TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
TAYFUN ÇAKICI BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2019/19385)
Karar Tarihi: 16/6/2022
Başkan
:
Hasan Tahsin GÖKCAN
Üyeler
Hicabi DURSUN
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
Selahaddin MENTEŞ
İrfan FİDAN
Raportör
Fatma Burcu NACAR YÜCE
Başvurucu
Tayfun ÇAKICI
Vekili
Av. Mehmet DOĞAN
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, işçi ile işveren ilişkisinden kaynaklanan alacak davasında Yargıtay onamasıyla kesinleşen lehe kararın maddi hata düzeltim yoluyla ortadan kaldırılarak uyuşmazlığın esasının yeniden ele alınması ve kesinleşen hükme dayalı olarak tahsil edilen alacağın iade edilmesi nedeniyle adil yargılanma ve mülkiyet haklarının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 31/5/2019 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:
7. Başvurucu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı İstanbul Elektrik Tramvay ve Tünel İşletmeleri Genel Müdürlüğünde alt işverene bağlı temizlik elemanı olarak çalışırken iş akdinin haksız olarak feshedildiği iddiasıyla 5/1/2011 tarihinde İstanbulAnadolu 17. İş Mahkemesinde (Mahkeme) işçilik alacaklarından kaynaklanan tazminat davası açmıştır.
8. Mahkeme 26/3/2013 tarihinde davanın kabulüne karar vermiştir. Yargıtay 22. Hukuk Dairesi (Daire) 19/11/2013 tarihinde kararı onamıştır. Kararın kesinleşmesi üzerine başvurucu, icra dosyası kapsamında dava ve talep konusu alacağı tahsil etmiştir.
9. Davalı üst ve alt işverenler tarafından 2/3/2015 ve 21/4/2015 tarihli dilekçelerle maddi hatanın düzeltilmesi talebinde bulunulmuştur. Daire 14/5/2015 tarihinde ''...Mahkemece gerekli inceleme ve araştırma yapılmadan karar verildiği, bu hususun bozma sebebi yapılmamasının maddi hatadan kaynaklandığını'' belirterek onama kararının ortadan kaldırılmasına karar vermiş ve ''...davacının, temizlik işini ihale ile alan şirkette çalışmaya ara vermeden devam ettiği sabittir. Dolayısıyla, davacının iş sözleşmesi ihaleyi alan yeni alt işveren nezdinde devam ettiğinden feshe bağlı işçilik alacakları olan kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücreti alacağına hükmedilmesi hatalıdır. Diğer işçilik alacaklarında ise devreden işverenin devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sorumlu olduğu hususu değerlendirilmeksizin hüküm tesisi de isabetsiz...'' olduğu gerekçesiyle kararı bozmuştur.
10. Mahkemece bozma ilamına uyularak 25/5/2016 tarihli kararla kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti alacağı yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Daire 10/11/2016 tarihinde kararı onamıştır. Nihai karar 9/12/2016 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir.
11. Bu süreçte aynı şekilde iş akdi feshedilen yedi işçinin açtığı benzer mahiyettekidavalarda Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 6/1/2018 tarihli ve E.2016/22-393, K.2018/1612 sayılı kararında ''...Özel Dairece deliller değerlendirilerek hukuki nitelendirme de yapılmak suretiyle verilen onama kararında, değerlendirme ve hukuki nitelendirmede maddi hata yapıldığı şeklinde bir kabul ile onama kararının kaldırılması ve bozma kararı verilmesinin 'hukuki güvenlik' ilkesini zedeleyeceği'' belirtilmiştir.
12. Başvurucu, Hukuk Genel Kurulunun bu kararı üzerine 7/2/2019 tarihinde Yargıtay 22. Hukuk Dairesine başvurarak kendisine ilişkin onama kararının maddi hata nedeniyle kaldırılması talebinde bulunmuştur. Yargıtay ''verilen kararda maddi hata saptanmadığı gibi maddi hataya dayandığı ileri sürülen hususun hukuki takdire ilişkin olduğu ve 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 8. maddesi gereğince iş mahkemelerinin kararları ile ilgili Yargıtay kararlarına karşı karar düzeltme istenemeyeceği'' gerekçesiyle dilekçenin reddine 11/4/2019 tarihinde karar vermiştir.
13. Karar başvurucuya 10/5/2019 tarihinde tebliğ edilmiştir. Başvurucu bu karar üzerine 31/5/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
14. Anayasa Mahkemesinin 16/6/2022 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
15. Başvurucu, Yargıtay 22. Hukuk Dairesi ile Hukuk Genel Kurulunun aynı konuya ilişkin vermiş olduğu kararların birbiriyle çelişkili olduğunu, bu durumun hukuki belirlilik ve öngörülebilirlik ile eşitlik ilkelerini ihlal ettiğini belirtmiştir. Başvurucu ayrıca Yargıtayın onama kararı üzerine karar kesinleşmiş olmasına rağmen, maddi hata dilekçesi üzerine onama kararının kaldırılmasının ve makul sürede yargılama yapılmamasının da adil yargılanma hakkını (silahların eşitliği ve mahkeme hakkı) ihlal ettiğini, kararın kesinleşerek alacak tahsil edildikten ve aradan bir buçuk yıl geçtikten sonra fiilen süresiz karar düzeltme yolu şeklinde bir usulle kesin hüküm ortadan kaldırılarak tahsil edilen alacakları iade etmek zorunda bırakılmasının mülkiyet hakkını da zedelediğini belirtmiştir.
B. Değerlendirme
16. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 47. maddesinin (5) numaralı fıkrası ile Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 64. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca bireysel başvuruların başvuru yollarının tüketildiği tarihten, başvuru yolu öngörülmemiş ise ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde Anayasa Mahkemesine doğrudan veya diğer mahkemeler ya da yurt dışı temsilcilikler vasıtasıyla yapılması gerekmektedir (Yasin Yaman, B. No: 2012/1075, 12/2/2013, § 19).
17. Hukuk davalarında olağan kanun yolları temyiz ve karar düzeltme yoludur. Karar düzeltme yolu kapalı olan hüküm, temyiz onama karar tarihi itibarıyla kesinleşir. Bu durumda temyiz merciinin nihai kararının başvurucu tarafından öğrenildiği tarihten itibaren otuz günlük sürede bireysel başvuruda bulunulması gerekir.
18. Başvurucu, Yargıtay 22. Hukuk Dairesince kesin olarak verilen karar üzerine 7/2/2019 havale tarihli dilekçesiyle söz konusu Daire kararının maddi hataya dayandığını ileri sürerek düzeltilmesini talep etmiş ise de başvurucunun bu talebi Daire tarafından "temyiz incelemesi sonucunda verilen kararda maddi hata saptanamadığı, ayrıca iş mahkemelerinin kararları ile ilgili Yargıtay kararlarına karşı karar düzeltme istenemeyeceği" gerekçesiyle reddedilmiştir. Başvurucunun davanın esasına ilişkin iddiaları temyizen incelenmiş ve Yargıtay 22. Hukuk Dairesince davanın esası hakkında 10/11/2016 tarihinde kesin olarak karar verilmesiyle bu tarihte başvuru yolları tüketilmiştir.
19. Maddi hata kavramının hukuksal değerlendirme ve denetim dışında tamamen maddi olgulara yönelik olarak ilk bakışta yanılgı olduğu açık ve belirgin olup her nasılsa inceleme sırasında gözden kaçmış açık yanılgı şeklinde tarif edildiği, maddi hatanın düzeltilmesi yolunun kararın tüm yönleriyle yeni bir incelemeden geçirildiği bir kanun yolu olmadığı, sınırlı bazı hatalar hakkında uygulanan istisnai bir yol olarak kabul edildiği gözönünde bulundurulduğunda etkili bir başvuru yolu olmadığı anlaşılan maddi hatanın düzeltilmesi yoluna başvurulmuş olmasının bireysel başvuru süresinin başlangıç tarihine bir etkisi olmayacağı sonucuna varılmıştır (Setenay Çereren, B. No: 2014/5669, 16/6/2016, § 36).
20. Öte yandan maddi hatanın düzeltilmesi yoluna her zaman başvurulabileceği dikkate alındığında -bu yolun tüketilmesinden sonra bireysel başvuru süresinin başlayacağının kabul edilmesi hâlinde- otuz günlük bireysel başvuru süresinin başlangıcıyla ilgili objektif bir tarih ortaya konması mümkün olamayacağı gibi bireysel başvurular için öngörülen süre koşulu da uygulanamaz hâle gelecektir. Süresiz bireysel başvuru yapabilme yolunu açabilecek böylesi bir uygulamanın hukuki belirlilik ilkesi ve bireysel başvurunun mahiyetiyle bağdaştığı söylenemez (Setenay Çereren, § 44).
21. Başvuruya konu davada Yargıtay 22. Hukuk Dairesince davanın esası hakkında 10/11/2016 tarihinde karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere kesin karar verilmesiyle bu tarihte başvuru yolları tüketilmiştir. Somut olayda Dairenin 10/11/2016 tarihli onama kararı başvurucu açısından nihai karar olup başvurucu bu kararı 9/12/2016 tarihinde öğrenmiştir. Ancak bu tarihten itibaren otuz gün içinde bireysel başvuru yoluna başvurmamıştır. Her ne kadar bu karar da maddi hata dilekçesi üzerine verilmiş bir karar ise de başvurucunun maddi hata dilekçesi üzerine dilekçenin kabulü ile esas hakkında verilen bu karara karşı da kararın onanmasını takip eden otuz gün içinde bireysel başvuruda bulunması gerekmektedir. Başvurucu olağan bir kanun yolu olmayan maddi hata nedeniyle kararın düzeltilmesi yoluna başvurmuş ve bu talebin 11/4/2019 tarihinde reddedilmesi üzerine 31/5/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur. Karar düzeltme yolu açık olmayan hükme yönelik olarak maddi hata düzeltme talebinde bulunması, başvurucuya bireysel başvuru için yeni bir süre kazandırmaz. Dolayısıyla başvuruda süre aşımı bulunduğu sonucuna varılmıştır.
22. Açıklanan gerekçelerle ihlale neden olduğu iddia edilen karara ilişkin olarak otuz gün geçtikten sonra yapılan başvurunun diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin süre aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun süre aşımı nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 16/6/2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.