TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
SEMA DEĞİRMENCİ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2019/18750)
|
|
Karar Tarihi: 28/1/2021
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
Üyeler
|
:
|
Hicabi DURSUN
|
|
|
Muammer TOPAL
|
|
|
Recai AKYEL
|
|
|
Selahaddin MENTEŞ
|
Raportör
|
:
|
Fatma Burcu NACAR YÜCE
|
Başvurucu
|
:
|
Sema DEĞİRMENCİ
|
Vekili
|
:
|
Av. Zülküf Önal ÇEPE
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvuru, idari işlemin iptali ile yoksun kaldığı
parasal haklarının tazmini istemiyle açılan davada mahkeme kararının
uygulanmaması nedeniyle kararın icrası hakkının ve yargılamanın uzun sürmesi
nedeniyle adil yargılanma hakkının ve mülkiyet hakkının ihlal edildiği
iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru 7/6/2019 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden
yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik
incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul
edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet
Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 71.
maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca başvurunun içtihadın oluştuğu alana
ilişkin olduğu değerlendirilerek Bakanlık cevabı beklenmeden incelenmesine
karar verilmiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle
ilgili olaylar özetle şöyledir:
8. Başvurucunun 13/7/2010 tarihinde İdare Mahkemesinde
açtığı davanın yargılaması 5/3/2019 tarihinde Danıştay Onikinci Dairesinin
karar düzeltme talebinin reddi ile tamamlanmıştır. Bireysel başvuruya konu
İdare Mahkemesi kararı 8/5/2019 tarihinde İdareye tebliğ edilmiştir.
9. Başvurucu, İdarenin yargı kararını uygulamaması ve
yargılamanın uzun sürmesi nedenleriyle adil yargılanma hakkı ve mülkiyet
hakkının ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda
bulunmuştur.
10. Başvurucunun uygulanmadığını ileri sürdüğü kararın
gereklerinin yerine getirilip getirilmediği ve başvurucu hakkında konuya
ilişkin olarak bir işlem yapılıp yapılmadığı hususlarında Anayasa Mahkemesince
İdareden bilgi istenmiştir. İdare tarafından gönderilen 8/1/2021 tarihli yazı
ve eklerinde; Ankara 2. İcra Müdürlüğü'nün 21/11/2019 tarihli ve 2019/10732
sayılı ödeme emri gereği yasal faiz uygulanarak 30/6/2020 tarihinde toplam
62.283,44 TL'nin başvurucu adına yatırıldığı bildirilmiştir.
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
11. Mahkemenin 28/1/2021 tarihinde yapmış olduğu
toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Makul Sürede
Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucunun
İddiaları
12. Başvurucu, uzun süren yargılama nedeniyle makul
sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
2. Değerlendirme
a. Kabul
Edilebilirlik Yönünden
13. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul
edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı
anlaşılan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın
kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
b. Esas
Yönünden
14. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara
ilişkin idari yargılamanın süresi tespit edilirken sürenin başlangıç tarihi
olarak davanın ikame edildiği tarih; sürenin sona erdiği tarih olarak -çoğu
zaman icra aşamasını da kapsayacak şekilde- yargılamanın sona erdiği,
yargılaması devam eden davalar yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul sürede
yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin şikâyetle ilgili kararını verdiği
tarih esas alınır (Selahattin Akyıl, B. No: 2012/1198, 7/11/2013, §§ 45,
47).
15. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara
ilişkin idari yargılama süresinin makul olup olmadığı değerlendirilirken
yargılamanın karmaşıklığı ve kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili
makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun yargılamanın süratle
sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar dikkate alınır (Selahattin
Akyıl, § 41).
16. Anılan ilkeler ve Anayasa Mahkemesinin benzer
başvurularda verdiği kararlar dikkate alındığında yaklaşık 8 yıl 7 aylık
yargılama süresinin makul olmadığı sonucuna varmak gerekir.
17. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde
güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar
verilmesi gerekir.
B. Kararın
İcrası Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
18. Başvurucu, lehine hüküm kurulan mahkeme kararının
İdare tarafından uygulanmadığı gerekçesiyle adil yargılanma hakkının ihlal
edildiğini ileri sürmüştür. Somut olayda başvurucu tarafından İdare
Mahkemesinin kararının İdare tarafından uygulanmamış olduğu iddia edilmekteyse
de İdare Mahkemesi kararının 3/5/2019 tarihinde İdareye tebliğ edildiği ve
kararın 30/6/2020 tarihinde uygulandığı anlaşıldığından başvuruya konu kararın
1 yıl 1 aylık süre içinde uygulandığı tespit edilmiştir. Açıklanan gerekçelerle
başvurucunun kararın icrası hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddiasının
açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar
verilmesi gerekir.
C. 6216 Sayılı
Kanun'un 50. Maddesi Yönünden
19. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50. maddesinin ilgili kısmı
şöyledir:
“(1) Esas inceleme sonunda,
başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal
kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için
yapılması gerekenlere hükmedilir…
(2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme
kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden
yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama
yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata
hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir.
Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal
kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse
dosya üzerinden karar verir.”
20. Başvurucu, ihlalin tespiti ile 30.000 TL maddi ve
30.000 TL manevi tazminata karar verilmesi talebinde bulunmuştur.
21. Somut olayda, makul sürede yargılanma hakkının ihlal
edildiği sonucuna varılmıştır.
22. İhlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi
zararları karşılığında başvurucuya net 16.000 TL manevi tazminat ödenmesine
karar verilmesi gerekir.
23. Anayasa Mahkemesinin maddi tazminata hükmedebilmesi
için başvurucunun uğradığını iddia ettiği maddi zarar ile tespit edilen ihlal
arasında illiyet bağı bulunmalıdır. Başvurucunun bu konuda herhangi bir belge
sunmamış olması nedeniyle maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi
gerekir.
24. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 364,60 TL harç ve
3.600 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 3.964,60 TL yargılama giderinin
başvurucuya ödenmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine
ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
2. Kararın icrası hakkının ihlal edildiğine ilişkin
iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul
sürede yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Başvurucuya net 16.000 TL tazminat ÖDENMESİNE,
tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,
D. 364,60 TL harç ve 3.600 TL vekâlet ücretinden oluşan
toplam 3.964,60 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,
E. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucunun
Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde
yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten
ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
F. Kararın bir örneğinin bilgi için Ankara 9. İdare
Mahkemesine (E.2018/1389, K.2018/1441) GÖNDERİLMESİNE,
G. Kararın bir örneğinin bilgi için Danıştay Onikinci
Dairesine (E.2019/978 K.2019/1576) GÖNDERİLMESİNE,
H. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına
GÖNDERİLMESİNE 28/1/2021 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.