise İnfaz Hâkimliği kararının başvurucuyla ilgili olduğu, kararda uyuşmazlıkla ilgili varılan sonucun ve kullanılan takdir yetkisinin gerekçelendirildiği ifade edilmiştir. Bu açıklamalar sonrasında Bakanlık, adil yargılanma hakkının ihlal edilip edilmediği noktasında inceleme yapılırken görüşte değinilen Anayasa ve ilgili mevzuat hükümlerinin, Anayasa Mahkemesi içtihadının ve somut olayın kendine özgü koşullarının dikkate alınması gerektiğini belirtmiştir.

2. Değerlendirme

19. Tutuklu ve hükümlülerin süreli veya süresiz yayınlara ulaşabilmesi de bilgi ve kanaatlere ulaşma özgürlüğünün somut yansıması olarak ifade özgürlüğünün koruması altındadır (İbrahim Bilmez, B. No: 2013/434, 26/2/2015, § 74; Kamuran Reşit Bekir [GK], B. No: 2013/3614, 8/4/2015, § 43; Hüseyin Sürensoy, B. No: 2013/749, 6/10/2015, § 44;Ahmet Temiz (6), B. No: 2014/10213, 1/2/2017, § 34). Bu bağlamda Ceza İnfaz Kurumunda tutuklu olarak başvurucuya gelen gazetenin kendisine verilmemesinin haber veya fikir alma özgürlüğü, dolayısıyla ifade özgürlüğü kapsamında incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.

20. Öte yandan başvurucu radyosuna el konulması şikâyetinin de ilgisiz gerekçeyle reddedildiğini ileri sürmüş ise de bu şikâyetin önce İdare ve Gözlem Kurulunca, daha sonra ise derece mahkemelerince değerlendirildiği anlaşılmıştır (bkz. §§ 9, 10). Bu nedenle somut başvuru, abone olduğu Cumhuriyet gazetesinin başvurucuya verilmemesine ilişkin olarak değerlendirilmiş ve bu kapsamda bir inceleme yapılmıştır.

21. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun bu kısmının kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

22. Anayasa Mahkemesi Recep Bekik ve diğerleri ([GK], B. No: 2016/12936, 27/3/2019) kararında olay ve olguları somut başvuru ile benzer nitelikte olan bir başvuruyu inceleyerek uygulanacak anayasal ilkeleri belirlemiştir. Bu çerçevede süreli yayınların ceza infaz kurumlarındaki tutuklu ve hükümlülere teslim edilip edilmemesinde keyfîliği engelleyecek, aynı hukuki durumda bulunanlara aynı uygulamanın yapılmasını sağlayacak, açık, yol gösterici ve istikrarlı idari uygulamaları garanti edecek bir mekanizmanın bulunmadığı gerekçesiyle ifade özgürlüğünün ihlal edildiği sonucuna ulaşılmıştır.

23. Öte yandan Recep Bekik ve diğerleri kararından sonra 14/4/2020 tarihli ve 7242 Kanun ve buna bağlı düzenleyici işlemler ile bir dizi önlemler alınmış ise de eldeki başvurunun söz konusu yasal ve uygulamaya dönük değişiklikten önceki müdahaleye ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Bu sebeple eldeki başvuru yönünden anılan kararda açıklanan ilkelerden ve ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır.

24. Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

C. Diğer İhlal İddiaları

25. Başvurucu, kendisiyle irtibatlandıran kitaplarda terör örgütü propagandasının yapıldığı belirtilerek terörle irtibatlandırıldığını, bu yaklaşımın masumiyet karinesini ihlal ettiğini ifade etmiştir. Bundan başka başvurucu, şikâyetinin üç ay gibi bir süre geçtikten sonra yetkili merciye ulaştırıldığını ve İnfaz Hâkimliğinin görevine giren bir şikâyetin esasını incelemediğini belirterek etkili başvuru hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

26. Somut başvuruda, ifade özgürlüğünün ihlal edildiği sonucuna ulaşıldığından kalan şikâyetlerin incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekir.

D. Giderim Yönünden

27. Başvurucu, ihlalin tespit edilmesini istemiş ve 40.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

28. Tespit edilen ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına ilişkin usul ve esaslar 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. maddesinde yer almaktadır.

29. Başvurucunun tahliye olduğu dikkate alındığında tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır.

30. Öte yandan tazminat talep ettiği ve ihlalin niteliği dikkate alınarak başvurucuya net 2.000 TL manevi tazminat ödenmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

III. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,

B. 1. Radyoya el konulması dolayısıyla ifade özgürlüğünün ihlal edildiği iddiasının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

2. Süreli yayınların verilmemesi dolayısıyla ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

3. Diğer ihlal iddiaları yönünden İNCELEME YAPILMASINA YER OLMADIĞINA,

C. Süreli yayınların verilmemesi dolayısıyla Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün İHLAL EDİLDİĞİNE,

D. Başvurucuya net 2.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,

E. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

F. Kararın bir örneğinin bilgi için Van İnfaz Hâkimliğine (E.2017/1755, K.2017/2141) GÖNDERİLMESİNE,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 19/10/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Gürsel Orer [1.B.], B. No: 2018/487, 19/10/2023, § …)
   
Başvuru Adı GÜRSEL ORER
Başvuru No 2018/487
Başvuru Tarihi 25/12/2017
Karar Tarihi 19/10/2023

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru; ceza infaz kurumunda tutuklu olarak bulunan başvurucunun radyosuna el konulması ve kurum idaresi aracılığıyla satın aldığı süreli yayınların kendisine verilmemesi nedeniyle ifade özgürlüğünün ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
İfade özgürlüğü Ceza infaz kurumunda ifade Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
Ceza infaz kurumunda süreli yayın İhlal Manevi tazminat
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi