logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Emriye Demirci, B. No: 2019/25355, 18/1/2022, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

EMRİYE DEMİRCİ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2019/25355)

 

Karar Tarihi: 18/1/2022

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Hicabi DURSUN

 

 

Muammer TOPAL

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

İrfan FİDAN

Raportör

:

Eser AKINCI

Başvurucu

:

Emriye DEMİRCİ

Vekili

:

Av. Mehmet Erol ULUSOY

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, bir öldürme olayıyla ilgili olarak yapılan soruşturmanın faillerin bulunmasını sağlayacak düzeyde etkili olmaması nedeniyle yaşam hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 23/7/2019 tarihinde yapılmıştır. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

3. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

4. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:

5. Başvurucunun oğlu olan O.D. 31/1/2000 tarihinde, Ankara'nın Keçiören ilçesinde kendisine ait işyerinde ateşli silahla yaralanmış, tedavisi devam etmekteyken 5/2/2000 tarihinde hayatını kaybetmiştir.

6. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca (Cumhuriyet Başsavcılığı) başlatılan soruşturma kapsamındaki ölü muayene ve otopsi işlemleri sonucunda O.D.nin sağ göz çukurunda ateşli silah mermi çekirdeği giriş yarası, boyun solda ateşli silah mermi çekirdeği çıkış yarası olduğu ve ölümünün ateşli silah mermi çekirdeğinin yaralanmasına bağlı kafatası kaide, boyun omuru kırıkları ile beyin kanaması ve omurilik harabiyeti sonucu meydana geldiği anlaşılmış; olay yerinde bir adet 9 mm çaplı mermi çekirdeği bulunduğu, olayın gerçekleştiği marketin boğuşma nedeniyle dağınık olduğu tespit edilmiştir.

7. Cumhuriyet Başsavcılığınca 31/8/2016 tarihinde, yapılan tüm araştırmalara rağmen faillerin tespit edilememesi nedeniyle zamanaşımı süresi dolana kadar olayın faillerinin daimî olarak aranmasına (daimî arama kararı) karar verilerek bu doğrultuda kolluğa üç ayda bir, başkaca bir yazışmaya gerek olmaksızın aramanın akıbeti konusunda bilgi verilmesi talimatı verilmiştir.

8. Cumhuriyet Başsavcılığınca bilgi sahibi olabilecek çok sayıda şahsın ifadesine başvurulmuş, başvurucu ile eşinin ailevi sorunlar nedeniyle şüphelendiklerini ifade ettikleri şahıslar şüpheli olarak soruşturmaya dâhil edilmiştir. 2/10/2017 tarihinde aralarında maktulün eşi, kayınpederi, kayınbiraderi ile bazı yakınlarının olduğu toplam dokuz şüpheli hakkında ek kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmiştir.

9. Başvurucu, tanık beyanları ve yaptırılan teşhis dikkate alınarak tespit edilecek şüpheliler hakkında kamu davası açılması gerektiği gerekçesiyle bu karara itiraz etmiş; itirazı Ankara 4. Sulh Ceza Hâkimliğinin 16/1/2018 tarihli kararıyla reddedilmiştir.

10. Soruşturmanın daha sonraki aşamasında ilgili kolluk ile Cumhuriyet Başsavcılığı arasında anılan daimî arama kararı kapsamında yapılan yazışmaların dışında kayda değer bir işlem gerçekleşmemiştir.

11. Cumhuriyet Başsavcılığı 9/5/2019 tarihinde, olay hakkında dava zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına karar vermiştir. Anılan karar eylemin olay tarihinde yürürlükte olan 1/3/1926 ve 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 448. maddesinde yaptırıma bağlandığı ve aynı Kanun'un 102. maddesinin (2) numaralı fıkrasında öngörülen on beş yıllık dava zamanaşımının kesilmesine veya durmasına neden olacak herhangi bir usule ilişkin işlem gerçekleşmeden 31/1/2015 tarihi itibarıyla dolduğu gerekçesiyle verilmiştir.

12. Başvurucu bu karara yönelik dava zamanaşımının henüz dolmadığı ve toplanan delillere göre takipsizlik kararının yerinde olmadığı gerekçeleriyle itiraz etmiş, itirazı Ankara 3. Sulh Ceza Hâkimliğinin 24/6/2019 tarihli kararıyla reddedilmiştir.

13. Başvurucunun 23/7/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunmasından sonra, kanun yararına bozma yoluna gidilmesi için yaptığı müracaatın kabul edilmesi üzerine Yargıtay 1. Ceza Dairesi 16/4/2021 tarihli ve 2019/3621 esas, 2021/7021 karar sayılı ilamı ile eksik soruşturma yapıldığı gerekçesiyle Ankara 4. Sulh Ceza Hâkimliğinin 16/1/2018 tarihli kararını kaldırmıştır. Bu karar üzerine yeniden inceleme yapan Ankara 3. Sulh Ceza Hâkimliği 24/12/2021 tarihli kararıyla 24/6/2019 tarihinde verdiği itirazın reddine ilişkin kararın ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 9/5/2019 tarihli kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kaldırılmasına ve dosyanın Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar vermiştir.

IV. İLGİLİ HUKUK

14. İlgili hukuk için bkz. Mehmet Ali Emir ve diğerleri, B. No: 2014/16482, 17/1/2019, §§ 41-52.

V. İNCELEME VE GEREKÇE

15. Anayasa Mahkemesinin 18/1/2022 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları

16. Başvurucu olayın fail ya da faillerinin tespit edilerek yargı önüne çıkarılamadıklarını, gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme

17. Anayasa’nın "Kişinin dokunulmazlığı, maddî ve manevî varlığı" kenar başlıklı 17. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

" Herkes, yaşama, maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir."

18. Anayasa’nın "Devletin temel amaç ve görevleri" kenar başlıklı 5. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

 “Devletin temel amaç ve görevleri, … Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddî ve manevî varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.”

19. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun iddiasının özü, ölüm olayıyla ilgili olarak yapılan soruşturmanın faillerin bulunmasını sağlayacak düzeyde etkili olmamasına ilişkindir. Bu nedenle başvurudaki tüm iddialar, Anayasa'nın 17. maddesinde güvence altına alınan yaşam hakkı kapsamında incelenmiştir.

20. Yaşam hakkının doğal niteliği gereği, yaşamını kaybeden kişi açısından bu hakka yönelik bir başvuru ancak yaşanan olay sonucunda ölen kişinin mağdur olan yakınları tarafından yapılabilecektir (Serpil Kerimoğlu ve diğerleri, B. No: 2012/752, 17/9/2013, § 41). Başvurucu, olayda yaşamını yitiren kişinin annesidir. Bu nedenle başvuruda başvuru ehliyeti açısından bir eksiklik bulunmamaktadır.

21. Başvuruda, başvuru ehliyeti ile ilgili bir eksiklik bulunmamakla birlikte başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları bakımından da incelenmesi gerekir.

22. Başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları bakımından incelenmesinde ise ilk olarak başvuruda ileri sürülen iddiaya ilişkin etkili başvuru (kanun) yolunun tespit edilmesi, ardından da bireysel başvurunun bu yol tüketildikten sonra ve süresi içinde Anayasa Mahkemesine yapılıp yapılmadığının belirlenmesi gerekir.

23. Anayasa'nın 148. maddesinin üçüncü fıkrası şöyledir:

“...Başvuruda bulunabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması şarttır.”

24. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 45. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:

 “İhlale neden olduğu ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal için kanunda öngörülmüş idari ve yargısal başvuru yollarının tamamının bireysel başvuru yapılmadan önce tüketilmiş olması gerekir.”

25. Anılan Anayasa ve Kanun hükümleri uyarınca Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru, ikincil nitelikte bir hak arama yolu olup bu yola başvurulmadan önce kural olarak olağan kanun yollarının tüketilmiş olması şarttır.

26. Temel hak ve özgürlüklere saygı, devletin tüm organlarının uyması gereken bir ilke olup bu ilkeye uygun davranılmadığı takdirde, ortaya çıkan ihlale karşı öncelikle yetkili idari mercilere ve derece mahkemelerine başvurulmalıdır (Bayram Gök, B. No: 2012/946, 26/3/2013, § 17). Bu kapsamda temel hak ve hürriyetlerle ilgili hukuk sisteminin koruma mekanizmalarının öncelikle işletilmesi gerekmektedir. Bu nedenle, ihlal iddialarına ilişkin olarak öncelikle olağan kanun yollarının tüketilmesi gerekmektedir. Ancak somut olayın koşulları itibarıyla başvuru yollarının tüketilmesinin yarar sağlamayacağı veya etkili olmadığının anlaşılması halinde anılan yollar tüketilmeden yapılan bir başvuru incelenebilir (Şehap Korkmaz, B. No. 2013/8975, 23/7/2014, § 33).

27. Öncelikle belirtmek gerekir ki anılan Anayasa ve kanun maddelerinde yer verilen kanun yollarının tüketilmesi koşulu, bireysel başvurunun temel hak ihlallerini önlemek için son ve olağanüstü bir çare olmasının doğal sonucudur (Necati Gündüz ve Recep Gündüz, B. No: 2012/1027, 12/2/2013, § 20). Temel hak ve özgürlüklere saygı, devletin tüm organlarının anayasal ödevi olup bu ödevin ihmal edilmesi nedeniyle ortaya çıkan hak ihlallerinin düzeltilmesi idari ve yargısal makamların görevidir. Bu nedenle temel hak ve özgürlüklerin ihlal edildiği iddialarının öncelikle derece mahkemeleri önünde ileri sürülmesi, bu makamlar tarafından değerlendirilmesi ve bir çözüme kavuşturulması esastır (Ayşe Zıraman ve Cennet Yeşilyurt, B. No: 2012/403, 26/3/2013, § 16).

28. Diğer taraftan tüketilmesi gereken başvuru yolları, başvurucunun şikâyetleri açısından makul bir başarı şansı sunabilecek ve bir çözüm sağlayabilecek nitelikte olmalıdır. Ayrıca başvuru yollarını tüketme kuralı ne kesin ne şeklî olarak uygulanabilir bir kural olup bu kurala uygunluğun denetlenmesinde somut başvurunun koşullarının dikkate alınması esastır. Bu anlamda yalnızca hukuk sisteminde birtakım başvuru yollarının varlığının değil aynı zamanda bunların uygulama şartları ile başvurucunun kişisel koşullarının gerçekçi bir biçimde ele alınması gerekir (S.S.A., B. No: 2013/2355, 7/11/2013, § 28).

29. Olay tarihinden Cumhuriyet Başsavcılığınca daimî arama kararının verildiği 31/8/2016 tarihine kadar on altı yıl geçtiği, bu uzun soruşturma sürecinde önemli bir ilerleme olmadığı, başvurucunun soruşturmanın akıbeti konusunda bir bilgi veya belge talep etmediği veya soruşturma merciine kayda değer bir talep ile müracaat etmediği fakat, Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 16/4/2021 tarihli ve 2019/3621 esas, 2021/7021 karar sayılı ilamının soruşturmanın etkisiz olmayacağına dair haklı bir beklentiye neden olduğunu kabul etmek gerektiği değerlendirilmiştir.

30. Somut olayın koşulları itibarıyla başvuru yollarının tüketilmesinin yarar sağlamayacağı söylenemeyeceğinden, tekrar başlayan soruşturma süreci tamamlanmadan anayasal hak ihlali iddialarının bireysel başvuruda incelenmesinin mümkün olmadığı anlaşılmaktadır.

31. Açıklanan nedenlerle, başvurucunun Anayasa’nın 17. maddesinin ihlaline ilişkin iddialarının başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Yaşam hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 18/1/2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLEkarar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Emriye Demirci, B. No: 2019/25355, 18/1/2022, § …)
   
Başvuru Adı EMRİYE DEMİRCİ
Başvuru No 2019/25355
Başvuru Tarihi 23/7/2019
Karar Tarihi 18/1/2022

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, bir öldürme olayıyla ilgili olarak yapılan soruşturmanın faillerin bulunmasını sağlayacak düzeyde etkili olmaması nedeniyle yaşam hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Yaşam hakkı Üçüncü kişi tarafından öldürülme, ağır yaralanma Başvuru Yollarının Tüketilmemesi

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 5902 Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun 7
18
4483 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun 6
5
1
9
5902 Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun 24
7269 Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun 13
Yönetmelik 8/5/1988 Afetlere ilişkin Acil Yardım Teşkilatı ve Planlama Esaslarına Dair Yönetmelik 10
16
32
4
31/1/2011 Afet ve Acil Durum Yönetim Merkezleri Yönetmeliği 2
3
5
7
8/5/1988 Afetlere ilişkin Acil Yardım Teşkilatı ve Planlama Esaslarına Dair Yönetmelik 2
31/1/2011 Afet ve Acil Durum Yönetim Merkezleri Yönetmeliği 1
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi