TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
MESUT ÖZÇELİK BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2019/24197)
|
|
Karar Tarihi: 2/12/2020
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Kadir ÖZKAYA
|
Üyeler
|
:
|
Engin YILDIRIM
|
|
|
Celal Mümtaz AKINCI
|
|
|
Rıdvan GÜLEÇ
|
|
|
Yıldız SEFERİNOĞLU
|
Raportör
|
:
|
Selçuk KILIÇ
|
Başvurucu
|
:
|
Mesut ÖZÇELİK
|
Vekili
|
:
|
Av. Murat SADAK
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvuru; ceza davasında yargılamanın uzun sürmesi
nedeniyle adil yargılanma hakkının, mahrum kalınan maddi değerler sebebiyle de
mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru 11/7/2019 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden
yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik
incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul
edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet
Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüş bildirmemiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle
ilgili olaylar özetle şöyledir:
8. Başvurucu hakkında, Gaziosmanpaşa Cumhuriyet
Başsavcılığının 18/11/2009 tarihli iddianamesi üzerine müstehcen yayınları
alışveriş merkezleri dışında satmaya arzetmek, satmak veya kiraya vermek
suçundan bahisle Gaziosmanpaşa 9. Asliye Ceza Mahkemesinde (Mahkeme) kamu
davası açılmıştır.
9. Başvurucunun ilk derece yargılamasındaki duruşmalara
katılmaması üzerine Mahkemece zorla getirme kararı alınmış ve zorla getirme
kararına istinaden katıldığı duruşma dâhil başvurucu sekiz duruşmadan sadece
ikisine katılmıştır. Başvurucunun katıldığı ilk duruşmada ifadesi alınmış ve
katıldığı diğer duruşmada da karar verilmiştir.
10. Mahkemece 16/4/2015 tarihinde başvurucunun 6 ay hapis
ve 100 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına hükmedilmiştir. Mahkeme
tarafından verilen söz konusu kararın temyiz edilmesiyle dava temyiz aşamasında
derdest durumdadır.
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
11. Mahkemenin 2/12/2020 tarihinde yapmış olduğu
toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Makul Sürede
Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucunun
İddiaları
12. Başvurucu, bireysel başvuru konusu yargılamanın uzun
sürmesi nedeniyle makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri
sürmüş ve tazminat talebinde bulunmuştur.
2. Değerlendirme
a. Kabul
Edilebilirlik Yönünden
13. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul
edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı
anlaşılan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın
kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
b. Esas
Yönünden
14. Ceza yargılamasının süresi tespit edilirken sürenin
başlangıç tarihi olarak bir kişiye suç işlediği iddiasının yetkili makamlar
tarafından bildirildiği veya isnattan ilk olarak etkilendiği arama ve gözaltı
gibi birtakım tedbirlerin uygulandığı tarih; sürenin sona erdiği tarih olarak
suç isnadına ilişkin nihai kararın verildiği, yargılaması devam eden davalar
yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul süre şikâyetiyle ilgili kararını
verdiği tarih esas alınır (B.E., B. No: 2012/625, 9/1/2014, § 34).
15. Ceza yargılamasının süresinin makul olup olmadığı
değerlendirilirken yargılamanın karmaşıklığı ve kaç dereceli olduğu, tarafların
ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun yargılamanın
süratle sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar dikkate
alınır (B.E., § 29).
16. Anılan ilkeler ve Anayasa Mahkemesinin benzer
başvurularda verdiği kararlar dikkate alındığında somut olayda, ilk derece
yargılamasındaki gecikmenin büyük ölçüde başvurucudan kaynaklandığı açıktır.
Buna karşın Mahkeme kararının 23/4/2015 tarihinde temyiz edilmesine karşın
temyiz merciince 5 yıl 7 aydır bir karar verilmediği ve bu sürenin makul
olmadığı sonucuna varmak gerekir.
17. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde
güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar
verilmesi gerekir.
B. Mülkiyet
Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucunun
İddiaları
18. Başvurucu, mahrum kalınan ve hâlihazırda ulaşılamayan
maddi değerler sebebiyle zarara uğradığını belirterek mülkiyet hakkının ihlal
edildiğini ileri sürmüştür.
2. Değerlendirme
19. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 45. maddesinin (2) numaralı
fıkrası uyarınca bireysel başvuru yoluna başvurabilmek için olağan kanun
yollarının tüketilmiş olması gerekir (Ayşe Zıraman ve Cennet Yeşilyurt,
B. No: 2012/403, 26/3/2013, § 16).
20. Somut olayda şikâyet konusu davanın hâlen temyiz
aşamasında derdest olduğu, dolayısıyla başvurucunun söz konusu iddialarını
ileri sürebileceği temyiz olağan kanun yolunu tüketmeksizin
bireysel başvuruda bulunduğu anlaşılmıştır.
21. Açıklanan gerekçelerle mülkiyet hakkının ihlal
edildiği iddiası yönünden başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları
bakımından incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle
kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
C. 6216 Sayılı
Kanun'un 50. Maddesi Yönünden
22. 6216 sayılı Kanun’un 50. maddesinin ilgili kısmı
şöyledir:
“(1) Esas inceleme sonunda,
başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal
kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için
yapılması gerekenlere hükmedilir…
(2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme
kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden
yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama
yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata
hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir.
Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal
kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse
dosya üzerinden karar verir.”
23. Başvurucu, ihlalin tespiti ile 50.000 TL manevi
tazminata karar verilmesi talebinde bulunmuştur.
24. Somut olayda makul sürede yargılanma hakkının ihlal
edildiği sonucuna varılmıştır.
25. İhlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi
zararları karşılığında başvurucuya net 10.000 TL manevi tazminat ödenmesine
karar verilmesi gerekir.
26. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 364,60 TL harç ve
3.600 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 3.964,60 TL yargılama giderinin
başvurucuya ödenmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine
ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
2. Mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın
başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul
sürede yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Başvurucuya net 10.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE,
tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,
D. 364,60 TL harç ve 3.600 TL vekâlet ücretinden oluşan
toplam 3.964,60 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,
E. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucunun
Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde
yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten
ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
F. Kararın bir örneğinin bilgi için Gaziosmanpaşa 9.
Asliye Ceza Mahkemesine (E.2014/1805, K.2015/789) GÖNDERİLMESİNE,
G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına
GÖNDERİLMESİNE 2/12/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.