TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
BURHAN AK VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2019/17877)
Karar Tarihi: 4/7/2022
Başkan
:
Hasan Tahsin GÖKCAN
Üyeler
Hicabi DURSUN
Muammer TOPAL
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
İrfan FİDAN
Raportör
Ayşe Didem ÖZDEMİR AKCA
Başvurucular
1. Burhan AK
2. Burhan KARATAŞ
3. Hayrettin AK
4. Hüseyin AK
Başvurucular Vekili
Av. Adnan DURMAZ
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru; yakalama ve gözaltı sırasında darp edilme nedeniyle kötü muamele yasağının, haksız gözaltı nedeniyle de kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 17/5/2019 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından, başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:
i. Başvurucu Hayrettin Ak'ın babası Y.A.nın da içinde bulunduğu bir grup 19/7/2018 tarihinde kavga etmiş, Y.A. olay sebebiyle yaralanmıştır. Başvurucu Hayrettin Ak, babasının yaralandığını Kozluk ilçesinde çarşıda oturduğu sırada öğrenmiş olup babasını görmek için hastaneye gittiğinde acil servisin girişinde H.Ş. ve S.Ş. isimli şahıslarla karşılaşmıştır. Kendisini korumak için üzerindeki bıçağı bu şahıslara doğru sallayan Hayrettin Ak, polis memurunu istemeden yaralamıştır. Olay üzerine yere yatırılmış, yüzünü görmediği kişiler tarafından darp edilmiştir, olayın yaşandığı yerin yanındaki odaya götürülerek kelepçelenmiş, yüzüne biber gazı sıkılmıştır. Polis olduğunu tahmin ettiği kişiler tarafından darp ve hakaret edilmiştir. İsmini bilmediği bir şahıs bu sırada ağzına tabanca sokmuş, kabza ile kafasına vurmuştur. Başka bir kişi dipçik ile darp etmiştir. Araba ile götürüldüğü emniyet binasında birden fazla kişi tarafından darp edilmiştir. Nezarethaneye konulduktan sonra fenalaşması üzerine götürüldüğü doktor tarafından hastaneye sevk edilmiştir.
ii. Başvurucu Burhan Ak, 19/7/2018 tarihinde Kozluk ilçesi Üçyol mevkiinde oturduğu sırada arayan C.K. yaralandığını ve hastaneye kaldırıldığını söylemiş, M.A., C.K., ve Ş.K. ile birlikte hastaneye gitmiştir. H.Ş.nin burada C.K.ya “ben de sizi bekliyordum” demesi üzerine çıkan kargaşada Ç.B. tarafından sopa ile yaralanmış, cebindeki bıçağı S,Ş.ye doğru sallamış, sonrasında ise polise teslim olmuştur. Polis aracının içinde darp ve hakarete maruz kalmış, emniyet binasında da yanındakiler ile birlikte darp edilmiştir.
iii. Başvurucu Hüseyin Ak, 19/7/2018 tarihinde Üçyol mevkiinden çarşıya gittiğinde amcası Y.A. ile akrabası C.A.nın Armutlu köyünde aralarında husumet bulunan H.Ş., S.Ş ve A.G. ile kavga ettiğini, yaralı olarak hastaneye götürüldüklerini öğrenmiştir. Akrabaları Hayrettin Ak, H.A., Burhan Ak ve Ş.K. ile hastaneye gittiğinde yaralı olan akrabalarını aramış ancak bulamamış, hastane girişinde husumetli bulunduğu H.Ş., S.Ş., A.G. ve Ç.B. ile ismini bilmediği bir kişi tarafından kendisine küfredilerek saldırılmıştır. Saldırı üzerine tekme ile karşılık vererek kendisini koruyan başvurucu, polisler tarafından ayrılarak tuvalete götürülmüş, burada sivil polis memuru tarafından dört beş defa tokatlanmıştır.
iv. Başvurucu Burhan Karataş, 19/7/2018 tarihinde Armutlu köyünde bulunduğu sırada oğlu C.K. tarafından aranmıştır. Başvurucunun oğlu başvurucuya Y.A. ile çarşıda oturduğu sırada H.Ş ve S.Ş.nin saldırdığını, yaralı olduklarını ve hastaneye gittiklerini söylemiştir. Başvurucu hastaneye giderken yolda akrabası B.K.nın polislerle tartıştığını görmüş, oğlunu görmek için hastaneye girmek istediğinde polis müdahalesi ile ekip aracına bindirilmiştir.
8. Başvurucular, olay günü 19/7/2018 tarihinde olaylara müdahale eden kolluk görevlilerince yakalanarak ifade alınması için Kozluk Polis Merkezi Amirliğine (Polis Merkezi Amirliği) getirilmiştir. Başvuruculardan Burhan Karataş ve Hüseyin Ak aynı gün kolluk tarafından ifadeleri alınarak serbest bırakılmıştır. Başvurucular Burhan Ak ve Hayrettin Ak ise ifadelerinin alınmasını takiben Kozluk Cumhuriyet Başsavcılığı (Başsavcılık) tarafından kasten yaralama eylemi sebebiyle başlatılan soruşturma kapsamında gözaltına alınmıştır.
9. Başvuruculardan Hayrettin Ak hakkında uygulanan gözaltı, başvurucunun rahatsızlanması üzerine hastaneye sevkinin yapıldığı 20/7/2018 tarihinde sonlandırılmıştır. Başvurucu Burhan Ak ise Başsavcılık tarafından 20/7/2018 tarihinde ifadesi alındıktan sonra serbest bırakılmıştır.
10. Başvurucu Burhan Ak hakkında Kozluk Devlet Hastanesince (hastane) tanzim olunan 19/7/2018 tarihli genel adli muayene raporunda yapılan fizik muayenede sağ omuzda morluk mevcut olup basit tıbbi müdahale ile giderilebileceği, hayati tehlikesinin bulunmadığı kati olarak tespit edilmiştir. Yine başvurucu Burhan Ak hakkında hastanenin 20/7/2018 tarihli genel adli muayene raporunda yapılan fizik muayenesinde herhangi bir darp cebir izine rastlanmadığı kati olarak tespit edilmiştir.
11. Başvurucu Burhan Karataş hakkında hastanece tanzim olunan 19/7/2018 tarihli genel adli muayene raporunda yapılan fizik muayenede sol elmacık kemikte ve burnun üst kısmında morluklar mevcut olduğu, basit tıbbi müdahale ile giderilebileceği, hayati tehlikesinin bulunmadığı kati olarak tespit edilmiştir.
12. Başvurucu Hüseyin Ak hakkında hastanece tanzim olunan 19/7/2018 tarihli genel adli muayene raporunda yapılan fizik muayenede sağ göz altında morluklar mevcut olup basit tıbbi müdahale ile giderilebileceği, hayati tehlikesinin bulunmadığı kati olarak tespit edilmiştir.
13. Başvurucu Hayrettin Ak hakkında hastanece tanzim olunan 19/7/2018 tarihli genel adli muayene raporunda yapılan fizik muayenede yüzde ve burnun üst kısmında morluklar mevcut olup basit tıbbi müdahale ile giderilebileceği, hayati tehlikesinin bulunmadığı kati olarak tespit edilmiştir. Başvurucu Hayrettin Ak hakkında hastanece aynı gün tanzim olunan ikinci genel adli muayene raporunda sonradan oluşan göğüs ağrısı şikâyetiyle tekrar getirildiği, yapılan tetkikler sonucunda kardiyak enzimlerin yüksek çıktığı, uzman ile yapılan görüşme sonucu üst merkeze sevkin uygun görüldüğü, baş ağrısı mevcut olduğu, basit tıbbi müdahale ile giderilemeyeceği, tedavi edecek uzman tarafından kati hekim raporunun verilmesinin uygun olduğu tespit edilmiştir.
14. Başvurucu Hayrettin Ak hakkında Özel Zilan hastanesince tanzim olunan 20/7/2018 tarihli durum bildirir raporda emosyonel stres ve fiziksel travma sonrası göğüs ağrısı şikâyeti ile dış merkez acil servise başvuran hastanın akut sendrom tanısı ile 112 komuta tarafından kliniğe sevk edildiği, göğüste palpasyonla ağrı mevcut olduğu, baş bölgesinde sırtta, sağ kolda, sol bacakta ekimotik, palpasyonla ağrılı lezyonlar izlendiği, akut koroner sendrom tanısı ile monitörize takip planı ile yoğun bakıma kabul edildiği, koroner yoğun bakım tetkik ve takiplerin akut kardiyak patoloji saptanmayan ve invazif koroner girişim düşünülmeyen hastanın radyolojik tetkikleri ile ilgili diğer branşlara konsülte edildiği, ileri tetkik ve tedavi planı ile ilgili branşların bulunduğu merkeze sevkinin uygun olduğu kanaati bildirilmiştir.
15. Başvurucu Hayrettin Ak hakkında Adli Tıp Kurumu Batman Adli Tıp Şube Müdürlüğünce tanzim olunan 31/7/2018 tarihli kati raporda kişinin darp sonucu 19/7/2018 ve 20/7/2018 tarihlerinde Kozluk Devlet Hastanesinde, Özel Batman Zilan Hastanesinde ve Batman Bölge Devlet Hastanesinde muayene ve tetkiklerinin yapıldığı, mevcut tıbbi belgelerde kafada kırık ya da kafa içi travmatik değişim ve kemik kırığı, büyük damar veya iç organ yaralanması tanımlanmadığı kalp krizi şüphesi ile Özel Batman Zilan Hastanesinde takibinin yapıldığı, çekilen elekrokardiyografide (EKG), alınan kan tahlillerinde ve yapılan ekokardiyografide (EKO) bulgular normal olarak tariflendiği, anjiyografik girişim düşünülmediği mevcut tıbbi evrakında başta, sırtta, sağ kol ve sol bacakta toplamda vücudun % 10'unu geçmeyen morluklar tarif edildiğinin anlaşıldığı, 26/7/2018 tarihli muayenesinde herhangi bir anatomik eksiklik veya fonksiyonel kayıp ile yüzde sabit iz niteliğinde lezyon veya deformasyon saptanmadığı, dolayısıyla kişide darp sonucu meydana geldiği bildirilen ve yumuşak doku lezyonlarına neden olan yaralanmasının yaşamını tehlikeye sokan bir duruma neden olmadığı, basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte hafif olduğu, duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına ya da yitirilmesine neden olmadığı, vücudunda kemik kırık veya çıkığı tanımlanmadığı, yüzünde sabit ize veya yüzün sürekli değişikliğine neden olmadığı, ek tıbbi belge temini halinde yeniden görüş bildirilebileceği kanaati bildirilmiştir.
16. Başvurucu Burhan Ak hakkında Adli Tıp Kurumu Batman Adli Tıp Şube Müdürlüğünce tanzim olunan 31/7/2018 tarihli kati raporda kişinin darp sonucu 19/7/2018 ve 20/7/2018 tarihlerinde hastanece muayene ve tetkiklerinin yapıldığı, mevcut tıbbi belgelerde kafada kırık ya da kafa içi travmatik değişim ve kemik kırığı, büyük damar ve iç organ yaralanması tanımlanmadığı, sağ omuzda morluk tarif edildiğinin anlaşıldığı, 26/7/2018 tarihli muayenesinde herhangi bir anatomik eksiklik veya fonksiyonel kayıp ile yüzde sabit iz niteliğinde lezyon veya deformasyon saptanmadığı, dolayısıyla kişide darp sonucu meydana geldiği bildirilen ve yumuşak doku lezyonuna neden olan yaralanmasının yaşamını tehlikeye sokan bir duruma neden olmadığı, basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte hafif olduğu, duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına ya da yitirilmesine neden olmadığı, vücudunda kemik kırık veya çıkığına neden olmadığı, yüzünde sabit ize veya yüzün sürekli değişikliğine neden olmadığı kanaati bildirilmiştir.
17. Başvurucu Hayrettin Ak, Polis Merkezi Amirliğinde 19/7/2018 tarihinde şikâyetçi şüpheli sıfatıyla alınan ifadesinde Kozluk ilçesi Armutlu köyünde ikamet ettiğini, geçimini çiftçilik ve gönüllü köy koruculuğu yaparak sağladığını, olay günü saat 11.30 sıralarında Kozluk ilçesi Üçyol mevkiinde iken babasının kavgada yaralandığını öğrenerek hastaneye gittiğini, burada husumetli bulunduğu kişilerden H.Ş.yi görünce maket bıçağını salladığını, araya giren kişiyi başından yaraladığını, yaraladığı kişinin polis memuru olduğunu sonradan öğrendiğini, H.Ş.ve S.Ş. tarafından darp edildiğini, polisler tarafından olay yerinden uzaklaştırıldığını belirtmiştir.
18. Başvurucu Hüseyin Ak Polis Merkezi Amirliğinde 19/7/2018 tarihinde müdafii huzuruyla şikâyetçi şüpheli sıfatıyla alınan ifadesinde olay günü saat 12.00 sıralarında Üçyol mevkiinden çarşı merkezine gittiğinde amcası ve akrabasının husumetlileri ile kavga ettiklerini, yaralı olarak hastaneye götürüldüklerini öğrendiğini, akrabalarıyla hastaneye gittiğinde husumetli olduğu kişilerin küfrettiğini, tekme tokat vurmaya başlayan bu kişilere aynı şekilde karşılık verdiğini, polislerin ayırarak tuvalete götürdüğünü, hastane tuvaletinde sivil polis memurunun yüzüne dört beş defa tokat attığını, hastane ve emniyet binasında darp eden polis memurlarından şikâyetçi olduğunu belirtmiştir.
19. Başvurucu Burhan Karataş, Polis Merkezi Amirliğinde 19/7/2018 tarihinde şikâyetçi sıfatıyla alınan ifadesinde olay günü Armutlu köyünde saat 11.30 sıralarında oğlu C.K.nın aradığını ve H.Ş. ile S.Ş.nin saldırısı sonucu Y.A. ile yaralandıklarını söylediğini, oğlunu görmek için hastaneye girmek istediğinde polis memurlarının izin vermediğini, arkadaki kalabalığa “hastaneye gidelim” diye seslendiğinde polis memurlarının müdahale ettiğini, ekip aracına bindirerek uzaklaştırdıklarını belirtmiştir.
20. Başvurucu Burhan Ak, Polis Merkezi Amirliğinde 19/7/2018 tarihinde müdafii huzuruyla şikâyetçi şüpheli sıfatıyla alınan ifadesinde susma hakkını kullanarak hastanede karışmış olduğu olay ile ilgili ifadesini Başsavcılıkta vermek istediğini belirtmiştir.
21. Başvurucu Hayrettin Ak, Başsavcılıkta 20/7/2018 tarihinde müdafii huzuruyla şüpheli sıfatıyla alınan ifadesinde, olay günü babasının da aralarında bulunduğu grubun kavga ettiğini, babasının yaralandığını, hastanede üzerine gelen H.Ş. ve S.Ş.ye bıçak salladığını ancak yanlışlıkla polis memurunu yaraladığını, yere yatırıldığını, yüzünü görmediği kişiler tarafından darp edildiğini, alındığı odada kelepçelendiğini ve yüzüne biber gazı sıkıldığını, polis olduğunu tahmin ettiği şahıslarca darp edildiğini, yüzüne yumruk atıldığını, kollarına ve omuzlarına vurulduğunu, “şerefsiz ve kansız” sözleriyle hakaretlere maruz kaldığını, ağzına tabanca sokulduğunu, kabza ve dipçik ile dövüldüğünü, araç ile götürüldüğü emniyet binasında birden fazla kişi tarafından darp edildiğini, nezarethanede fenalaşması üzerine doktora götürüldüğünü, doktorun darptan dolayı kalp rahatsızlığı geçirdiğini söyleyerek Batman Zilan Hastanesine sevk ettiğini belirtmiştir.
22. Başvurucu Burhan Ak, Başsavcılıkta 20/7/2018 tarihinde müdafii huzuruyla şüpheli sıfatıyla alınan ifadesinde olay günü Kozluk Üçyol mevkiinde arayan C.K.nın yaralandığını ve hastaneye kaldırıldığını söylediğini, M.A., C.K. ve Ş.K. ile hastaneye gittiklerini, acil servise girerken H.Ş. ve S.Ş.yi gördüğünü, çıkan kargaşada Ç.B. tarafından bir kaç sopa darbesi aldığını, cebindeki bıçağı S.Ş.nin bacağına doğru salladığını, on metre kadar ters yönde koştuktan sonra geri dönerek teslim olduğunu, polis aracında küfür ve darba maruz kaldığını, emniyet binasında da darp edildiğini belirtmiştir.
23. Başvurucular vekili; Başsavcılığın 2018/571 soruşturma numaralı dosyasında 7/8/2018 havale tarihli dilekçesiyle başvurucuların gözaltı sırasında ve sonrasında kolluk görevlilerince kötü muameleye maruz kaldığını, alınan hekim raporunun gerçeği yansıtmadığını belirterek kolluk görevlileri ve adli raporları düzenleyen hekim hakkında şikâyetçi olmuştur.
24. Başsavcılığının 2018/571 soruşturma numaralı dosyasında 22/11/2018 tarihinde ayırma kararı verilmiş olup karar gerekçesinde 2018/571 soruşturma sayılı dosyasında sadece Burhan Ak ve Hayrettin Ak'ın polis memurunu yaralamaları olayının kalacağı belirtilmiştir.
25. Başsavcılık tarafından ayrılarak 2018/861 soruşturma sırasına kaydedilen dosyada 21/1/2019 tarihinde yeniden ayırma kararı verilerek başvurucular Hayrettin Ak ve Burhan Ak'ın emniyet personeli tarafından darp edildikleri iddiası yönünden evrakın soruşturma defterinin 2019/123 numarasına kayıt edilmesine karar verilmiştir. Yapılan soruşturma işlemleri neticesinde meçhul şüpheli hakkında 21/1/2019 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş, adli raporu düzenleyen hekim hakkında ise herhangi bir işlem ve değerlendirme yapılmamıştır. Karar gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir:
"Müştekiler Burhan AK ve Hayrettin AK'ın Batman Adli Tıp Kurumundan alınan raporunda yaralanmalarının Basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte hafif olduğu,
Kozluk İlçe Jandarma Komutanlığınca yapılan görüntü inceleme ve çözümleme tutanağı düzenlendiği ilgili tutanağa göre; Kozluk İlçe Emniyet Müdürlüğünün ve Kozluk Devlet Hastanesinin 22 adet olmak üzere kamera kayıtlarının incelendiği,
İlçe emniyet müdürlüğünün kamera kayıtlarının incelemesinde; Toplam 17 kamera görüntüsünün incelendiği yapılan incelemede müştekilere yönelik herhangi bir darp cebir görüntüsüne rastlanılmadığı,
Devlet hastanesi kamera kayıtlarının incelenmesinde; Müştekilerin Cumhuriyet Başsavcılığımızca 2018/861 numarasıyla soruşturması devam eden olaya istinaden başka şahıslarla kavga ettikleri, görevli polis memurları tarafından olaya müdahale edildiği bu esnada müştekilerden Hayrettin AK'ın görevli polis memurlarından [A.T.yi] Bıçakla yaşamını tehlikeye sokacak şekilde yaraladığı bunun üzerine polis memurları tarafından müdahalede bulunulduğu müdahalenin PVSK madde 16 kapsamında zor kullanma yetkisi kapsamında kaldığı,
Müştekilerin iddia ettiği darp olayı ile ilgili kamera kayıtlarındaki müdahalelerin zor kullanma sınırı kapsamında kaldığı, müştekilerin başkaca darp iddialarına yönelik dava açmaya yeterlilikte somut delil elde edilemediği, ayrıca müştekilerin 2018/861 numarasıyla soruşturması devam eden olaya istinaden başka şahıslarla kavga ettikleri müştekilerin BTM ile giderilebilir şeklinde yaralanmalarının bu kavga kapsamında gerçekleşmiş olma ihtimalinin bulunduğu dosya kapsamından anlaşılmakla;
Şüpheli hakkında üzerine atılan suçtan delil yetersizliği gerekçesiyle KAMU ADINA KOVUŞTURMAYA YER OLMADIĞINA"
26. Başvurucular tarafından kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yapılan itiraz Batman 2. Sulh Ceza Hâkimliğince 18/3/2019 tarihinde reddedilmiş, karar başvurucular vekilince 17/4/2019 tarihinde elektronik tebligatın açılarak okunması suretiyle öğrenilmiştir.
27. Başvurucular 17/5/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
28. Anayasa Mahkemesinin 4/7/2022 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Adli Yardım Talebi Yönünden
29. Anayasa Mahkemesinin Mehmet Şerif Ay (B. No: 2012/1181, 17/9/2013) kararında belirtilen ilkeler dikkate alınarak, geçimini önemli ölçüde güçleştirmeksizin yargılama giderlerini ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun açıkça dayanaktan yoksun olmayan adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.
B. Kötü Muamele Yasağının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucuların İddiaları
30. Başvurucular kolluk görevlilerinin kötü muamelesine maruz kaldıklarını, devlet hastanesinde, polis aracında ve polis merkezinde darp edildiklerini, hakaret ve tehdit edildiklerini, polis merkezinde baskı altında ifade vermeye zorlandıklarını, maruz kalınan darp eylemlerinden sonra devlet hastanesinde görevli hekim tarafından maddi gerçeği yansıtmayan rapor tanzim edildiğini ve suçun bildirilmediğini, başvurucu Hayrettin Ak'ın maruz kaldığı darp, hakaret ve tehdit fiilleri neticesinde kalp rahatsızlığı geçirerek bir gün müddetince yoğun bakım ünitesinde tedavi gördüğünü, yapılan suç duyurusu neticesinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini belirterek kötü muamele yasağının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
2. Değerlendirme
31. Anayasa Mahkemesine göre kişinin bir devlet görevlisi tarafından hukuka aykırı olarak ve Anayasa’nın 17. maddesini ihlal eder biçimde bir muameleye tabi tutulduğuna ilişkin savunulabilir bir iddiasının bulunması hâlinde Anayasa’nın 17. maddesi “Devletin temel amaç ve görevleri” kenar başlıklı 5. maddedeki genel yükümlülükle birlikte yorumlandığında etkili resmî bir soruşturma yapılmasını gerektirmektedir (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 25). Ancak etkili bir soruşturmanın başlatılabilmesi için öncelikle kötü muamele iddialarının uygun delillerle desteklenmesi gerekir. İddia edilen olayların gerçekliğini tespit etmek için her türlü makul, şüpheden uzak kanıtların varlığı gerekir. Bu nitelikteki bir kanıt yeterince ciddi, açık ve tutarlı emarelerden ya da aksi ispat edilemeyen birtakım karinelerden de oluşabilir. Ancak bu uygun koşulların tespiti hâlinde etkili bir soruşturma yükümlülüğünün gerekliliğinden bahsedilebilir (C.D., B. No: 2013/394, 6/3/2014, § 28).
32. Öte yandan bir şikâyet yapılmadığında bile kötü muameleyi gösteren yeterli belirtiler olduğunda soruşturma açılması sağlanmalıdır (Cezmi Demir ve diğerleri, B. No: 2013/293, 17/7/2014, § 116).
33. Bu noktada kişinin sağlıklı hâldeyken gözaltına alındığı ancak salıverildiği zaman ya da salıverilmeden önce vücudunda yaralanma tespit edildiği durumlarda söz konusu yaralanmanın nasıl oluştuğu hususunda makul bir açıklama getirme ve mağdurun bu yöndeki iddialarını şüphede bırakacak kanıtları sunma yükümlülüğünün devlete ait olduğunu, özellikle ilgili iddiaların doktor raporları ile doğrulandığı hâllerde kötü muamele yasağı bağlamında açık sorunların ortaya çıkacağını ifade etmek gerekir (Cezmi Demir ve diğerleri, § 94).
34. Öncelikle somut olayda başvurucuların yakalanmalarından serbest bırakılmalarına kadar geçen sürede hekim muayenesine tabi tutulmuş ve talebi bulunan başvurucuların müdafi ile görüşebilmeleri sağlanmıştır. Bunun yanında kolluk tarafından ifade alınma işleminin ardından Başsavcılığa sevk edilen başvurucular Burhan Ak ve Hayrettin Ak, kötü muamelesine maruz kaldıklarını belirttikleri kolluğun kontrolünden çıktıktan hemen sonra yetkili Cumhuriyet savcısının önüne çıkmış, burada da müdafi (bkz. §§ 21, 22) yardımından faydalanmıştır.
35. Aksi ileri sürülmediğinden başvurucuların yakalandığından ve gözaltına alındığından bir akrabasının veya belirlediği bir kişinin gecikmeksizin haberdar edildiği de belirtilmelidir. Bu tabloya göre başvurucular; nezarethanede kolluğun kontrolüne alınmadan önce, kontrolü altında tutulduğu sırada ve tutulma sona erdiğinde belli bir zamana yayıldığını ileri sürdüğü kötü muameleleri akrabalarına, belirlediği başka kişiye, müdafileri ile tutulmasını inceleyen adli makamlara ya da muayenesi gerçekleştiren sağlık görevlilerine sözlü ve yazılı şekilde derhâl iletebilme imkânına sahip olabilmiştir. Başvurucular da kötü muameleye karşı koruyucu niteliği haiz olduğunda tereddüt bulunmayan bu hukuki mekanizmaların somut olayda uygulamaya geçirilmediğini ileri sürmemektedir (benzer yöndeki karar için bkz. Beyza Metin, B. No: 2014/19426, 12/12/2018, § 40).
36. Kötü muameleye maruz kalması nedeniyle mağdur olduğunu ileri süren kişilerin -yukarıda belirtilen şekilde (bkz. § 33) ispat külfetinin devlete geçtiği durumlar istisna olmak üzere- kötü muamele yasağı kapsamına giren ağırlıkta bir muamele görmüş olabileceklerini gösteren emare ve delil sunmaları gerektiğini belirtmek gerekir (Beyza Metin, § 45).
37. Mağdur olduğunu ileri süren kişilerin olgulara dayanmayan, yetersiz açıklamaları, iddialarının deliller ile desteklenmemesi hatta kimi zaman delillerin uyumsuzluğu, kötü muamelenin yapıldığı yer, zaman ve diğer konulardaki çelişkili ifadeleri, müdafilerinden farklı iddiaları ileri sürmeleri gibi hususlar kötü muamelenin gerçekliğini şüpheye düşürür. Bu durumda iddiaların savunabilir olduğundan ve dolayısıyla bu iddialara ilişkin derhâl resmî bir soruşturma başlatılması gerekliliğinden söz edilemeyecektir. Bu gibi durumlar -iddiaların güçlü bir dayanak ile birlikte yetkili merciler nezdinde dile getirilmemesi- söz konusu olduğunda mağdur olduğunu ileri süren kişilerin etkili bir soruşturma yürütülmesine ilişkin meşru (haklı) bir beklentiye girebileceklerini söyleyebilmek de mümkün değildir (Beyza Metin, § 46).
38. Bununla birlikte kişilerin iddialarını desteklemek için yetkili makamlara zamanında başvurmaları gibi bir özen yükümlülükleri de bulunmaktadır. Anayasa Mahkemesi, bu tür şikâyetleri esastan inceleyebilmek için bu konuda haklı bir neden ileri sürülmediğinde kişilerin iddialarını desteklemek için kendilerinden makul olarak beklenen her şeyi yerine getirdiğine kanaat getirmek durumundadır. Aksine kanaat getirildiğinde söz konusu iddialar savunabilir düzeye ulaşmadığı için kötü muamele yasağının ihlal edildiğinin incelenebilmesi mümkün olamamaktadır (Beyza Metin, § 47).
39. Somut olayda başvurucular; kolluk ve Cumhuriyet savcılığında alınan ifadelerinin ardından serbest bırakılmıştır. Başsavcılık tarafından başvurucular Burhan Ak ve Hayrettin Ak'ın kötü muamele şikâyetleri yönünden yürütülen soruşturmada yaralama eylemi sebebiyle meçhul şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir. Başvurucular Burhan Karataş ve Hüseyin Ak'ın şikâyetleri yönünden soruşturma yapılmadığı, adli raporları düzenleyen hekim hakkında soruşturma işlemi yürütülmediği görülmüş ise de birden fazla kişinin karıştığı kasten yaralama olayında şikâyetçi ve şüpheli sıfatıyla taraf olan başvurucuların kötü muamele iddialarının, tüm aşamalarda tutarlı ve birbiriyle uyumlu şekilde ileri sürülmediği ayrıca uygun ve yeterli delil ile desteklenmediği anlaşılmaktadır. Başvurucular Burhan Ak ve Hayrettin Ak'ın kötü muamele şikâyetleri yönünden kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi, başvurucular Burhan Karataş ve Hüseyin Ak'ın şikâyetleri yönünden soruşturma başlatılmaması ve adli raporları düzenleyen hekim hakkında soruşturma işlemi yapılmaması yönünden iddiaların uygun delillerle desteklenmediği dikkate alınarak kötü muamele yasağı kapsamındaki etkili ceza soruşturması yürütülmesi yükümlülüğü yönünden herhangi bir sorun görülmemiştir. Kötü muamele yasağı kapsamında etkili bir soruşturmanın başlatılabilmesi ve yürütülebilmesi için öncelikle iddiaların uygun delillerle desteklenmesi gerekir. Başvurucuların iddialarını desteklemek için zamanında yetkili makamlara başvurmadığı açıktır. Bu gibi durumlar söz konusu olduğunda mağdur olduğunu ileri süren kişilerin etkili bir soruşturma yürütülmesine ilişkin meşru (haklı) bir beklentiye girebileceklerini söyleyebilmek de mümkün değildir (Beyza Metin, § 47). Nitekim Başsavcılık tarafından da bir kısım başvurucuların müşteki konumunda yer aldıkları soruşturmada iddiaların uygun ve yeterli delil ile desteklenmediği için savunulabilir olmadığı açıklanarak kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiği görülmektedir. Bütün bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde başvuruda bir ihlalin olmadığının açık olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
40. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olduğuna karar verilmesi gerekir.
C. Kişi Hürriyeti ve Güvenliği Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
41. Başvurucular, usule aykırı olarak gözaltına alındıklarını belirterek kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
42. Anayasa'nın 148. maddesi ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 45. maddesinin (2) numaralı fıkrası hükümlerine göre bireysel başvuru yoluyla Anayasa Mahkemesine başvurulabilmesi için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması gerekir. Temel hak ve özgürlüklere saygı, devletin tüm organlarının anayasal ödevi olup bu ödevin ihmal edilmesi nedeniyle ortaya çıkan hak ihlallerinin düzeltilmesi idari ve yargısal makamların görevidir. Bu nedenle temel hak ve özgürlüklerin ihlal edildiği iddialarının öncelikle derece mahkemeleri önünde ileri sürülmesi, bu makamlar tarafından değerlendirilmesi ve bir çözüme kavuşturulması esastır (Ayşe Zıraman ve Cennet Yeşilyurt, B. No: 2012/403, 26/3/2013, § 16).
43. Anayasa Mahkemesi, kanunda öngörülen gözaltı süresinin aşıldığı veya yakalama ve gözaltına alınmanın hukuka aykırı olduğu iddialarına ilişkin olarak bireysel başvurunun incelendiği tarih itibarıyla asıl dava sonuçlanmamış da olsa -ilgili Yargıtay içtihadına atıfla- 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 141. maddesinde öngörülen tazminat davası açma imkânının tüketilmesi gereken etkili bir hukuk yolu olduğu sonucuna varmıştır (Hikmet Kopar ve diğerleri [GK], B. No: 2014/14061, 8/4/2015, §§ 64-72; Hidayet Karaca [GK], B. No: 2015/144, 14/7/2015, §§ 53-64; Günay Dağ ve diğerleri [GK], B. No: 2013/1631, 17/12/2015, §§ 141-150).
44. Somut olayda başvurucuların haksız şekilde gözaltına alındıklarına ilişkin iddiaları, 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesi kapsamında açılacak davada incelenebilir. Bu madde kapsamında açılacak dava sonucuna göre başvurucuların hukuka aykırı olarak gözaltına alındıklarının tespiti hâlinde görevli mahkemece başvurucular lehine tazminata da hükmedilebilecektir. Buna göre 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesinde belirtilen dava yolu başvurucuların durumuna uygun, telafi kabiliyetini haiz, etkili bir hukuk yoludur ve bu olağan başvuru yolu tüketilmeden yapılan bireysel başvurunun incelenmesi bireysel başvurunun ikincillik niteliği ile bağdaşmamaktadır.
45. Açıklanan gerekçelerle gözaltı işleminin hukuka aykırı olduğu iddiaları yönünden başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle başvurunun kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,
B. Kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
C. Kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
D. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucuların yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 4/7/2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.