TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
FETHİ KAYALAR BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2019/14092)
|
|
Karar Tarihi: 28/1/2021
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
Üyeler
|
:
|
Hicabi DURSUN
|
|
|
Muammer TOPAL
|
|
|
Recai AKYEL
|
|
|
Selahaddin MENTEŞ
|
Raportör
|
:
|
Fatma Burcu NACAR YÜCE
|
Başvurucu
|
:
|
Fethi KAYALAR
|
Vekili
|
:
|
Av. Bekir Şamil POTUR
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvuru, idari işlemin iptali ile yoksun kaldığı
parasal zararının tazmini talebiyle açılan tam yargı davasında hakkaniyete
aykırı karar verilmesi ve yargılamanın uzun sürmesi nedenleriyle adil
yargılanma hakkının ve mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru 22/4/2019 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden
yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik
incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul
edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet
Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 71.
maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca başvurunun içtihadın oluştuğu alana
ilişkin olduğu değerlendirilerek Bakanlık cevabı beklenmeden incelenmesine
karar verilmiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle
ilgili olaylar özetle şöyledir:
8. Başvurucunun 27/10/2011 tarihinde idare mahkemesinde
açtığı davanın yargılaması 18/12/2019 tarihinde tamamlanmıştır. Başvurucu, bir
devlet üniversitesinde okutman olarak görev yapmakta iken meslekten çıkarma
cezası ile cezalandırılmıştır. Başvurucunun meslekten çıkarma cezasının iptali
istemiyle açılan davada, Danıştay Onikinci Dairesinin 29/9/2010 tarihli ve
E.2008/3523, K.2010/4606 sayılı kararı ile anılan disiplin cezasının iptaline
karar verilmiştir.
9. Başvurucu tarafından söz konusu disiplin cezası
nedeniyle boşta kaldığı ve alamadığını ileri sürdüğü 24/2/2000 ile 20/11/2000
tarihleri arasındaki maaşlarının tazmini talebiyle idareye yaptığı 28/6/2011
tarihli başvuru zımnen reddedilmiştir.
10. Başvurucunun işlemin iptaliyle alamadığını ileri
sürdüğü maaşlarının yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle
açtığı dava Erzurum 1. İdare Mahkemesinin 26/4/2012 tarihli kararıyla; dava
konusu işlemin iptali ile 24/02/2000 tarihinden 20/11/2000 tarihine kadar
yoksun kaldığı maaş haklarının hesaplanarak 28/6/2011 tarihinden itibaren
işletilecek yasal faiziyle birlikte idarece başvurucuya ödenmesine karar
verilmiştir. Temyiz incelemesinde Danıştay Sekizinci Dairesinin 4/12/2018
tarihli kararıyla hükmü onamıştır. Karar düzeltme talebi de aynı dairenin
18/12/2019 tarihli kararıyla reddedilmiştir.
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
11. Mahkemenin 28/1/2021 tarihinde yapmış olduğu
toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Makul Sürede
Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucunun
İddiaları
12. Başvurucu, uzun süren yargılama nedeniyle makul
sürede yargılanma hakkının ve diğer anayasal haklarının ihlal edildiğini ileri
sürmüştür.
2. Değerlendirme
a. Kabul
Edilebilirlik Yönünden
13. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul
edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı
anlaşılan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın
kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
b. Esas
Yönünden
14. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara
ilişkin idari yargılamanın süresi tespit edilirken sürenin başlangıç tarihi
olarak davanın ikame edildiği tarih; sürenin sona erdiği tarih olarak -çoğu
zaman icra aşamasını da kapsayacak şekilde- yargılamanın sona erdiği,
yargılaması devam eden davalar yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul sürede
yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin şikâyetle ilgili kararını verdiği
tarih esas alınır (Selahattin Akyıl, B. No: 2012/1198, 7/11/2013, §§ 45,
47).
15. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara
ilişkin idari yargılama süresinin makul olup olmadığı değerlendirilirken
yargılamanın karmaşıklığı ve kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili
makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun yargılamanın süratle
sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar dikkate alınır (Selahattin
Akyıl, § 41).
16. Anılan ilkeler ve Anayasa Mahkemesinin benzer
başvurularda verdiği kararlar dikkate alındığında 8 yıl 1 aylık yargılama
süresinin makul olmadığı sonucuna varmak gerekir.
17. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde
güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar
verilmesi gerekir.
B. Diğer İhlal
İddiaları
18. Başvurucu; maaş alacağına sadece faiz uygulandığını,
derece mahkemelerince maaşın güncellenmesine hükmedilmediğini, delillerin
değerlendirilmesi ve hukuk kurallarının uygulanmasında hata yapılarak adil
olmayan karar verilmesi nedenleriyle adil yargılanma hakkı, mülkiyet hakkı ile
eşitlik ilkesinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Başvurucunun belirtilen
şikâyetleri yönünden açık bir ihlalin bulunmadığı değerlendirildiğinden
başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin
açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna
karar verilmesi gerekmektedir.
C. 6216 Sayılı
Kanun'un 50. Maddesi Yönünden
19. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50. maddesinin ilgili kısmı
şöyledir:
“(1) Esas inceleme sonunda,
başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal
kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için
yapılması gerekenlere hükmedilir…
(2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme
kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden
yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama
yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata
hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir.
Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal
kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse
dosya üzerinden karar verir.”
20. Başvurucu, ihlalin tespitine karar verilmesi
talebinde bulunmuştur.
21. Somut olayda, makul sürede yargılanma hakkının ihlal
edildiği sonucuna varılmıştır.
22. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 364,60 TL harç ve
3.600 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 3.964,60 TL yargılama giderinin
başvurucuya ödenmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine
ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
2. Diğer ihlal iddialarının açıkça dayanaktan yoksun
olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul
sürede yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. 364,60 TL harç ve 3.600 TL vekâlet ücretinden oluşan
toplam 3.964,60 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,
D. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucunun
Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde
yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten
ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
E. Kararın bir örneğinin bilgi için Erzurum 1. İdare
Mahkemesine (E.2011/1785, K.2012/573) GÖNDERİLMESİNE,
F. Kararın bir örneğinin bilgi için Danıştay Sekizinci
Dairesine GÖNDERİLMESİNE,
G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına
GÖNDERİLMESİNE 28/1/2021 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.