TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
İSMAİL ERÖZTEKİN VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2019/17610)
|
|
Karar Tarihi: 16/12/2020
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Kadir ÖZKAYA
|
Üyeler
|
:
|
Engin YILDIRIM
|
|
|
Celal Mümtaz AKINCI
|
|
|
Rıdvan GÜLEÇ
|
|
|
Yıldız SEFERİNOĞLU
|
Raportör
|
:
|
Pınar ARMAĞAN YILDIRIM
|
Başvurucular
|
:
|
1. İsmail ERÖZTEKİN
|
|
|
2. Saime SALTI
|
|
|
3. Saliha BURGU
|
|
|
4. Samiye SALTI
|
|
|
5. Naime DİLSİZOĞLU
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvuru, tapu iptal tescil talebiyle açılan davada
yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği
iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden
yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
3. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik
incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
4. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul
edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
5. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet
Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüş bildirmemiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle
ilgili olaylar özetle şöyledir:
7. Başvurucular murisi 22/9/2005 tarihinde dava açmıştır.
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 1/4/2019 tarihinde hükmü onamıştır. Tarafların karar
düzeltme talebinde bulunmamaları üzerine hüküm kesinleşmiştir.
8. Başvurucular, yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle adil
yargılanma haklarının ihlal edildiği iddiasıyla 20/5/2019 tarihinde Anayasa
Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
9. Mahkemenin 16/12/2020 tarihinde yapmış olduğu
toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucu
İsmail Eröztekin Yönünden
10. Başvurunun incelemesi devam ederken başvurucunun
1/5/2020 tarihinde vefat ettiği, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP)
aracılığıyla incelenen nüfus kayıtlarından anlaşılmıştır.
11. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün (İçtüzük) 80.
maddesinin (1) numaralı fıkrasının (ç) bendine göre başvurunun incelenmesinin
sürdürülmesini haklı kılan bir sebebin olmadığı kanaatine varılması hâlinde
başvurunun düşmesine karar verilebilir. Bununla birlikte İçtüzük'ün 80.
maddesinin (2) numaralı fıkrası gereği Anayasa'nın uygulanması ve yorumlanması,
temel hakların kapsamının ve sınırlarının belirlenmesi ya da insan haklarına
saygının gerekli kıldığı hâllerde başvurunun incelenmesine devam edilebileceği
öngörülmüştür.
12. Başvuru tarihinden sonra ölen başvurucunun
mirasçılarının makul bir süre içinde başvuruyu devam ettirme yönünde
iradelerini Anayasa Mahkemesine bildirmemeleri hâlinde, anılan İçtüzük
hükümleri uyarınca başvurunun incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir
sebebin olmadığı kanaatine varılabilir (Asya Oktay ve diğerleri, B. No:
2014/3549, 22/3/2017, §§ 18-21). Somut olayda başvuruculardan İsmail Eröztekin,
başvuru tarihinden sonra 1/5/2020 tarihinde vefat etmiş ancak mirasçıları makul
bir süre içinde başvuruya devam etme yönünde iradelerini bildirmemiştir.
Başvurunun incelenmesine devam etmeyi gerekli kılan ve İçtüzük'ün 80.
maddesinin (2) numaralı fıkrasında öngörülen nedenlerden biri de
bulunmamaktadır.
13. Açıklanan gerekçelerle başvurucu İsmail Eröztekin
yönünden başvurunun düşmesine karar verilmesi gerekir.
B. Diğer
Başvurucular Yönünden
1. Başvurucuların
İddiaları
14. Başvurucular, uzun süren yargılama nedeniyle makul
sürede yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
2. Değerlendirme
a. Kabul Edilebilirlik
Yönünden
15. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul
edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı
anlaşılan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın
kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
b. Esas
Yönünden
16. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara
ilişkin yargılamanın süresi tespit edilirken sürenin başlangıç tarihi olarak
davanın ikame edildiği tarih; sürenin sona erdiği tarih olarak -çoğu zaman icra
aşamasını da kapsayacak şekilde- yargılamanın sona erdiği tarih, yargılaması
devam eden davalar yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul sürede yargılanma
hakkının ihlal edildiğine ilişkin şikâyetle ilgili kararını verdiği tarih esas
alınır (Güher Ergun ve diğerleri, B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 50, 52).
17. Medeni
hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin yargılama süresinin makul
olup olmadığı değerlendirilirken yargılamanın karmaşıklığı ve kaç dereceli
olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve
başvurucunun yargılamanın süratle sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği
gibi hususlar dikkate alınır (Güher Ergun ve diğerleri, §§ 41, 45).
18. Anılan ilkeler ve Anayasa Mahkemesinin benzer
başvurularda verdiği kararlar dikkate alındığında somut olayda, başvuru konusu
davada 13 yıl 7 ay 7 günlük yargılama süresinin makul olmadığı sonucuna varmak
gerekir.
19. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde
güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar
verilmesi gerekir.
3. 6216 Sayılı
Kanun'un 50. Maddesi Yönünden
20. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50. maddesinin ilgili kısmı
şöyledir:
“(1) Esas inceleme sonunda, başvurucunun
hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı
verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması
gerekenlere hükmedilir…
(2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme
kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden
yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama
yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata
hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir.
Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal
kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse
dosya üzerinden karar verir.”
21. Başvurucular, ihlalin tespiti ile 30.000TL manevi
tazminata karar verilmesi talebinde bulunmuştur.
22. Somut olayda makul sürede yargılanma hakkının ihlal
edildiği sonucuna varılmıştır.
23. İhlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi
zararları karşılığında net 21.600 TL manevi tazminatın İsmail Eröztekin hariç
diğer başvuruculara müştereken ödenmesine karar verilmesi gerekir.
24. Başvurucular avukatla temsil edilerek bireysel
başvuruda bulunmuş ancak başvurudan sonra vekilleri görevinden ayrılmış olsa da
başvuruculara 364,60 TL harç ve 3.600 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam
3.964,60 TL yargılama giderinin müştereken ödenmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. İsmail Eröztekin yönünden başvurunun DÜŞMESİNE,
B. Diğer başvurucular yönünden makul sürede yargılanma
hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
C. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul
sürede yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
D. İsmail Eröztekin hariç diğer başvuruculara net 21.600
TL manevi tazminatın MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin
REDDİNE,
E. 364,60 TL harç ve 3.600 TL vekâlet ücretinden oluşan
toplam 3.964,60 TL yargılama giderinin başvuruculara MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE,
F. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucuların
Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihlerinden itibaren dört ay içinde
yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten
ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
G. Kararın bir örneğinin bilgi için Kumru Asliye Hukuk
Mahkemesine (E.2005/107, K.2014/133) GÖNDERİLMESİNE,
H. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına
GÖNDERİLMESİNE 16/12/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.