TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
FATİH ELGİN BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2019/38512)
Karar Tarihi: 16/11/2022
Başkan
:
Hasan Tahsin GÖKCAN
Üyeler
Recai AKYEL
Selahaddin MENTEŞ
İrfan FİDAN
Muhterem İNCE
Raportör
Kemal ÖZEREN
Başvurucu
Fatih ELGİN
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, farklı ceza infaz kurumunda bulunan eş ve küçük çocukla açık görüş yaptırılmadığından bahisle infaz hâkimliğine yapılan şikâyetin esasa girilmeden reddedilmesi nedeniyle aile hayatına saygı hakkı ile bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Başvurucu, Elâzığ T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda (Kurum), başvurucunun eşi ve küçük çocuğu ise aynı yerleşkede yer alan Elâzığ Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda tutuklu olarak bulunmaktadır.
3. Başvurucu; ailesi ile açık görüş yapmak istediğini, ceza infaz kurumu savcılığından görüş için izin talebinin kabul edilmesine rağmen yetkililerin bu talebi karşılamadığını ve aile bütünlüğünün bozulduğunu belirterek eşi ve çocuğuyla görüşmek istediği yönündeki talebini infaz hâkimliğine iletmiştir.
4. İnfaz hâkimliği, başvurucunun talebiyle ilgili olarak karar alınması veya alınan herhangi bir karar var ise gönderilmesi istemiyle Kuruma müzekkere yazmıştır. Kurum cevaben, başvurucunun 21/6/2019, 19/7/2019, 2/8/2019 ve 23/8/2019 tarihlerinde eşi ile kapalı görüş yaptığını infaz hâkimliğine bildirmiştir.
5. İnfaz hâkimliği, başvurucunun talebiyle ilgili olarak Kuruma yazılan müzekkereye ve bu müzekkereye verilen cevaba yer verdikten sonra başvurucunun talebinin usulden reddine karar vermiştir. Kararın gerekçesinde; infaz hâkimliklerinin görevlerinin 16/5/2001 tarihli ve 4675 sayılı İnfaz Hâkimliği Kanunu'nun (Kanun) 4. maddesinde sınırlı olarak sayıldığı, başvurucunun talebiyle ilgili olarak infaz hâkimliğinin doğrudan karar verme yetki ve görevinin bulunmadığını, talebin önce Kurum tarafından değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiştir. Başvurucunun bu karara itiraz etmesi üzerine ağır ceza mahkemesince itirazın reddine karar verilmiştir.
6. Başvurucu nihai kararı 18/11/2019 tarihinde öğrendikten sonra 19/11/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
7. Başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
8. Başvurucu, eşinin tutuklanmasından yaklaşık dört ay sonra açık görüş imkânı tanındığını, bu tarihe kadar defalarca açık görüş yapma talebinde bulunmasına ve bu talebe savcılık tarafından izin verilmesine rağmen açık görüş yapmasına izin verilmediğini belirterek aile bütünlüğünün bozulduğunu ileri sürmüştür. Bununla birlikte başvurucu, Kurumun konu ile ilgili yaptığı başvurulara cevap vermediğini vurgulamıştır. Bakanlık görüşünde, başvurucunun Kurumda bulunduğu tarihlerde verdiği dilekçelerin Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden ilgili makamlara gönderildiğini ve gecikmeksizin işlem tesis edildiğini bildirmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.
9. Başvuru, aile hayatına saygı hakkı ile bağlantılı olarak etkili başvuru hakkı kapsamında incelenmiştir.
10. Etkili başvuru hakkı, anayasal bir hakkının ihlal edildiğini ileri süren herkese, hakkın niteliğine uygun olarak iddialarını inceletebileceği makul, erişilebilir, ihlalin gerçekleşmesini veya sürmesini engellemeye ya da sonuçlarını ortadan kaldırmaya (yeterli giderim sağlama) elverişli idari ve yargısal yollara başvuruda bulunabilme imkânının sağlanması olarak tanımlanabilir (Y.T. [GK], B. No: 2016/22418, 30/5/2019, § 47; Meral Danış Beştaş (3), B. No: 2017/34087, 13/10/2020, §37).
11. Devletin mahpusların yaşam koşullarına makul öngörüden daha fazla müdahale edilmesini önleyecek ve müdahale edildiği takdirde giderim sağlayacak etkili hukuki başvuru yollarını hayata geçirmesi ve bu yolları işlevsel kılması gerekir. Bu anlamda ceza infaz kurumlarındaki birtakım uygulamaların temel hak ve hürriyetlere müdahale teşkil ettiği ve kaldırılması gerektiği konusunda ileri sürülecek iddiaların esasının incelenmesine imkân sağlayan ve gerektiğinde uygun bir telafi yöntemi sunan etkili hukuk yollarının olması ilgililere etkili başvuru hakkının sağlanması bakımından bir gerekliliktir. Tutuklu ve hükümlülerin temel hak ve hürriyetlerine yönelen hukuka aykırı müdahalelerin giderilmesi amacıyla öngörülen infaz hâkimliklerine şikâyet yoluyla başvurma imkânının mevzuatta yer alması yalnız başına yeterli olmayıp bu yolun aynı zamanda pratikte de başarı şansı sunması gerekir. Söz konusu yola başvurulabilmesi için öngörülen koşullar somut olaylara tatbik edilirken dayanak işlem, eylem ya da ihmallerden kaynaklanan savunulabilir nitelikteki iddiaların bu doğrultuda geniş şekilde değerlendirilmesi, koşulların oluşmadığı sonucuna ulaşılması durumunda ise bu durumun yargı makamları tarafından ilgili ve yeterli gerekçelerle açıklanması gerekir. Bu husustaki ilkelere Meral Danış Beştaş (3) (§§ 35-42) kararında yer verilmiştir.
12. Somut olayda başvurucu özü itibarıyla, aynı yerleşkedeki başka bir ceza infaz kurumunda bulunan eşiyle ve eşiyle birlikte kalan küçük çocuğuyla açık görüş yapma yönündeki taleplerine Kurumca cevap verilmediğinden ve bu durumun aile hayatına saygı hakkını ihlal ettiğinden yakınmaktadır.
13. Öncelikle İnfaz Hâkimliği, başvurucunun talebiyle ilgili Kuruma yazdığı müzekkerede başvurucunun dilekçesine istinaden Kurumca bir karar alınmasını ya da alınmış bir karar var ise gönderilmesini talep etmiştir. Kurumca başvurucunun kapalı görüş yaptığı tarihlere ilişkin bilgi sunulmuş, açık görüş yapmak istediğine yönelik talebi hakkında ise somut bir belirlemede bulunulmamıştır. Bununla birlikte İnfaz Hâkimliği, işin esasına yönelik yaptığı bu araştırmanın yanında başvurucunun talebinin usulden reddine karar vermiştir.
14. Ayrıca başvurucu, açık görüş talebi hakkında savcılık tarafından izin verildiğini fakat Kurumun, ailesiyle açık görüş yapması yönünde kendisine imkân tanımadığını vurgulamıştır. Bu bağlamda başvurucunun savcılık tarafından açık görüş yapabilmesi yönünden kendisine verilen bir iznin var olması demek aynı zamanda bu hususta Kuruma iletilmiş bir talebinin de var olacağı anlamına gelmektedir. Başvurucunun somut olaydaki bu temel iddiasına karşı, Kurum tarafından müzekkere cevabında herhangi bir beyanda bulunulmamış ve başvurucunun açık görüş yapma yönündeki talebine değinilmemiş, derece mahkemelerince de bu hususta bir inceleme yapılmamıştır.
15. Netice itibarıyla başvurucunun İnfaz Hâkimliğine yaptığı başvurunun usulden reddi yönünde verilen kararın ilgili ve yeterli gerekçeler içermediği, başvurucunun iddialarının incelenmesine ve uygun bir telafi şansı sunmaya elverişli olmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca derece mahkemelerince ortaya konulan yaklaşım, temel hak ve hürriyetlerin ihlal edildiğine yönelik şikâyetin etkili bir şekilde incelenmesine imkân sağlamamıştır. Sonuç olarak başvurucuya, aile hayatına saygı hakkı kapsamında olduğunu ileri sürdüğü müdahalenin ortadan kaldırılması talebiyle başvurabileceği ve asgari güvenceleri içeren, pratikte de işleyen etkili bir hukuk yolunun sunulmadığı sonucuna varılmıştır.
16. Açıklanan gerekçelerle aile hayatına saygı hakkıyla bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
III. GİDERİM
17. Başvurucu, ihlalin tespit edilmesini istemiş ve 200.000 TL tazminat talebinde bulunmuştur.
18. İhlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır. Zira başvurucu, eşinin tutuklanmasından sonraki dört aylık süreçte açık görüş imkânından faydalanamadığını belirtmekte, sonrası için bu bağlamda bir şikâyette bulunmamaktadır.
19. Eski hâle getirme kuralı çerçevesinde ihlalin sonuçlarının bütünüyle ortadan kaldırılabilmesi için başvurucuya manevi zararları karşılığında net 20.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
IV. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,
B. Aile hayatına saygı hakkıyla bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
C. Aile hayatına saygı hakkıyla bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
D. Başvurucuya net 20.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,
E. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
F. Kararın bir örneğinin bilgi için Elâzığ İnfaz Hâkimliği (E.2019/2800, K.2019/2771) ve Elâzığ 1. Ağır Ceza Mahkemesi (2019/1721 D. İş) ile Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 16/11/2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.