TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
CAVİT BAŞARAN BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2019/29203)
Karar Tarihi: 16/11/2022
Başkan
:
Hasan Tahsin GÖKCAN
Üyeler
Recai AKYEL
Selahaddin MENTEŞ
İrfan FİDAN
Muhterem İNCE
Raportör
Hasan SARAÇ
Başvurucu
Cavit BAŞARAN
Vekili
Av. Aylin ARAS ÖZTÜRK
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, astsubay okulunda 18 yaşın üzerinde geçen sürenin fiilî hizmet süresinden sayılması ve 3600 ek göstergeden yararlanılması talebiyle açılan davanın reddedilmesi nedeniyle gerekçeli karar hakkının ve mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 30/7/2019 tarihinde yapılmıştır. Komisyon, başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.
3. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüşünü bildirmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı beyanda bulunmuştur.
III. OLAY VE OLGULAR
4. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden ulaşılan bilgi ve belgelere göre ilgili olaylar özetle şöyledir:
5. 5/8/1960 doğum tarihli olan başvurucu 3/9/1979 tarihinde astsubay sınıf okulunda bir yıl süre ile eğitim ve öğrenim gördükten sonra 30/8/1980 tarihinde astsubay nasp edilmiş ve kanuni hizmet süresini de tamamladıktan sonra 19/2/2001 tarihinde emekli olmuştur.
6. Başvurucu 24/4/2017 tarihinde Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) müracaat ederek emekli maaşının 1. derecenin 1. kademesinden ve 3600 ek göstergeden yapılması için başvuru yapmıştır. Başvurucu, dilekçesinde 18 yaş üzerinde başarılı olarak okuduğu ve fiilî hizmetten sayılan astsubay okulundaki bir yıllık sürenin derece ve kademe ilerlemesinde dikkate alınması gerektiğini ileri sürmüştür. SGK, bu başvuruyu 10/7/2017 tarihinde reddetmiştir. Başvurucu, söz konusu işlemin iptali istemiyle 24/7/2017 tarihinde dava açmıştır.
7. Ankara 18. İdare Mahkemesi (İdare Mahkemesi) 21/11/2017 tarihinde dava konusu işlemin iptaline karar vermiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:
''...[B]una göre, astsubay sınıf okulu öğrencileri adına emekli keseneği yatırılmasını zorunlu kılan Yasa hükmü de değerlendirildiğinde, astsubay sınıf okulunu bitirerek doğrudan astsubaylığa nasbedilenlerin bu okulda geçen sürelerinin fiili hizmet süresinden sayılması için 18 yaşını bitirmiş olmaları şartının aranmaması gerekmektedir.
Bu durumda; astsubay sınıf okulunu bitirdikten sonra astsubaylığa nasbedilen davacının, 18 yaşından önce astsubay sınıf okulunda geçen sürelerinin de fiili hizmet süresinden sayılması gerekirken, aksi yönde tesis olunan dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir. ... Açıklanan nedenlerle, dava konusu işlemin iptaline...''
8. Başvurucu, davanın sonucunu kabul etmekle birlikte, astsubay okulunda okurken 18 yaş üzerinde, 19 yaşı içerisinde bulunduğundan kararın ve gerekçesinin kendilerinin talepleri ile alakası olmadığını, davanın yanlış nitelendirildiğini, ilgili mevzuatın yanlış değerlendirildiğini hem kendisinin dava dilekçesinde hem de davalı idarenin istinaf dilekçesine verdiği cevap dilekçesinde dile getirmiştir.
9. Ankara Bölge İdare Mahkemesi 11. İdari Dava Dairesi (Dava Dairesi), 22/4/2019 tarihinde başvurucunun istinaf başvurusunun reddine, davalı idarenin istinaf başvurusunun kabulüne, söz konusu iptal kararının kaldırılmasına ve davanın esastan reddedilmesine karar vermiştir. Gerekçenin ilgili kısmı şöyledir:
''...Dava; davacı tarafından, astsubay sınıf okulunda geçen öğrenim süresinin intibakında değerlendirilerek emekli aylığının 1. derecenin 1. kademesi ve 3600 ek gösterge üzerinden ödenmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptaline karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
...astsubayların yetiştirilmeleri, sınıflandırılmaları, terfi ve taltifleri, gösterge tabloları, aylığa/hizmete başlangıç dereceleri ile her türlü özlük hakları bakımından 926 sayılı Kanuna tabi oldukları ve bu Kanunda düzenlenmiş olan söz konusu hususların, 5434 sayılı Kanunun 41 ve Ek 16.maddesi hükmü uyarınca emeklilikleri bakımından da geçerli olduğu anlaşılmakta olup, bu düzenlemelerde; astsubayların, astsubay sınıf okullarında geçen öğrenim sürelerinin, derece ve kademe intibaklarında değerlendirileceği konusunda herhangi bir kurala yer verilmemiştir.
Diğer taraftan, astsubayların, astsubay sınıf okullarında 18 yaşın üzerinde (iştirakçi olarak) geçen öğrenim sürelerinin fiili hizmet sürelerinden sayılması, bu öğrenim süresinin aynı zamanda aylığa/hizmete başlangıç derecelerinin tespitinde değerlendirilmesi sonucunu doğurmaz. Söz konusu öğrenim sürelerinin, aylığa başlangıç derecelerinin tespitinde, diğer bir ifadeyle derece ve kademe intibaklarında dikkate alınabilmesi için yasal bir düzenleme bulunmalıdır.
Bu itibarla, davacının astsubay sınıf okulunda geçen öğrenim süresinin, derece ve kademesinin tespitinde değerlendirilerek, 1. derecenin 1. kademesine intibakının yapılarak 3600 ek göstergeden yararlandırılması istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığından, aksi yöndeki Mahkeme kararında isabet görülmemiştir." 10. Anılan karar başvurucu vekiline 6/7/2019 tarihinde tebliğ edilmiştir.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
11. Anayasa Mahkemesinin 16/11/2022 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Gerekçeli Karar Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü
12. Başvurucu, astsubay sınıf okulunda 18 yaş üzerinde geçirilen sürelere ilişkin SGK'ya yapılan başvuruya ilişkin dava açılmasına rağmen İdare Mahkemesince dava konusunun astsubay sınıf okulunda 18 yaş altında geçirilen süreler şeklinde belirlendiğini, dava dilekçelerinde belirttiği hususlardan çok farklı şekilde ve maddi gerçekle uyuşmayan karar verildiğini iddia etmiştir. Başvurucu; istinaf dilekçesinde ileri sürmesine rağmen iddia ettiği hususların incelenmediğini, matbu şekilde karar verildiğini, yanlış nitelemenin Dava Dairesi kararında da devam ettiğini de öne sürmüştür. Başvurucu; ilgili mevzuatın yargısal mercilerce yanlış yorumlandığını, astsubay sınıf okulu süresinin iştirakçilikten sayıldığı hâlde bu sürenin fiilî hizmetten sayılmaması görüşünün kanunu uygulamamak olduğunu, durumun Dava Dairesi kararında da devam etmesi nedeniyle gerekçeli karar hakkının, hukuki belirlilik ve güvenlik ilkesinin, silahların eşitliği ve çelişmeli yargılanma ilkesinin, etkili başvuru hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
13. Bakanlık görüşünde, Bölge İdare Mahkemesinin uyuşmazlıkla ilgili vardığı sonucu ve kullandığı takdir yetkisinin sebeplerini gerekçelendirdiği ve bu suretle hükmün kesinleştiği, mevcut başvurunun kabul edilebilirliğine dair yapılacak incelemede başvurucunun iddialarının kanun yolu şikâyeti niteliğinde olup olmadığı hususunun da dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir. Bakanlık görüşüne karşı başvurucu, dava dilekçesi ile yargısal süreçte vermiş olduğu dilekçeler ve bireysel başvuru formundaki iddialarını tekrarlamıştır.
2. Değerlendirme
14. Anayasa'nın 36. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
"Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir."
15. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Anayasa Mahkemesi, aynı başvurucu vekili tarafından yapılan Ali Timur Karabacak ve Diğerleri (B. No: 2018/17190,13/1/2022, §§ 51-58) başvurusunda bu nitelikteki iddiaların tamamını gerekçeli karar hakkı kapsamında incelemiş olup bu başvuruda da anılan içtihattan ayrılmayı gerektirecek bir durumun bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle mülkiyet hakkı dışındaki tüm iddiaların gerekçeli karar hakkı kapsamında incelenmesinin yeterli olacağı kabul edilmiştir. Mülkiyet hakkına yönelik iddialar ise aşağıda ayrıca incelenecektir.
16. Başvurucu, 18 yaş üzerinde geçirilen ve fiilî hizmetten sayılan başarılı astsubay sınıf okulu süresinin kademe ve derece intibakında değerlendirilmemesi nedeniyle SGK'ya başvurmuş ve talebinin reddedilmesi üzerine dava açmıştır. İdare Mahkemesi açılan davayı astsubay sınıf okulunda geçen 18 yaş altındaki öğrenim süresinin fiili hizmet süresinden sayılıp sayılmayacağı yönünde değerlendirmiş ve buna dair karar vermiştir (bkz. § 7).
17. Somut olayda başvurucunun açtığı davada esasa dair iddiaları -her ne kadar ilk derece mahkemesince değerlendirilmese de- Dava Dairesi tarafından verilen kararda (bkz. § 9) değerlendirilmiş ve buna uygun şekilde karara bağlanmıştır. Dava Dairesi, 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu'nda astsubayların astsubay sınıf okullarında geçen öğrenim sürelerinin derece ve kademe intibaklarında değerlendirileceği konusunda herhangi bir kurala yer verilmediği belirtildikten sonra astsubayların, astsubay sınıf okullarında 18 yaşın üzerinde (iştirakçi olarak) geçen öğrenim sürelerinin fiilî hizmet sürelerinden sayılması, bu öğrenim süresinin aynı zamanda aylığa/hizmete başlangıç derecelerinin tespitinde değerlendirilmesi sonucunu doğurmayacağı, söz konusu öğrenim sürelerinin aylığa başlangıç derecelerinin tespitinde, diğer bir ifadeyle derece ve kademe intibaklarında dikkate alınabilmesi için yasal bir düzenleme bulunması gerektiği, böyle açık bir düzenlemenin ise bulunmadığı ifade edilmiştir. Dava Dairesi, ''Diğer taraftan, astsubayların, astsubay sınıf okullarında 18 yaşın üzerinde (iştirakçi olarak) geçen öğrenim sürelerinin fiili hizmet sürelerinden sayılması, bu öğrenim süresinin aynı zamanda aylığa/hizmete başlangıç derecelerinin tespitinde değerlendirilmesi sonucunu doğurmaz. Söz konusu öğrenim sürelerinin, aylığa başlangıç derecelerinin tespitinde, diğer bir ifadeyle derece ve kademe intibaklarında dikkate alınabilmesi için yasal bir düzenleme bulunmalıdır'' şeklindeki değerlendirmesi ile başvurucunun iddia ettiği statüye ilişkin olarak ayrıca bir değerlendirme de yapmıştır. Tüm bu sebeplerle Dava Dairesi kararında hükme ulaşılması için yeterli gerekçe bulunduğu görüldüğünden gerekçeli karar hakkına yönelik bir ihlal olmadığının açık olduğu anlaşılmıştır.
18. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Mülkiyet Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
19. Başvurucu, astsubay sınıf okulunda geçirdiği bir yıllık sürenin derece ve kademesinde değerlendirilmiş olsaydı daha fazla emekli aylığı alacağını, buna ilişkin davanın reddi sonucunda emekli ikramiyesi tutarı ile emekli aylığının eksik hesaplandığını belirtmiştir. Başvurucu, ileride sahip olunacağı beklentisinde olunan ekonomik değerin Anayasa'nın 35. maddesi kapsamında mülkiyet hakkı olarak kabul edilmesi gerektiği, eksik ödenen emekli ikramiyesi ve emekli aylığının mülkiyet hakkı kapsamında olduğunu ifade ederek mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
20. Bakanlık; ilgili mevzuata ve Anayasa Mahkemesi içtihatlarına yer verdikten sonra özetle, başvurucunun 18 yaşının üzerinde geçirdiği sürelerin intibakında dikkate alınması gerektiğini ileri sürmekle beraber bu hakkı kazanmaya yönelik meşru bir beklentisinin olduğuna dair yerleşik hâle gelmiş bir emsal karar veya düzenleme sunamadığını belirtmiştir. Bakanlık görüşüne karşı başvurucu, dava dilekçesi ile yargısal süreçte vermiş olduğu dilekçelerdeki ve bireysel başvuru formundaki iddialarını tekrarlamıştır.
21. Belirli durumlarda bir ekonomik değer veya icrası mümkün bir alacak iddiasıyla oluşan meşru bir beklenti, Anayasa'nın ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ortak koruma alanında yer alan mülkiyet hakkı güvencesinden yararlanabilir. Meşru beklenti; makul bir şekilde ortaya konmuş, icra edilebilir bir iddianın doğurduğu, ulusal mevzuatta belirli bir kanun hükmüne veya başarılı olma şansının yüksek olduğunu gösteren, yerleşik ve istikrarlı bir yargı içtihadına dayanan, yeterli somutluğa sahip nitelikteki bir beklentidir. Temelsiz bir hak kazanma beklentisi veya sadece ulusal hukukta mülkiyet hakkı kapsamında savunulabilir bir iddianın varlığı meşru beklentinin kabulü için yeterli değildir (İslam Şahin, B. No: 2014/7280, 21/1/2016, § 29; Uğur Çelik, B. No: 2015/20244, 15/6/2016, § 24).
22. Somut olayda, başvurucunun iddialarına bakıldığında yürürlükteki kanun hükümleri veya konuyla ilgili yargı içtihatları tarafından desteklenen ve ortada mülkiyet hakkı kapsamında meşru beklenti olarak nitelendirilebilecek durumların bulunmadığı anlaşıldığından başvurucunun somut olay bağlamında Anayasa'nın 35. maddesinde düzenlenen mülkiyet hakkına ilişkin korumadan yararlandırılmasının mümkün olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
23. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının da diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın konu bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılanma giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 16/11/2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.