logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Seçil Şeker ve diğerleri [2.B.], B. No: 2019/1444, 5/10/2023, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

SEÇİL ŞEKER VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2019/1444)

 

Karar Tarihi: 5/10/2023

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Kadir ÖZKAYA

Üyeler

:

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Yıldız SEFERİNOĞLU

 

 

Basri BAĞCI

 

 

Kenan YAŞAR

Raportör

:

Ferhat YILDIZ

Başvurucular

:

Seçil ŞEKER ve diğerleri (bkz. ekli tablo)

Vekilleri

:

bkz. ekli tablonun (E) sütunu

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, başvurucuların baro levhasına/staj listesine yazılmalarına ilişkin verilen kararların mahkemelerce iptal edilmesi nedeniyle özel hayata saygı hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Konularının aynı olması nedeniyle ekli tablonun (B) sütununda numaraları belirtilen başvuru dosyalarının aynı tablonun (1) numaralı satırında yer alan 2019/1444 numaralı bireysel başvuru dosyası ile birleştirilmesine ve incelemenin bu dosya üzerinden yapılmasına karar verilmiştir.

3. Bir kısım başvurucular kamu görevlisi (hâkim-savcı/devlet memuru) olarak görev yaptıkları sırada Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ve/veya Paralel Devlet Yapılanması (PDY) ile irtibat ya da iltisak içinde oldukları gerekçesiyle ilgili olağanüstü hâl kanun hükmünde kararnamelerine (OHAL KHK'ları) dayanılarak kamu görevinden çıkarılmıştır. Başvuruculardan bir kısmı hakkında Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ve/veya Paralel Devlet Yapılanması (PDY) ile irtibat ya da iltisak içinde oldukları gerekçesiyle silahlı terör örgütüne üye olma suçu kapsamında Cumhuriyet başsavcılıklarınca soruşturma başlatılmıştır. Bir kısım başvurucular hakkında ise Türkiye Barolar Birliği'nin (TBB) nihai kararı sonrasında kovuşturma başlatıldığı yargılamayı gerçekleştiren mahkemelerce tespit edilmiştir.

4. Başvurucular, baro levhasına/staj listesine avukat/avukat stajyeri olarak yazılma talebiyle ilgili barolara başvurmuştur. Başvurucuların talebi, baro levhasına/staj listesine kaydedilebilmek için aranan kanuni şartların bulunduğu gerekçesiyle TBB tarafından kabul edilmiştir. Bakanlığın anılan kararla itirazı üzerine TBB ilk kararında ısrar etmiştir.

5. Bakanlık, başvurucuların baro levhasına/staj listesine yeniden yazılmalarına ilişkin TBB kararının kesinleşmesi üzerine Ankara İdare Mahkemelerinde (Mahkemeler) TBB'ye karşı iptal davaları açmıştır. Başvurucular, davalı TBB yanında iptal davasında müdahil olarak yer almıştır

6. Mahkemeler, dava konusu işlemlerin iptaline karar vermiştir. Derece mahkemelerinin birbirine yakın olan gerekçelerinde özetle: avukatlık mesleğinin kamu hizmeti yönünden güçlü olduğu, bir kısım başvurucular hakkında ilgili Cumhuriyet başsavcılıklarınca yürütülen soruşturmaların bulunduğu, soruşturma süreci sona erene kadar beklenmesinin kamu yararı ve hizmet gerekleri açısından uygun olacağı, haklarında devam eden adli bir soruşturma bulunan kişilerin avukat olarak baro levhasına yazılmalarına ve avukat unvanını kullanmalarına imkân bulunmadığı ifade edilmiştir. Bir kısım başvurucuların da TBB'nin ısrar kararı sonrasında haklarında başlatılan kovuşturmaların bulunduğu vurgulanmıştır. Bazı mahkeme kararlarında ise yukarıda belirtilen gerekçelere ek olarak veya yalnızca OHAL KHK'ları gereğince kamu görevinden çıkarılan kişilerin bir daha kamu hizmetinde istihdam edilemeyeceklerine, meslek adlarını ve sıfatlarını kullanamayacaklarına ilişkin gerekçeye yer verildiği görülmüştür.

7. İstinaf başvuruları, Ankara Bölge İdare Mahkemesi 12. İdari Dava Dairesi tarafından kesin olarak reddedilmiştir.

8. Başvurucular nihai hükümleri öğrendikten sonra yasal süresi içerisinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

9. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

10. Ekli tablonun (D) sütunundaki ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucuların adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

11. Bir kısım başvurucular OHAL KHK'larına dayanılarak bir daha kamu görevinde istihdam edilmemek üzere kamu görevlerinden çıkarılmış olmalarının, bir kısım başvurucular ise ceza soruşturması ve/veya kovuşturması altında bulunmalarının serbest avukatlık mesleğini yapabilmeleri yönünden engel oluşturmadığını ileri sürmüşlerdir. Başvurucular ayrıca Bakanlık tarafından açılan iptal davalarında taleplerinin dikkate alınmadığını ve hukuka aykırı şekilde aleyhlerine karar verildiğini iddia etmişlerdir. Başvurucular son olarak; söz konusu uygulamalar ve kararlar nedeniyle özel sektörde dahi çalışmalarının engellendiğini, kendilerinin ve ailelerinin geçimlerini sağlayabilecek bir işte çalışma ve asgari insan onuruna yakışır şekilde yaşama haklarının ellerinden alındığını, avukatlık mesleğini icra edemediklerini belirtmiş ve özel hayata saygı hakkı ile diğer bazı anayasal haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.

12. Bakanlık görüşlerinde; söz konusu müdahalelerin OHAL dönemlerinde gerçekleştiği, bu nedenle Anayasa'nın 15. maddesinin dikkate alınması gerektiği, bir kısım başvurucular hakkında mahkeme kararı sonrasında mahkûmiyet kararları verildiği, yine bir kısım başvurucuların hakkında soruşturma ve kovuşturma bulunmadığından yeniden baro levhasına yazılma talebinde bulunabilecekleri vurgulanmış ve karar verilirken bu hususların dikkate alınması gerektiği ifade edilmiştir. Bakanlık görüşüne karşı cevap veren bazı başvurucular, başvuru formlarında yer alan beyanlarını yinelemiştir.

13. Başvurucuların iddialarının baro levhasına/staj listesine yazılma taleplerinin TBB tarafından uygun bulunmasına ilişkin verilen kararların İdare Mahkemelerince iptal edilmesine, dolayısıyla serbest avukatlık yapmalarının engellenmesine ilişkin olduğu görülmektedir. Mesleki hayata yönelik bu tür tedbirlerin ya da müdahalelerin hangi durumlarda özel hayat bağlamında uygulanabilir olduğu hususunda belirlenen ölçütler Tamer Mahmutoğlu (aynı kararda bkz. §§ 84-96) kararında açıklanmıştır. Söz konusu kararda kabul edildiği şekilde, somut başvuruların sonuca dayalı nedenlerle özel hayata saygı hakkı kapsamında incelenebilir nitelikte olduğu değerlendirilmektedir.

14. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

15. Öncelikle Anayasa Mahkemesi Mehmet Çetinkaya ve D.K., ([GK], B. No: 2018/27392, 15/4/2021) kararında, mevzuatta bir kişi hakkında ceza soruşturması olmasının baro levhasına kayda engel oluşturduğuna dair düzenlenme olmadığını, mahkemelerin ilgili mevzuattaki düzenlemeleri makul olmayacak biçimde genişletici ve öngörülemez bir yoruma tabi tuttuğunu vurgulayarak başvurucular hakkında ceza soruşturması olduğu gerekçesiyle baro siciline kaydın iptali şeklindeki müdahalenin kanuni dayanağının bulunmadığına karar vermiştir (Mehmet Çetinkaya ve D.K., §§ 48, 49). Tamer Mahmutoğlu ([GK], B. No: 2017/38953, 23/7/2020) kararında ise kamu görevlisi olmayan, bir idari sözleşmeyle veya ticari ya da sınai nitelikteki bir özel hukuk sözleşmesiyle kamu hizmetinde çalıştırılmayan ve mesleklerini serbest şekilde icra eden avukatların kamu hizmetinde istihdam edildiklerinin kabulünün mümkün bulunmadığı, mahkemelerin ilgili mevzuattaki düzenlemeleri makul olmayacak biçimde genişletici ve öngörülemez bir yoruma tabi tuttukları, neticede başvurucunun baro levhasına yazılmamasına yönelik olarak gerçekleştirilen müdahalenin kanuni dayanağının bulunmadığı sonucuna varılmıştır (Tamer Mahmutoğlu, §§ 115-118).

16. Yine Anayasa Mahkemesinin B.A.Y. ([GK], B. No: 2019/19788, 5/7/2022) kararında, Tamer Mahmutoğlu ile Mehmet Çetinkaya ve D.K. kararlarındaki ilkeler tekrar edildikten sonra iptal davalarında idari işlemlerin hukuka uygunluğunun yargısal denetiminin söz konusu işlemlerin tesis edildiği tarihteki duruma göre yapılması gerektiği ifade edilmiştir (B.A.Y., § 66). Anılan kararda TBB'nin karar verme aşamasında değerlendirmesinin söz konusu olamayacağı anlaşılan sonradan gelişmiş bir durumun itiraz incelemesinde gözetilmesinin mümkün olmadığı, ayrıca aksine bir yorumun anılan meslek kuruluşuna tanınan takdir yetkisini işlevsiz kılacağı belirtilmiştir (B.A.Y., § 66). Nihayet kararda en geç TBB'nin ısrar kararı tarihinde başvurucu hakkında avukatlık yapmasına engel suçlardan kesinleşmiş mahkûmiyet kararı veya ceza kovuşturması mevcut olmamasına rağmen ceza soruşturmasına ve karar tarihi itibarıyla kovuşturma olmasına dayanılarak Mahkeme tarafından idari işlemin iptaline karar verilmesinin kanuni dayanaktan yoksun olduğu sonucuna ulaşılmıştır (B.A.Y., § 69).

17. Son olarak Anayasa Mahkemesi Ömer Özcan ([GK], B. No: 2019/24047, 23/3/2023) kararında; kovuşturma altında bulunmanın avukatlık stajını erteleyebileceğine yönelik mevzuatta açık bir düzenlemenin bulunmadığını, kişi hakkında mahkûmiyet kararı verildiği takdirde staj listesinden silinme durumunun gündeme gelebileceğini, sonuç olarak başvurucunun hakkında devam eden kovuşturma bulunması sebebiyle baro staj listesine yazılmamasına ilişkin işlemin demokratik toplum gereklerine uygun ve ölçülü olmadığını kabul etmiştir (Ömer Özcan, §§ 64, 65).

18. Bu bilgiler ışığında somut başvuru incelendiğinde, başvurucuların baro levhasına veya staj listesine yazılma talepleri TBB tarafından kabul edilmesine rağmen, yargılamayı gerçekleştiren mahkemelerce avukatlık mesleğinin kamu görevi niteliğinde olduğundan ve/veya başvurucular hakkında soruşturma veya yargılama devam ederken kovuşturma bulunduğundan bahisle dava konusu işlemlerin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle Anayasa Mahkemesinin Tamer Mahmutoğlu, Mehmet Çetinkaya ve D.K., B.A.Y ile Ömer Özcan kararlarında açıklanan ilkelerden ve ulaşılan sonuçlardan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığı değerlendirilmiş olup yargılamaları gerçekleştiren mahkemelerce idari işlemin iptaline karar verilmesinin kanuni dayanaktan yoksun olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

19. Bu doğrultuda başvurucuların Anayasa'nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

20. Başvurucular ihlalin tespiti, yeniden yargılama yapılması ve tazminat talebinde bulunmuştur.

21. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (Mehmet Doğan GK, B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) GK, B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

22. İhlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasının yeterli bir giderim sağlayacağı anlaşıldığından tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Talepte bulunan başvurucuların adli yardım taleplerinin KABULÜNE,

B. Özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

C. Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayata saygı hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

D. Kararın bir örneğinin yeniden yargılama yapılmak üzere ekli tablonun (Ç) sütunundaki ilgili mahkemelere GÖNDERİLMESİNE,

E. Başvurucuların tazminat taleplerinin REDDİNE,

F. Dosyadaki belgelerden tespit edilen ekli tabloda gösterilen harç ve vekâlet ücretinden oluşan yargılama giderlerinin başvuruculara ÖDENMESİNE,

G. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucuların Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

H. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 5/10/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Seçil Şeker ve diğerleri [2.B.], B. No: 2019/1444, 5/10/2023, § …)
   
Başvuru Adı SEÇİL ŞEKER VE DİĞERLERİ
Başvuru No 2019/1444
Başvuru Tarihi 10/1/2019
Karar Tarihi 5/10/2023
Birleşen Başvurular 2019/2971, 2019/3582, 2019/5962, 2019/6312, 2019/4764, 2019/13266, 2019/18528, 2019/20071, 2019/20307, 2019/20367, 2019/20479, 2019/23363, 2019/24014, 2019/36936, 2019/37351, 2019/40681, 2020/5800, 2020/17956, 2020/21771, 2020/22532, 2020/22797, 2020/22895, 2020/28186, 2019/22005, 2019/2848, 2019/3604, 2019/8606, 2019/9979, 2019/10160, 2019/11234, 2019/14597, 2019/2120, 2019/3452, 2019/4945, 2019/5486, 2019/9745, 2019/19030, 2019/19341, 2019/39723, 2019/40141, 2019/40619, 2020/220, 2020/222, 2020/17532, 2021/25470, 2021/37157, 2021/31988

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, başvurucuların baro levhasına/staj listesine yazılmalarına ilişkin verilen kararların mahkemelerce iptal edilmesi nedeniyle özel hayata saygı hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Özel hayatın ve aile hayatının korunması hakkı KHK-İHRAÇ (OHAL tedbiri, hakim-savcı dışındaki kamu personeli) İhlal Yeniden yargılama
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi