logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Özlem Aydın [1.B.], B. No: 2019/15028, 22/11/2022, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

ÖZLEM AYDIN BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2019/15028)

 

Karar Tarihi: 22/11/2022

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Muammer TOPAL

 

 

Recai AKYEL

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

Muhterem İNCE

Raportör

:

Ayşe Didem ÖZDEMİR AKCA

Başvurucu

:

Özlem AYDIN

Vekili

:

Av. Rıdvan GÜNEY

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, akciğer tüberkülozu hastası olunmasına karşın hastane yerine ceza infaz kurumunda tedavi işlemlerinin gerçekleştirilmesi ve bulaşıcı hastalık dolayısıyla tek kişilik odaya alınma sebepleriyle kötü muamele yasağının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Başvurucu, 16/10/2018 tarihinde Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında gözaltına alınarak 19/10/2018 tarihinde tutuklanmış ve İzmir Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna (Ceza İnfaz Kurumu) yerleştirilmiştir.

3. Başvurucunun İzmir 19. Ağır Ceza Mahkemesince 22/3/2019 tarihinde silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 6 yıl 5 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, tutukluluk hâlinin devamına karar verilmiştir.

4. Başvurucunun Ceza İnfaz Kurumunda 4/2/2019 tarihinde yapılan tüberküloz taramasında kültür sonucu pozitif çıktığından 21/3/2019 tarihinde İzmir Çiğli Verem Savaş Dispanserine sevki gerçekleştirilmiş ve tetkikleri yapılmıştır.

5. Başvurucunun tetkik işlemleri kapsamında Sağlık Bilimleri Üniversitesi Dr. Suat Seren Göğüs Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim Araştırma Hastanesi Tüberküloz Polikliniğinde 29/3/2019 tarihinde yapılan muayenesi sonucunda tüm tetkikler tamamlanıncaya kadar izole edilmesi gerektiğine ilişkin rapor düzenlenmiştir. Başvurucu, anılan rapor üzerine Ceza İnfaz Kurumu İdare ve Gözlem Kurulunun aynı gün verdiği karar ile izole edilerek tek kişilik odaya yerleştirilmiştir.

6. Başvurucu 8/4/2019 tarihinde, tutukluluk hâlinin devamına ilişkin 22/3/2019 tarihli karara akciğer tüberkülozu şüphesi bulunduğu gerekçesiyle İzmir 20. Ağır Ceza Mahkemesinde itiraz etmiştir. 18/4/2019 tarihinde itirazın reddine karar verilmiştir.

7. Hastanenin 18/4/2019 tarihli raporunda tetkik amaçlı bronkoskopi yapıldığı, sonucu çıkıncaya kadar izole odada kalmasının uygun olacağı belirtilmiştir.

8. Hastanenin 30/4/2019 tarihli raporunda bronskopik kültürün 45 gün sonra çıkacağı, takibinin gerektiği, mahkûm servisinde yer olmadığı, tedavisine ceza infaz kurumunda başlanmasının önerildiği, yer açıldığında naklinin yapılabileceği, tedavinin Ceza İnfaz Kurumu ve verem savaş dispanseri denetiminde sürdürülebileceği, izole edilerek 1 ay sonra kontrole gelmesi gerektiği belirtilmiştir.

9. Başvurucu, tahliye talebinin İzmir 20. Ağır Ceza Mahkemesince 18/4/2019 tarihinde reddi üzerine 7/5/2019 tarihinde sağlık durumunun özel olarak müşahede altına alınmasını gerektirdiğini, Ceza İnfaz Kurumunda kilo kaybı yaşadığını belirterek tedbiren tahliye talepli olarak bireysel başvuruda bulunmuştur.

10. Anayasa Mahkemesi Birinci Bölüm tarafından 20/5/2019 tarihli tedbir talebi hakkında ara kararı ile tedbir talebinin kabulüne, başvurucunun tedavisine başlanması için gerekli tedbirlerin derhâl alınmasına karar verilmiştir. Kararda başvurucunun tedavisinin yapılmamasının veya gecikmesinin yaşamı ile maddi ve manevi bütünlüğü üzerinde ciddi sonuçlar doğurabileceği sonucuna ulaşıldığı belirtilmiştir.

11. İzmir Bölge Adliye Mahkemesinin 17/7/2019 tarihli kararıyla başvurucu hakkında verilen mahkûmiyet hükmüne yönelik istinaf istemi esastan reddedilmiş ve başvurucunun tutukluluk hâlinin devamına karar verilmiştir.

12. Başsavcılık tarafından 15/11/2019 tarihli yazı ile Hastanece 8/11/2019 tarihinde yapılan muayenede başvurucunun tedavi sürecinde altıncı ayını doldurmuş olması sebebiyle uygulanan tedavi sonucu ilaçlarının kesilmesi yönünde rapor düzenlendiği ve tedavisinin tamamlandığı bildirilmiştir.

13. Adli yardım talebinin kabulüne Komisyonca karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

14. Başvurucu; akciğer tüberkülozu hastası olduğu hâlde Ceza İnfaz Kurumunda tutulması ve tek kişilik odaya alınması nedeniyle kötü muamele yasağının, kaçma ve delilleri karartma şüphesi bulunmamasına rağmen tutukluluk hâlinin devam ettirilmesi nedeniyle deadil yargılanma hakkının ihlal edildiğinden şikâyet etmiştir.

A. Kötü Muamele Yasağının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

15. Anayasa’nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasındaki “Kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamaz.” şeklindeki kural, hükümlü ve tutuklulara yönelik uygulamalar için de geçerlidir. Bu husus 13/12/2004 ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un "İnfazda temel ilke" kenar başlıklı 2. maddesinin (2) numaralı fıkrasında "Ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazında zalimane, insanlık dışı, aşağılayıcı ve onur kırıcı davranışlarda bulunulamaz." ve yine Kanun'un 6. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinde "Hürriyeti bağlayıcı cezanın zorunlu kıldığı hürriyetten yoksunluk, insan onuruna saygının korunmasını sağlayan maddi ve manevi koşullar altında çektirilir." şeklinde düzenleme ile açıkça ifade edilmiştir. Dolayısıyla tutuklamaya veya hapis cezasına mahkûmiyete ilişkin bir kararın yerine getirilmesi için sağlanacak şartlar, insan onuruna saygıyı koruyacak nitelikte olmalıdır (Turan Günana, B. No: 2013/3550, 19/11/2014, § 36).

16. İnfazın yöntemi ve infaz sürecindeki davranışların mahkûmları özgürlükten mahrum kalmanın doğal sonucu olan kaçınılmaz elem seviyesinden daha fazla sıkıntılı veya eziyetli bir duruma sokmaması gerekir. Ceza infaz kurumunda tutulmanın pratik gerekleri çerçevesinde mahkûmların sağlık ve esenlikleri gibi hususların yeterli bir şekilde güvence altına alınması ve mahkûmlara gerekli tıbbi yardımın sağlanması da insan onuruna yakışır koşulların sağlanması için gereklidir (Turan Günana, § 39). Bu çerçevede hasta bir kişinin uygun olmayan fiziki ve tıbbi koşullarda tutulması da Anayasa'nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasına aykırı bir muamele olarak kabul edilebilir (Murat Karabulut, B. No: 2013/2754, 18/2/2016, § 65).

17. Hukuka uygun olarak özgürlüğü kısıtlanan herkesin insan onuruna uygun tutma koşullarına sahip olma hakkı bulunduğunu, alınan tedbirlerin uygulanma koşullarının kişiyi tutukluluğa bağlı kaçınılmaz üzüntü seviyesini aşacak yoğunlukta bir ümitsizliğe sokmaması gerektiğini kabul etmek gerekir (Fatih Hilmioğlu, B. No: 2014/648, 18/9/2014, § 65). Ayrıca Anayasa'nın tutuklu bir kimsenin sağlık gerekçesiyle serbest bırakılması için hiçbir genel zorunluluk getirmediğini ancak doğal olarak ortaya çıkan fiziksel ya da ruhsal rahatsızlıklardan kaynaklanan acının yetkililerin sorumlu tutulabileceği tutukluluk koşullarından dolayı artması ya da artma riski bulunması hâlinde bu durumun Anayasa'nın 17. maddesinin üçüncü fıkrası kapsamına girebileceği belirtilmelidir (Fatih Hilmioğlu, § 66).

18. Özgürlüğünden yoksun bırakılan kişilerin hasta olmaları durumunda devletin kontrolü altında tuttuğu bu kişilere gerekli tıbbi yardımı sağlama yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu yükümlülüğün hiç veya gerektiği gibi yerine getirilmemesi sonucunda kişinin yaşamı veya vücut bütünlüğü bakımından tehlike arz eden acil bir duruma, ağır veya uzun süreli bir acı çekmesine sebebiyet verilmiş olması, belirtilen sonuçlar ortaya çıkmamakla birlikte kişinin tıbbi yardımdan mahrum kalmış olması nedeniyle yaşadığı stres, huzursuzluk veya aşağılanma hissinin -olayın kendine has koşulları çerçevesinde- insan haysiyeti ile bağdaşmayan muamele düzeyine ulaşacak ciddiyette olması hâlinde Anayasa'nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasının ihlal edildiği kabul edilebilir. Bu kapsamdaki değerlendirmede kişinin özgürlüğünden yoksun bırakılmasına bağlı dezavantajlı konumunun da dikkate alınması gerekir (Hayati Kaytan, B. No: 2014/19527, 16/11/2016, § 44).

19. Başvurucu, ceza infaz kurumunda yapılan sağlık taraması neticesinde akciğer tüberkülozu şüphesiyle 21/3/2019 tarihinde sağlık kuruluşuna sevk edilmiş; hastalığın bulaşıcı olması sebebiyle 29/3/2019 tarihinde yapılan muayenesi sonucunda tetkik sonuçları çıkıncaya kadar izole edilmesi gerektiğine ilişkin rapor doğrultusunda tek kişilik odaya yerleştirilmiştir. Başvurucuya Ceza İnfaz Kurumunda tutulduğu süre içinde gerekli muayene, tahlil, tetkik ve tedavi hizmetlerinin verildiği ve tedavisinin Ceza İnfaz Kurumunda 8/11/2019 tarihinde tamamlandığı anlaşılmıştır. Başvurucu, rahatsızlığının Ceza İnfaz Kurumunun şartları veya yetkililerin uygulamalarından kaynaklanan nedenlerle ilerlediği ve doğal olarak özgürlükten yoksun bırakılması nedeniyle ortaya çıkan ızdırap ve acının ötesinde bir ızdırap ve acıya maruz kaldığı yönünde bir delil ortaya koymamıştır. Başvurucunun tedavi veya kontrollerinin ihmal edilmesi nedeniyle sağlık durumunun kötüleştiği yönünde bir tespit de yapılmamıştır. Bununla birlikte başvurucunun tedbir talebi kabul edilmiş ve başvurucunun tedavisine derhâl başlanması için gerekli tedbirlerin alınması yönünde tedbir kararı verilmiştir. Başvurucunun Anayasa Mahkemesinin tedbir kararının uygulanmadığına ilişkin bir iddiası bulunmamaktadır. Diğer taraftan bulaşıcı hastalık geçirmekte olan başvurucunun Ceza İnfaz Kurumunda hastalığın yayılmasının önlenmesi amacıyla tek kişilik odaya alınarak izole edilmesinde kötü muamele yasağı yönünden herhangi bir sorun görülmemiştir.

20. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

B. Diğer İhlal İddiaları

21. Başvurucunun kaçma ve delilleri karartma şüphesi bulunmadığı hâlde tutukluluğunun devam ettirilmesi sebebiyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddialarının kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı kapsamında incelenmesi sonucunda Ç.Ö. ([GK], B. No: 2014/5927, 19/7/2018) kararı doğrultusunda açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

III. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Diğer ihlal iddialarının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

C. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 22/11/2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Özlem Aydın [1.B.], B. No: 2019/15028, 22/11/2022, § …)
   
Başvuru Adı ÖZLEM AYDIN
Başvuru No 2019/15028
Başvuru Tarihi 7/5/2019
Karar Tarihi 22/11/2022

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, akciğer tüberkülozu hastası olunmasına karşın hastane yerine ceza infaz kurumunda tedavi işlemlerinin gerçekleştirilmesi ve bulaşıcı hastalık dolayısıyla tek kişilik odaya alınma sebepleriyle kötü muamele yasağının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Kötü muamele yasağı İnfaz kurumunda güç kullanımı Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi