TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
AHMET TURAN ALKAN BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2018/9800)
|
|
Karar Tarihi: 4/11/2020
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
Üyeler
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
|
|
Hicabi DURSUN
|
|
|
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
|
|
|
Selahaddin MENTEŞ
|
Raportör
|
:
|
Fatih HATİPOĞLU
|
Başvurucu
|
:
|
Ahmet Turan ALKAN
|
Vekilleri
|
:
|
1. Av. Melike POLAT BURSALI
|
|
|
2. Av. Figen ALBUGA ÇALIKUŞU
|
|
|
3. Av. İsmail Aziz Ergin
CİNMEN
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvuru; tutuklamanın hukuki olmaması ve tutukluluğun
makul süreyi aşması nedenleriyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının,
tutuklamaya konu suçlamaların ifade ve basın özgürlükleri kapsamındaki
eylemlere ilişkin olması nedeniyle ifade ve basın özgürlüklerinin ihlal
edildiği iddialarına ilişkindir.
I. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru 23/3/2018 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden
yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik
incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet
Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüşünü bildirmiştir.
6. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı beyanda
bulunmamıştır.
III. OLAY VE
OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve
Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler
çerçevesinde ilgili olaylar özetle şöyledir:
8. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı (Başsavcılık)
tarafından başvurucunun da aralarında bulunduğu ve çoğunluğu gazeteci, yazar ve
akademisyen olan birçok şüpheli hakkında Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet
Yapılanmasının (FETÖ/PDY) medya yapılanmasıyla bağlantılı olarak başlatılan
soruşturma kapsamında başvurucu 27/7/2016 tarihinde Bursa'da gözaltına alınmış
ve İstanbul 4. Sulh Ceza Hâkimliği tarafından terör örgütüne üye olma
suçlamasıyla 30/7/2016 tarihinde tutuklanmıştır.
9. Başvurucunun tutuklama kararına yaptığı itiraz
İstanbul 5. Sulh Ceza Hâkimliği tarafından 8/8/2016 tarihinde kesin olarak
reddedilmiştir.
10. Başsavcılık 10/4/2017 tarihli iddianame ile
başvurucunun terör örgütüne üye olma ve darbeye teşebbüs etme suçlarından
cezalandırılması istemiyle aynı yer ağır ceza mahkemesinde kamu davası
açmıştır.
11. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi (Mahkeme) 24/4/2017
tarihinde iddianamenin kabulüne karar vermiş ve Mahkemenin E.2017/112
sayılı dosyası üzerinden kovuşturma aşaması başlamıştır.
12. Mahkeme 8/12/2017 tarihli duruşmada başvurucunun tutukluluk
hâlinin devamına karar vermiş, başvurucunun anılan karara itirazı İstanbul 14.
Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 29/12/2017 tarihinde kesin olarak
reddedilmiştir.
13. Başvurucu, itirazın reddine dair kararın 23/1/2018
tarihinde tebliğ edildiğini bildirmiş ve buna ilişkin tebligat belgesini de
dosyaya sunmuştur.
14. Başvurucu 23/3/2018 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
15. Mahkeme 6/7/2018 tarihinde yaptığı duruşmada
başvurucunun terör örgütüne üye olma suçundan 8 yıl 9 ay hapis cezası ile
cezalandırılmasına ve hükümle birlikte tahliyesine karar vermiştir.
16. Başvurucu; mahkûmiyet kararını istinaf etmiş, istinaf
talebi İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi tarafından 25/6/2019
tarihinde esastan reddedilmiştir. Başvurucu söz konusu kararı temyiz etmiştir.
17. Dava, bireysel başvurunun incelendiği tarih
itibarıyla temyiz aşamasında derdesttir.
IV. İLGİLİ
HUKUK
18. 4/12/2014 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi
Kanunu'nun "Tutuklama kararı" kenar başlıklı 101. maddesinin
(5) numaralı fıkrası şöyledir:
"Bu madde ile 100 üncü madde
gereğince verilen kararlara itiraz edilebilir."
19. 5271 sayılı Kanun'un "Şüpheli veya sanığın
salıverilme istemleri" kenar başlıklı 104. maddesinin (1) ve (2)
numaralı fıkraları şöyledir:
"(1) Soruşturma ve kovuşturma
evrelerinin her aşamasında şüpheli veya sanık salıverilmesini isteyebilir.
(2) Şüpheli veya sanığın tutukluluk
hâlinin devamına veya salıverilmesine hâkim veya mahkemece karar verilir. Ret
kararına itiraz edilebilir."
20. 5271 sayılı Kanun'un “İtiraz usulü ve inceleme
mercileri” kenar başlıklı 268. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:
"Kararına itiraz edilen hâkim veya
mahkeme, itirazı yerinde görürse kararını düzeltir; yerinde görmezse en çok üç
gün içinde, itirazı incelemeye yetkili olan mercie gönderir."
21. 5271 sayılı Kanun'un "Karar" kenar
başlıklı 271. maddesinin (4) numaralı fıkrası şöyledir:
"Merciin, itiraz üzerine verdiği
kararları kesindir; ancak ilk defa merci tarafından verilen tutuklama
kararlarına karşı itiraz yoluna gidilebilir."
V. İNCELEME VE
GEREKÇE
22. Mahkemenin 4/11/2020 tarihinde yapmış olduğu
toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun
İddiaları ve Bakanlık Görüşü
23. Başvurucu; tutuklamanın hukuki olmadığını ve
tutukluluğun makul süreyi aştığını belirterek kişi hürriyeti ve güvenliği
hakkının, tutuklamaya konu suçlamaların ifade ve basın özgürlükleri
kapsamındaki eylemlere ilişkin olması nedeniyle de ifade ve basın
özgürlüklerinin ihlal edildiğini iddia etmiştir.
24. Bakanlık görüşünde; başvurucu hakkında verilen
tutuklama kararında açıklanan gerekçeler ile tutukluluk hâlinin devamına dair
kararlarda değinilen hususların ve eylemlere ilişkin olarak dayanılan
delillerin içeriği dikkate alındığında kuvvetli suç şüphesinin bulunduğu
belirtilmiştir. Bakanlık görüşünde ayrıca ifade ve basın özgürlüğüne yapıldığı
iddia olunan müdahalenin yasal dayanağının ve meşru amacının bulunduğu
demokratik toplumda gerekli ve orantılı olduğu belirtilerek başvurucunun ifade
ve basın özgürlüğü haklarının ihlâl edilmediği ifade edilmiştir.
B. Değerlendirme
25. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un "Bireysel başvuru
usulü" kenar başlıklı 47. maddesinin (5) numaralı fıkrasının birinci
cümlesi şöyledir:
"Bireysel başvurunun, başvuru
yollarının tüketildiği tarihten; başvuru yolu öngörülmemişse ihlalin
öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekir."
26. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün (İçtüzük)
"Başvuru süresi ve mazeret" kenar başlıklı 64. maddesinin (1)
numaralı fıkrası şöyledir:
"Bireysel başvurunun, başvuru
yollarının tüketildiği tarihten, başvuru yolu öngörülmemişse ihlalin
öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekir."
27. Bireysel başvuruların 6216 sayılı Kanun'un 47.
maddesinin (5) numaralı fıkrası ile İçtüzük'ün 64. maddesinin (1) numaralı
fıkrası uyarınca başvuru yollarının tüketildiği tarihten, başvuru yolu
öngörülmemiş ise ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde
yapılması gerekmektedir.
28. Başvurunun süresinde yapılmış olması, her aşamada
dikkate alınması gereken usule ilişkin şarttır (Yasin Yaman, B. No:
2012/1075, 12/2/2013, § 18).
29. Bir suç isnadına bağlı olarak tutuklulukta geçen
sürenin başlangıcı, başvurucunun ilk kez yakalanıp gözaltına alındığı
durumlarda bu tarih; doğrudan tutuklandığı durumlarda ise tutuklama tarihidir.
Sürenin sonu ise kural olarak kişinin serbest bırakıldığı ya da ilk derece
mahkemesince hüküm verildiği tarihtir (Murat Narman, B. No: 2012/1137,
2/7/2013, § 66).
30. Dolayısıyla suç isnadına bağlı şikâyetlere ilişkin
iddiaların dile getirildiği bir bireysel başvurunun ilk derece yargılaması
devam ederken tutukluluğun devamına karar verilen her aşamada başvuru yolları
tüketildikten sonra başvuru süresi içinde yapılması gerekir (Mehmet Emin
Kılıç, B. No: 2013/5267, 7/3/2014, § 28).
31. Bu bağlamda bir suç isnadına bağlı olarak
tutuklulukla ilgili şikâyetleri içeren bireysel başvurunun tutukluluk hâlinin
devamı kararı sonrasında yapılması hâlinde söz konusu karara itiraz edilmiş ise
itiraz merciince verilen kararın öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde
yapılması gerekmektedir.
32. Somut olayda yargılamayı yapan ilk derece
mahkemesince 8/12/2017 tarihli duruşmada verilen tutukluluk hâlinin devamı
kararına karşı başvurucunun yaptığı itirazın İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi
tarafından 29/12/2017 tarihinde kesin olarak reddedildiği ve anılan kararın
23/1/2018 tarihinde başvurucuya tebliğ edildiği anlaşılmaktadır (bkz. § 12). Bu
nedenle bireysel başvurunun nihai karar olan itirazın reddine dair kararın
tebliğ suretiyle öğrenildiği 23/1/2018 tarihinden itibaren otuz gün içinde
yapılması gerekmektedir. Buna göre nihai kararın öğrenilmesinden itibaren otuz
gün geçtikten sonra 23/3/2018 tarihinde yapılan bireysel başvuruda süre aşımı
olduğu sonucuna varılmıştır.
33. Açıklanan gerekçelerle nihai kararın öğrenilmesinden
itibaren otuz gün içinde yapılmayan bireysel başvurunun süre aşımı
nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Tutuklamanın hukuki olmaması ve tutukluluğun makul
süreyi aşması nedenleriyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının; tutuklamaya
konu suçlamaların ifade ve basın özgürlükleri kapsamındaki eylemlere ilişkin
olması nedeniyle ifade ve basın özgürlüklerinin ihlal edildiği iddialarına
ilişkin başvurunun süre aşımı nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde
BIRAKILMASINA 4/11/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.