TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
ÖZKAN ATAN BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2019/30011)
Karar Tarihi: 20/9/2023
Başkan
:
Kadir ÖZKAYA
Üyeler
Engin YILDIRIM
Rıdvan GÜLEÇ
Yıldız SEFERİNOĞLU
Kenan YAŞAR
Raportör
Mustafa Erdem ATLIHAN
Başvurucu
Özkan ATAN
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, ceza infaz kurumunda kalabalık odada tutulma ve buna ilişkin şikâyetin infaz hâkimliğince esas yönünden incelenmeksizin reddedilmesi nedeniyle Anayasa'nın 17. maddesinde güvence altına alınan kötü muamele yasağıyla bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Başvurucu, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) üyesi olduğu şüphesiyle 25/7/2016 tarihinde gözaltına alınmış; 3/8/2016 tarihinde tutuklanarak Kocaeli 2 No.lu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna (İnfaz Kurumu) yerleştirilmiştir.
3. Başvurucu, İnfaz Kurumunda 4/8/2016-20/9/2016 tarihleri arasında A-23 No.lu odada, 20/9/2016-10/3/2021 tarihleri arasında C-18 No.lu odada tutulmuştur. Başvurucunun tutulduğu odaların fiziki koşullarıyla ile ilgili olarak Adalet Bakanlığınca (Bakanlık) verilen bilgiler şöyledir:
"A-23 no'lu odaya yerleştirilmiş ve bu odada en fazla 16 kişi ile 1 ay süreyle kalmıştır. A-23 no'lu odanın; havalandırma bahçesi 25 m², alt kat ortak kullanım alanı 23,32 m², üst kat yatakhane bölümü 32 m², banyo ve tuvalet toplam 3,01 m² olmak üzere toplam 83,33 m² büyüklüğündedir.
...C-18 no'lu odaya yerleştirilmiş ve bu odada en fazla 29 kişi ile 1 ay süre kalmıştır. C-18 no'lu odanın; havalandırma bahçesi 34 m², alt kat ortak kullanım alanı 32 m², üst kat yatakhane bölümü 43,92 m², tuvalet 1,4 m², banyo 1,4 m², lavaboların bulunduğu bölüm 2,6 m² olmak üzere toplam 115,32 m² büyüklüğündedir."
4. Başvurucu 8/5/2019 tarihinde Kocaeli İnfaz Hâkimliğine (İnfaz Hâkimliği) başvurarak koğuşun mevcudunun fazla olduğundan şikâyet etmiş, mevcudun azaltılmasını talep etmiştir. Bu bağlamda başvurucu; kalabalıklık nedeniyle odanın sağlık koşullarına uygun olmadığını, tuvalet ve banyonun yetersiz kaldığını, havalandırmadan ve aydınlatmadan yeteri kadar yararlanamadığını dile getirmiştir.
5. İnfaz Hâkimliği 24/6/2019 tarihinde başvurucunun şikâyeti hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir. Karar gerekçesi şöyledir:
"4675 sayılı Yasanın 4. maddesine göre, infaz hakimliklerinin temel görevi, ceza infaz kurumunda bulunan hükümlü ve tutuklular hakkında idarece gerçekleştirilen işlem ve eylemlere karşı yapılan şikayetleri incelemekten ibarettir. İnfaz hakimliklerinin cezaevini yönetme ve doğrundan karar alma yetkileri bulunmamaktadır.
15 Temmuz 2016 tarihinde yaşanan başarısız darbe girişimi sonrasında tüm Türkiye kapsamında çok yoğun tutuklamaların yaşandığı, ceza infaz kurumlarının bu dönemde kapasitelerinin üstünde hükümlü ve tutukluyu kabul etmek zorunda kaldıkları bilinen bir olgudur.
Şikayet edenin, şikayetlerinin tamamının koğuş mevcudunun fazla olmasından kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Ancak, koğuş mevcudunun azaltılabilmesi, hükümlü ve tutuklu sayısının azalmasına bağlı olup bu konuda idarece yapılabilecek bir işlem bulunmamaktadır.
Şikayet edenin somut bir talepte bulunması halinde bu durumun incelenmesi mümkündür."
6. Başvurucu, ret kararına itiraz etmiş; başvurucunun itirazı Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 9/7/2019 tarihli kararıyla reddedilmiştir.
7. Başvurucu 21/8/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
8. Başvurucunun İnfaz Hâkimliği kararından sonra koğuş mevcudunun azaltılmasına yönelik olarak İnfaz Kurumuna ilettiği bir talebi bulunmamaktadır.
9. Anayasa Mahkemesince yapılan araştırma neticesinde başvurucunun 10/3/2021 tarihinde İnfaz Kurumundan tahliye edildiği Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi'ndeki (UYAP) kayıtlardan anlaşılmıştır.
II. DEĞERLENDİRME
10. Başvurucu, bireysel başvuru harç ve masraflarını karşılayacak geliri olmadığını beyan ederek adli yardım talebinde bulunmuştur. Anayasa Mahkemesinin Mehmet Şerif Ay (B. No: 2012/1181, 17/9/2013) kararında belirtilen ilkeler dikkate alınarak geçimini önemli ölçüde güçleştirmeksizin yargılama giderlerini ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun açıkça dayanaktan yoksun olmayan adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.
11. Başvurucu; İnfaz Kurumunda, olması gereken kişi sayısının çok üstünde tutuklu veya hükümlü barındırıldığından dönüşümlü olarak yer yatağında yatmak zorunda kalması, odada hijyen koşullarının sağlanamaması, havalandırma, tuvalet, banyo gibi ortak kullanım alanlarından yeteri ölçüde yararlanamaması ve bu tutma koşullarına ilişkin doğrudan İnfaz Hâkimliğine yaptığı şikâyetin incelenmeksizin reddedilmesi nedeniyle kötü muamele ve ayrımcılık yasakları ile Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
12. Bakanlık görüşünde; anılan iddia hakkında Ceza İnfaz Kurumunun koşullarının yeterli olduğu, bu nedenle kötü muamele yasağının ihlal edildiği iddiasının gerçeği yansıtmadığı, dolayısıyla bununla bağlantılı olan etkili başvuru hakkının da ihlal edilmediği bildirilmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.
13. Başvurucu, kötü muamele yasağının maddi boyutunun ihlal edildiğini ileri sürse de başvuru dosyasında sözü edilen iddia hakkında değerlendirme yapılmasına imkân sağlayacak nitelikte bilgi ve belge bulunmamaktadır. Bu nedenle mevcut başvuruda anılan iddia yönünden bir inceleme yapılması olanaklı değildir.
14. Öte yandan başvurucunun İnfaz Hâkimliği nezdinde ileri sürdüğü iddiaların büsbütün temelsiz olmadığı, bir başka ifadeyle sözü edilen iddiaların savunulabilir (tartışmaya, değerlendirmeye değer) nitelikte olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda yapılacak inceleme, kötü muamele yasağının maddi boyutunun ihlal edildiğine ilişkin iddianın İnfaz Hâkimliğince değerlendirilmediğine yönelik ve kötü muamele yasağıyla bağlantılı olarak Anayasa'nın 40. maddesinde güvence altına alınan etkili başvuru hakkı kapsamında olacaktır(etkili başvuru hakkından inceleme için bağlantı kurulan hak, özgürlük ya da yasağın savunulabilir olmasının şart olduğuna dair kararlar için birçok karar arasından bkz. Cengiz Kahraman ve Kenan Özyürek, B. No: 2013/8137, 20/4/2016, § 73; Sıtkı Güngör, B. No: 2013/5617, 21/4/2016).
15. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan kötü muamele yasağıyla bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
16. Anayasa Mahkemesi ceza infaz kurumlarındaki tutma koşullarından kaynaklanan kötü muamele iddialarına ilişkin olarak infaz hâkimliğine şikâyet yolunu tüketilmesi gereken etkili iç hukuk yolu olarak gördüğünü çeşitli kararlarında istikrarlı şekilde belirtmiştir (birçok karar arasından bkz. Mehmet Baransu, §§ 23-35; Mehmet Hasan Altan (2) [GK], B. No: 2016/23672, 11/1/2018, §§ 250-252). Nitekim 16/5/2001 tarihli ve 4675 sayılı İnfaz Hâkimliği Kanunu'nun infaz hâkimliğinin görevlerini düzenleyen 4. maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendine göre hükümlü ve tutukluların ceza infaz kurumuna yerleştirilmesi, barındırılması, bedensel ve ruhsal sağlıklarının korunması konularıyla ilgili işlem veya faaliyetlere ilişkin şikâyetleri incelemek ve karara bağlamak infaz hâkimliğinin görevidir.
17. Somut olayda başvurucunun odaların kalabalık olmasına ve kalabalıktan kaynaklanan diğer koşullara yönelik şikâyetleri 4675 sayılı Kanun'da düzenlenen infaz hâkimliklerinin görev alanına girmediği gerekçesiyle derece mahkemelerince esasa girilmeden reddedilmiş, başvurucunun şikâyetleri konusunda bir inceleme ve araştırma yapılmamıştır. Şikâyet konusunun 4675 sayılı Kanun'un 4. maddesinin birinci fıkrasında yer alan ve infaz hâkimliklerine mahpusların hak ve hürriyetlerinin korunması adına geniş bir görev alanı tanıyan düzenlemenin kapsamına hangi nedenlerle girmediği hususunda derece mahkemelerince ikna edici açıklamalaryapılmamıştır.
18. Başvurucunun İnfaz Hâkimliğine yaptığı şikâyet başvurusunda İnfaz Hâkimliğinin görevli ve yetkili olmadığı yönünde verilen kararın ilgili ve yeterli gerekçeler içermediği, başvurucunun iddialarının incelenmesine ve başvurucuya uygun bir telafi şansı sunmaya elverişli olmadığı görülmüştür. Derece mahkemelerince verilen kararların dayanağı olarak gösterilen ilgili mevzuatın başvuruya konu işlemin hukuka ve Anayasa'ya uygun olup olmadığının denetlemesini yasaklamadığı da dikkate alındığında derece mahkemelerince ortaya konulan bu yaklaşım, temel hak ve hürriyetlerin ihlal edildiğine yönelik şikâyetin etkili bir şekilde incelenmesine imkân sağlamamıştır. İtirazın yapıldığı ağır ceza mahkemesi de bu eksikliği gidermeye yönelik bir karar vermemiştir. Neticede başvurucuya, kötü muamele yasağı kapsamında olduğunu ileri sürdüğü müdahalenin ortadan kaldırılması talebiyle başvurabileceği ve asgari güvenceleri içeren, pratikte de işleyen etkili bir hukuk yolunun sunulmadığı sonucuna varılmıştır.
19. Açıklanan gerekçelerle kötü muamele yasağıyla bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
III. GİDERİM
20. Başvurucu, ihlalin tespiti, yeniden yargılama yapılması ve 100.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
21. Başvurucunun tahliye edilmesi nedeniyle tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır.
22. Öte yandan ihlalin niteliği dikkate alınarak başvurucuya net 20.000 TL manevi tazminat ödenmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
IV. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,
B. Kötü muamele yasağıyla bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
C. Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan kötü muamele yasağı ile bağlantılı olarak Anayasa’nın 40. maddesinde güvence altına alınan etkili başvuru hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
D. Başvurucuya net 20.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,
E. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
F. Kararın bir örneğinin bilgi için Kocaeli İnfaz Hâkimliğine (E.2019/2517, K.2019/3239) ve Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesine (2019/1326 D.İş) GÖNDERİLMESİNE,
G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 20/9/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.