logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Ömer Faruk Bayar [2.B.], B. No: 2019/14214, 20/9/2023, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

ÖMER FARUK BAYAR BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2019/14214)

 

Karar Tarihi: 20/9/2023

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Kadir ÖZKAYA

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Yıldız SEFERİNOĞLU

 

 

Kenan YAŞAR

Raportör

:

Muhammed Cemil KANDEMİR

Başvurucu

:

Ömer Faruk BAYAR

Vekili

:

Av. Arif ÜSTEL

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru; 30 Ağustos 2016 tarihi itibarıyla mezun olacak askerî öğrencilerin olağanüstü hâl kanun hükmünde kararnamesi gereğince nasıplarının yapılmaması üzerine açılan davanın Olağanüstü Hâl İşlemleri İnceleme Komisyonuna gönderilmek yerine incelenmeksizin reddedilmesi nedeniyle mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 7/5/2019 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüşünü bildirmiştir. Başvurucu Bakanlığın görüşüne karşı süresinde beyanda bulunmuştur.

III. OLAY VE OLGULAR

7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:

8. Ülkemizde olağanüstü hâl ilan edilmesine sebebiyet veren olayların değerlendirilmesi bakımından öncelikle bu olayların meydana geliş şekline ilişkin birtakım bilgilere yer verilmesi gerekir.

A. Genel Bilgiler

9. Türkiye 15 Temmuz 2016 tarihinde askerî bir darbe teşebbüsüyle karşı karşıya kalmıştır. Devletin yetkili organları tarafından tehdit değerlendirmesi yapılarak demokratik anayasal düzene, bireylerin temel hak ve hürriyetlerine, millî güvenliğe yönelik tehdit oluşturan tüm terör örgütlerine ve illegal yapılanmalara karşı tedbirler alınması kararlaştırılmıştır (ayrıntılar için bkz. Aydın Yavuz ve diğerleri [GK], B. No: 2016/22169, 20/6/2017).

B. Olağanüstü Hâl İlanı, Bu Süreçte Uygulanan Tedbirler ve Olağanüstü Hâl İşlemleri İnceleme Komisyonunun Kurulması

10. Darbe teşebbüsünün bastırılmasının akabinde Bakanlar Kurulu tarafından ülke genelinde 21/7/2016 tarihinden itibaren doksan gün süreyle olağanüstü hâl (OHAL) ilan edilmesine karar verilmiştir. Üçer aylık sürelerle uzatılan OHAL 18/7/2018 tarihinde sona ermiştir. OHAL ilanı ve OHAL döneminin gerektirdiği tedbirlere ilişkin detaylı açıklamalar Anayasa Mahkemesinin Aydın Yavuz ve diğerleri (aynı kararda bkz. §§ 47-66) kararında yer almıştır.

11. Anılan tedbirler kapsamında OHAL kanun hükmünde kararnameleri çıkarılmıştır. Bu çerçevede 31/7/2016 tarihli ve 29787 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 669 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması ve Milli Savunma Üniversitesi Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname'nin (669 sayılı KHK) 105. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (c) bendinde 30 Ağustos itibarıyla mezun olacak askerî öğrencilerin subay ve astsubaylığa nasbının yapılmayacağı belirtilmiştir. Söz konusu KHK ile 15 Temmuz darbe teşebbüsünden sonra askerî personel yetiştirilmesine ilişkin sistemde köklü bir değişikliğe gidilmiştir. Değişiklikten önce Türk Silahlı Kuvvetlerinde (TSK) görev yapan astsubay, subay ve kurmay subaylar askerî liseler, astsubay hazırlama okulları, harp okulları ve harp akademilerinden mezun olmakta ve mezun oldukları eğitim kurumuna göre TSK bünyesinde astsubay, subay veya kurmay subay olarak görev yapmakta iken anılan düzenleme ile birlikte askerî liseler, astsubay hazırlama okulları ve harp akademileri kapatılmıştır. Askerî personel yetiştiren eğitim kurumları Millî Savunma Üniversitesi adı altında farklı bir hukuki statüde yeniden yapılandırılarak tek bir çatı altında toplanmıştır. Millî Savunma Üniversitesi ise Millî Savunma Bakanlığı bünyesinde faaliyet göstermektedir (Ömer Kılınç [GK], B. No: 2018/30695, 29/9/2021, § 15).

12. 23/1/2017 tarihli ve 29957 sayılı Resmî Gazete'de 685 sayılı Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu Kurulması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (685 sayılı KHK) yayımlanmıştır. 685 sayılı KHK ile Olağanüstü Hâl İşlemleri İnceleme Komisyonu (OHAL Komisyonu) kurulmuş ve bu Komisyona OHAL kapsamında doğrudan KHK'larla tesis edilen bazı işlemler hakkındaki başvuruları değerlendirme görevi verilmiştir.

C. Başvurucuya İlişkin Olay ve Olgular

13. Başvuru formundan başvurucunun 2012 yılında yapılan Yükseköğretime Geçiş Sınavı'nda yeterli puanı aldıktan sonra spor ve mülakat sınavlarını geçerek Kara Harp Okulunda öğrenime başladığı anlaşılmaktadır.

14. Başvurucu, Kara Harp Okulundaki eğitimini 2016 yılında tamamlamıştır. Başvurucunun 30 Ağustos 2016 tarihinde subaylığa nasbedilmeyi beklediği anlaşılmaktadır.

15. 15 Temmuz 2016 tarihinde yaşanan darbe teşebbüsünün ardından çıkarılan 669 sayılı KHK'nın 104. maddesinde harp akademilerinin, askerî liselerin ve astsubay hazırlama okullarının kapatılacağı düzenlenmiştir. Mezkûr KHK'nın 105. maddesinde 30 Ağustos itibarıyla mezun olacak askerî öğrencilerin nasbının yapılmayacağı ve bunlara durumlarına uygun fakülte ve yüksek okullarca diploma verileceği kuralına yer verilmiştir. Bu kapsamda başvurucunun nasbının yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bu düzenleme uyarınca başvurucuya Gazi Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi İşletme Programı diploması verildiği görülmektedir. Söz konusu diplomada başvurucunun işletme programını Kara Harp Okulu'nda başarıyla tamamlayarak 669 sayılı KHK kapsamında diploma almaya hak kazandığı ibarelerine yer verilmiştir.

16. Başvurucu, subaylığa nasbının yapılmamasına ilişkin işlemin iptali ve işlem nedeniyle mahrum kaldığı parasal hakların tazmini talebiyle Askerî Yüksek İdare Mahkemesinde dava açmıştır.

17. 21/1/2017 tarihli ve 6771 sayılı Kanun'un 16. maddesi ile askerî yargının kaldırılmış olması sebebiyle davanın Ankara 14. İdare Mahkemesinde (İdare Mahkemesi) görülmesine devam edilmiştir.

18. İdare Mahkemesi 7/8/2017 tarihinde davanın incelenmeksizin reddine karar vermiştir. Kararda; 669 sayılı KHK uyarınca başvurucunun subaylığa nasbının yapılmadığı, doğrudan KHK ile varlık kazanan bu durumda idareye herhangi bir değerlendirme yapma ya da başka yönde işlem tesis etme olanağı tanınmadığı, başvurucunun hukuki durumunu etkileyen idari davaya konu olabilecek bir işlemin varlığından söz edilemeyeceği belirtilmiştir.

19. Başvurucu, Ankara Bölge İdare Mahkemesi 4. İdari Dava Dairesine (Bölge İdare Mahkemesi) istinaf başvurusunda bulunmuştur. Bölge İdare Mahkemesi 16/11/2017 tarihli kararla istinaf başvurusunun reddine karar vermiştir.

20. Başvurucu temyiz yoluna başvurmuştur. Başvurucu temyiz dilekçesinde; OHAL Komisyonuna başvuru yapamadığını, açtığı davanın ise nasbedilmemesine ilişkin işlemin doğrudan KHK ile tesis edildiği gerekçeleriyle reddedildiğini belirterek Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

21. Başvurucunun temyiz talebi Danıştay Beşinci Dairesinin 27/12/2018 tarihli kararıyla ayrı bir gerekçe belirtilmeksizin reddedilmiştir.

22. Nihai karar başvurucuya 16/4/2019 tarihinde tebliğ edilmiştir. Başvurucu 7/5/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

IV. İLGİLİ HUKUK

A. Ulusal Hukuk

1-  İlgili Mevzuat

23. 685 sayılı KHK ile 13/6/2001 tarihli ve 4678 sayılı Türk Silâhlı Kuvvetlerinde İstihdam Edilecek Sözleşmeli Subay ve Astsubaylar Hakkında Kanun'un ilgili kısımlarına ilişkin mevzuat için bkz. Ayhan Orhanlı [GK], B. No: 2019/7991, 23/2/2023, kararı §§ 28-38.

24. 685 sayılı KHK, 1/2/2018 tarihli ve 7075 sayılı Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu Kurulması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun'un 8/3/2018 tarihli ve 30354 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmesiyle kanunlaşmıştır. 7075 sayılı Kanun'a 22/12/2022 tarihli ve 7429 sayılı Kanun'un 10. maddesiyle eklenen "Komisyonun görev süresi sonrasına dair işlemler" kenar başlıklı geçici 5. madde şöyledir:

"(1) Bu Kanunun 3 üncü maddesi ile belirlenen Komisyonun görev süresinin sona ermesinden sonra Komisyon kararlarına ilişkin iş ve işlemler, bilgi ve belge talepleri ile sair yazışmalar;

a) Kamu görevinden, meslekten veya görev yapılan teşkilattan çıkarma ya da ilişiğin kesilmesi işlemleri için ilgilinin son görev yaptığı kurum veya kuruluş,

b) Öğrencilikle ilişiğin kesilmesi işlemi için Millî Eğitim Bakanlığı,

c) Emekli personelin rütbelerinin alınması işlemi için ilgisine göre İçişleri Bakanlığı ve Millî Savunma Bakanlığı,

ç) Kapatılan dernekler için İçişleri Bakanlığı,

d) Kapatılan vakıflar için Vakıflar Genel Müdürlüğü,

e) Kapatılan sendika, federasyon ve konfederasyonlar için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı,

f) Kapatılan özel sağlık kuruluşları için Sağlık Bakanlığı,

g) Kapatılan özel öğretim kurumları, özel öğrenci yurtları, vakıf yükseköğretim kurumları için Millî Eğitim Bakanlığı,

ğ) Kapatılan özel radyo ve televizyon kuruluşları için Radyo ve Televizyon Üst Kurulu,

h) Kapatılan gazete, dergi, yayınevi, dağıtım kanalı ve haber ajansları için İletişim Başkanlığı,

ı) Diğer işlemler için ilgili kurum veya kuruluş,

tarafından yürütülür.

 (2) Görev süresinin sona ermesinden sonra Komisyonun görevleri kapsamındaki hususlarda mahkemelerce verilecek kararlar üzerine yapılması gerekli iş ve işlemler birinci fıkrada belirtilen kurum ve kuruluşlar tarafından bu Kanun ve ilgili mevzuatta belirtilen hükümler uyarınca yürütülür.

 (3) Komisyonun görev süresinin sona ermesine dair iş ve işlemler Cumhurbaşkanlığı tarafından yerine getirilir."

25. 27/7/1967 tarihli ve 926 sayılı Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel Kanunu'nun "Tarifler" kenar başlıklı 3. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi şöyledir:

"Nasıp: İlk subaylığa, astsubaylığa ve bir rütbeden sonraki rütbeye terfide yeni rütbenin normal bekleme süresinin başlama tarihidir."

26. 926 sayılı Kanun'un "Subaylığın nasıp ve terfi onayı" kenar başlıklı 34.maddesinin ilgili kısmının 1/2/2018 tarihli ve 7073 sayılı Kanun ile değiştirilmesinden önce yürürlükte bulunan hâli şöyledir:

"Subaylığa nasıp, ilgili kuvvet komutanının (Jandarma subayları için Jandarma Genel Komutanının, Sahil Güvenlik subayları için Sahil Güvenlik Komutanının) teklifi ve Genelkurmay Başkanının lüzum göstermesi üzerine, Millî Savunma Bakanı (Jandarma ve Sahil Güvenlik subayları için İçişleri Bakanı) onayı ile yapılır."

27. 926 sayılı Kanun'un "Subaylığın nasıp ve terfi onayı" kenar başlıklı 34. maddesinin 7073 sayılı Kanun ile değiştirilmesinden sonra yürürlükte bulunan hâli şöyledir:

"Subaylığa nasıp Milli Savunma Bakanının onayı ile yapılır."

28. 926 sayılı Kanun'un "Subaylığa Nasıp" başlıklı 35. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

"Harp okullarını veya fakülte ve yüksek okulları bitirenlerin subaylığa nasıpları aşağıdaki esaslara göre yapılır:

a) Harp okullarını bitirenler, aşağıdaki istisnalar saklı kalmak koşuluyla, o yılın 30 Ağustos’unda teğmenliğe nasbedilirler.

1. Harp okullarını bitirip de teğmen nasbedilmeden önce subaylar hakkında açığa alınmayı gerektiren bir suçtan haklarında kamu davası açılanlar veya herhangi bir suçtan tutuklanan ya da gözaltına alınanların teğmenliğe nasıpları yapılmaz. Bunlardan öğrencilik hukukunun kaybedilmesine sebeb olacak şekilde mahkum olanlarla okul yüksek disiplin kurulunca okulla ilişiğinin kesilmesine karar alınanlar hariç olmak üzere haklarında mahkumiyete veya kovuşturmaya yer olmadığına, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, beraate veya kamu davasının her ne sebeple olursa olsun ortadan kaldırılmasına karar verilenlerle gözaltına alınanlardan başka bir işlem yapılmaksızın serbest bırakılanlar, teğmenliğe nasbedilir ve nasıpları emsalleri tarihine götürülür.(1)

2. Kazai, idari veya sıhhi zorunluluklar nedeniyle harp okullarını 30 Ağustos’tan sonra bitirenler, bitirdikleri ayın sonundan geçerli olarak teğmenliğe nasbedilirler. Bunların nasıpları emsalleri tarihine götürülür.

..."

29. 669 sayılı KHK'nın 104. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

"(1)Harp Akademileri, askeri liseler ve astsubay hazırlama okulları kapatılmıştır."

30. 669 sayılı KHK'nın 105. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (c) bendi şöyledir:

"30 Ağustos itibariyle mezun olacak askeri öğrencilerin subay ve astsubaylığa nasbı yapılmaz. Bunlara üniversite sınavının yapıldığı tarihte aldıkları yerleştirme puanları dikkate alınarak Yükseköğretim Kurulunca belirlenecek durumlarına uygun fakülte ve yüksekokullarca diploma verilir."

2. Anayasa Mahkemesi Kararları

a. Remziye Duman (B. No: 2016/25923, 20/7/2017) ve Sait Orçan (B. No: 2016/29085, 19/7/2017) Kararları

31. Anayasa Mahkemesi, OHAL KHK'ları ile kamu görevinden çıkarılan ve öğrencilikle ilişiği kesilen kişiler yönünden OHAL Komisyonuna başvuru yolunun tüketilmesi gereken etkili bir hukuk yolu olup olmadığını Remziye Duman ve Sait Orçan kararlarında değerlendirmiştir. Anayasa Mahkemesi bu kararlarında OHAL Komisyonuna başvuru yolunu ulaşılabilirlik açısından, başarı şansı sunma ve yeterli giderim sağlama kapasitesi yönünden ayrı ayrı incelemiştir. Bu kararlarda, OHAL Komisyonuna başvurmanın ulaşılabilir olma, ihlal iddialarıyla ilgili başarı şansı sunma ve yeterli giderim sağlama kapasitesi olduğu sonucuna ulaşmıştır (Sait Orçan, § 47; Remziye Duman, § 48).

b. 5/7/2019 Tarihli ve E.2017/18, K.2019/66 Sayılı Kararı

32. Anayasa Mahkemesi, norm denetimi kapsamında verdiği 25/7/2019 tarihli ve E.2017/18, K.2019/66 sayılı kararında 669 sayılı KHK'nın harp akademilerinin, askerî liselerin ve astsubay hazırlama okullarının kapatılmasına ve 30 Ağustos 2016 itibarıyla mezun olacak askerî öğrencilerin subay ve astsubaylığa nasbının yapılmamasına ilişkin maddelerinin Anayasa'ya uygunluğunu denetlemiştir.

33. Düzenlemenin 6756 sayılı Kanun'la yasalaşmasının ardından açılan iptal davasında Anayasa Mahkemesi harp okulları ve harp akademilerinin kapatılmasına ilişkin düzenlemeyle 15 Temmuz 2016 tarihinde yaşanan darbe teşebbüsünden sonra TSK’nın astsubay, subay ve kurmay subay ihtiyacının askerî liseler, astsubay hazırlama okulları ve harp akademilerinden karşılanmasına ilişkin sistemin değiştirildiğini belirtmiş ve bu kapsamda askerî personel eğitim sisteminin Millî Savunma Üniversitesi adı altında yükseköğretim seviyesinde yeniden yapılandırıldığına dikkat çekmiştir. Anayasa Mahkemesi; sistem değişikliğinin hiçbir öğrenci bakımından istisna teşkil etmediğine, öğrenciler yönünden oluşabilecek zararları olabildiğince gidermeye yönelik dengeleyici güvencelerin sağlandığına vurgu yaparak iptal talebinin reddine karar vermiştir (AYM, E.2017/18, K.2019/66, 25/7/2019, §§ 60-84).

34. Anayasa Mahkemesi anılan kararında, 30 Ağustos tarihi itibarıyla harp okulu ve astsubay meslek yüksekokullarından mezun olacak öğrencilerin subay ve astsubaylığa nasbının yapılmayacağına ilişkin maddenin Anayasa’ya aykırılığını da değerlendirmiştir. Kararda, harp okulundan mezun olan subay adayları ile astsubay meslek yüksekokullarından mezun olan astsubay adaylarının mezun olur olmaz subay veya astsubay olarak göreve başlamadığını, göreve başlamaları için nasıplarının 30 Ağustos tarihinde Millî Savunma Bakanı tarafından yapılması gerektiğini belirtmiştir. Kararda ayrıca eğitimlerini tamamlayarak mezun olacak seviyeye gelen askerî öğrencilerin subay ve astsubay olarak TSK’da göreve başlamalarının engellendiğini ancak bu kişilere üniversite sınavının yapıldığı tarihte aldıkları yerleştirme puanları dikkate alınarak Yükseköğretim Kurulunca belirlenecek durumlarına uygun fakülte ve yüksekokullarca diploma verilmesinin öngörüldüğünü belirtmiştir (AYM, E.2017/18, K.2019/66, 25/7/2019, §§ 113-116).

35. Anılan kararda Anayasa Mahkemesi -sistem değişikliğine dayanılmakla birlikte- eğitim sonunda subay veya astsubay olarak atanma yönünden oluşan beklentinin öğrencilerin Yükseköğretim Kurulunca üniversite sınavının yapıldığı tarihte aldıkları yerleştirme puanları dikkate alınarak durumlarına uygun fakülte ve yüksekokullara nakledilmelerinin ve nakil işlemi yapılırken öğrencilerin daha önce harp okulları ile astsubay meslek yüksekokullarında aldıkları eğitimin gözetilmesinin öngörülmesi ve bu işlemin yargı denetimine açık olması suretiyle dengeleme yapıldığına özellikle dikkat çekmiştir (AYM, E.2017/18, K.2019/66, 25/7/2019, §106).

c. Ömer Kılınç Kararı

36. Anayasa Mahkemesinin Ömer Kılınç kararına konu olayda ise TSK'da uzman erbaş olarak görev yapan başvurucu, astsubay olmak amacıyla girdiği sınavı kazanarak 22/2/2016 tarihinde Astsubay Meslek Yüksekokulunda astsubay temel askerlik ve astsubaylık anlayışı kazandırma kursuna kursiyer olarak başlamıştır. Başvurucu 26/8/2016 tarihli bir emirle birliğine sevk edilmiştir. Başvurucunun astsubaylık statüsüne geçiş işlemleri 675 sayılı KHK'nın 6. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi ile iptal edilmiş ve astsubaylığa nasbı yapılmamıştır. Başvurucu, nasbının yapılmamasına ilişkin işlemin iptali talebiyle dava açmış ise de başvurucunun davası incelenmeksizin reddedilmiştir (Ömer Kılınç, § 18). Anayasa Mahkemesi kararın kesinleşmesinin ardından yapılan bireysel başvuruyu, mahkemeye erişim hakkı yönünden incelemiştir.

37. Anayasa Mahkemesi Ömer Kılınç kararında, Anayasa’nın 15. maddesi kapsamında yaptığı incelemede ihlal olmadığı sonucuna ulaşmıştır. Kararda, yargı mercilerince 15 Temmuz darbe teşebbüsünün Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) tarafından TSK içindeki mensupları vasıtasıyla gerçekleştirildiğinin tespit edildiğini, örgütün en fazla kadrolaştığı ve egemen hâle geldiği devlet kurumlarından birinin TSK olduğunu belirtmiştir (Ömer Kılınç, § 117). Askerî bir darbe teşebbüsü sonrası ilan edilen OHAL'e ilişkin süreçte TSK içindeki askerî hareketliliğinin durdurulması, yeni bir askerî girişimin önlenmesi ve ordu içinde belli ölçüde bozulan düzenin yeniden sağlanabilmesi açısından başvurulabilecek elverişli tedbirlerden birinin statüye geçiş işlemlerinin durdurulması olarak ön plana çıktığını vurgulamıştır. Kararda ayrıca 675 sayılı KHK'nın yayımlandığı tarihte millî güvenlik ve kamu düzeni üzerinde darbe teşebbüsünden, onun arkasındaki yapılanma olan FETÖ/PDY'nin varlığından ve ülkedeki neredeyse tüm kurum ve kuruluşlarda örgütlenmiş olmasından kaynaklanan tehdit ve tehlikenin büyük ölçüde devam ettiğini belirtmiştir (Ömer Kılınç, §§ 118-120).

38. Ömer Kılınç kararında Anayasa Mahkemesi; astsubay statüsüne geçiş işleminin iptalinin -kamu kurumlarından çıkarılmalardan farklı olarak- başvurucuyu bu statüden ilanihaye yoksun bırakacak bir etkisinin olmadığını, nitekim başvurucunun ilgili prosedüre yeniden tabi tutularak (yeniden kursa katılarak) da olsa yaklaşık bir yıl gibi kısa sayılacak bir süre sonunda astsubaylık statüsünü elde ettiğini belirtmiştir (Ömer Kılınç, § 127). Uzman erbaşlıktan astsubaylığa geçiş işleminin OHAL KHK'sı ile iptal edilmesinin demokratik anayasal düzenin ve kamu güvenliğinin korunması amacı bakımından başvurucunun astsubaylık statüsüne bir yıl geç atanmış olmasına yönelik şikâyeti ile kıyaslandığında mahkemeye erişim hakkına Anayasa'nın 15. maddesi kapsamında durumun gerektirdiği ölçüyü aşacak şekilde bir müdahale oluşturduğunun söylenemeyeceği sonucuna ulaşmıştır (Ömer Kılınç, § 129).

d. Ayhan Orhanlı Kararı

39. Anayasa Mahkemesi Ayhan Orhanlı kararında, dış kaynaktan temin edilen sözleşmeli subay adayı statüsünde olan başvurucu hakkındaki temin faaliyetine ilişkin işlemlerin OHAL KHK'sı ile iptal edilmesi ve dolayısıyla nasbının yapılmaması üzerine açtığı davanın OHAL Komisyonuna gönderilmek yerine incelenmeksizin reddedilmesi nedeniyle mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği iddiasını Anayasa’nın 15. maddesi kapsamında incelemiştir. Ayhan Orhanlı kararında, yargılama mercilerinin başvurucunun hukuki statüsüne ilişkin olan ve doğrudan KHK ile tesis edilenbaşvuru konusu işleme ilişkin olarak 7075 sayılı Kanun'un 2. maddesi kapsamında bir değerlendirme yapmadan davayı incelemeksizin reddetmelerinin öngörülemez nitelikte olduğu değerlendirilmiştir (Ayhan Orhanlı § 81). Kararda, OHAL Komisyonuna gönderilmek yerine incelenmeksizin reddedilmek suretiyle yapılan müdahalenin OHAL döneminde temel hak ve özgürlüklerin kullanımının durdurulmasını ve sınırlandırılmasını düzenleyen Anayasa'nın 15. maddesinde öngörülen durumun gerektirdiği ölçüde olmadığı, mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği sonucuna ulaşmıştır (Ayhan Orhanlı § 83).

B. Uluslararası Hukuk

40. İlgili uluslararası hukuk için bkz. Mehmet Güçlü ve Ramazan Erdem, B. No: 2015/7942, 28/5/2019, § 20.

V. İNCELEME VE GEREKÇE

41. Anayasa Mahkemesinin 20/9/2023 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Mahkemeye Erişim Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

1. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü

42. Başvurucu 669 sayılı KHK'ya dayanılarak nasbedilmediğini, OHAL Komisyonuna başvuru yapamadığını, açtığı davada esasa ilişkin yargılama yapılmadığını belirterek adil yargılanma ve etkili başvuru haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Başvurucu, OHAL Komisyonuna başvuru yapmak için gerekli olan formu internet üzerinden doldurduğunu belirtmiş; sistemin kimlik bilgilerinin başvuru yapmak için uygun olmadığı uyarısını verdiğini gösteren belgeyi başvuru formu ekinde sunmuştur.

43. Bakanlık görüşünde, davanın incelenmeksizin reddine ilişkin yargılama mercilerinin kararlarında bariz takdir hatası veya açık keyfilik oluşturan bir durum bulunmadığı, ihlal iddialarının kanun yolu şikâyeti niteliğinde olup olmadığının Anayasa Mahkemesinin takdirinde olduğu belirtilmiştir. Görüşte ayrıca, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) mevcut başvuruyla aynı mahiyetteki- 30 Ağustos 2016 tarihinde atanmayı bekleyen başvuranın 675 sayılı KHK ile atamasının iptal edilmesine ilişkin- İnan/Türkiye (35726/20) başvurusunda mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine ilişkin şikâyetin kabul edilemez olduğuna karar verdiği ifade edilmiştir. AİHM kararında, atamaları iptal edilen adayların bir sonraki yıl tekrar başvurmalarını ve eğitimlerini tamamladıktan sonra atanmamaları halinde, idare mahkemeleri önünde ilgili tedbirlere itiraz etmelerini engelleyen bir hükmün bulunmadığı, bu nedenle, belirli bir alanda ve kısa bir süre için mahkemeye erişime getirilen kısıtlamanın bu koşullar altında orantısız olarak değerlendirilemeyeceği kanaatiyle kabul edilemezlik kararı verildiği belirtilmiştir.

44. Başvurucu,Bakanlık görüşüne karşı beyanında başvuru formundaki haklarının ihlal edildiği iddialarını tekrar etmekle birlikte, Milli Savunma Üniversitesinin 2022 yılındaki Askeri Öğrenci Temini Kılavuzunun başvuru şartlarına ilişkin 10. maddesinde, bir askeri okuldan çıkmış veya çıkarılmamış olmak şartının bulunduğunu belirtmiştir.

2. Değerlendirme

45. Anayasa’nın iddianın incelenmesinde dayanılacak olan "Hak arama hürriyeti" kenar başlıklı 36. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

"Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir."

46. Başvurucunun iddialarının özü, OHAL döneminde nasbedilmemesi işleminin yargısal denetiminin yapılamamasıdır. Bu bağlamda başvurucunun iddialarının Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki mahkemeye erişim hakkı yönünden incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.

a. Uygulanabilirlik Yönünden

i. Adil Yargılanma Hakkı Kapsamı Yönünden

47. Anayasa Mahkemesinin Ömer Kılınç kararında astsubaylığa nasbedilmeme işleminin medeni hak ve yükümlülük kapsamında değerlendirilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Kararda, başvurucunun eğitim aldığı dönemdeki mevzuat gereğince normal koşullarda nasıp işleminin yapıldığı 30 Ağustos'ta kendisinin de nasbının yapılması yönünde beklentisi olduğu, atama işleminin mutlak anlamda takdire bağlı olmadığı, nasıp işlemine karşı idari yargıda dava açabileceği belirtilmiştir (Ömer Kılınç, §§ 53, 54). Somut olayda başvurucunun da aralarında bulunduğu, 30 Ağustos 2016 itibarıyla mezun olacak askerî öğrencilerin naspedilmemesine ilişkin işlemin doğrudan KHK ile yapıldığı, medeni hakkın varlığı yönünden Ömer Kılınç kararında ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir hususun bulunmadığı değerlendirilmiştir.

ii. Başvurunun İncelenme Usulü Yönünden

48. Anayasa Mahkemesinin Ayhan Orhanlı (aynı kararda bkz. §§ 53-57) kararında, başvuru konusu tedbirin OHAL ilanına neden olan tehditlerin veya tehlikelerin bertaraf edilmesine yönelik olduğunun açık olduğu, başvurucunun nasbedilmemesine ilişkin işlemin dayanağının doğrudan KHK olduğu ve KHK'nın yürürlüğe girdiği anda uygulandığı gözetilerek başvuru Anayasa’nın 15. maddesi kapsamında incelenmiştir.

49. Somut olayda başvurucunun nasbedilmemesi işlemi doğrudan 669 sayılı OHAL KHK'sı ile tesis edilmiştir. Başvurucunun şikâyet ettiği söz konusu OHAL ilanına neden olan tehditlerin veya tehlikelerin bertaraf edilmesine yönelik olan tedbirin OHAL döneminde anılan KHK'nın yürürlüğe girdiği anda uygulandığı gözetildiğinde Ayhan Orhanlı kararındaki inceleme usulünden ayrılmayı gerektirecek bir durum olmadığı değerlendirilmiştir. Somut olaydaki müdahale, olağanüstü dönemde temel hak ve özgürlüklerin kullanımının durdurulmasını ve sınırlandırılmasını düzenleyen Anayasa’nın 15. maddesi kapsamında incelenecektir.

b. Kabul Edilebilirlik Yönünden

50. Somut olayda başvurucunun nasbının yapılmamasının dayanağı 669 sayılı KHK'dır. Dolayısıyla başvuruda yasama işlemleri ile düzenleyici idari işlemler aleyhine doğrudan bireysel başvuruda bulunulamayacağına ilişkin olarak 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 45. maddesinin (3) numaralı fıkrasında yer alan kural ile çelişen bir hususun bulunup bulunmadığı incelenmelidir.

51. Anılan KHK'nın ilgili maddelerinin yürürlüğe girdiği anda başvurucunun da dâhil olduğu askerî öğrencilere askerî okul diploması verilmeyeceği yani askerî okuldan mezun edilmeyecekleri ve nasbedilmeyecekleri belirlenmiştir. Dolayısıyla bu KHK yürürlüğe girmekle etkisini göstermekte, diğer bir ifadeyle yürürlüğe girdiği anda uygulanmış olmaktadır. Şu hâlde incelenen başvurunun KHK'nın araya bir idari işlem girmeksizin, doğrudan uygulanmasına yönelik olduğu açıktır (benzer değerlendirmeler için bkz. Ömer Kılınç, § 69).

52. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

c. Esas Yönünden

i. Genel İlkeler

53. Genel ilkeler için bkz. Ayhan Orhanlı, §§ 61-64.

ii. Müdahalenin Varlığı

54. Askerî öğrenci olan başvurucuya askerî okul diploması verilmemiş ve başvurucunun nasbı yapılmamıştır. Türk hukuk sisteminde astsubaylık/subaylık nasbının yapılmamasına ilişkin idari işleme karşı dava açılabilir (bkz. § 47). Somut olayda başvurucu, askerî okuldan mezun edilmeyerek nasbının yapılmaması üzerine dava açmıştır. Mahkeme, işlemin doğrudan kanun niteliği taşıyan OHAL KHK'sı ile tesis edildiğinden idari davaya konu olamayacağı gerekçesiyle davanın incelenmeksizin reddine karar vermiştir. Diğer taraftan dava dosyası OHAL Komisyonuna gönderilmeyerek başvurucu, Komisyon kararından sonra dava açma imkânından yoksun bırakılmıştır. Böylece başvurucunun mahkemeye erişim hakkına müdahalede bulunulduğu anlaşılmıştır.

iii. Müdahalenin İhlal Oluşturup Oluşturmadığı

55. Anayasa Mahkemesi daha önce 669 sayılı KHK'da yer alan, 30 Ağustos 2016 tarihi itibarıyla mezun olacak tüm askerî öğrencilerin nasbının yapılmayacağına ve bunlara durumlarına uygun fakülte ve yüksek okullarca diploma verilmesine ilişkin maddeyi Anayasa'ya uygun bulmuştur.

56. Ancak mevcut başvuruda değerlendirilecek mesele 685 sayılı KHK ile kurulan OHAL Komisyonunun somut olaydaki ve benzeri başvurular yönünden yeni bir hukuki yol oluşturup oluşturmadığına ilişkindir. Diğer bir deyişle başvuruya konu yargılamada dava dosyasının OHAL Komisyonuna gönderilmek suretiyle yeni oluşturulan bu yola başvuru imkânının sağlanması meselesinin doğru ve yeterli bir şekilde ele alınıp alınmadığı mahkemeye erişim hakkı yönünden tartışılarak bir sonuca varılacaktır.

57. Anayasa'nın "Temel hak ve hürriyetlerin kullanılmasının durdurulması" kenar başlıklı 15. maddesi şöyledir:

"Savaş, seferberlik veya olağanüstü hallerde, milletlerarası hukuktan doğan yükümlülükler ihlâl edilmemek kaydıyla, durumun gerektirdiği ölçüde temel hak ve hürriyetlerin kullanılması kısmen veya tamamen durdurulabilir veya bunlar için Anayasada öngörülen güvencelere aykırı tedbirler alınabilir.

Birinci fıkrada belirlenen durumlarda da, savaş hukukuna uygun fiiller sonucu meydana gelen ölümler dışında, kişinin yaşama hakkına, maddî ve manevî varlığının bütünlüğüne dokunulamaz; kimse din, vicdan, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz ve bunlardan dolayı suçlanamaz; suç ve cezalar geçmişe yürütülemez; suçluluğu mahkeme kararı ile saptanıncaya kadar kimse suçlu sayılamaz."

58. Anayasa'nın 15. maddesine göre savaş, seferberlik hâllerinde veya olağanüstü hâllerde temel hak ve özgürlüklerin kullanılmasının kısmen veya tamamen durdurulabilmesi ve bunlar için Anayasa'nın diğer maddelerinde öngörülen güvencelere aykırı tedbirler alınabilmesi mümkündür. Ancak Anayasa'nın 15. maddesi, bu hususta kamu otoritelerine sınırsız bir yetki tanımamaktadır. Anayasa'nın diğer maddelerinde öngörülen güvencelere aykırı tedbirlerin Anayasa'nın 15. maddesinin ikinci fıkrasında sayılan hak ve özgürlüklere dokunmaması, milletlerarası hukuktan doğan yükümlülüklere aykırı olmaması ve durumun gerektirdiği ölçüde olması gerekir. Anayasa Mahkemesince Anayasa'nın 15. maddesine göre yapılacak inceleme bu ölçütlerle sınırlı olacaktır. Anayasa Mahkemesi bu incelemenin usul ve esaslarını ortaya koymuştur (Aydın Yavuz ve diğerleri, §§ 192-211, 344).

59. Öncelikle belirtmek gerekir ki mahkemeye erişim hakkı savaş, seferberlik, OHAL gibi yönetim usullerinin benimsendiği dönemlerde Anayasa'nın 15. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan dokunulması yasaklanan çekirdek haklar arasında değildir. Dolayısıyla bu hak yönünden OHAL dönemlerinde Anayasa'daki güvencelere aykırı tedbirler alınması mümkündür.

60. Bununla birlikte temel hak ve özgürlüklere müdahale teşkil eden tedbir yönünden kişilerin OHAL döneminde de ölçüsüz veya keyfî müdahalelere karşı koyabilecekleri usule ilişkin güvencelerden yararlandırılması gerekir (benzer yöndeki karar için bkz. Ayla Demir İşat [GK], B. No: 2018/24245, 8/10/2020, § 160).

61. Somut olayda Kara Harp Okulundan 30 Ağustos 2016 itibarıyla mezun olacak durumda olan başvurucunun nasbının yapılmaması ve başvurucuya durumuna uygun fakülteden diploma verilmesine ilişkin işleminin doğrudan 669 sayılı KHK ile tesis edildiği anlaşılmıştır. 669 sayılı KHK 6756 sayılı Kanun ile yasalaşmıştır.

62. 669 sayılı KHK ile başvurucunun da aralarında bulunduğu 30 Ağustos 2016 tarihi itibarıyla mezun olacak tüm askerî öğrencilerin nasbının yapılmayacağı subjektif durumlarına yönelik bir değerlendirme yapılmaksızın kurallaştırılmıştır. Söz konusu kişilere ilişkin herhangi bir itham/iddia bulunmamaktadır. Aynı durumda olan kişiler bakımından hiçbir istisna getirilmediği dikkate alındığında anılan işlemin her bir askerî öğrenci için idari işlem şeklinde tesis edilmesi yerine bütün askerî öğrencileri kapsayacak şekilde, isimleri belirtilmeksizin KHK ile yapılmasının söz konusu olduğu anlaşılmıştır. Bu tedbirin yaşanan darbe teşebbüsü sonucunda devam eden tehlikenin bertaraf edilmesine yönelik olduğu kuşkusuzdur.

63. Başvurucu hakkındaki işlemin doğrudan 669 sayılı KHK ile yapılması sebebiyle başvurucunun bu tasarrufun hukukiliğini doğrudan idari yargı önünde denetlettirme imkânı kalmamıştır. Bununla birlikte yargı mercilerinin kararlarında, davanın konusunun OHAL kapsamında doğrudan KHK'lar ile tesis edilen bir kısım işlem hakkında başvurulabilmesi amacıyla kurulan ve işlemleri yargı denetimine açık olan OHAL Komisyonunun yetkisinde olup olmadığına ilişkin bir incelemenin yapılmadığı görülmüştür. Hâlbuki kişilerin OHAL döneminde de ölçüsüz veya keyfî müdahalelere karşı koyabilecekleri usule ilişkin güvencelerden yararlandırılması zorunludur.

64. 7075 sayılı Kanun'la yasalaşan 685 sayılı KHK'nın 2. maddesinde belirtilen işlemler hakkında karar verme görevi OHAL Komisyonuna verilmiştir. 7075 sayılı Kanun'un 2. maddesinin birinci fıkrasında doğrudan KHK ile tesis edilen hangi işlemlerin OHAL Komisyonunun görevine girdiği maddeler hâlinde sayılmıştır. Öte yandan 7075 sayılı Kanun'un 2. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca OHAL kapsamındaki KHK'larla kişilerin hukuki statülerine ilişkin olarak doğrudan düzenlenen ve aynı maddenin birinci fıkrası kapsamına girmeyen işlemler de OHAL Komisyonunun görev alanındadır. Diğer bir deyişle doğrudan KHK ile tesis edilen, kişilerin hukuki statüsüne ilişkin işlemleri değerlendirip karar vermek Komisyonun görevidir. Bu noktada başvuru konusu işlemin bu iki şartı sağlayıp sağlamadığı değerlendirilmelidir.

65. Başvurucunun nasbedilmemesine ilişkin işlemin subjektif durumu dikkate alınmadan ve araya bir idari işlem girmeksizin doğrudan KHK uyarınca yapıldığı ortadadır. Nitekim Mahkemenin davanın incelenmeksizin reddine ilişkin kararının gerekçesi de başvurucu hakkında doğrudan KHK ile işlem tesis edilmiş olmasıdır. 669 sayılı KHK gereğince başvurucunun nasbı yapılmamış ve başvurucuya30 Ağustos 2016 tarihi itibarıyla mezun olacağı Kara Harp Okulu yerine denkliği Yükseköğretim Kurulu tarafından belirlenen başka bir üniversiteden lisans diploması verilmiştir. Buna göre başvuruya konu işlemin OHAL Komisyonunun görevine girmesinin ilk şartı olan doğrudan KHK ile tesis edilme şartını sağladığı açıktır.

66. Başvurucunun nasbedilmemesine ilişkin işlemin OHAL Komisyonunun görevine girmesi için 669 sayılı KHK ile yapılan işlemin başvurucunun hukuki statüsüne ilişkin olması şartını da sağlaması gerekmektedir.

67. Öncelikle belirtmek gerekir ki bir işlemin kişinin hukuki statüsüne ilişkin olması, söz konusu statüyü değiştirmek şeklinde olabileceği gibi söz konusu statüde meşru bir beklenti çerçevesinde olmasını beklediği değişikliğe engel olunması da olabilir.

68. 30 Ağustos 2016 tarihinde askerî okullardan mezun olacak, aralarında başvurucunun da bulunduğu askerî öğrencilerin nasbedilmeyeceği yani bu kişilerin subaylığa/astsubaylığa başlatılmayacağı 669 sayılı KHK ile düzenlenmiştir. Başvurucunun eğitim aldığı dönemdeki mevzuat gereğince normal koşullarda nasıp işleminin yapıldığı 30 Ağustos'ta kendisinin de nasbının yapılması yönünde beklentisi vardır. Nasıp işlemi mutlak anlamda takdire bağlı değildir.

69. Başvurucunun subay olacağı yönündeki haklı beklentisinin çıkarılan KHK kuralı ile idareye takdir yetkisi bırakmayacak şekilde engellenmesinin başvurucunun hukuki statüsüne ilişkin olduğu açıktır. Her ne kadar burada başvurucunun hukuki statüsü değiştirilmiyorsa da dava konusu edebileceği düzeydeki bir haklı beklentisi, çıkarılan KHK kuralıyla engellenmektedir.

70. Mahkemelerce başvurucunun hukuki statüsüne ilişkin olan subaylığa nasbının yapılmaması işlemi doğrudan 669 sayılı KHK'ya dayanmasına rağmen bu işlemin OHAL Komisyonunun görevi kapsamında olup olmadığı ilgili ve yeterli bir gerekçe ile değerlendirilmeden, açılan davanın esası da incelenmeksizin sadece ilgili KHK hükmüne atıfla reddedilmiştir.

71. Hâlbuki 685 sayılı KHK'nın geçici 1. maddesinin (3) numaralı fıkrasında Komisyonun görev alanına giren konularda daha önce herhangi bir yargı merciine başvurmuş veya dava açmış olanlar hakkında yargı mercilerince karar verilmesine yer olmadığına dair karar verileceği ve dosyaların yeni bir başvuru şartı aranmaksızın incelenmek üzere Komisyona gönderileceği düzenlenmiştir. Anayasa Mahkemesi de Remziye Duman ve Sait Orçan kararlarında OHAL Komisyonuna başvurunun tüketilmesi gereken etkili bir hukuk yolu olduğu sonucuna ulaşmıştır (bkz. § 31).

72. Anayasa Mahkemesi benzer nitelikteki Ayhan Orhanlı kararına konu olayda, dış kaynaktan temin edilen sözleşmeli subay adayı statüsünde olan başvurucu hakkındaki temin faaliyetine ilişkin işlemler iptal edilmiş ve dolayısıyla başvurucunun nasbı yapılmamıştır. Anayasa Mahkemesi, bunun üzerine açılan davanın OHAL Komisyonuna gönderilmek yerine incelenmeksizin reddedilmesi nedeniyle mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği iddiasını Anayasa’nın 15. maddesi kapsamında incelemiştir (bkz. § 39).

73. Anayasa Mahkemesi Ayhan Orhanlı kararında, başvurucunun hukuki statüsüne ilişkin olduğu açık olan temin faaliyetinin sonlandırılması ve nasbının yapılmamasına ilişkin başvuru konusunda Mahkemenin işlemin doğrudan KHK ile tesis edildiği tespitini yaptıktan sonra başvuruyu 7075 sayılı Kanun gereğince OHAL Komisyonuna göndermesinin yargısal denetime imkân sağlayacağından başvurucuyu keyfîliğe karşı koruyacak usule ilişkin bir güvence oluşturacağını vurgulamıştır. Kararda, yargılama mercilerinin 7075 sayılı Kanun'un 2. maddesi kapsamında bir değerlendirme yapmadan davayı incelenmeksizin reddetmelerinin öngörülemez nitelikte olduğu değerlendirilmiştir (Ayhan Orhanlı, § 81).

74. Ayhan Orhanlı kararında, başvurucunun temin faaliyetinin OHAL KHK'sı ile iptal edilmesi ve nasbının yapılmaması üzerine açtığı davanın keyfîliğe karşı başvurucuya anayasal güvenceler sağlayacak yorumla OHAL Komisyonuna gönderilmek yerine incelenmeksizin reddedilmesi suretiyle yapılan müdahalenin OHAL döneminde temel hak ve özgürlüklerin kullanımının durdurulmasını ve sınırlandırılmasını düzenleyen Anayasa'nın 15. maddesinde öngörülen durumun gerektirdiği ölçüde olmadığı, mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği sonucuna ulaşılmıştır (Ayhan Orhanlı, § 83).

75. Somut olayda başvurucunun hukuki statüsüne ilişkin olan 669 sayılı KHK ile tesis edilen işlemin OHAL Komisyonunun görevi kapsamında olup olmadığı değerlendirilmeden incelenmeksizin reddedildiği görüldüğünden Ayhan Orhanlı kararında ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir husus bulunmamaktadır.

76. Diğer taraftan OHAL Komisyonunun görev süresi 22/1/2023 tarihinde sona ermişse de 7075 sayılı Kanun'a eklenen geçici 5. maddede görev süresinin sona ermesinden sonra Komisyonun görevleri kapsamındaki hususlarda mahkemelerce verilecek kararlar üzerine yapılması gerekli iş ve işlemleri yürütecek kurum ve kuruluşlar belirlenmiştir (bkz. § 24).

77. Bu ilkeler ışığında değerlendirildiğinde başvurucunun temin faaliyetinin OHAL KHK'sı ile iptal edilmesi ve nasbının yapılmaması üzerine açtığı davanın keyfîliğe karşı başvurucuya anayasal güvenceler sağlayacak yorumla OHAL Komisyonuna gönderilmek yerine incelenmeksizin reddedilmesi suretiyle gerçekleştirilen müdahalenin OHAL döneminde temel hak ve özgürlüklerin kullanımının durdurulmasını ve sınırlandırılmasını düzenleyen Anayasa'nın 15. maddesinde öngörülen durumun gerektirdiği ölçüde olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

78. Açıklanan gerekçelerle -Anayasa'nın 15. maddesi kapsamında değerlendirildiğinde- başvurucunun Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

B. Diğer İhlal İddiaları

79. Başvurucu; masumiyet karinesinin, eşitlik ilkesi ve ayırımcılık yasağının, mülkiyet hakkının ve eğitim hakkının da ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Mahkemeye erişim hakkı şikâyeti yönünden ulaşılan sonuç gözetildiğinde başvurucunun diğer ihlal iddialarına ilişkin olarak kabul edilebilirlik ve esas yönünden ayrıca bir inceleme yapılmasına yer olmadığına karar verilmesi gerekir.

C. 6216 Sayılı Kanun'un 50. Maddesi Yönünden

80. Başvurucu, yeniden yargılanma yapılması ile 250.000 TL maddi ve 250.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

81. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (6216 sayılı Kanun'un 50. maddesinin (2) numaralı fıkrasında düzenlenen bireysel başvuruya özgü yeniden yargılama kurumunun özelliklerine ilişkin kapsamlı açıklamalar için bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

82. Öte yandan ihlalin niteliğine göre yeniden yargılamanın yeterli bir giderim sağlayacağı anlaşıldığından başvurucunun tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. 1. Mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

2. Diğer ihlal iddialarının İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,

B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki mahkemeye erişim hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Kararın bir örneğinin mahkemeye erişim hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için 7075 sayılı Kanun'un geçici 5. maddesi çerçevesinde oluşturulan başvuru yolu dikkate alınarak yeniden yargılama yapılmak üzere Ankara 14. İdare Mahkemesine (E.2017/2256, K.2017/2499) GÖNDERİLMESİNE,

D. Başvurucunun tazminat talebinin REDDİNE,

E. 364,60 TL harç ve 9.900 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 10.264,60 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,

F. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 20/9/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Ömer Faruk Bayar [2.B.], B. No: 2019/14214, 20/9/2023, § …)
   
Başvuru Adı ÖMER FARUK BAYAR
Başvuru No 2019/14214
Başvuru Tarihi 7/5/2019
Karar Tarihi 20/9/2023

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, 30 Ağustos 2016 tarihi itibarıyla mezun olacak askerî öğrencilerin olağanüstü hâl kanun hükmünde kararnamesi gereğince nasıplarının yapılmaması üzerine açılan davanın Olağanüstü Hâl İşlemleri İnceleme Komisyonuna gönderilmek yerine incelenmeksizin reddedilmesi nedeniyle mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Medeni Hak ve Yükümlülükler) Mahkemeye erişim hakkı (idare) İhlal Yeniden yargılama
Masumiyet karinesi (idare) İncelenmesine Yer Olmadığı
Ayrımcılık yasağı Ayrımcılık İncelenmesine Yer Olmadığı
Mülkiyet hakkı Tazminat (kamu kurumlarının tarafı olduğu uyuşmazlıklar) İncelenmesine Yer Olmadığı
Eğitim hakkı Eğitim İncelenmesine Yer Olmadığı

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 4678 Türk Silahlı Kuvvetlerinde İstihdam Edilecek Sözleşmeli Subay ve Astsubaylar Hakkında Kanun 4
926 Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu 3
34
35
KHK 669 Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması ve Milli Savunma Üniversitesi Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname 104
105
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi