TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
ZAFER BALCI BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2019/36883)
Karar Tarihi: 27/7/2022
Başkan
:
Kadir ÖZKAYA
Üyeler
Engin YILDIRIM
Rıdvan GÜLEÇ
Yıldız SEFERİNOĞLU
Kenan YAŞAR
Raportör
Yusuf Enes KAYA
Başvurucu
Zafer BALCI
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, açık ceza infaz kurumuna ayrılma ve denetimli serbestlik tedbirinden yararlanma taleplerinin reddedilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 4/11/2019 tarihinde yapılmıştır. Komisyon; adli yardım talebinin kabulüne ve adil yargılanma hakkı dışındaki şikâyetlerin kabul edilemez olduğuna, anılan hakka ilişkin şikâyetin kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.
3. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüşünü bildirmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı beyanda bulunmuştur.
III. OLAY VE OLGULAR
4. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde ilgili olaylar özetle şöyledir:
5. Başvurucu, Antalya 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 15/2/2018 tarihli kararı ile Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasına üye olma suçundan 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmıştır. Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin 4/7/2018 tarihli kararı ile istinaf başvurusu esastan reddedilmiştir. Başvurucunun temyiz yasa yoluna başvurması üzerine inceleme yapan Yargıtay 16. Ceza Dairesi 16/4/2019 tarihli kararı başvurucu hakkında verilen mahkûmiyet kararını onamıştır.
6. Hükümlü olarak cezasını infaz etmek üzere Burdur E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna yerleştirilen başvurucu hakkında Burdur Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 25/6/2019 tarihinde düzenlenen müddetnamede, koşullu salıverilme tarihinin 10/4/2022, hak ederek tahliye tarihinin ise 23/2/2024 olduğu belirtilmiştir. Söz konusu müddetnamede ayrıca başvurucunun 29/8/2016 ile 24/6/2019 tarihleri arasında tutuklu kaldığı 1029 gün ile gözaltında kaldığı 1 günün cezasından mahsup edildiği belirtilmiştir.
7. Başvurucu 16/7/2019 tarihinde Burdur E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna (Ceza İnfaz Kurumu) sunmuş olduğu dilekçe ile açık ceza infaz kurumuna ayrılma ve denetimli serbestlik hükümlerinden faydalanabilmek için gerekli işlemlerin başlatılmasını talep etmiştir.
8. Burdur E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu İdare ve Gözlem Kurulu 26/7/2019 tarihinde, terör örgütü üyeliği suçundan hükümlü olan başvurucunun gözleme tabi tutulduğunu, belirli bir gözlem sonucunda hakkında karar verilebileceğini belirterek karar tarihi itibarıyla başvurucunun örgüt ile bağlarının koptuğuna dair somut bir delilin olmadığını değerlendirmiş; 6 aylık deneme süreleri boyunca tekrar değerlendirme yapılmak üzere başvurucunun açık ceza infaz kurumuna ayrılma talebinin reddine karar vermiştir.
9. Başvurucu, İdare ve Gözlem Kurulu kararına itiraz etmiştir. İtirazı inceleyen Burdur İnfaz Hâkimliği 7/9/2019 tarihli kararıyla başvurucunun itirazını reddetmiştir.
10. Başvurucunun İnfaz Hâkimliğinin kararına itirazını inceleyen Burdur Ağır Ceza Mahkemesi, 1/10/2019 tarihinde İnfaz Hâkimliği kararının usul ve yasaya uygun olduğunu değerlendirerek itirazın reddine karar vermiştir.
11. Başvurucu 4/11/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
12. Başvurucu 16/4/2021 tarihinde Burdur E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumundan denetimli serbestlikle tahliye edilmiştir.
IV. İLGİLİ HUKUK
13. İlgili hukuk için bkz. Mustafa Takyan [GK], B. No: 2020/27974, 15/12/2021, §§ 21-33.
V. İNCELEME VE GEREKÇE
14. Anayasa Mahkemesinin 27/7/2022 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun iddiaları ve Bakanlık Görüşü
15. Başvurucu; denetimli serbestlikten yararlanma koşulları gerçekleştiği hâlde terör örgütünden ayrılmadığı gerekçesiyle açık ceza infaz kurumuna ayrılma ve denetimli serbestlik tedbirinden faydalanma talebinin soyut gerekçelerle, keyfî bir biçimde ve varsayıma dayalı olarak Mahkemece reddedildiğini oysa terör örgütüyle hiçbir ilgisinin bulunmadığını, ceza infaz kurumundaki tutumunun da bunu kanıtladığını, kararın bireysel durumunun değerlendirildiği nesnel ve objektif gerekçeler içermediğini, herhangi bir somut hususa dayanmadan örgüt ile irtibatının devam ettiğinin iddia edilmesinin masumiyet karinesine aykırı olduğunu belirterek adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
16. Bakanlık görüşünde, konu bakımından adil yargılanma hakkının uygulanabilir olup olmadığı hususunda takdir yetkisinin Anayasa Mahkemesinde olduğu ifade edilmiştir. Bakanlık görüşünde ayrıca İdare ve Gözlem Kurulu ile İnfaz Hâkimliğinin başvurucunun açık ceza infaz kurumuna ayrılma ve denetimli serbestlikten yararlanma şartlarını taşımadığı kanaatine ulaşırken yaptığı değerlendirmelerin bireysel başvurunun ikincilliği ilkesi uyarınca derece mahkemeleri önünde dava konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile derece mahkemelerince uyuşmazlıkla ilgili varılan sonucun esas yönünden adil olup olmaması hususlarıyla ilgili olduğu, dolayısıyla iddiaların bireysel başvuruya konu edilemeyeceği vurgulanmıştır.
17. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı daha önceki beyanlarını yinelemiştir.
B. Değerlendirme
18. Anayasa Mahkemesi Mustafa Takyan kararında mahkûmiyet kararı kesinleştikten sonra açık ceza infaz kurumuna ayrılma ve denetimli serbestlikten yararlanma şartlarının taşınıp taşınmadığı meselesinin doğrudan doğruya cezanın infaz edilme şekline ilişkin olduğunu, suçun esası ya da cezanın miktarı ile herhangi bir ilgisinin bulunmadığını, dolayısıyla suç isnadı altında bulunulmadığı bir dönemi ilgilendiren bu uyuşmazlığın adil yargılanma hakkının cezai boyutu kapsamında kalmadığını belirtmiştir. Anayasa Mahkemesi sonuç olarak açık ceza infaz kurumuna ayrılma ve denetimli serbestlikten yararlanma talebiyle ilgili uyuşmazlık çerçevesinde dile getirilen adil yargılanma hakkına dair şikâyetlerin Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ortak koruma alanının dışında kaldığı ve bireysel başvuruya konu yapılamayacağı sonucuna varmış ve konu bakımından yetkisizlik kararı vermiştir (Mustafa Takyan, §§ 40-52). Somut başvuru yönünden anılan kararda varılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır.
19. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adil yargılanma hakkına ilişkin iddiaların konu bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 27/7/2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.