logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Mesut Yatman [2. B.], B. No: 2022/49558, 2/7/2025, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

MESUT YATMAN BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2022/49558)

 

Karar Tarihi: 2/7/2025

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Basri BAĞCI

Üyeler

:

Yıldız SEFERİNOĞLU

 

 

Kenan YAŞAR

 

 

Ömer ÇINAR

 

 

Metin KIRATLI

Raportör

:

Hüseyin ERAL

Başvurucu

:

Mesut YATMAN

Vekili

:

Av. Caner CANLI

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, beyanları belirleyici ölçüde hükme esas alınan gizli tanıkların sanık tarafından duruşmada sorgulanmasına imkân verilmemesi nedeniyle tanık sorgulama hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. PKK terör örgütü 12/8/2015 tarihinden itibaren Cizre ilçesinin de dâhil olduğu bazı merkezlerde öz yönetim ilan etmiştir. Öz yönetim ilan ettiği bölgelerde patlayıcıyla tuzaklanmış hendekler kazmak ve barikatlar kurmak suretiyle yalıtılmış bölgeler oluşturmaya çalışan PKK terör örgütü; kamuoyunda hendek olayları olarak adlandırılan ve aylarca devam eden bu süreçte roketatarlar, keskin nişancı tüfekleri, patlayıcılar ve otomatik saldırı tüfekleri kullanarak terör saldırıları düzenlemiştir. Okullar, hastaneler, barajlar, adliye binaları, ambulanslar gibi temel kamu hizmetlerini sağlayan eşya ve binaların yanında sivilleri de hedef alan bu terör saldırılarında 335 sivil hayatını kaybederken 2.106 kişi yaralanmıştır. Terör saldırılarında 859 güvenlik görevlisi ve Derik kaymakamı şehit olmuş, 4.711 güvenlik görevlisi yaralanmıştır. Bu terör eylemlerinin engellenmesi, halkın can ve mal güvenliğinin sağlanması amacıyla sözde öz yönetim ilan edilen bazı bölgelerde mülki idare amirliklerince sokağa çıkma yasakları uygulanarak terörle mücadele operasyonları başlatılmıştır (hendek olayları, öz yönetim ilanları, PKK terör örgütünün şehir savaşı stratejisi ve sokağa çıkma yasakları hakkında arka plan bilgisi ile ayrıntılı açıklamalar için bkz. Gazal Kolanç ve diğerleri [GK], B. No: 2017/37897, 5/7/2022, §§ 16-28, 67, 346-348).

3. Bu kapsamda Şırnak'ın Merkez ilçesinde 14/12/2015 tarihinde bölücü terör örgütü mensuplarının yakalanması, kurulan hendek ve barikatların yıkılması ile halkın can ve mal güvenliğinin sağlanması amacıyla sokağa çıkma yasağı ilan edilmiş; yürütülen operasyonlarda yakalanan ve örgütle bağlantılı olduğu düşünülen kişiler, alınan ifadelerinde diğer örgüt üyeleri ile ilgili teşhis ve tespitler yapmıştır. Anılan soruşturmalarda V.Ö. ile gizli tanıklar Bahadır, Saltuk ve Keşiş; başvurucunun hendek ve barikatlarda silahlı ve silahsız olarak nöbet tuttuğunu beyan ederek başvurucuyu teşhis etmiştir. Gizli tanıklar Bahadır, Saltuk ve Keşiş'in Cumhuriyet savcısı huzurundaki beyan ve teşhislerinde müdafii bulunmamaktadır. V.Ö. ise soruşturma aşamasındaki beyanlarını müdafii huzurunda vermiştir.

4. Tanıkların teşhis ve beyanları üzerine Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığı (Başsavcılık) başvurucu hakkında soruşturmaya başlamıştır. Başvurucu; soruşturma aşamasındaki beyanlarında hendek olaylarına bağlı olarak olağanüstü hâl ilan edilmesi ile başka yerde yaşamaya başladığını, hendek olaylarında nöbet tutmadığını, aleyhine beyanda bulunan kişilerin kendisine iftira attıklarını ve PKK terör örgütü ile hiçbir bağlantısının bulunmadığını ifade etmiştir. Diğer taraftan kendisi hakkında yürütülen soruşturmada beyanda bulunan Y.Ü.nün, Dicle Mahallesi'nde nöbet tuttuğu esnada başvurucunun yanına geldiğine ve Şırnak'a geçmesi konusunda kendisine yardımcı olduğuna dair ifade ve teşhisi soruşturma dosyasına gönderilmiştir.

5. Başsavcılık, başvurucunun silahlı terör örgütüne üye olma suçundan cezalandırılması talebiyle 27/1/2017 tarihli iddianame düzenlemiştir. İddianamede; hakkında ayrı soruşturma yürütülen şüpheli V.Ö.nün başvurucunun Dicle Mahallesi'nde silahlı olarak nöbet tuttuğu, gizli tanıklar Bahadır, Saltuk ve Keşiş'in yürütülen soruşturmalarda başvurucuyu teşhis ederek başvurucunun hendek ve barikatlarda silahlı olarak nöbet tuttuğu ve yine başvurucunun örgütün şehir yapılanmasında yer aldığına ilişkin beyanlarda bulundukları belirtilmiştir.

6. İddianamenin kabulü ile açılan dava, Şırnak 2. Ağır Ceza Mahkemesince (Mahkeme) görülmeye başlanmıştır. Mahkeme 28/2/2017 tarihinde duruşma hazırlığı işlemleri yapmıştır. Tensip Tutanağı'nda -diğerlerinin yanı sıra- tanıklar Y.Ü. ve V.Ö.nün beyanlarının alınması amacıyla istinabe mahkemelerine yazı yazılmasına, gizli tanıklar Bahadır, Saltuk ve Keşiş'in Mahkemece dinlenmesi amacıyla da işlem yapılmasına karar verilmiştir.

7. Yargılamanın ilk celsesinde başvurucunun savunması alınmıştır. Başvurucu, müdafii huzurundaki savunmasında aleyhine beyan ve teşhiste bulunan kişileri tanımadığını, hendek olaylarına katılmadığını, olay döneminde Dicle Mahallesi'nde kalmadıklarını beyan etmiştir. İstinabe mahkemesi tarafından beyanı alınan tanık Y.Ü.; başvurucuyu Dicle Mahallesi'nde oturması nedeniyle tanıdığını ve başvurucunun hendek olaylarına karıştığını görmediğini belirtmiştir. Diğer taraftan kolluk görevlilerinin gizli tanıklar Keşiş ve Saltuk'a ulaşılamadığına ilişkin tutanak da dosyaya gönderilmiştir.

8. Mahkemece dördüncü celse öncesinde başvurucu ve müdafiinin yokluğunda gizli tanık Bahadır'ın beyanları alınmıştır.Mahkeme, başvurucuya gizli tanığa sorulmasını istediği soruları yazılı olarak bildirmesi için süre vermemiştir. Gizli tanık Bahadır; başvurucuyu Dicle Mahallesi'nden tanıdığını, camii civarında bulunan barikat ve hendeklerin başında keleş ile nöbet tutarken gördüğünü ve başvurucunun nöbet listesi hazırladığını beyan etmiştir. Dördüncü celse gizli tanığın beyanları başvurucuya okunmuştur. Başvurucu, gizli tanık anlatımlarının gerçek dışı olduğunu beyan etmiştir. Mahkeme tanık V.Ö.nün beyanlarının alınması amacıyla celseyi ertelemiştir.

9. Tanık V.Ö. celse arasında istinabe mahkemesi tarafından alınan beyanlarında hendek olaylarının yaşandığı dönemde emniyet tarafından kendisine çok sayıda teşhis yaptırıldığını, başvurucuyu tanımadığını, örgütle bağlantısını bilmediğini ve teşhis işlemine konu kişiyi de tanımadığını belirtmiştir. Mahkeme, tanıklar Y.Ü. ve V.Ö. ile ve gizli tanık Bahadır'ın dinlenmesinden sonra Cumhuriyet savcısının cezalandırmaya yönelik mütalaasına karşı başvurucunun savunmasını almıştır. Mahkeme, başvurucunun silahlı terör örgütüne üye olma suçundan beraatine karar vermiştir. Mahkemenin beraat gerekçesi "...gizli tanık Bahadır'ın soyut ve sanığın [başvurucunun] örgüt üyesi olduğunu belli edecek, örgüt hiyerarşisi altında süreklilik ve çeşitlilik gösteren eylemler içermeyen beyanı dışında başkaca tanık, gizli tanık, yahut somut fotoğraf, svap örneği, hastane kaydı ve benzeri deliller bulunmadığı" şeklinde açıklanmıştır.

10. Başvurucu hakkında verilen beraat kararı Cumhuriyet savcısı tarafından istinaf edilmiştir. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesi (Ceza Dairesi) başvurucu hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan başkaca bir soruşturma yürütüldüğünün anlaşılması nedeniyle anılan soruşturma dosyasının celp edilerek incelenmesi ve tanık V.Ö.nün teşhis ve beyanlarının gizli tanık Bahadır'ın beyanları ile uyumlu olması nedeniyle tanığın savcılık, sorgu ve mahkeme beyanlarına dair tutanakların aslı veya onaylı örneklerinin temin edilerek Dicle Mahallesi'nde vahim nitelikte bir eylemin gerçekleşip gerçekleşmediğinin, gerçekleşmiş ise bu olaylara başvurucu sanığın katılıp katılmadığına dair herhangi bir delil ya da bilgi olup olmadığının ilgili birimlerden araştırılmasının gerektiği gerekçeleriyle bozma kararı vermiştir.

11. Bozma sonrasında Mahkeme 6/4/2019 tarihinde duruşma hazırlığı işlemleri yapmıştır. Tensip Tutanağı'nda -diğerlerinin yanı sıra- tanık V.Ö.nün kendi soruşturma dosyasındaki evrakın istenilmesine, başvurucu hakkında yürütülen diğer soruşturma dosyasının incelenmek üzere dosya arasına alınmasına ve yine başvurucunun Dicle Mahallesi'nde gerçekleşen olaylara ilişkin bilgi ve belgelerin -vahim eylem araştırmasının- emniyetten sorulmasına karar vermiştir. Bozma sonrasında Mahkemenin tanıkların ya da gizli tanıkların yeniden dinlenmesine yönelik işlem yapmadığı anlaşılmaktadır.

12. Bozma sonrası yargılama, iki celsede tamamlanmıştır. Birinci celse öncesinde, başvurucu hakkında beyan ve teşhiste bulunan gizli tanık Pınar'ın kolluk görevlilerine vermiş olduğu beyanları doğrultusunda başlatılan -bozma kararına konu- diğer soruşturma kapsamında, başvurucu hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçu bakımından Mahkemede görülmekte olan derdest kovuşturmanın bulunduğu gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği bildirilmiştir. Aynı şekilde Şırnak Emniyet Müdürlüğü tarafından vahim eylemlere ilişkin hazırlanan 17/4/2019 tarihli araştırma tutanağı da dosyaya gönderilmiştir. Araştırma tutanağının içeriğinde başvurucuyla ilgili tespit bulunmadığı anlaşılmaktadır.

13. Birinci celse, tanıklar V.Ö. ve Y.Ü.nün soruşturma dosyalarındaki ifade ve teşhisleri, diğer soruşturmaya ilişkin verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karar, vahim eylem araştırmasına ilişkin emniyet müdürlüğü cevabı ile bozma kararı başvurucuya okunmuştur. Mahkeme gizli tanık Pınar'ın dinlenmesi amacıyla duruşmayı ertelemiş, başvurucu ve müdafiine gizli tanığa sormak istedikleri soruları bildirmeleri amacıyla süre vermiştir. Başvurucu gizli tanığa sorulmasını istediği soruları Mahkemeye bildirmiştir. Celse arasında gizli tanık Pınar'ın kolluk aşamasına ait teşhis ve beyanları dosyaya gönderilmiş ise de gizli tanık Pınar hazır edilemediğinden dinlenmesi mümkün olmamıştır.

14. İkinci celsede, gizli tanık Pınar'ın fotoğraftaki -sonradan başvurucu olduğunu öğrendiği- kişinin YDG-H bünyesinde Dicle Mahallesi'nde bulunan barikat eylemine katıldığı ve üzerinde hücum yeleği bulunduğuna dair beyanları hazır bulunan başvurucu ve müdafiine okunmuştur. Mahkeme, başvurucunun eylemlerinin 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 302. maddesinde düzenlenen suçu oluşturma ihtimali nedeniyle başvurucuya ek savunma hakkı vermiş, gizli tanık Pınar'ın dinlenmesinden ise vazgeçmiştir. Aynı celse Cumhuriyet savcısı esas hakkındaki mütalaasında gizli tanıklar Bahadır, Saltuk ve Keşiş'in yürütülen soruşturmalarda başvurucuyu teşhis ederek başvurucunun hendek ve barikatlarda silahlı olarak nöbet tuttuğuna ilişkin beyanlarda bulundukları belirtilerek başvurucunun cezalandırılmasını talep etmiştir. Başvurucu esas hakkındaki savunmalarında tanıkları tanımadığını ve atılı suçu işlemediğini beyan etmiştir. Mahkemece her ne kadar başvurucu hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği iddiasıyla dava açılmış ise de başvurucunun eylemlerinin devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak suçunu oluşturması nedeniyle başvurucunun ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir. Gerekçeli kararın ilgili kısmı şu şekildedir:

"...Sanığın bu kapsamda PKK/KCK silahlı terör örgütünün şehir gençlik yapılanması (YDG-H) içerisinde ilimiz Dicle Mahallesinde silahlı ve silahsız faaliyet gösterdiği, gizli tanık Bahadır'ın sanığın babasını da tanımlar bir şekilde sanığın Dicle Mahallesi Mehmet Y. Caminin olduğu civarda silahlı nöbet tuttuğu şeklindeki ve açık tanıkların da soruşturma aşamasında gizli tanığın bu beyanını destekler vaziyetteki ifadeleri dikkate alındığında sanığın hendek ve barikatlarda silahlı ve silahsız nöbet tuttuğu, sanığın böylelikle; PKK/KCK Silahlı Terör Örgütünün kuruluş amaçlarını, faaliyet ve eylemlerini benimsediğini gösterir şekilde ve örgütün amaçları doğrultusunda emir talimat içerisinde silahlı faaliyet göstermek, hendek barikatlarda nöbet tutmak, güvenlik güçleriyle çatışmaya girmek amaçlı hendek barikat yapımında yer almak ve telefon dinleme kaydından anlaşılacağı üzere örgüte eleman temin etmek şeklinde yoğunluk, süreklilik ve çeşitlilik arzeden eylem ve faaliyetlerde aktif bir şekilde bulunarak örgütle hiyerarşik ve organik açıdan tam bir disiplin içinde bağlı olduğu ve de sanığın Türkiye Cumhuriyeti Devleti Egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısmını devlet idaresinden ayırmak ve devletin bağımsızlığı ile egemenliğini zayıflatmayı amaç edinen PKK/KCK silahlı terör örgütü ile organik bağ içine girerek yapıya dâhil olmakla silahlı terör örgütü üyesi olduğu sabittir.

Şırnak İl Merkezinde Devletin Birliğini ve Ülke Bütünlüğünü Bozmak suçundan Mahkememizin 2017/261 E-2018/338 K. sayılı dosyası ile yargılanan ve mahkûmiyetine karar verilen tanık [Y.Ü.] Mahkememizin 2017/292 E sayılı dosyasından yargılanan ancak 10/7/2017 tarihinde Mardin 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/736 E sayılı dosyası ile birleştirilen ve hâlen TCK'nın 302. maddesinden yargılanan tanık [V.Ö.] kovuşturma aşamasında beyanlarından dönmüş, tanık [Y.Ü.] müdafii huzurunda teşhis beyanında bulunmuş, tanık [V.Ö.] ise psikolojik baskı ile soruşturmada ifadesinin alındığını söylemiş ise de dosya içerisine alınan gözaltı giriş çıkış adli raporları ve tanıkların kendi hakkındaki soruşturma dosyasındaki ifadelerinde bu hususa ilişkin bir emareye dahi rastlanmamış olup tanıkların teşhis beyanlarına mantıklı bir açıklama getiremediklerinden bu beyanından dönen tanıkların kovuşturma aşamasındaki beyanlarına mahkememizce itibar edilmemiş olup;

Her ne kadar sanık kovuşturma aşamasında hakkında iftira atıldığını, hendek barikat kazımında yer almadığı şeklinde beyanda bulunmuş ise de; teşhiste bulunan açık tanıkların sanığın Dicle Mahallesi hendek barikatta silahsız olarak bulunduğu, gizli tanık Bahadır'ın sanığın açık tanıklarla aynı Dicle Mahallesinde bulunan Ö. Y. Cami yanındaki hendek barikatta silahlı olarak faaliyet gösterdiği, nöbet tuttuğu ve nöbet listesini hazırladığı, vahim eylem araştırmasında Dicle Mahallesinde birçok vehamet arz eden olay yaşandığı, tanıkların evveliyatından beri tanımadıkları sanığa iftira atmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu hususları hep birlikte değerlendirildiğinde PKK/KCK silahlı terör örgütünün YDG-H yapılanması içerisinde yer alarak örgütün öz yönetim ilanı çerçevesinde dağ kadrosundan gelen örgüt elemanlarıyla birlikte Dicle Mahallesinde güvenlik güçleri ile çatışmaya girme amaçlı açılan hendek ve kurulan barikatlarda emir ve talimat doğrultusunda silahlı nöbet tutmak suretiyle aktif bir şekilde faaliyet gösteren sanığın suçtan kurtulmaya yönelik inkar yollu savunmalarına itibar edilmeyerek bu hâliyle sanığın PKK/KCK terör örgütünün amacı olan Türkiye Cumhuriyeti Devletinin egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısmını devlet idaresinden ayırmak ve devlet egemenliğini zayıflatmak amacıyla silahlı faaliyet göstererek hendek barikat yapımında yer alması, buralarda silahlı nöbet tutması vegüvenlik güçleriyle çatışmaya girmek suretiyle 5237 sayılı TCK'nın 302/1. maddesinde belirtilen Devletin Birliği ve Ülke Bütünlüğünü Bozma amaç suçuna elverişli/vahim nitelikte olduğuna kuşku bulunmayan fiilleri gerçekleştirdiği... "

15. Başvurucu, istinaf dilekçesinde -diğerlerinin yanı sıra- gizli tanık beyanlarını destekleyen başkaca delil olmadığını ve gizli tanıkları sorgulayamadığını belirtmiştir. Başvurucunun istinaf talebi, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesince 4/2/2020 tarihinde esastan reddedilmiştir.

16. Başvurucu, temyiz dilekçesinde de -diğerlerinin yanı sıra- gizli tanıkların sadece soruşturma aşamasında dinlendiklerini ve gizli tanıklarla yüzleştirilmediğini belirtmiştir.

17. Yargıtay 3. Ceza Dairesi istinaf talebinin esastan reddine ilişkin istinaf kararını 22/2/2022 tarihinde onamıştır.

18. Başvurucu, nihai hükmü 22/4/2022 tarihinde öğrendikten sonra 28/4/2022 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

19. Başvurunun incelenme aşamasında, gerekçede dayanılan telefon kayıtlarına ilişkin Mahkemeye yazılan müzekkereye verilen cevapta "...Dosya araştırmasında telefon dinleme kayıtlarına ilişkin herhangi bir bilgi ve belgenin bulunmadığı" bildirilmiştir.

20. Komisyon, tanık sorgulama hakkı dışındaki şikâyetlerin kabul edilemez olduğuna ve anılan hakka ilişkin şikâyetin kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.

II. DEĞERLENDİRME

21. Başvurucu, beyanları mahkûmiyet hükmüne belirleyici ölçüde esas alınan gizli tanıklar Bahadır, Saltuk ve Keşiş'in duruşmada dinlenmemeleri nedeniyle tanık sorgulama hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Başvurucunun diğer tanıklar V.Ö. ve Y.Ü.yü sorgulayamadığına ilişkin şikâyeti ise bulunmamaktadır.

22. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde; duruşmada okunan gizli tanık ifadelerine karşı başvurucu ve müdafiine itiraz ve savunmalarını sunma imkânı tanındığı, tanık beyanının yanı sıra dosya kapsamındaki diğer delillere de kararda yer verildiği, tanık beyanının tek veya belirleyici delil olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği görüşünü bildirmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı başvuru formunda yer alan tanık sorgulama hakkına ilişkin şikâyetlerini tekrar etmiştir.

23. Başvurucunun iddiaları adil yargılanma hakkı kapsamındaki tanık sorgulama hakkı yönünden incelenmiştir.

24. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

25. Anayasa Mahkemesi, benzer iddiaların ileri sürüldüğü başvurulara ilişkin olarak birçok kararında tanık sorgulama hakkı ile ilgili ilkeleri belirlemiştir (Baran Karadağ [2. B.], B. No: 2014/12906, 7/5/2015; AZ. M. [2. B.], B. No: 2013/560, 16/4/2015; Atila Oğuz Boyalı [2. B.], B. No: 2013/99, 20/3/2014). Buna göre bir sanığın kendisi hakkında gerçekleştirilen ceza yargılaması sürecinde tanıklara soru yöneltebilmesi, onlarla yüzleşebilmesi ve tanıkların beyanlarının doğruluğunu sınama imkânına sahip olması adil bir yargılamanın yapılabilmesi bakımından gereklidir. Böylelikle sanık, aleyhindeki tanık beyanlarının zayıf/itibar edilmez noktalarını ortaya koyup çelişmeli yargılama ilkesine uygun olarak onların güvenilirliğini huzurda sınayabilecek (test edebilecek), tanığın inandırıcılığı ve güvenilirliği bakımından sorduğu sorularla kendi lehine sonuçlar ortaya çıkarabilecek ve yargılama makamının uyuşmazlık konusu olayı sadece iddia makamının ileri sürdüğü şekliyle değil savunmanın argümanlarıyla da algılamasını sağlayabilecektir (AZ. M., § 55).

26. Ancak bazı olaylarda tanığın kim olduğunun sanıklar tarafından bilinmesi, tanığın kendisi veya yakınları için tehlike doğurabilir. Tanıklık yapacak olanların misillemeye uğramaktan korkmak için haklı sebepleri bulunabilir. Ayrıca örgütlü suçla mücadelede tanığın kimliğinin gizli tutulması hafife alınamaz. Örgütlü suçlardaki artış, bazı tedbirlerin alınmasını gerektirebilir. Bununla birlikte bir tanığın kimliği bu nedenle saklı tutulmuşsa savunma tarafının ceza yargılamalarında normal koşullarda bulunmayan zorluklarla karşı karşıya kalabileceği de gözönünde bulundurulmalıdır (Baran Karadağ, § 57).

27. Bu durumda ilk olarak tanığın kimliğini gizlemek için makul gerekçelerin olup olmadığının ve ikinci olarak gizli tanık ifadesinin verilecek hükmün dayandığı tek veya belirleyici temel olup olmadığının değerlendirilmesi gerekir. Gizli tanık beyanının mahkeme kararının dayandığı belirleyici delil olduğu bu şekilde tespit edildikten sonra üçüncü olarak savunma tarafına dengeleyici güvenceler sağlayan bir usulün yürütülüp yürütülmediği de belirlenmelidir. Hükmün büyük ölçüde veya yalnızca gizli tanığın ifadesine dayanması durumunda yargılama, detaylı incelemelere tabi tutulmalıdır. Eğer sanık veya müdafii tarafından güvenilirliğinin ve doğruluğunun saptanması amacıyla sorgulanmamış tanık delili, mahkeme kararının dayandığı esas veya belirleyici delilse ve dengeleyici güvenceler sağlayan bir usul öngörülmemişse adil yargılanma hakkının ihlali söz konusu olabilir (Baran Karadağ, §§ 68, 72).

28. Somut olayda başvurucunun barikat ve hendeklerde silahlı nöbet tuttuğunu beyan eden gizli tanık Bahadır, celse arasında ve başvurucu hazır bulunmaksızın Mahkemece dinlenmiştir. Diğer gizli tanıklar Saltuk, Keşiş ve Pınar ise kendilerine ulaşılamaması nedeniyle dinlenememiştir. İstinabe mahkemesi tarafından dinlenen tanıklardan V.Ö. başvurucuyu tanımadığını, diğer tanık Y.Ü. ise başvurucunun hendek olaylarına karıştığını görmediğini beyan etmiştir. Başvurucu; olayların yaşandığı dönemde başka yerde bulunduğunu, kendisine iftira atıldığını ve gizli tanık beyanlarını kabul etmediğini ifade etmiştir.

29. Tanıkların kimliğinin neden gizlendiği, tanığın neden savunmanın katılmadığı celsede dinlenildiği duruşma tutanakları ve gerekçeli karardan anlaşılamamaktadır. Ancak bunlara ilişkin geçerli bir nedenin ortaya konulmaması, tanık sorgulama hakkının ihlal edildiğinin kabul edilmesi için yeterli değildir. İkinci olarak hükmün tek başına veya belirleyici ölçüde başvurucunun sorgulama veya sorgulatma imkânına sahip olmadığı gizli tanık/tanıklar tarafından verilen ifadeye dayalı olup olmadığı ortaya çıkarılmalıdır. Başvurucu hakkındaki gerekçeli karar incelendiğinde duruşmada dinlenmeyen gizli tanıkların başvurucu aleyhine verdiği beyanların ve diğer delillerin ağırlığı hususunda Mahkemece herhangi bir değerlendirmede ise bulunulmadığı görülmüştür.

30. Mahkemenin, başvurucunun PKK/KCK silahlı terör örgütünün şehir gençlik yapılanması (YDG-H) kapsamında Dicle Mahallesi'nde silahlı ve silahsız faaliyet göstermesine bağlı olarak devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak suçundan mahkûm olmasında -esas itibarıyla- gizli tanık Bahadır'ın aşamalardaki beyanları, tanıklar Y.Ü. ve V.Ö.nün soruşturma aşamasında vermiş oldukları ve gizli tanık Bahadır'ın beyanları ile uyumlu anlatımları ile başvurucunun telefon dinleme kayıtlarına göre örgüte eleman temin ettiğine dair tespite dayandığı görülmektedir.

31. Başvurunun incelenme aşamasında, gerekçede dayanılan telefon kayıtlarının tespit edilememesi üzerine Mahkemeye yazılan müzekkereye verilen cevaba göre "...Dosya araştırmasında telefon dinleme kayıtlarına ilişkin herhangi bir bilgi ve belgenin bulunmadığı" bildirilmiştir (bkz. § 19). Telefon kayıtlarına ilişkin bu yazı cevabı doğrultusunda somut olayda, tanıklar Y.Ü. ve V.Ö.nün soruşturma aşamasındaki beyanları ile uyumlu olduğu vurgulanmak suretiyle hükmün esas olarak gizli tanık anlatımlarına dayandığı anlaşılmaktadır. Diğer bir ifadeyle sözü geçen olayda gizli tanık Bahadır'ın anlatımları tek olmasa da belirleyici delil olmuştur.

32. Gizli tanık beyanlarının Mahkeme kararında belirleyici delil olduğu bu şekilde tespit edildikten sonra savunma tarafına dengeleyici güvenceler sağlayan bir usulün yürütülüp yürütülmediği de belirlenmelidir. Mahkemenin başvurucunun hendek olaylarının başlamasıyla birlikte Dicle Mahallesi'nden ayrıldığına ilişkin savunmasını araştırmamış olması nedeniyle sorgulama imkânı verilmeyen gizli tanık beyanları doğrultusunda ortaya çıkan dezavantajlı durumu telafi edici güvence sağladığı söylenemeyecektir. Gizli tanık Bahadır, Mahkeme heyeti tarafından dinlendiğinden heyetin tüm üyeleri tanığın tepkilerini doğrudan gözlemleyebilmiştir. Mahkeme, gizli tanığın beyanlarını duruşmada okumuş; başvurucu gizli tanığın beyanlarını kabul etmemiştir.

33. Bununla birlikte başvurucu ve müdafii, gizli tanığın beyanlarının tespiti sırasında hazır bulunmadığından ses bağlantısı yoluyla da olsa gizli tanığı sorgulayamamış, sorulan sorulara verdikleri cevaplar hakkında kişisel izlenim edinme fırsatı elde edememişlerdir. Diğer bir ifadeyle savunma tarafı böylelikle sorgulama yoluyla gizli tanıkların güvenilirliğini test edememiştir. Söz konusu tanıkların beyanları daha sonra dosya arasına alınarak ilk derece mahkemesince sanık (başvurucu) ve müdafiinin denetimine sunulmuş ise de bu durum tanık beyanlarına karşı yeterli bir itiraz imkânı olarak değerlendirilemez.

34. Sonuç olarak tanıkların kimliklerinin neden gizlendiği, bu tanıkların neden savunmanın hazır bulunduğu celselerde dinlenilmediği, celse arasında ifadesi alınan gizli tanık beyanlarının neden aynı anda gizli tanıklara özgü görüntülü ve sesli iletişim tekniği kullanılmak suretiyle dinlenmediği hususunda bir gerekçeye yer verilmediği, hükmün belirleyici ölçüde gizli tanık ifadelerine dayandırıldığı ve gizli tanıklara yöneltilmesi istenen soruların bildirilmesi şeklindeki uygulamanın da tanığın menfaatleri ile sanığın adil yargılanma ölçütleri içinde yer alan haklarının adil bir şekilde dengelenmesini sağlamadığı görülmüştür.

35. Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki tanık sorgulama hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

36. Başvurucu; ihlalin tespiti, yeniden yargılama yapılması ile 500.000 TL maddi ve 500.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

37. Başvuruda tespit edilen anayasal hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar ve zorunluluk bulunmaktadır. Anayasa'nın 148. ve 153. maddeleri ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. ve 66. maddeleri uyarınca ihlal kararının gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatıp Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında belirtilen ilkelere ve gerekçelere uygun biçimde yürütülecek yargılama sonunda hak ihlalinin nedenlerini gidererek yeni bir karar vermektir (yeniden yargılama konusunda bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2) [1. B.], B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

38. Öte yandan hak ihlali kararından Anayasa Mahkemesinin davanın sonucuyla ilgili olarak bir tutum sergilediği sonucu çıkarılmamalıdır. Anayasa Mahkemesince verilen hak ihlali kararı uyuşmazlığın sonuçlarından bağımsız olup davanın kabulüne, reddine ya da beraate veya mahkûmiyete karar verilmesi gerektiği anlamına gelmemektedir. Kural olarak, yargılamanın her aşamasında olduğu gibi ihlalin sonuçlarını gidermek üzere yeniden yapılacak yargılama sonunda da delillerin dava ile ilişkisini kurma ve bunları değerlendirip sonuç çıkarma yetkisi ilgili mahkemelere aittir.

39. Tanık sorgulama hakkı tanığın yargılama evrelerindeki beyanlarının delil değeriyle ilgili bir derecelendirme yapılmasını güvence altına almamaktadır. Diğer bir ifadeyle bu hak, tanığın duruşmadaki beyanlarına üstünlük tanınması gerektiği yönünde bir güvence içermemektedir. Savunmaya duruşmada tanığı sorgulama fırsatı tanındığı ve sanığın diğer haklarına saygı gösterildiği sürece tanığın yargılama evresindeki beyanlarının hangisine itibar edileceği meselesi karar veren mahkemenin takdirindedir (bazı değişikliklerle birlikte bkz. Musa Yılmaz Acar [1. B.], B. No: 2013/1664, 16/7/2014, § 53).

40. İhlalin niteliğine göre yeniden yargılama yapılmasının yeterli bir giderim sağlayacağı anlaşıldığından manevi tazminat, başvurucu uğradığını iddia ettiği maddi zararla ilgili bilgi ve belge sunmadığından da maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Tanık sorgulama hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

B. Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki tanık sorgulama hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Kararın bir örneğinin tanık sorgulama hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Şırnak 2. Ağır Ceza Mahkemesine (E.2019/197, K.2019/662) GÖNDERİLMESİNE,

D. Başvurucunun tazminat talebinin REDDİNE,

E. 664,10 TL harç ve 30.000 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 30.664,10 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,

F. Ödemelerin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 2/7/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Mesut Yatman [2. B.], B. No: 2022/49558, 2/7/2025, § …)
   
Başvuru Adı MESUT YATMAN
Başvuru No 2022/49558
Başvuru Tarihi 28/4/2022
Karar Tarihi 2/7/2025

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, beyanları belirleyici ölçüde hükme esas alınan gizli tanıkların sanık tarafından duruşmada sorgulanmasına imkân verilmemesi nedeniyle tanık sorgulama hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Suç İsnadı) Tanık dinletme ve sorgulama hakkı (ceza) İhlal Yeniden yargılama
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi