logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Vedat Doğar [1. B.], B. No: 2019/13805, 27/5/2025, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

VEDAT DOĞAR BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2019/13805)

 

Karar Tarihi: 27/5/2025

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

İrfan FİDAN

 

 

Muhterem İNCE

Raportör

:

İsmail Emrah PERDECİOĞLU

Başvurucu

:

Vedat DOĞAR

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, kamulaştırma işleminde kişiye özel muamele yapılması ve kamu yararı bulunmaması nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Başvurucunun taşınmazının da içinde bulunduğu alan Şanlıurfa Belediye Meclisinin 2/10/2012 tarihli kararı ile 3/7/2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 73. maddesi kapsamında kentsel dönüşüm ve gelişim alanı ilan edilmiştir. Bu kapsamda başvurucunun taşınmazı hakkında Şanlıurfa Belediye Encümeninin 28/2/2013 tarihli kararı ile kamulaştırma kararı verilmiştir.

3. Başvurucu, kamulaştırma kararının iptali için dava açmıştır. Şanlıurfa 1. İdare Mahkemesi 15/1/2015 tarihinde kamulaştırma kararını iptal etmiş; iptal kararında dava konusu parsel kentsel dönüşüm alanı olarak belirlendikten sonra bu proje kapsamında bu parseli de kapsayacak şekilde imar planı değişiklikleri yapıldığını, 5393 sayılı Kanun'un 73. maddesi gereğince kamulaştırma kararından önce anlaşma yoluna gidilmesi gerektiğini, anlaşma sağlanamaması durumunda söz konusu projeler ve mevcut imar planlarında öngörülen kullanım kararları dikkate alınarak kamulaştırma yapılmasının uygun olacağını ancak bu usullere uyulmadan davacıya ait parselin kentsel dönüşüm alanında kaldığından bahisle doğrudan kamulaştırma kararı alınmasında hukuka uyarlık bulunmadığını açıklamıştır. Karar temyiz talebinde bulunulmaması üzerine 31/3/2015 tarihinde kesinleşmiştir.

4. Başvurucunun taşınmazı hakkında Şanlıurfa Belediye Encümeni tarafından 22/10/2015 tarihinde tekrar kamulaştırma kararı alınmıştır. Bu karar üzerine başvurucuya ait yerin anlaşma yolu ile satın alınabilmesi için başvurucuya teklifte bulunulmuştur. Ancak anlaşma sağlanmamış bu husus 30/12/2015 tarihinde tutanak altına alınmıştır.

5. Başvurucu, Şanlıurfa Belediye Encümeni tarafından alınan 22/10/2015 tarihli kamulaştırma kararının iptali için dava açmıştır. Dava sonunda Şanlıurfa 1. İdare Mahkemesi 3/4/2018 tarihli kararı ile iptal istemini reddetmiş; kararda başvurucunun daha önce açtığı ve iptal kararı ile sonuçlanan davaya değinmiş; bu kararın gerekçesinde belirtilen usuli eksikliklerin giderilmesi amacıyla davalı idarenin kentsel dönüşüm alanına ilişkin ada-parsel oluşturduğunu ve alanın yapılaşması koşullarının belirlenmesine dair uygulama projesi yaptığını, ardından kentsel dönüşüm ve gelişim alanındaki özel mülkiyete tabi parsellerin kamulaştırılmasına dair 22/10/2015 tarihli Belediye Encümeni kararının alındığını ifade etmiştir.

6. Kararda ayrıca aynı alan bakımından bakılan davalarda verilen hükümlere atıfla "Eski Sanayi Bölgesi'nin şehrin konut, ticaret ve kamu kurum ve kuruluşlarına ait alanlarla çevrili merkezî bir noktasında bulunduğu halde, fiziksel ve işlevsel olarak çöküntüleşme sorunu yaşadığı, sosyal ve teknik altyapısının yetersiz olduğu, söz konusu alanın mevcut haliyle değişen kent yapısına uyum sağlayamadığı", bu nedenle bölgede kentsel dönüşüm ve gelişim yapılması gerektiğinin ifade edildiği vurgulanmıştır. Bu kapsamda ilk derece mahkemesi başvurucunun mülkiyetine yönelik müdahalenin 5393 sayılı Kanun ile 4/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na dayandığı, somut olayın kamusal bir ihtiyaçtan kaynaklandığı, kamu yararı unsurunu taşıdığı ve ölçülü olduğunu belirtilmiştir.

7. İlk derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf istemi Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi İkinci Dava Dairesince 27/2/2019 tarihinde reddedilmiş ve yargılama süreci sona ermiştir.

8. Nihai karar başvurucuya 25/3/2019 tarihinde tebliğ edilmiş, başvurucu 19/4/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

9. Komisyon, başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.

II. DEĞERLENDİRME

10. Başvurucu; kişiye özel imar planı yapılmak suretiyle taşınmazının kamu kullanımına tahsis edildiğini, taşınmazı ile aynı proje kapsamında yapılan kamulaştırmalarda diğer taşınmaz maliklerine aynı bölgede daire ve dükkânlar verilirken kendisi için bu yönde bir tasarrufta bulunulmadığından idare ile anlaşma sağlayamadığını belirterek mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir.

11. Başvuru, mülkiyet hakkı kapsamında incelenmiştir.

12. Başvurucunun taşınmazının kamulaştırılması ile mülkiyet hakkına müdahalede bulunulduğu açıktır. Mülkiyet hakkına yapılan herhangi bir müdahalenin ise Anayasa’nın 13. ve 35. maddelerini ihlal etmemesi için öncelikle kanuna dayalı olması, ayrıca kamu yararına uygun meşru bir amacının bulunması ve bunun yanında ölçülü olması gerekmektedir.

13. Mülkiyet hakkına yönelik müdahalelerde ilk incelenmesi gereken ölçüt kanuna dayalı olma ölçütüdür. Bu ölçütün sağlanmadığı tespit edildiğinde diğer ölçütler bakımından inceleme yapılmaksızın mülkiyet hakkının ihlal edildiği sonucuna varılacaktır. Müdahalenin kanuna dayalı olması, iç hukukta müdahaleye ilişkin yeterince ulaşılabilir ve öngörülebilir kanun hükümlerinin bulunmasını gerektirir (Türkiye İş Bankası A.Ş. [GK], B. No: 2014/6192, 12/11/2014, § 44).

14. Somut olayda 5393 Kanun'un 73. maddesine dayanılarak mülkiyet hakkına müdahalede bulunulmuştur. Anılan maddede belediyelerin bir alanı kentsel dönüşüm ve gelişim alanı ilan etmesi yetkisi düzenlenmiş, bu alanda kalan yerlerin kamulaştırılmasına imkân tanınmıştır. Buna göre maddede yer alan hükümlerin öngörülebilir, açık ve ulaşılabilir olduğunda tereddüt yoktur. Öte yandan kamulaştırma işlemlerinde de 2942 sayılı Kanun hükümleri uygulanmıştır. Dolayısıyla müdahalenin kanunilik koşulunu taşıdığı anlaşılmıştır.

15. Anayasa'nın 13. ve 35. maddeleri uyarınca mülkiyet hakkı ancak kamu yararı amacıyla sınırlandırılabilmektedir. Kamu yararı kavramı, mülkiyet hakkının kamu yararının gerektirdiği durumlarda sınırlandırılması imkânı vermekle bir sınırlandırma amacı olmasının yanı sıra mülkiyet hakkının kamu yararı amacı dışında sınırlanamayacağını öngörerek ve bu anlamda bir sınırlama sınırı oluşturarak mülkiyet hakkını etkin bir şekilde korumaktadır (Nusrat Külah [2. B.], B. No: 2013/6151, 21/4/2016, § 53).

16. 5393 sayılı Kanun'un 73. maddesiyle, eskiyen kent kısımlarının yeniden düzenlenmesi, kentlerin tarihî ve kültürel dokusunun korunması, deprem riskine karşı gereken tedbirlerin alınması amacını taşıyan kentsel dönüşüm ve gelişim alanı uygulamasının hayata geçirilmesine yönelik düzenleme yapılmıştır. İlk derece mahkemesi kararında vurgulandığı üzere başvurucunun taşınmazının da içinde bulunduğu bölgenin şehrin konut, ticaret ve kamu kurum ve kuruluşlarına ait alanlarla çevrili merkezî bir noktası olduğu ancak fiziksel ve işlevsel olarak çöküntüleşme sorunu yaşadığı, sosyal ve teknik altyapısının yetersiz olduğu ve mevcut hâliyle değişen kent yapısına uyum sağlayamadığı, bu nedenlerle bölgenin kentsel dönüşüm ve gelişim alanı ilan edildiği görülmüştür (bkz. § 6). Bu itibarla somut olaya konu kamulaştırma işleminde kamu yararı amacının bulunduğu açıktır.

17. Son olarak Anayasa'nın hak ve özgürlüklerin sınırlandırılmasında dikkate alınacak ölçütlerden biri olan 13. maddesinde öngörülen ölçülülük ilkesi, kişilerin mülkiyet hakkının sınırlandırılması hâlinde elde edilmek istenen kamu yararı ile bireyin hakları arasında adil bir dengenin kurulmasını gerektirir. Bu adil denge, başvurucunun şahsi olarak aşırı bir yüke katlandığının tespit edilmesi durumunda bozulmuş olacaktır. Müdahalenin ölçülülüğünü değerlendirirken Anayasa Mahkemesi, bir taraftan ulaşılmak istenen meşru amacın önemini, diğer taraftan müdahalenin niteliğini, başvurucunun ve kamu otoritelerinin davranışlarını da gözönünde bulundurarak başvurucuya yüklenen külfeti dikkate alacaktır (Arif Güven [2. B.], B. No: 2014/13966, 15/2/2017, §§ 58, 60).

18. Somut olayda başvurucunun taşınmazının bulunduğu bölge Belediye Meclisinin 2/10/2012 tarihli kararı ile kentsel dönüşüm ve gelişim alanı ilan edilmiş, başvurucunun taşınmazı hakkında Belediye Encümeninin 28/2/2013 tarihli kararı ile kamulaştırma kararı verilmiştir. Bu karara karşı başvurucunun açtığı iptal davası kamulaştırma kararından önce anlaşma yoluna gidilmesi gerektiği ancak bu usule uyulmadan ilgili yer hakkında kentsel dönüşüm alanında kaldığından bahisle doğrudan kamulaştırma kararı alınmasında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle kabul edilmiştir. Akabinde Belediye Encümeni tarafından tekrar kamulaştırma kararı alınarak başvurucuya kendisine ait yerin anlaşma yolu ile satın alınabilmesi için teklifte bulunulmuş ancak anlaşma sağlanamamıştır. Başvuru formu ve ekleri kapsamında başvurucunun taşınmazın kamulaştırılması karşısında kamulaştırma bedelinin tutarına ilişkin bir şikâyetinin olmadığı görülmüştür. Başvurucu, aynı bölgede kendisiyle benzer durumda olan diğer taşınmaz maliklerine daire ve dükkânlar verilirken kendisi için bu yönde bir tasarrufta bulunulmamasından yakınmıştır. Başvurucunun bu iddiasına ilişkin olarak somut bilgi ve belge sunmadığı, emsal göstermediği görülmüştür.

19. Bu çerçevede kamulaştırma yolu ile gerçekleşen müdahalenin başvurucuya şahsi olarak aşırı ve olağan dışı bir külfet yüklemediği değerlendirilmiştir. Dolayısıyla müdahalenin kamunun yararı ile başvurucunun mülkiyet hakkının korunması arasında sağlanması gereken adil dengeyi bozmadığı anlaşıldığından mülkiyet hakkının ihlal edilmediğinin açık olduğu sonucuna varılmıştır.

20. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

III. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 27/5/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Vedat Doğar [1. B.], B. No: 2019/13805, 27/5/2025, § …)
   
Başvuru Adı VEDAT DOĞAR
Başvuru No 2019/13805
Başvuru Tarihi 19/4/2019
Karar Tarihi 27/5/2025

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, kamulaştırma işleminde kişiye özel muamele yapılması ve kamu yararı bulunmaması nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Mülkiyet hakkı Kamulaştırma bedeli, kamu yararı Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi