logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Baysal Demirhan (2) [2. B.], B. No: 2019/33172, 2/7/2025, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

BAYSAL DEMİRHAN BAŞVURUSU (2)

(Başvuru Numarası: 2019/33172)

 

Karar Tarihi: 2/7/2025

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Basri BAĞCI

Üyeler

:

Yıldız SEFERİNOĞLU

 

 

Kenan YAŞAR

 

 

Ömer ÇINAR

 

 

Metin KIRATLI

Raportör

:

Yusuf KARABULAK

Başvurucu

:

Baysal DEMİRHAN

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, ceza infaz kurumunda bulunan başvurucunun posta yolu ile göndermek istediği mektubun sakıncalı bulunarak gönderilmemesinin ifade özgürlüğünü ihlal ettiği iddiasına ilişkindir.

2. Başvurucu, başvuru tarihinde Edirne F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda (Ceza İnfaz Kurumu) hükümlü olarak bulunmaktadır.

3. Başvurucu; Cumhuriyet gazetesinin (gazete) yazı işleri müdürüne Ceza İnfaz Kurumunda devam eden açlık grevine, Ceza İnfaz Kurumunun işleyişine ve kurumun gazeteye yönelik uygulamalarına dair düşüncelerini içeren dört sayfadan oluşan bir mektup yazmıştır. Mektupta genel olarak; Ceza İnfaz Kurumunda muhalif düşünceler içeren süreli yayınların, gazetenin 30/4/2019 ve 1/5/2019 tarihli nüshalarının kurum idaresince verilmeyerek el konulmasına ilişkin Ceza İnfaz Kurumunun kararını aynen yazarak bahsetmiştir. Ayrıca süreli yayınların verilmemesi sebebiyle haber alma haklarının kısıtlandığına, kütüphaneye çıkarılmamalarına, aramalarda kantinden alınmış olsa dahi eşyalarına el konulduğuna, sürekli disiplin cezası aldıklarına, ihtiyaçlarını kantin üzerinden karşılayamadıklarına değinmiştir. Son olarak da adaletin katledildiğini, Devlet Güvenlik Mahkemeleri ile ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi kararı olmasına rağmen yaptığı başvurunun reddedildiğini, seçimlerde Yüksek Seçim Kurulunun kararının ülkenin nasyonalizmi nasıl benimsediğinin somut örneği olduğunu belirten düşüncelerine yer vermiştir.

4. Başvurucu bu mektubu posta yoluyla göndermek istemiştir. Ceza İnfaz Kurumu Mektup Okuma Komisyonu söz konusu mektubu incelemiş ve Ceza İnfaz Kurumu Disiplin Kuruluna (Disiplin Kurulu) sunulmasına karar vermiştir.

5. Disiplin Kurulu incelemesinin sonunda, mektubun tamamının yasa dışı terör örgütü üyelerinin örgütsel talepleri ile ilgili olarak aldıkları örgüt kararları doğrultusunda kamuoyu desteği oluşturmak maksadıyla yazıldığını belirtmiştir. Ayrıca içerik itibarıyla kişi ve kuruluşları paniğe yöneltebilecek yalan yanlış bilgiler ile kamu, kurum ve çalışanları asılsız töhmet altında bırakan sakıncalı ifadeler içeren yazılar olduğunu değerlendirmiştir. Bu doğrultuda mektubun ilgilisine gönderilmeyerek alıkonulmasına karar vermiştir.

6. Başvurucu, Disiplin Kurulu kararına karşı Edirne 1. İnfaz Hâkimliğine (Hâkimlik) şikâyette bulunmuştur. Hâkimlik 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 68. maddesinin (3) numaralı fıkrası ile 6/4/2006 tarihli ve 26131 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Tüzük'ün 91. maddesinin (3) numaralı fıkrasına değinmiştir. Buna göre hükümlülere gelen veya bunlar tarafından gönderilen mektupların cezaevinin emniyetini tehdit etmemesi, bu yönde açık ve yakın tehlike ve açıkça suç sayılan fiiller ile yasadışı örgüt propagandası içermemesi, diğerlerini etki altına alıp yönlendirme yapmaması gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca terör ve çıkar amaçlı suç örgütü veya diğer suç örgütleri mensuplarının örgütsel olarak haberleşmelerine neden olan mektup, faks ve telgrafların hükümlüye verilmeyeceğini, hükümlü tarafından yazılmış ise gönderilmeyeceğini değerlendirerek şikâyetin reddine karar vermiştir. Gerekçeli kararın ilgili kısmı şu şekildedir:

"...Hükümlünün şikâyetine konu karara ilişkin incelenen ve yukarıdaki hükümlere aykırılığı tespit edilen A-4 boyutunda arkalı önlü yazılmış 4 sayfadan ibaret mektup şeklindeki iletinin içeriğine göre, disiplin kurulunun şikâyete konu kararındaki gerekçe ve takdirine göre karar yerinde görülmekle, hükümlünün söz konusu karara karşı yaptığı şikâyet başvurusunun reddine..."

7. Başvurucu, Hâkimlik kararına karşı itiraz kanun yoluna başvurmuştur. Edirne 1. Ağır Ceza Mahkemesi (Mahkeme) Hâkimliğin kararının usul ve kanuna uygun olduğunu belirterek itirazı reddetmiştir.

8. Başvurucu, nihai kararı 31/7/2019 tarihinde tebellüğ ettikten sonra 15/8/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

9. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

10. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

11. Başvurucu; Ceza İnfaz Kurumunda yapılan açlık greviyle ilgili düşüncelerini anlattığı mektubunun gönderilmesine izin verilmediğini, örgütsel haberleşme, terör ve propaganda gerekçe gösterilerek yapılan uygulamanın düşünce ve ifade özgürlüğünü, Disiplin Kurulu kararına yönelik şikâyetlerinin yargı mercilerince gerekçesiz bir şekilde reddedilmesinin adil yargılanma hakkını ihlal ettiğini ileri sürmüştür.

12. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan [1. B.], B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Yazılı belgelerin bir başkasına verilmesi, iletilmesi ve bastırılması özgürlüğü ifade özgürlüğünün ayrılmaz bir parçasıdır. Bu nedenle mevcut koşullar altında başvurucunun bir gazetenin yazı işleri müdürüne yazdığı mektubu göndermesine izin verilmemesinin ifade özgürlüğü kapsamında incelenmesi gerekir. Başka bir deyişle başvurucunun şikâyetleri haberleşmenin engellenmesine değil mektupta kullandığı ifadeler nedeniyle mektubun alıkonulmasına ilişkindir. Sonuç olarak mevcut koşullar altında başvurunun ifade özgürlüğü kapsamında incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir (benzer yöndeki değerlendirmeler için bkz. Ramazan Yılmaz [2. B.], B. No: 2021/28901, 4/2/2025, § 13; Şeyhmus Ablak [1. B.], B. No: 2019/14529, 30/3/2023, § 22).

13. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

14. Başvuruya konu mektubun Ceza İnfaz Kurumu dışına gönderilmesinin engellenmesi ile başvurucunun ifade özgürlüğüne yönelik bir müdahalede bulunulduğunun kabul edilmesi gerekir. Anılan müdahale, Anayasa'nın 13. maddesinde belirtilen koşulları yerine getirmediği müddetçe Anayasa'nın 26. maddesinin ihlalini teşkil edecektir.Anayasa'nın 13. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

"Temel hak ve hürriyetler, ...yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, ...demokratik toplum düzeninin ...gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz."

15. Müdahaleye dayanak olan 5275 sayılı Kanun'un 68. maddesinin kanunla sınırlama ölçütünü karşıladığı, müdahalenin Anayasa'nın 26. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan kamu düzeninin korunması meşru amaçları kapsamında kaldığı sonucuna ulaşılmıştır. Bundan sonra yapılması gereken, müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olup olmadığını değerlendirmektir. Temel hak ve özgürlüklere yönelik bir müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun kabul edilebilmesi için zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşılaması ve orantılı olması gerekir (Bekir Coşkun [GK], B. No: 2014/12151, 4/6/2015, §§ 53-55; Mehmet Ali Aydın [GK], B. No: 2013/9343, 4/6/2015, §§ 70-72; Ferhat Üstündağ [1. B.], B. No: 2014/15428, 17/7/2018, § 45; hükümlü ve tutuklulara uygulanan kısıtlamalar bağlamında benzer değerlendirmeler için bkz. Harun Ağsakallı [2. B.], B. No: 2019/17656, 11/5/2023, § 16 ).

16. Somut olayda başvurucu, bir gazetenin yazı işleri müdürüne bir mektup göndermek istemiştir. Disiplin Kurulu, söz konusu mektubun örgüt kararları doğrultusunda hazırlandığı, yalan ve yanlış bilgiler barındırdığı, kurumu ve çalışanları asılsız töhmet altında bıraktığı ve sakıncalı ifadeler içerdiği değerlendirmesinde bulunmuştur. Hâkimlik ise gerekçeli kararında mektubun içeriğine yönelik herhangi bir değerlendirmeye yer vermeksizin Disiplin Kurulu kararındaki sonucun yerinde olduğuna karar vermiştir. Mahkeme de Hâkimlik kararını hukuka uygun bulmuştur.

17. Hükümlü ve tutuklular, Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (Sözleşme) ortak alanı kapsamında kalan temel hak ve hürriyetlerin tamamına kural olarak sahiptir (Mehmet Reşit Arslan ve diğerleri [2. B.], B. No: 2013/583, 10/12/2014, § 65). Bu bağlamda hükümlü ve tutukluların ifade özgürlüğünün de Anayasa ve Sözleşme kapsamında koruma altında olduğu konusunda hiçbir şüphe bulunmamaktadır (Murat Karayel (5) [2. B.], B. No: 2013/6223, 7/1/2016, § 27).

18. Bununla birlikte ifade özgürlüğü mutlak bir hak değildir ve Anayasa'nın 26. maddesinin ikinci fıkrasında öngörülen sebeplerle sınırlanabilir. Bu bağlamda ceza infaz kurumunda bulunmanın kaçınılmaz sonucu olarak suçun önlenmesi ve disiplinin sağlanması gibi kurumda güvenliğin ve düzenin korunmasına yönelik kabul edilebilir gerekliliklerin olması durumunda mahpusların sahip olduğu haklara sınırlama getirilebilecektir (Murat Karayel (5), § 29).

19. Ceza infaz kurumlarınca mahpusların ifade özgürlüğüne yapılan müdahalelerin takdir payı içinde kalıp kalmadığı ve esas itibarıyla demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olup olmadığı müdahalenin gerekçesine bakılarak anlaşılabilir. Dolayısıyla mevcut başvurudaki gibi ifade özgürlüğüne yapılan müdahalelerde kurumların dava konusu ifadelerin ceza infaz kurumunun asayişini ve güvenliğini tehlikeye düşüren, kamu görevlilerini hedef gösteren, terör ve çıkar amaçlı suç örgütü veya diğer suç örgütleri mensuplarının örgütsel amaçlı olarak haberleşmelerine neden olan, kişi veya kuruluşları paniğe yönelten yalan ve yanlış bilgileri içerip içermediği, tehdit ve hakaret unsuru taşıyıp taşımadığını değerlendirmeleri gerekir (Harun Ağsakallı, § 21; Bejdar Ro Amed [2. B.], B. No: 2013/7363, 16/4/2015, § 80; idare ve yargı mercilerince söz konusu değerlendirmelerin yapılmaması nedeniyle ihlal sonucuna ulaşılan bir karar için bkz. Kamuran Reşit Bekir [GK], B. No: 2013/3614, 8/4/2015, § 73; yargı mercilerince söz konusu değerlendirmelerin yapıldığının tespit edildiği bir karar için bkz. Ahmet Temiz (6) [2. B.], B. No: 2014/10213, 1/2/2017, §§ 39-44).

20. Somut olayda Disiplin Kurulu kararında; gönderen, muhatap ve içerik gözetilerek başvuruya konu mektup içeriğinde yer alan hangi sözlerin örgüt kararları doğrultusunda hazırlandığı, kişi veya kuruluşları paniğe yönelten yalan ve yanlış bilgiler barındırdığı, kurumu ve çalışanları asılsız töhmet altında bıraktığı belirtilmeden mektubun tamamının sakıncalı olduğuna karar verilmiştir. Bu tespiti yapan kararı denetleyen kararlarda da söz konusu dokümanın neden sakıncalı olduğu dokümanın içeriğiyle ilişkilendirilerek gerekçelendirilmemiştir (benzer değerlendirmeler için bkz. Harun Ağsakallı, § 22).

21. İfade özgürlüğüne yapılan bir müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun kabul edilebilmesi için kamu makamları tarafından ortaya konulan gerekçelerin ilgili ve yeterli olması gerekir (diğerleri arasından bkz. Zübeyde Füsun Üstel ve diğerleri [GK], B. No: 2018/17635, 26/7/2019, § 120; Sırrı Süreyya Önder [GK], B. No: 2018/38143, 3/10/2019, § 60; hükümlü ve tutuklulara uygulanan disiplin cezaları bağlamında bkz. Eşref Arslan [2. B.], B. No: 2014/14655, 18/7/2018, §§ 50-54; Abdulhamit Babat (3) [1. B.], B. No: 2015/3370, 9/1/2020, §§ 33-37). Sonuç olarak somut olayda Disiplin Kurulu ve Hâkimlik, başvurucunun göndermek istediği mektubun gönderilmemesinin zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşıladığını ilgili ve yeterli bir gerekçe ile gösterememiştir. Bu nedenle başvuru konusu mektubun gönderilmemesinin demokratik bir toplumda gerekli olduğunun gösterilemediği değerlendirilmiştir.

22. Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

23. Başvurucu; ihlalin tespiti ve giderilmesi ile 10.000 TL maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

24. Başvuruda tespit edilen anayasal hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar ve zorunluluk bulunmaktadır. Anayasa'nın 148. ve 153. maddeleri ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. ve 66. maddeleri uyarınca ihlal kararının gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatıp Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında belirtilen ilkelere ve gerekçelere uygun biçimde yürütülecek yargılama sonunda hak ihlalinin nedenlerini gidererek yeni bir karar vermektir (yeniden yargılama konusunda bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2) [1. B.], B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

25. Başvurucuya net 10.000 TL manevi tazminatın ödenmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Öte yandan başvurucu, maddi zarara ilişkin olarak bilgi ve belge sunmadığından maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,

B. İfade özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

C. Anayasa'nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün İHLAL EDİLDİĞİNE,

D. Kararın bir örneğinin ifade özgürlüğünün ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Edirne 1. İnfaz Hâkimliğine (E.2019/2239, K.2019/2828) GÖNDERİLMESİNE,

E. Başvurucuya net 10.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,

F. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 2/7/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Baysal Demirhan (2) [2. B.], B. No: 2019/33172, 2/7/2025, § …)
   
Başvuru Adı BAYSAL DEMİRHAN (2)
Başvuru No 2019/33172
Başvuru Tarihi 20/8/2019
Karar Tarihi 2/7/2025

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, ceza infaz kurumunda bulunan başvurucunun posta yolu ile göndermek istediği mektubun sakıncalı bulunarak gönderilmemesinin ifade özgürlüğünü ihlal ettiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
İfade özgürlüğü Ceza infaz kurumunda ifade İhlal Yeniden yargılama
İhlal Manevi tazminat
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi