logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Şerafettin Yakıcı [1.B.], B. No: 2019/35536, 28/2/2024, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

ŞERAFETTİN YAKICI BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2019/35536)

 

Karar Tarihi: 28/2/2024

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

İrfan FİDAN

 

 

Muhterem İNCE

Raportör

:

Hasan SARAÇ

Başvurucu

:

Şerafettin YAKICI

Vekili

:

Av. Derya KIRAN

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, askerlik görevinin ifası sırasında meydana gelen ölüm olayı sebebiyle vazife malullüğü aylığı bağlanması için ölenin yakını tarafından yapılan idari başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali talebiyle açılan davanın reddedilmesi nedeniyle yaşam hakkının ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

2. Başvurucunun oğlu A.F.Y. 19/8/2003 tarihinde Batman'da Beşiri İlçe Jandarma Komutanlığı emrinde jandarma er olarak zorunlu askerlik görevini yaparken tıraş olmak için gittiği banyoda saat 06.00 sıralarında başının dönmesi sonucu yere düşmüş ve başını çarpmıştır. A.F.Y.nin bağırma sesi ve iniltileri üzerine olayın olduğu yere gidildiğinde olay yerinde A.F.Y.den başka kimsenin olmadığı tespit edilmiştir. A.F.Y.nin yerde, gözleri ve bilincinin kapalı olduğu, zor nefes aldığı, kafasının arkasında kan birikintisi olduğu tanık ifadelerinden anlaşılmıştır.

3. A.F.Y. bilincinin yerine gelmesinin ardından arkadaşlarına başının dönmesi sonucu düştüğünü, sonrasını hatırlayamadığını ifade etmiştir. A.F.Y. söz konusu askerî birlikte bulunan görevli doktorun başka bir operasyonda bulunması sebebiyle Beşiri Sağlık Ocağına sevk edilmiştir. Burada yapılan muayene ve tedavisini müteakip sağlık ocağı tabibi, önemli bir durum olmadığını belirterek A.F.Y.yi istirahat etmesi için birliğine gönderilmiştir.

4. Aynı gün saat 08.30 civarında koğuştaki yatağında istirahat ederken aniden fenalaşan A.F.Y. yeniden Beşiri Sağlık Ocağına ve müteakiben sağlık ocağı tabibi refakatinde ambulansla Batman Devlet Hastanesine sevk edilmiş ise de yolda vefat etmiştir.

5. A.F.Y.nin ölümüne ilişkin olarak Kara Kuvvetleri Komutanlığı Diyarbakır 7. Kolordu Komutanlığı Askerî Savcılığınca (Askerî Savcılık) soruşturma başlatılmıştır. Olaya ilişkin delillerin toplanmasının ardından A.F.Y.nin ölümünün sebebinin ve söz konusu süreçte ilgili kişilerin kusuru olup olmadığının tespiti için Adli Tıp Kurumuna başvurulmuştur.

6. Adli Tıp Kurumu 3. Adli Tıp İhtisas Kurulunca (ATK) düzenlenen 24/9/2004 tarihli raporun ilgili kısmı şöyledir:

''...1. Adli Tıp İhtisas Kurulunun raporunda Otopsi tutanağında tanımlanan kafa arka bölümdeki yara ve hematomun kafatasında kırık veya kafa içi değişime yol açmadığından öldürücü nitelikte olmadığı, kişinin düşmesi ile uygun zemine çarparak oluşabileceği, kişinin vücudunda başka bir travmatik değişimin tanımlanmamış olduğu, ...kişinin ölümünün klinik olarak ve otopside kesin tanı konulamamış kendisinde mevcut bir hastalığa bağlı solunum yetmezliğinden ileri geldiğinin kabulü gerektiği mütalaa olunduğuna göre...ölüm nedenin kendinde mevcut hastalığa bağlı solunum yetmezliğinden ileri geldiği, kafa sağ arka bölümünde meydana gelen cilt altı hematom içinde gerekli müdahalenin yapılmış olduğunun anlaşıldığı, bu nedenle uygulanan tedaviye atf-ı kabil kusur bulunmadığı oybirliği ile mütalaa olunur...''

7. Askerî Savcılık 8/11/2004 tarihinde, ilgililerin A.F.Y.nin ölümüyle illiyet bağı kurulabilecek herhangi bir işlem ve eyleminin bulunmadığı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına karar vermiştir. Başvurucunun söz konusu karara itiraz edip etmediği dosyadaki belgelerden anlaşılamamıştır.

8. Başvurucu, vazife malullüğünden istifade edebilmek için 21/7/2017 tarihinde Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) müracaat etmişse de başvurucunun talebi reddedilmiştir.

9. Başvurucu, anılan işlemin iptali için Ankara 12. İdare Mahkemesinde (İdare Mahkemesi) dava açmış; dava dilekçesinde özetle zorunlu askerlik görevini ifa eden, dolayısıyla devletin gözetimi altında olan oğlunun tam teşekküllü hastaneye götürülmemesi nedeniyle vefat ettiğini belirtmiş; olayda devletin sorumluluğu olduğunu, vazife malullüğü için gereken şartların oluştuğunu ileri sürmüştür.

10. İdare Mahkemesi 5/7/2018 tarihli kararıyla davayı reddetmiştir. Karar gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir:

"... Dava dosyasının incelenmesinden; davacının oğlu [A.F.Y.nin] jandarma er olarak askerlik vazifesini ifa etmekte iken, 19.08.2003 tarihinde saat 06:00 sıralarında diğer arkadaşları ile birlikte uyandığı ve doğrudan tıraş olmak için koğuştan çıkarak lavaboların olduğu tuvalet bölgesine gittiği, kısa bir süre sonra tuvalet bölgesinden bağırma sesi ile birlikte iniltinin duyulduğu, başının arkasında kan birikintisinin olduğu, birliğin doktorlarının operasyonda olması nedeniyle Beşiri Sağlık Ocağı'na götürüldüğü, sağlık ocağının kapalı olması üzerine sağlık ocağında görev yapan doktorun özel muayenehanesine götürülerek muayenesinin yaptırıldığı, birliğine götürüldükten yarım saat sonra tekrar rahatsızlanması üzerine ambulansla Batman Devlet Hastanesi'ne götürüldüğü, burada vefat ettiği, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 24.09.2014 tarih ve 3574 sayılı raporda, [A.F.Y.nin] ölüm nedeninin, kendinde mevcut bir hastalığa bağlı solunum yetmezliğinden ileri geldiği, kafa sağ arka bölümde meydana gelen cilt altı hematom için gerekli müdahalenin yapılmış olduğunun anlaşıldığı, bu nedenle uygulanan tedaviye atfı kabil kusur bulunmadığının mütalaa edildiği, davacı tarafından oğlundan dolayı tarafına aylık bağlanması talebinin reddi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Bu durumda; davacının oğlunun ölüm nedeninin, kendinde mevcut bir hastalığa bağlı solunum yetmezliğinden ileri geldiğinin adli tıp raporuyla tespit edildiği [A.F.Y.nin] ölüm olayının askerlik vazifesinin sebep ve tesiri ile meydana gelmediği anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır."

11. Başvurucunun anılan karara karşı yaptığı istinaf başvurusu Ankara Bölge İdare Mahkemesi 11. İdari Dava Dairesinin (Dava Dairesi) 3/10/2019 tarihli kararıyla kesin olarak reddedilmiştir.

12. Başvurucu nihai kararın 21/10/2019 tarihinde kendisine tebliğ edilmesi üzerine 31/10/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

II. DEĞERLENDİRME

A. Yaşam Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

13. Başvurucu, oğlunun sağlıklı bir şekilde askerlik görevini yapmaya başladığını, düşerek yaralanmasının ardından tam teşekküllü bir hastaneye götürülmediğini, özel muayenesini gerçekleştiren doktorun hatalı değerlendirmeleri neticesinde zaman geçirildikten sonra hastaneye götürülmesi nedeniyle ölüm olayının gerçekleştiğini böylece yaşam hakkının ihlal edildiğini öne sürmüştür.

14. Başvurucunun söz konusu iddiaları yaşam hakkı kapsamında incelenmiştir.

15. Anayasa Mahkemesi daha önce başvurucunun eşi tarafından aynı somut olay ve olgulara dayanılarak vazife malullüğü aylığı bağlanması talebiyle açılan davanın ölümün askerlik görevinin sebep ve tesiri ile meydana geldiğini kanıtlayacak hiçbir bilgi ve belge bulunmadığından söz konusu aylığın bağlanması için gerekli şartların oluşmadığı gerekçesiyle reddedilmesi üzerine yapılan bireysel başvuruya ilişkin Şerife Yakıcı (B. No: 2019/37055, 22/11/2022) kararında aynı ihlal iddialarını değerlendirmiştir.

16. Anılan kararda yaşam hakkının ihlal edildiği iddiası yönünden başvuru yollarının tüketilmemiş olması nedeniyle başvurunun kabul edilemezliğine karar verilmiştir. Kararın gerekçesinde; somut olayda başvurucunun vazife malullüğü aylığı bağlanması talebiyle SGK'ya müracaat ettiği, talebinin kabul edilmemesi üzerine açtığı davanın reddedilmesi nedeniyle bireysel başvuruda bulunduğu, bireysel başvuruya konu edilen davanın meydana gelen ölüm olayında idarenin kusuru bulunduğu veya ölüm olayının yeterli soruşturulmadığı, bu nedenle yaşam hakkının ihlal edildiği iddia edilerek idare aleyhine açılmış hukuki ya da cezai nitelikte değil de olaydan dolayı SGK tarafından vazife malullüğü aylığı bağlanmamasına ilişkin işlemin iptali talebiyle açılmış bir dava olduğu, SGK aleyhine açılan bu davanın ölüm olayının sebebi ve varsa sorumluların tespiti için elverişli bir hukuki yol olmadığı zira anılan yargılamaya konu uyuşmazlığın aylık bağlanması için gerekli şartların bulunup bulunmadığının tespiti ile sınırlı olduğu, bu sebeple yaşam hakkının ihlal edildiği iddiası yönünden hukuk sisteminde mevcut idari ve yargısal yollar tüketilmeden bireysel başvuru yapıldığının anlaşıldığı belirtilmiştir (Şerife Yakıcı, § 29).

17. Somut başvuruda da anılan kararda açıklanan ilkelerden ve ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır.

18. Açıklanan gerekçelerle başvurunun yaşam hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkin kısmının diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

B. Hakkaniyete Uygun Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

19. Başvurucu, oğlunun ölümü nedeniyle vazife malullüğü aylığı bağlanması için gereken şartların oluştuğunu, benzer nitelikteki bazı davaların kabul edildiğini, kendi davasının ise hakkaniyete aykırı şekilde reddedildiğini belirterek adil yargılanma hakkı ile sosyal güvenlik hakkının ve eşitlik ilkesinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

20. Başvurucunun şikâyetleri, niteliği itibarıyla hakkaniyete uygun yargılanma hakkı kapsamında incelenmiştir.

21. Anayasa Mahkemesi, aynı iddialara ilişkin olarak yine Şerife Yakıcı kararında hakkaniyete uygun yargılanma hakkı kapsamında da değerlendirmelerde bulunmuştur. Söz konusu kararda, Anayasa Mahkemesinin benzer iddialara ilişkin olarak verdiği kararlara atfen özetle başvurucunun ileri sürdüğü iddiaların delillerin değerlendirilmesi ve hukuk kurallarının yorumlanmasına ilişkin olduğu, idare mahkemesi kararında bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik oluşturan durum bulunmadığı, varılan sonucun öngörülemez olmadığı ve yargılamanın hakkaniyetini zedelenmediği belirtilmiştir (Şerife Yakıcı, §§ 41-58).

22. Somut başvuruda da anılan kararda açıklanan ilkelerden ve ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır.

23. Açıklanan gerekçelerle başvurunun hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkin kısmın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

III. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. 1. Yaşam hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

2. Adil yargılanma hakkı kapsamındaki hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 28/2/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Şerafettin Yakıcı [1.B.], B. No: 2019/35536, 28/2/2024, § …)
   
Başvuru Adı ŞERAFETTİN YAKICI
Başvuru No 2019/35536
Başvuru Tarihi 31/10/2019
Karar Tarihi 28/2/2024

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, askerlik görevinin ifası sırasında meydana gelen ölüm olayı sebebiyle vazife malullüğü aylığı bağlanması için ölenin yakını tarafından yapılan idari başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali talebiyle açılan davanın reddedilmesi nedeniyle yaşam hakkının ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Yaşam hakkı Kişinin intihar riskine karşı korunması Başvuru Yollarının Tüketilmemesi
Adil yargılanma hakkı (Medeni Hak ve Yükümlülükler) Hakkaniyete uygun yargılanma hakkı (bariz takdir hatası, içtihat farklılığı vs.-idare) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi