logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Gülsel Bozkurt ve Tuncay Bozkurt [1.B.], B. No: 2019/35784, 3/3/2022, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

GÜLSEL BOZKURT VE TUNCAY BOZKURT BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2019/35784)

 

Karar Tarihi: 3/3/2022

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Muammer TOPAL

 

 

Recai AKYEL

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

Selahaddin MENTEŞ

Raportör

:

Yusuf Enes KAYA

Başvurucular

:

1. Gülsel BOZKURT

 

 

2. Tuncay BOZKURT

Başvurucular Vekili

:

Av. Arslan BOLAT

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru; haksız gözaltı ve tutukluluk nedeniyle hükmedilen tazminatın yetersiz olması nedeniyle adil yargılanma ile kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvurular 30/10/2019 tarihinde yapılmıştır. Komisyon, başvuruların kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına ve başvurucuların adli yardım talebinin kabulüne karar vermiştir.

3. 2019/35895 numaralı başvuru incelenen başvuruyla birleştirilmiştir.

4. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde ilgili olaylar özetle şöyledir:

6. Başvurucular çocukları fuhşa teşvik etme veya aracılık etme suçundan 13/7/2016 tarihinde gözaltına alınmış, 14/7/2016 tarihinde tutuklanmış, 4/10/2016 tarihinde tahliye edilmişlerdir. Yapılan yargılama sonunda başvurucuların beraatine karar verilmiştir. Bu karar istinaf edilmediği için kesinleşmiştir.

7. Beraat kararının kesinleşmesi üzerine başvurucular 83 gün haksız yere tutuklu kaldıklarından bahisle 50.000 TL maddi ve 100.000 TL manevi tazminatın haksız tutuklama tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesi talebiyle dava açmıştır. Başvurucular dilekçesinde; işlemedikleri suç nedeniyle yerel gazete manşetlerinde yer aldıklarını, ceza infaz kurumuna girerek mağdur duruma düşürüldüklerini, ceza infaz kurumunda zorluklar yaşadıklarını, yüz kızartıcı bir suçtan tutuklanmanın toplum tarafından da başlı başına bir ceza olarak kabul edileceğini ileri sürmüşlerdir. Başvurucular dava dilekçesinde gözaltının ve tutuklamanın hukukiliğine ilişkin bir açıklamada bulunmamışlardır. Başvurucular dava dilekçesinde gözaltının ve tutuklamanın haksız olduğu iddiasını haklarında beraat kararı verilmiş olmasına dayandırmıştır.

8. Tazminat talebini inceleyen Samsun 1. Ağır Ceza Mahkemesi başvuruculara ayrı ayrı 3.218,39 TL maddi, 4.000 TL manevi tazminatın tutuklama tarihi olan 14/7/2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine hükmetmiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

"Dosyada alınan 07/01/2019 tarihli bilirkişi raporunda davacıların 82 gün tutuklu ve 1 gün de süreli gözaltı sonrasında 14.07.2016-04.10.2017 tarihleri arasında haksız yere 83 gün tutuklu kaldıkları aylık asgari ücret üzerinden yapılan hesaplamayla maddi kazanç kaybının her biri için ayrı ayrı 3.218,39 TL tespit edildiği, rapor edilmiştir. Davacının maddi tazminat talebinin değerlendirilmesinde; davacıların haksız yere tutuklu ve gözaltında kaldığı süreler içerisinde bilirkişi raporu ile mahrum kaldıkları kazanç miktarı hesaplandığı, rapor da belirtilen maaş hesabı dışında dosya kapsamında mahrum kalınan maddi bir kazancın olmadığı anlaşılmakla bilirkişi raporu doğrultusunda her bir davacıya ayrı ayrı hesaplanan miktarın davacılara verilmesi gerekmektedir. Davacıların manevi tazminat talebinin değerlendirilmesinde; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 17.03.2009 tarih 2008/9-193 E. ve 2009/160 K. sayılı kararına göre 'manevi zarar tutuklanan kişinin sosyal çevresinde itibarının sarsılması, özgürlüğünden yoksun bırakılması nedeniyle duyulan elem, ızdırap ve ruhsal sıkıntıların bir ölçüde de olsa giderilmesi amacına yöneliktir. Uğranılan manevi zararın tümüyle giderilmesinin olanaksız olduğu kuşkusuzdur. Bununla birlikte tayin edilecek manevi tazminat kişinin acı ve ızdıraplarının dindirilmesinde, sıkıntılarının azaltılmasında etken olacaktır.' genel kurul kararı çerçevesinde, davacının sosyal ve ekonomik durumu, maruz kaldığı koruma tedbirleri nedeniyle duyduğu elem ve ızdırap, tutuklu kaldığı süre, ülkenin ekonomik durumu, paranın satın alma gücü gözetildiğinde mahkememizce değerlendirilen manevi tazminat miktarı zenginleşme sonucunu doğurmayacak şekilde, hak ve nesafet kurallarında uygun makul ve makbul bir miktar olması gerektiğinden 4.000,00 TL manevi tazminatın yasal faiziyle davalı hazineden alınarak her biri için ayrı ayrı davacılara verilmesine dair davanın kısmen kabulüne yönelik aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerektiği sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır."

9. Başvurucular tazminatın düşük olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

10. Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 20/9/2019 tarihinde kabul edilen maddi ve manevi tazminat miktarları ile reddedilen maddi tazminat miktarı açısından kesin olmak üzere, reddedilen manevi tazminat miktarı yönünden ise temyiz yolu açık olmak üzere istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir.

11. Başvurucular maddi tazminat yönünden istinaf mahkemesi kararı üzerine 30/10/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

12. Başvurucular kararın temyiz yolu açık kısmına yönelik olarak temyiz yoluna başvurmuştur. Temyiz incelemesi bireysel başvurunun incelendiği tarih itibarıyla devam etmektedir.

IV. İLGİLİ HUKUK

13. İlgili hukuk için bkz. A.A. [GK], B. No: 2017/34502, 21/10/2021, §§ 22-46.

V. İNCELEME VE GEREKÇE

14. Anayasa Mahkemesinin 3/3/2022 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Kişi Hürriyeti ve Güvenliği Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

15. Başvurucular makul şüphe ve kaçma şüphesi olmadığı hâlde haksız yere gözaltı ve tutuklama tedbirine maruz kalarak özgürlüklerinden mahrum edildiklerini, gerek kendileri gerekse aileleri yönünden yıpratıcı bir süreç yaşadıklarını, ceza infaz kurumunda tutuklu kaldıkları süre içinde maddi olarak zarara uğradıklarını, verilen maddi tazminatın zararlarını karşılama açısından oldukça yetersiz olduğunu, uğradıkları zararın çok altında bir maddi tazminata hükmedildiğini belirterek kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

16. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucular tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, §16). Başvurucuların şikâyetinin Anayasa'nın 19. maddesinin üçüncü ve dokuzuncu fıkraları kapsamındaki kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı yönünden incelenmesi gerekir.

17. Anayasa Mahkemesi A.A. kararında Anayasa'nın 19. maddesinin üçüncü fıkrası bağlamındaki şikâyetler yönünden başvuru yollarının tüketilmiş sayılabilmesi için başvurucuların ilk derece mahkemelerinde yakalama, gözaltı veya tutuklama tedbirlerinin hukukiliğine ilişkin iddialarını 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 141. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendi kapsamında- açıkça ileri sürerek dava açmaları gerektiğini belirtmiştir. Anılan tedbirlerin hukuka uygun olmadığına dair iddialar dile getirilmeden -Anayasa'nın 19. maddesinin dokuzuncu fıkrası kapsamında olmadığı değerlendirilen- 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (e) bendi uyarınca kovuşturmaya yer olmadığı ya da beraat kararına dayalı olarak dava açılmasının başvuru yollarının tüketilmesi anlamına gelmediğine karar vermiştir (A.A., §§ 70-90).

18. Somut olayda gözaltının ve tutuklamanın hukuka aykırı olduğu iddiasına ilişkin olarak 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendi uyarınca bir tazminat davası açılmadığından anılan karardan ayrılmayı gerektiren bir durum söz konusu değildir.

19. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

Hasan Tahsin GÖKCAN bu görüşe katılmamıştır.

B. Adil Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

20. Başvurucular; maddi zararın belirlenmesi açısından ceza infaz kurumunda yapmış oldukları harcamaların tespit edilmesi talebinin gözardı edildiğini, verilen maddi tazminatın zararlarını karşılama açısından oldukça yetersiz olduğunu, uğradıkları zararın çok altında bir maddi tazminata hükmedildiğini ileri sürmüştür.

21. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, § 16). Anayasa Mahkemesi A.A. kararında 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (e) bendi uyarınca açılan davalarda hükmedilen tazminatın yetersiz olduğu yönündeki iddiaların adil yargılanma hakkı kapsamında incelenmesi gerektiğini belirtmiştir (A.A., § 87). Bu itibarla başvurucunun bu kısımdaki şikâyetlerinin adil yargılanma hakkı kapsamında incelenmesi gerekir.

22. Temel hak ve özgürlüklere müdahale teşkil eden ve bariz takdir hatası veya açık keyfîlik içeren durumlar dışında kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlara dair şikâyetler bireysel başvurunun incelemesi kapsamında değildir (Ahmet Sağlam, B. No: 2013/3351, 18/9/2013, § 42).

23. Somut olayda başvurucunun ileri sürdüğü ihlal iddialarının yukarıda belirtilen içtihat kapsamında kanun yolu şikâyeti niteliğinde olduğu ve bariz takdir hatası veya açık keyfîlik oluşturan bir durumun da bulunmadığı anlaşıldığından başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA Hasan Tahsin GÖKCAN 'ın karşıoyu ve OYÇOKLUĞUYLA,

B. Adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA OYBİRLİĞİYLE,

C. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucuların yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 3/3/2022 tarihinde karar verildi.

 

 

 

 

KARŞIOY GEREKÇESİ

Anayasanın 19. maddesinin 9. fıkrasında kural olarak, aynı maddedeki güvencelere aykırı biçimde yapılan özgürlüğe müdahalelere karşı bir telafi güvencesi öngörülmektedir. Bu şekilde hak ihlalinden doğan mağduriyetin tazminat boyutuyla giderilmesi de amaçlanmaktadır. Fakat 9. fıkradaki güvence yalnızca önceki fıkralarda yer alan esaslara (güvencelere) aykırı işlemleri kapsamaktadır. Diğer bir ifadeyle hukuka uygun koruma tedbiri işlemleri kural olarak anayasal güvence kapsamına girmemektedir. Fakat iç hukukumuzda yer alan 5271 sayılı CMK’nın 141/1-e madde ve bendinde “Kanuna uygun olarak yakalandıktan veya tutuklandıktan sonra haklarında kovuşturmaya yer olmadığına veya beraatlerine karar verilen” kişilerin de Devletten maddi ve manevi zararlarını isteyebilecekleri kabul edilmiştir. Hukukumuzda böyle bir hakkın kabul edilmesi ve Mahkememizin 2017/34502 Başvuru numaralı kararında açıkladığım gerekçelerle bu başvurunun esasının da incelenmesi gerektiği görüşüyle karşıoy kullandım.

 

 

 

 

Başkan

 Hasan Tahsin GÖKCAN

 

 

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Gülsel Bozkurt ve Tuncay Bozkurt [1.B.], B. No: 2019/35784, 3/3/2022, § …)
   
Başvuru Adı GÜLSEL BOZKURT VE TUNCAY BOZKURT
Başvuru No 2019/35784
Başvuru Tarihi 30/10/2019
Karar Tarihi 3/3/2022
Birleşen Başvurular 2019/35895

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, haksız gözaltı ve tutukluluk nedeniyle hükmedilen tazminatın yetersiz olması nedeniyle adil yargılanma ile kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Suç İsnadı) Hakkaniyete uygun yargılanma hakkı (hukuka aykırı deliller, bariz takdir hatası vs.) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı Tutma nedeniyle tazminat hakkı Başvuru Yollarının Tüketilmemesi

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 5271 Ceza Muhakemesi Kanunu 90
91
141
142
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi