TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
HURİ GARAN VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2019/11854)
Karar Tarihi: 15/1/2020
Başkan
:
Hasan Tahsin GÖKCAN
Üyeler
Serdar ÖZGÜLDÜR
Hicabi DURSUN
Kadir ÖZKAYA
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
Raportör
Tuğba YILDIZ
Başvurucular
1. Huri GARAN
2.Mehmet Ali ALP
3.Fatma BUDAK
4.Safiye KILAĞUS
5. Nahide KILAĞUS
6. Sekine MALĞAZ
7. Kımet ÖZTÜNÇ
8.Abdullah IŞIK
9. Berces KANTİK
10.Evin İĞDİ
11.Kerime BUDAK
12.Ramazan NERSE
13.Cahide BUDAK
14.Mehmet Emin EPENGİN
15.Şükrü EPENGİN
16.Süphiye NERSE
17.Fahrettin ECER
18.Beybun MALĞAZ
19.Halil ÇAKIR
20.Hami BUDAK
21.Fadıl NERSE
22.Sabriye ERDEM
23.Mahmut ECER
24.Abdulcabbar İĞDİ
25.Rahim ECER
26.Meryem KERVANOĞLU
27.Kadir TAŞKIN
28.Mehmet AKDAĞ
29.Abdulbari KARTAL
30.Resul KERVANOĞLU
31.Faik BUDAK
32.Kasım EPENGİN
33.Ramazan GARAN
34.Bedriye NERSE
35.Sinem BUDAK
36.Hamdullah SİVİL
37.Türkan AKDEMİR
38.İrfan ÖZAY
39.Lalihan SİVİL
40.Bekir DÜNDAR
41.Emin MALGAZ
42.Sabriye ECER
Vekili
Av. Abdulhekim GİDER
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, terör olaylarından doğan zararların tazmin edilmemesi nedeniyle mülkiyet hakkının; buna ilişkin idari ve yargısal sürecin makul sürede sonuçlandırılmaması nedeniyle de adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvurular, muhtelif tarihlerde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Anayasa Mahkemesi tarafından ekli tablonun A satırında numaraları belirtilen bireysel başvuru dosyalarının konu yönünden hukuki irtibatı nedeniyle 2019/11854 numaralı bireysel başvuru dosyası ile birleştirilmesine ve belirtilen dosyaların kapatılmasına, incelemenin 2019/11854 numaralı bireysel başvuru dosyası üzerinden yürütülmesine karar verilmiştir.
5. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
6. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
7. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık tarafından görüş bildirilmemiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
8. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:
9. Başvurucular, Siirt'in Pervari ilçesi Yapraktepe köyü Çemikari mezrasında ikamet etmekteyken 1990'lı yıllarda meydana gelen terör olayları neticesinde köyün boşaltılmasıyla yerleşim yerinden göç etmek zorunda kaldıklarını iddia etmiş ve 17/7/2004 tarihli ve 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun kapsamında zararlarının karşılanması talebiyle Siirt Valiliği Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zarar Tespit Komisyonuna (Komisyon) ekli tablonun C satırında belirtilen tarihlerde başvurmuşlardır.
10. Ekli tablonun D satırında tarih ve sayıları belirtilen Komisyon kararlarında başvurucuların taleplerinin reddine karar verilmiştir.
11. Belirtilen ret işlemleri aleyhine ekli tablonun E satırında belirtilen tarihlerde başvurucular tarafından açılan iptal davalarında İdare Mahkemesi, ekli tablonun F satırında gösterilen tarihlerde davaların reddine karar vermiştir. Karar gerekçelerinde; yapılan araştırmalar neticesinde Pervari Jandarma Komutanlığı Tutanağı'nda Yapraktepe köyünün bir kısmının 1989 yılında terör sebebiyle boşaldığı, çoğu korucu ve köy halkının Doğan köyüne yerleştiği, daha sonra tekrar Yapraktepe köyüne dönüş yaptıkları, bazı ailelerin ise Van ve Adana'ya gittiği belirtilmiştir. Ayrıca genel nüfus sayımları ve tespitlerine göre köyde düzenli olarak yaşayan ailelerin olduğu, 5/5/2011 tarihli Pervari Jandarma Komutanlığı Tutanağı eki çizelgede Yapraktepe köyü ve mezralarının dolu olarak göründüğü, köyde genel ve yerel seçimlerin zamanında ve düzenli olarak yapıldığı kararda vurgulanmıştır. Bununla birlikte Yapraktepe köyünün Çemikari adında bir mezrasının bulunmadığı, Çemikari mevkiinin yayla olarak anıldığı, burada civar il ve ilçelerden hayvanlarını otlatmak için gelen konar göçer aşiretlerin bulunduğu, Siirt İli Mera Komisyonunun 1/6/2007 tarihli kararıyla da "4342 sayılı Mera Kanununun 2. maddesi uyarınca Çemikari mevkiinin mera olarak tespit edildiği" ifade edilmiştir. Netice olarak terör sebebiyle tamamen boşalmadığı anlaşılan davaya konu köyde objektif güvenlik kaygısından söz edilemeyeceği, Yapraktepe köyünün Çemikari adında bir mezrasının bulunmadığı, Çemikari yaylasının da hukuki niteliğinin mera olduğu ve özel mülkiyete konu edilemeyeceği anlaşıldığından bu köy sakinlerine maruz kaldıkları bireysel terör zararları haricinde 5233 sayılı Kanun hükümleri uyarınca tazminat ödenemeyeceği ve tesis edilen işlemde hukuka aykırılık görülmediği sonucuna varılmıştır.
12. Başvurucuların temyizi üzerine ekli tablonun G satırında gösterilen tarihlerde Danıştay Onbeşinci Dairesi onama kararı vermiştir.
13. Karar düzeltme talepleri aynı Daire tarafından H satırında belirtilen tarihlerde reddedilmiştir. Karar düzeltme taleplerinin reddi üzerine başvurucular süresinde bireysel başvuruda bulunmuşlardır.
IV. İLGİLİ HUKUK
14. İlgili hukuk için bkz.Celal Demir, B. No: 2013/3309, 6/2/2014, §§ 15-28; Sabri Çetin, B. No: 2013/3007, 6/2/2014, §§ 60-72; Mahmut Can Arslan, B. No: 2013/3008, 6/2/2014, §§ 59-71; Mehmet Gürgen, B. No: 2013/3202, 6/2/2014, §§ 57-67 kararları.
V. İNCELEME VE GEREKÇE
15. Mahkemenin 15/1/2020 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Adli Yardım Talebi
16. Anayasa Mahkemesinin Mehmet Şerif Ay (B. No: 2012/1181, 17/9/2013) kararında belirtilen ilkeler dikkate alınarak geçimini önemli ölçüde güçleştirmeksizin yargılama giderlerini ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucuların açıkça dayanaktan yoksun olmayan adli yardım taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerekir.
B. Mülkiyet Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucuların İddiaları
17. Başvurucular; 1990 yılından itibaren mallarına terör nedeniyle ulaşamadıklarını belirterek 5233 sayılı Kanun kapsamında yapmış oldukları başvuruların köyün boşaltılmadığı gerekçesiyle reddedilmesinin mülkiyet haklarını ihlal ettiğini ileri sürmüşlerdir.
2. Değerlendirme
18. Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ortak koruma alanında yer alan mülkiyet hakkı; mevcut mal, mülk ve ekonomik değerleri koruyan bir temel haktır. Kişinin hâlihazırda sahibi olmadığı bir mülkün mülkiyetini kazanma hakkı, bu konudaki menfaati ne kadar güçlü olursa olsun mülkiyet kavramı içinde değildir (Kemal Yeler ve Ali Arslan Çelebi, B. No: 2012/636, 15/4/2014, § 36). Ayrıca gelecekte elde edileceği iddia edilen bir gelirin mülkiyet hakkı kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir (Sultan Tokay ve diğerleri, B. No: 2013/1122, 26/6/2014, § 42).
19. Bir mülk veya alacakla ilgili olarak hak iddia eden kişinin söz konusu hakkın varlığını hukuken ispat etmesi gerekir (Kemal Yeler ve Ali Arslan Çelebi, § 38).
20. Somut olayda başvurucuların Komisyona yaptıkları başvuru üzerine Komisyonun ulaştığı nihai sonuç ile iptal davası sonucunda gerekçeli kararda yer verilen hukuki tespit ve dayanaklar birlikte değerlendirildiğinde başvurucuların Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkı kapsamına giren bir ekonomik değeri veya en azından böyle bir değeri elde etme yönünde meşru beklentisi bulunmadığı anlaşılmaktadır.
21. Açıklanan gerekçelerle başvuruların bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
C. Hakkaniyete Uygun Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
22. Başvurucular köyde yaşayan bazı kişilerin terör nedeniyle oluşan zararları için 5233 sayılı Kanun kapsamında tazminat aldıklarını iddia edip açılan bir davaya ilişkin mahkeme kararını da sunarak kendilerine tazminat ödenmemesi nedeniyle çelişkili kararlar verildiğini, karar gerekçelerinde yaşadıkları yer mera olarak gösterilmişse de öyle bir durumun söz konusu olmadığını, idarenin verdiği yanlış bilgilere göre değerlendirme yapıldığını ileri sürmüşlerdir.
23. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucular, Komisyon kararları ve yargılama sonucu verilen kararlar nedeniyle Anayasa'nın 10. ve 36. maddelerinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Başvurucular her ne kadar Anayasa'nın farklı maddelerini temel almak suretiyle ihlal iddiasında bulunmuş ise de şikâyetlerin özü dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu ve Mahkeme tarafından hatalı karar verildiği iddialarına yönelik olduğundan şikâyetin hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiası kapsamında değerlendirilmesi uygun görülmüştür.
24. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasında kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel başvuruda incelenemeyeceği belirtilmiştir. Bu kapsamda ilke olarak mahkemeler önünde dava konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile uyuşmazlıkla ilgili varılan sonucun adil olup olmaması bireysel başvuru konusu olamaz. Ancak bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlüklere müdahale teşkil eden bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik içeren tespit ve sonuçlar bu kapsamda değildir (Ahmet Sağlam, B. No: 2013/3351, 18/9/2013, § 42).
25. Öte yandan benzer konularda aynı derecedeki yargı mercileri arasındaki içtihat farklılıkları tek başına adil yargılanma hakkının ihlali niteliğinde kabul edilemeyeceği gibi derece mahkemeleri veya temyiz mercilerinin uyuşmazlıklara ilişkin olarak tarafların talepleri ve delilleri arasındaki yorum farklılıkları da tek başına adil yargılanma hakkının ihlali niteliğinde kabul edilemez (Miras Mümessillik İnş. Taah. Reklam Paz. Bas. Yay. San. ve Tic. A.Ş., B. No: 2012/1056, 16/4/2013, § 36).
26. Başvurucuların somut olaylara ilişkin iddiaları değerlendirilerek derece mahkemesince karar verilmiştir. Karar gerekçesinde (bkz. § 11) idare mahkemesi, gerekli araştırmaları yaparak ilgili mevzuat çerçevesinde somut olayı değerlendirmiştir. Başvurucuların dayanak olarak ileri sürdükleri mahkeme kararına konu olayda ise Komisyon Yapraktepe köyü boşaltılmadığından bahisle başvuruyu reddetmiş, idare mahkemesi de başvuruda bulunan kişinin Çemikari mezrasında yaşadığını belirtmesine rağmen Komisyon kararında mezralara ilişkin bir araştırma yapılmadığı, kişinin taşınmazının Çemikari mera alanında olup olmadığının tespit edilmesi gerektiği gerekçesiyle işlemin iptaline karar vermiştir. Başvurucular ise Çemikari'de yaşadıklarını belirtmeden Yapraktepe köyünde ikamet ettiklerini, terör nedeniyle zararlarının oluştuğunu belirten dilekçelerle Komisyona başvuruda bulunmuş; Komisyon gerekli araştırmaları yaparak köyün terör nedeniyle boşaltılmadığı gerekçesiyle taleplerini reddetmiştir. İdare mahkemesi de köyün ve bağlı bulan mezralarının durumunu dikkate alarak Çemikari'nin de mezra olmadığı, mera alanı olduğu ve dolayısıyla özel mülkiyete konu olamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Dolayısıyla başvurucuların iddialarını temellendirmek amaçlı ileri sürdükleri karardaki iptal gerekçesiyle başvurucuların durumu farklıdır. Bu bağlamda başvurucular tarafından yargılamaya ilişkin ileri sürülen iddiaların derece mahkemesince delillerin değerlendirilmesi ve hukuk kurallarının yorumlanmasına ilişkin olduğu ve mahkeme kararlarında bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik oluşturan bir durumun da bulunmadığı dikkate alındığında ihlal iddialarının kanun yolu şikâyeti niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.
27. Açıklanan gerekçelerle başvuruların bu kısmının da diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
D. Makul Sürede Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
28. Başvurucular, makul sürede yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
a. Kabul Edilebilirlik Yönünden
29. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
b. Esas Yönünden
30. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin idari yargılamanın süresi tespit edilirken sürenin başlangıç tarihi olarak davanın ikame edildiği tarih; sürenin sona erdiği tarih olarak -çoğu zaman icra aşamasını da kapsayacak şekilde- yargılamanın sona erdiği, yargılaması devam eden davalar yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin şikâyetle ilgili kararını verdiği tarih esas alınır (Selahattin Akyıl, B. No: 2012/1198, 7/11/2013, §§ 45, 47).
31. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin idari yargılama süresinin makul olup olmadığı değerlendirilirken yargılamanın karmaşıklığı ve kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun yargılamanın süratle sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar dikkate alınır (Selahattin Akyıl, § 41).
32. Bu hususlara ek olarak Anayasa Mahkemesi 5233 sayılı Kanun kapsamında yapılan yargılamalarda komisyonların belli bir dönem içinde geçici olarak olağanüstü iş yükü artışı ile karşılaşmasından kaynaklanan gecikmelerde, kamu otoritelerince zamanında ve yeterli tedbirlerin alınmış olup olmadığını da gözönünde bulundurmaktadır. Gerekli tedbirler alınmışsa makul sürenin hesaplanmasında olağan yargılamalara kıyasla daha esnek bir yaklaşım benimsenmektedir (Sabri Çetin, §§ 60-72; Mahmut Can Arslan, §§ 59-71; Mehmet Gürgen, §§ 57-67; Celal Demir, §§ 57-69).
33. Somut davalara bir bütün olarak bakıldığında Komisyona başvuru tarihleri (ekli tablonun C satırı)ile nihai karar tarihleri (ekli tablonun H satırı) arasında geçen ve ekli tablonun I satırında her bir başvuru için ayrı ayrı toplam süreleri belirtilen yargılama süreçlerinde makul olmayan bir gecikmenin olduğu sonucuna varılmıştır.
34. Açıklanan gerekçelerle başvurucuların Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
E. 6216 Sayılı Kanun'un 50. Maddesi Yönünden
35. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkraları şöyledir:
“(1) Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir…
(2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”
36. Başvurucular, ihlalin tespiti ile maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
37. Başvuruda, adil yargılanma hakkı kapsamındaki makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.
38. İhlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında başvuruculara ekli tablonun İ satırında gösterilen net manevi tazminat miktarlarının ödenmesine karar verilmesi gerekir.
39. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 3.000 TL vekâlet ücretinden oluşan yargılama giderinin başvuruculara müştereken ödenmesine karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adli yardım taleplerinin KABULÜNE,
B. 1. Mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın konu bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
3. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
C. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
D. Başvuruculara ekli tablonun İ satırında gösterilen miktarlarda net manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerinin REDDİNE,
E. 3.000 TL vekâlet ücretinden oluşan yargılama giderinin BAŞVURUCULARA MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE,
F. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucuların Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
G. Kararın bir örneğinin bilgi için Batman İdare Mahkemesine (E.2012/2850, K.2014/2367), GÖNDERİLMESİNE,
H. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 15/1/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Sıra
1
2
3
A
Başvuru
Numarası
2019/11854
2019/11858
2019/11862
B
Başvurucu
ve
T.C.
Kimlik No.
Huri GARAN
Mehmet Ali ALP
Fatma BUDAK
C
Komisyona Başvuru Tarihi ve Dosya Kayıt Numarası
30/5/2008
20014
20015
20032
D
Komisyon Karar Tarihi ve Numarası
14/10/2011
2011/1-6582
2011/1-7583
2011/1-6586
E
Dava Tarihi
13/3/2012
F
Yerel Mahkeme
Karar Tarihi
25/9/2014
28/5/2014
G
Temyiz Yolu Karar Tarihi
15/5/2018
H
Karar Düzeltme
Tarihi
19/2/2019
I
İdari ve Yargısal
Süreçte Geçen Toplam Süre
10 yıl 8 ay
İ
Hükmedilen
NET Manevi Tazminat
(TL)
18.300 TL
4
5
6
2019/11866
2019/11869
2019/11878
Safiye KILAĞUS
Nahide KILAĞUS
Sekine MALĞAZ
20007
20019
20011
2011/1-6554
2011/1-6556
2011/1-6573
7
8
9
2019/11884
2019/11886
2019/11889
Kımet ÖZTÜNÇ
Abdullah IŞIK
Berces KANTİK
20000
20027
19892
2011/1-6555
2011/1-6604
2011/1-6594
10
11
12
2019/11892
2019/11895
2019/11902
Evin İĞDİ
Kerime BUDAK
Ramazan NERSE
20008
19902
19893
2011/1-6601
2011/1-6597
2011/1-6578
13
14
15
2019/11922
2019/11926
2019/11933
Cahide BUDAK
Mehmet Emin EPENGİN
Şükrü EPENGİN
20040
19999
20034
2011/1-6587
2011/1-6593
2011/1-6561
16
17
18
2019/11938
2019/11941
2019/11949
Süphiye NERSE
Fahrettin ECER
Beybun MALĞAZ
19910
20023
19997
2011/1-6563
2011/1-6583
2011/1-6572
19
20
21
2019/11950
2019/11951
2019/11952
Halil ÇAKIR
Hami BUDAK
Fadıl NERSE
20010
20031
20013
2011/1-6571
2011/1-6600
2011/1-6520
22
23
24
2019/11954
2019/11955
2019/11956
Sabriye ERDEM
Mahmut ECER
Abdulcabbar İĞDİ
19871
20043
20016
2011/1-6602
2011/1-6575
2011/1-6566
25
26
27
2019/11958
2019/11959
2019/11961
Rahim ECER
Meryem KERVANOĞLU
Kadir TAŞKIN
20041
19998
20029
2011/1-6588
2011/1-6580
2011/1-6579
28
29
30
2019/11962
2019/11964
2019/11969
Mehmet AKDAĞ
Abdulbari KARTAL
Resul KERVANOĞLU
20030
20025
20001
2011/1-6569
2011/1-6592
2011/1-6574
31
32
33
2019/11970
2019/11972
2019/11974
Faik BUDAK
Kasım EPENGİN
Ramazan GARAN
19914
19996
20005
2011/1-6598
2011/1-6562
2011/1-6565
34
35
36
2019/12029
2019/12034
2019/12037
Bedriye NERSE
Sinem BUDAK
Hamdullah SİVİL
20012
20018
20024
2011/1-6568
2011/1-6581
2011/1-6559
37
38
39
2019/12042
2019/12048
2019/12051
Türkan AKDEMİR
İrfan ÖZAY
Lalihan SİVİL
19896
19904
20020
2011/1-6595
20/5/2009
2009/1-3955
2011/1-6560
24/2/2012
6/11/2014
40
41
42
2019/12056
2019/12085
2019/12091
Bekir DÜNDAR
Emin MALĞAZ
Sabriye ECER
20009
20038
20042
2011/1-6553
2011/1-6584
2011/1-6589