TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
ALİ DAVDAV BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2020/29326)
Karar Tarihi: 27/7/2022
Başkan
:
Kadir ÖZKAYA
Üyeler
Engin YILDIRIM
Rıdvan GÜLEÇ
Yıldız SEFERİNOĞLU
Kenan YAŞAR
Raportör
Habip OĞUZ
Başvurucu
Ali DAVDAV
Vekili
Av. Niyazi YILMAZ
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, -temel olarak- başvurucunun terör örgütüne üye olma suçundan yargılandığı ceza davasında adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir. Başvuru, soruşturma ve kovuşturma evrelerinde gerçekleştirilen işlemler nedeniyle kötü muamele yasağı gibi başka temel haklarının ihlal edildiğine ilişkin şikayetleri de içermektedir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 18/8/2020 tarihinde yapılmıştır. Komisyon, başvurucunun şikayetlerinin kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.
3. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüşünü bildirmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
4. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde ilgili olaylar özetle şöyledir:
5. Manisa Cumhuriyet Başsavcılığının 15/12/2017 tarihli iddianamesi ile başvurucunun Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasına ( FETÖ/PDY) üye olma suçundan cezalandırılması talebiyle kamu davası açılmıştır.
6. İddianamenin Manisa 4. Ağır Ceza Mahkemesince kabulü ile başvurucu hakkında açılan davada, başvurucunun silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 6/4/2018 tarihinde hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
7. Başvurucu 5/12/2017 tarihinde gözaltına almış, 8/12/2017 tarihinde tutuklanmıştır.
8. Başvurucunun istinaf talebi, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesinin 6/11/2018 tarihli kararı ile esastan reddedilmiştir.
9. Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 18/2/2020 kararı ile hüküm onanmıştır.
10. Başvurucu 18/8/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
11. Anayasa Mahkemesinin 27/7/2022 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Adli Yardım Talebi Yönünden
12. Anayasa Mahkemesinin Mehmet Şerif Ay (B. No: 2012/1181, 17/9/2013) kararında belirtilen ilkeler dikkate alınarak adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.
B. Kişi Hürriyeti ve Güvenliği Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddialar
1. Suç İsnadına Bağlı Tutmaya İlişkin Şikayetler Yönünden
13. Başvurucu tutuklama ve tutukluluğun devamı kararlarının keyfi ve gerekçesiz olduğunu belirterek kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
14. Anayasa Mahkemesi, Mehmet Emin Kılıç ve Mehmet Şimşek kararlarında;tutuklamanın hukuki olmaması, tutukluluğun makul süreyi aşması gibi “bir suç isnadına bağlı olarak” tutuklulukla ilgili şikayetleri içeren bireysel başvuruların, ilk derece mahkemesinin nihai kararını verdiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılmadığı gerekçesiyle süre aşımı olduğu sonucuna varmıştır (Mehmet Emin Kılıç, B. No: 2013/5267, 7/3/2014, §§ 19-32; Mehmet Şimşek, B. No: 2018/10953, 22/7/2020, §§ 47-70). Anılan kararlarda belirtilenlere benzer şikâyetler içeren somut başvurunun ilgili kısımlarında ileri sürülen kişi hürriyeti ve güvenliği hakkına yönelik ihlal iddialarının süre aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Mahkumiyete Bağlı Tutmaya İlişkin Şikayetler Yönünden
15. Başvurucu bağımsız ve tarafsız bir mahkemede yargılanmaksızın mahkum olduğunu ve özgürlüğünden alıkonulduğunu belirterek kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
16. Anayasa Mahkemesi, Ç.Ö. kararında; mahkumiyete bağlı tutmanın hukuka aykırı olduğu, kanun yolu aşamasında tahliye taleplerinin veya re’sen tutukluluk incelemelerinin yapılmaması gibi “bir mahkumiyete bağlı olarak” tutuklulukla ilgili şikayetlerin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğu sonucuna varmıştır (Ç.Ö. [GK], B. No: 2014/5927, 19/7/2018, §§ 27-53). Somut başvurudaki benzer şikayetler yönünden anılan kararda açıklanan ilkelere göre kişi hürriyeti ve güvenliği hakkına yönelik bir ihlalin bulunmadığı açık olduğundan başvurunun ilgili kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
C. Kötü Muamele Yasağının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
17. Başvurucu; gözaltına kötü muameleye maruz kaldığını, gözaltı koşullarının kötü olduğunu ileri sürmüştür.
18. Bireysel başvuru yolunun ikincil niteliği gereği, Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunulabilmesi için öncelikle olağan kanun yollarının tüketilmesi zorunludur. Başvurucunun bireysel başvuru konusu şikâyetini öncelikle ve süresinde yetkili idari ve yargısal mercilere usulüne uygun olarak iletmesi, bu konuda sahip olduğu bilgi ve delilleri zamanında bu makamlara sunması, bu süreçte dava ve başvurusunu takip etmek için gerekli özeni göstermiş olması gerekir (İsmail Buğra İşlek, B. No: 2013/1177, 26/3/2013, § 17).
19. Somut olayda gözaltı sürecindeki kötü muamele iddialarına dair başvurucu, genel olarak gözaltında iken kamu görevlileri tarafından kötü muameleye maruz bırakıldığını ve insani olmayan gözaltı koşullarında kasti bir şekilde tutulduğunu ileri sürmektedir. Söz konusu iddiaların Anayasa Mahkemesince doğrudan incelenebilmesi için yeterli bilgi ve belge bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu bağlamda somut olayın koşullarının başvurucunun anılan iddialarının kamu görevlilerinin kasıt ve/veya ihmalinden kaynaklanıp kaynaklanmadığına dair adli ve/veya idari bir soruşturmayla ortaya konması gerekmektedir. Başvurucunun herhangi bir adli ve/veya idari yola müracaat ettiği anlaşılamamaktadır.
20. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
D. Diğer Haklara İlişkin İhlal İddiaları
21. Başvurucu, başta adil yargılanma hakkı ve bu hakkın birçok güvencesi olmak üzere soruşturma ve kovuşturma evrelerinde gerçekleştirilen işlemler nedeniyle özel hayata saygı hakkının, suçların ve cezaların kanuniliği ilkesinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
22. Anayasa Mahkemesi daha önce başvurucunun avukatı tarafından Yargıtay kararının UYAP üzerinden okunduğu tarihte bireysel başvuruya ilişkin nihai karardan haberdar olduğunun ve bu doğrultuda bireysel başvuru süresinin nihai kararın okunduğu tarihten itibaren işlemeye başladığının kabul edilmesi gerektiği sonucuna varmıştır (Hüseyin Aşkan, B. No: 2017/15649, 21/7/2020, §§ 18-31). Başvurunun bu kısmında da söz konusu karardan ayrılmayı gerektirecek bir durum söz konusu değildir.
23. Sonuç olarak bireysel başvuru konusu yargılama sürecine ilişkin nihai karardan 17/7/2020 tarihinde haberdar olduğu anlaşılan başvurucunun otuz günlük bireysel başvurusu süresinden sonra, 18/8/2020 tarihinde gerçekleştirdiği bireysel başvurusunun süre aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,
B. 1. Suç isnadına bağlı tutmaya ilişkin şikayetler yönünden kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın süre aşımı nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Mahkumiyete bağlı tutmaya ilişkin şikayetler yönünden kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
3. Kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
4. Diğer haklara ilişkin ihlal iddialarının süre aşımı nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
C. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 27/7/2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.