logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Ali Baz Kösmene (2) [2.B.], B. No: 2019/22738, 20/11/2024, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

ALİ BAZ KÖSMENE BAŞVURUSU (2)

(Başvuru Numarası: 2019/22738)

 

Karar Tarihi: 20/11/2024

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

 

Başkan

:

Basri BAĞCI

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Kenan YAŞAR

 

 

Ömer ÇINAR

Raportör

:

Aydın AYGÜN

Başvurucu

:

Ali Baz KÖSMENE

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, ceza infaz kurumunda tutuklu olarak bulunan başvurucunun bazı süreli ve süresiz yayınların kurum aracılığıyla temin edilmesi talebi nedeniyle disiplin cezasıyla cezalandırılmasının ifade özgürlüğünü ihlal ettiği iddiasına ilişkindir.

2. Başvurucu, Osmaniye 1 No.lu Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda (Ceza İnfaz Kurumu) Fetullahçı Terör Örgütü ve/veya Paralel Devlet Yapılanmasına (FETÖ/PDY) üye olma suçundan tutuklu olarak bulunmaktadır.

3. Ceza İnfaz Kurumu FETÖ/PDY suçlarından tutuklu ya da hükümlü olarak barındırılanların sayısını dikkate alarak bazı kararlarla birlikte Kuruma Y.A. yayınevine ait basılı eserlerin ve Y.A. gazetesinin alınmamasına karar vermiştir. Başvurucu değişik tarihlerde Y.A. yayınevine ait basılı eserlerin ve Y.A. gazetesinin Ceza İnfaz Kurumu aracılığıyla temin edilmesini, söz konusu yayınlarla ilgili olarak alınan Kurum kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Başvurucunun bu konudaki taleplerinin artması nedeniyle başvurucu hakkında disiplin soruşturmaları başlatılmıştır.

4. Ceza İnfaz Kurumu Disiplin Kurulu (Disiplin Kurulu) disiplin soruşturmaları sonucunda her bir soruşturma kapsamında ayrı ayrı başvurucu hakkında iki kez bir ay ziyaretçi kabulünden yoksun bırakma disiplin cezası kararı vermiştir. Disiplin Kurulu, kararlarında FETÖ/PYD'ye üye olma suçundan kalanlar arasında koordineli şekilde bu tür taleplerde bulunulmasının devleti, kamu ve kuruluşların işleyişini yıpratmak, sekteye uğratmak, durdurmak, devlete, kamu kurum ve kuruluşlarına zarar vermek niyetiyle kasti ve bilinçli olarak yapıldığı kanaatinin oluştuğunu belirtmiştir.

5. Başvurucu, Disiplin Kurulunun kararlarına karşı Osmaniye İnfaz Hâkimliğine (İnfaz Hâkimliği) şikâyette bulunmuştur. İnfaz Hâkimliği verdiği iki kararın ilkinde aynı konuda defaten dilekçe vererek, kendisine tebliğ edilen ve kesinleşen mahkeme kararı olmasına rağmen yine aynı konu ve amaçlarla dilekçe vermekte ısrar etmesi, ayrıca verilen dilekçelerin arasındaki sürenin çok kısa olması sebebiyle başvurucunun iyi niyetli olduğundan bahsedilemeyeceğinden bahisle Disiplin Kurulu kararlarının usul ve kanuna uygun olduğunu ifade ederek şikâyetin reddine karar vermiştir. İnfaz Hâkimliğinin verdiği ikinci kararda ise açık bir değerlendirme yapılmadığı görülmüştür.

6. Başvurucu, İnfaz Hâkimliği kararlarına karşı itiraz etmiştir. Osmaniye 1. Ağır Ceza Mahkemesi (Ağır Ceza Mahkemesi) İnfaz Hâkimliği kararlarında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından bahisle anılan itirazları reddetmiştir.

7. Başvurucu, nihai kararları 11/6/2019 tarihinde öğrendikten sonra her iki karar yönünden 1/7/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

8. Başvuruların kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

9. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

10. Başvurucu; Y.A. gazetesi ve bu yayınevine ait basılı eserleri talep ettiği için cezalandırıldığını, Ceza İnfaz Kurumunda diğer yayınevlerine ait basılı eserler ile süreli yayınların alınabildiğini, mahkeme kararı olmadan keyfî bir şekilde Y.A. gazetesi ve bu yayınevine ait basılı eserlerin alınmadığını, Kurum kararlarının ve bu kararlara yaptığı itirazları değerlendiren hâkimlik ve mahkeme kararlarının gerekçesiz olduğunu, verilen disiplin cezasının eylemine uygun bir ceza olmadığını belirterek suçta ve cezada kanunilik ilkesinin, eşitlik ilkesinin, adil yargılanma, yaşam, dilekçe haklarının ve ifade özgürlüğünün ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

11. Adalet Bakanlığı görüşünde, Anayasa Mahkemesinin somut olayla benzer olaylarda verdiği bazı kararlara yer verilmiş; başvurucunun ifade özgürlüğünün ihlal edilip edilmediği noktasında inceleme yapılırken görüşte değinilen Anayasa ve ilgili mevzuat hükümleri, Anayasa Mahkemesi içtihadı ve somut olayın kendine özgü koşullarının dikkate alınması gerektiği ifade edilmiştir.

12. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

13. Bir ceza infaz kurumunda tutuklu olarak bulunan başvurucunun bir yayınevine ait basılı eserlere ve süreli yayınlara ulaşmak için yaptığı talepler nedeniyle disiplin cezasıyla cezalandırılmasına yönelik şikâyetlerin bir bütün olarak ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır (benzer yöndeki bir karar için bkz. Eşref Arslan, B. No: 2014/14655, 18/7/2018, § 33; Gıyasettin Aydın (2), B. No: 2017/17252, 1/7/2020, § 26). Anılan müdahale, Anayasa’nın 13. maddesinde belirtilen koşulları yerine getirmediği müddetçe Anayasa’nın 26. maddesinin ihlalini teşkil edecektir. Anayasa’nın 13. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

 “Temel hak ve hürriyetler, ... yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, ... demokratik toplum düzeninin ... gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.

14. Somut olayın değerlendirilme yöntemi gözönüne alındığında mevcut başvurunun koşullarında 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 43. maddesinin (2) numaralı fıkrasının "Kurumda korku, kaygı veya panik yaratabilecek biçimde söz söylemek veya davranışta bulunmak" biçimindeki (d) bendinin kanunla sınırlama ölçütünü karşılayıp karşılamadığı konusunda Anayasa Mahkemesinde bir tereddüt oluşmuştur. Bununla birlikte kanuniliğe ilişkin nihai bir değerlendirme yapmaya değil müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olup olmadığının değerlendirilmesine ihtiyaç bulunduğu anlaşılmıştır. (benzer değerlendirme için bkz. Ahmet Sil ve Taner Yay, B. No: 2017/35227, 30/9/2020, § 39; Ahmet Ünver, B. No: 2018/20787, 19/10/2022, § 12). Öte yandan başvurucunun ifade özgürlüğüne yapılan müdahalenin amacının ceza infaz kurumunun güvenliğini sağlamak olduğu açıktır. Söz konusu amacın Anayasa’nın 26. maddesinin ikinci fıkrası kapsamında meşru bir amaç niteliği taşıdığı sonucuna varılmıştır.

15. Temel hak ve özgürlüklere yönelik bir müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun kabul edilebilmesi için zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşılaması ve orantılı bir müdahale olması gerekir (Bekir Coşkun [GK], B. No: 2014/12151, 4/6/2015, §§ 53-55; Mehmet Ali Aydın [GK], B. No: 2013/9343, 4/6/2015, §§ 70-72; Ferhat Üstündağ, B. No: 2014/15428, 17/7/2018, § 45; Murat Karayel (5), B. No: 2013/6223, 7/1/2016, §§ 38-41; Cihat Özdemir, B. No: 2015/214, 9/5/2018, § 21; Eşref Arslan, §§ 39-43).

16. Herkes gibi hükümlü ve tutuklular da Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ortak alanı kapsamında kalan temel hak ve hürriyetlerin tamamına (Mehmet Reşit Arslan ve diğerleri, B. No: 2013/583, 10/12/2014, § 65) ve bu bağlamda ifade özgürlüğüne de sahiptir (Murat Karayel (5), § 27). Öte yandan ifade özgürlüğünün mutlak bir hak olmadığı ve Anayasa'nın 26. maddesinin ikinci maddesinde öngörülen sebeplerle sınırlandırılabileceği unutulmamalıdır. Bu bağlamda ceza infaz kurumunda bulunmanın kaçınılmaz sonucu olarak suçun önlenmesi ve disiplinin sağlanması gibi kurumda güvenliğin ve düzenin korunmasına yönelik kabul edilebilir gerekliliklerin olması durumunda mahpusların sahip olduğu haklara sınırlama getirilebilecektir (Murat Karayel (5), § 29).

17. Disiplin suç ve cezaları yönünden genel hüküm niteliğinde olan 5275 sayılı Kanun’un 37. maddesi uyarınca, kanun kapsamındaki bir disiplin suçunun oluşabilmesi ve cezasının uygulanabilmesi için sadece her bir disiplin suçu yönünden belirlenen özel hükümdeki şartların gerçekleşmesi yeterli olmayıp ayrıca 37. maddedeki şartların da gerçekleşmesi gerekir. 5275 sayılı Kanun’un 37. maddesine göre ceza infaz kurumunda düzenli bir yaşamın sürdürülmesi, güvenliğin ve disiplinin sağlanması bakımından kanun, tüzük, yönetmelikler ile idarenin uyulmasını emrettiği veya gerekli kıldığı davranış ve tutumları, kusurlu olarak ihlal ettiğinde eyleminin niteliği ile ağırlık derecesine göre hükümlü hakkında kanunda belirtilen disiplin cezaları uygulanacaktır (AYM, E.2013/6, K.2013/111, 10/10/2013; Memiş Berber, B. No: 2017/38744, 20/10/2021, § 22).

18. Bu doğrultuda Anayasa Mahkemesi, ceza infaz kurumunda yapılacak bir eylemin 5275 sayılı Kanun’un 39. ile 44. maddeleri arasında öngörülen disiplin suçunu oluşturduğu açık olsa dahi bu durumun disiplin cezası verilmesi için tek başına yeterli olmayacağını, eylemin ceza infaz kurumundaki güvenliği veya disiplini bozacak ya da düzenli yaşamın sürdürülmesini önleyecek şekilde gerçekleştirilmesi gerektiğini kabul etmiştir (AYM, E.2013/6, K.2013/111, 10/10/2013; Murat Karayel (5), §§ 43, 44; Cihat Özdemir, § 22). Dolayısıyla somut olayda başvurucunun taleplerinin Kurumdaki güvenliği veya disiplini bozacak ya da düzenli yaşamın sürdürülmesini önleyecek nitelikte kabul edilmesinin mümkün olup olmadığı incelenmelidir.

19. Somut olayda başvurucunun Ceza İnfaz Kurumu idaresine yaptığı talepler nedeniyle hakkında disiplin cezası uygulanmıştır. İdarenin kararında genel bazı açıklamalarda bulunulmuş olup başvurucunun taleplerinin ne şekilde kurumda korku, kaygı veya panik yaratabilecek biçimde söz söyleme veya davranışta bulunma fiili kapsamında kaldığı hususu değerlendirilmemiştir. Yargı mercilerinin de bu hususları somutlaştırmadıkları görülmüştür. Öte yandan başvurucunun talepleri reddedilmesine rağmen taleplerini yenilemesinin ya da taleplerinde ısrarcı olmasının Kurumun düzeni üzerinde olumsuzluğa neden olacağı kabul edilse bile güvenliği üzerindeki etkisi yönünden bir değerlendirme yapılmadığı anlaşılmıştır.

20. Öte yandan Anayasa Mahkemesinin Recep Bekik ve diğerleri kararından sonra 14/4/2020 tarihli ve 7242 sayılı Kanun ve buna bağlı düzenleyici işlemler ile bir dizi önlemler alınmıştır (Recep Bekik ve diğerleri [GK], B. No: 2016/12936, 27/3/2019). Eldeki başvurunun söz konusu yasal ve uygulamaya dönük değişiklikten önceki müdahaleye ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Bununla birlikte başvurucunun yaptığı talepler nedeniyle verilen disiplin cezasının mevcut düzenlemeler karşısında Kurumun düzeni üzerindeki etkisi ortaya konamıştır.

21. Sonuç olarak somut olayda başvurucunun taleplerinin kurumda korku, kaygı veya panik yaratabilecek söz söyleme veya davranışta bulunma eylemini işlediği somut olgulara dayalı olarak ortaya konulamamıştır. Başvurucunun 5275 sayılı Kanun'un 37. maddesinde öngörülen kurumda düzenli bir yaşamın sürdürülmesi, güvenliğin ve disiplinin sağlanması için zorunlu mevzuat ve emirleri ihlal ettiği de Disiplin Kurulu ve yargı mercilerince değerlendirilmemiştir.

22. Anayasa Mahkemesi ifade özgürlüğüne yapılan bir müdahalenin kamu makamları tarafından ortaya konulan gerekçelerinin ilgili ve yeterli olup olmadığını denetler (diğerleri arasından bkz. Kemal Kılıçdaroğlu, B. No: 2014/1577, 25/10/2017, § 58; Bekir Coşkun, § 56; Tansel Çölaşan, B. No: 2014/6128, 7/7/2015, § 56;Zübeyde Füsun Üstel ve diğerleri [GK], B. No: 2018/17635, 26/7/2019, § 120; Sırrı Süreyya Önder [GK], B. No: 2018/38143, 3/10/2019, § 60; hükümlü ve tutuklulara uygulanan disiplin cezaları bağlamında bkz. Eşref Arslan, §§ 50-54; Abdulhamit Babat (3), B. No: 2015/3370, 9/1/2020, §§ 33-37). Somut olayda idare ve yargı mercileri, başvurucunun eylemi nedeniyle disiplin cezası ile cezalandırılmasının zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşıladığını ilgili ve yeterli bir gerekçe ile gösterememiştir. Bu nedenle başvurucuya iki kez bir ay ziyaretçi kabulünden yoksun bırakma cezası vermek suretiyle ifade özgürlüğüne yapılan müdahalenin demokratik bir toplumda gerekli olduğunun gösterilemediği değerlendirilmiştir.

23. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

24. Başvurucu; ihlalin tespiti ve yeniden yargılanma talebinde bulunmuştur.

25. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiğiyargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,

B. İfade özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

C. Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün İHLAL EDİLDİĞİNE,

D. Kararın bir örneğinin ifade özgürlüğünün ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Osmaniye İnfaz Hâkimliğine (E.2018/7588, K.2018/8139 ve E.2018/7686, K.2019/109) GÖNDERİLMESİNE,

E. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 20/11/2024tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Ali Baz Kösmene (2) [2.B.], B. No: 2019/22738, 20/11/2024, § …)
   
Başvuru Adı ALİ BAZ KÖSMENE (2)
Başvuru No 2019/22738
Başvuru Tarihi 1/7/2019
Karar Tarihi 20/11/2024

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, ceza infaz kurumunda tutuklu olarak bulunan başvurucunun bazı süreli ve süresiz yayınların kurum aracılığıyla temin edilmesi talebi nedeniyle disiplin cezasıyla cezalandırılmasının ifade özgürlüğünü ihlal ettiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
İfade özgürlüğü Ceza infaz kurumunda ifade İhlal Yeniden yargılama
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi