logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Ayşegül Adıgüzel Arslan [1.B.], B. No: 2019/38596, 6/3/2024, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

AYŞEGÜL ADIGÜZEL ARSLAN BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2019/38596)

 

Karar Tarihi: 6/3/2024

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

İrfan FİDAN

 

 

Muhterem İNCE

 

 

Yılmaz AKÇİL

Raportör

:

Eren Can BENAKAY

Başvurucu

:

Ayşegül ADIGÜZEL ARSLAN

Vekili

:

Av. Birgül DEĞİRMENCİ

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının olumsuz sonuçlandığı gerekçesiyle müdür yardımcılığı görevinden alınarak öğretmen olarak atanma işlemine karşı açılan iptal davasında davanın sonucuna etkili iddianın kararda karşılanmaması nedeniyle gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Başvurucu, İzmir'deki bir anaokulunda müdür yardımcısı olarak görev yapmaktayken hakkında güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yaptırılmıştır. Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının olumsuz sonuçlanması nedeniyle başvurucu yine İzmir'de başka bir ilkokula öğretmen olarak atanmıştır.

3. Başvurucu, söz konusu işlemin iptali talebiyle 3/10/2018 tarihinde dava açmıştır. Dava dilekçesinde, müdür yardımcılığı görevine devam etmesinde sakınca görülmesi nedeniyle bu görevden alındığını ancak söz konusu sakıncanın ne olduğunu bilmediğini belirtmiş; haksız ve hukuka aykırı şekilde dava konusu işlemin tesis edilmesinden yakınmıştır. Hakkında müdür yardımcılığı görevi nedeniyle herhangi bir disiplin cezası bulunmadığını, hizmetlerinden ötürü iki kez başarı belgesi ile ödüllendirildiğini vurgulamıştır.

4. İzmir 3. İdare Mahkemesi (Mahkeme) 27/5/2019 tarihinde davayı reddetmiştir. Kararın gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir:

"Davacının güvenlik soruşturmasının davalı idareden istenilmesi üzerine gönderilen yazı ekinde yer alan bilgi ve belgelerin incelenmesinden; davacı Ayşegül Adıgüzel Arslan'ın silahlı terör örgütü bağlantılı, Van Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nce KİHBİ (GBT) sisteminde terör örgütü propaganda suçundan bilgi formu açıldığı ve geçmiş yıllarda örgüte müzahir şahıslar ile irtibatlı iltisaklı olabileceği yönünde istihbari mahiyette bilgilerin bulunduğu, yakınlarına ilişkin de benzer mahiyette istihbari mahiyette bilgilerin bulunduğu görülmüştür.

Bu durumda yukarıda yer verilen yasa hükümleri ile dava dosyasında yer alan bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesi sonucunda, müdür yardımcılığı görevinin öğretmenlerin asli görevleri niteliğinde olmadığı, ikinci görev olduğu da dikkate alındığında davalı idare tarafından takdir yetkisi kapsamında kamu yararı ve hizmet gerekleri doğrultusunda tesis edildiği sonucuna varılan dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmemiştir."

5. Başvurucu 25/6/2019 tarihinde karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf dilekçesinde, üniversite eğitimindeyken katıldığı bir protesto gösterisi nedeniyle hakkında başlatılan ceza kovuşturmasından beraat ettiğini ve bu kararın kesinleştiğini belirtmiştir. Memuriyete başlarken söz konusu davanın devam ettiğini ve bu davanın memuriyete girmesine engel teşkil etmediğini, memuriyete başladıktan sonra hakkında herhangi bir adli ya da idari soruşturma açılmadığını ifade etmiştir. Tesis edilen işlemin istihbari bilgiye dayandığını ancak söz konusu bilginin somut herhangi bir veri içermediğini, istihbari bilgi notunun tek başına müdür yardımcılığı görevinden alınmasına yetmeyeceğini dile getirmiş; yakınları hakkında yapılan tespitten sorumlu tutulmasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürmüştür.

6. İzmir Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesi (Bölge İdare Mahkemesi) 25/10/2019 tarihinde istinaf başvurusunu kesin olarak reddetmiştir.

7. Karar 12/11/2019 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiş olup başvurucu 20/11/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

8. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

A. Gerekçeli Karar Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

9. Başvurucu; müdür yardımcılığı görevinden alınarak öğretmen olarak atanmasına dair işlemin istihbari rapora dayanılarak tesis edildiğini, söz konusu istihbari raporun maddi kanıtlarla desteklenmediğini belirtmiştir. Öğrenciliği döneminde hakkında başlatılan ceza kovuşturmasının beraat ile sonuçlandığını, bu durumun şimdiye kadar memuriyetine ve müdür yardımcılığı görevine engel olmadığını ifade etmiş; haksız ve hukuka aykırı olarak yürütülen yargılama nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

10. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde; İdare Mahkemesinin müdür yardımcılığı görevinin öğretmenlerin asli görevleri niteliğinde olmadığı, ikinci görev olduğu da dikkate alındığında uyuşmazlık konusu atama işleminin idare tarafından takdir yetkisi kapsamında kamu yararı ve hizmet gerekleri doğrultusunda tesis edildiği sonucuna varıldığı, başvurucunun istinaf talebinde bulunması üzerine İdare Mahkemesi kararının gerekçesi ve dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerin dosyayı inceleyen Bölge İdare Mahkemesi tarafından da uygun görülerek istinaf talebinin reddedildiği belirtilmiştir. Somut başvuru incelendiğinde başvurucunun İdare Mahkemesinin hukuk kurallarını hatalı yorumladığı iddiasına dayandığının görüldüğü, söz konusu iddiaların kanun yolu şikâyeti niteliğinde olup olmadığı hususunun kabul edilebilirlik incelemesi esnasında dikkate alınması gerektiği açıklanmıştır.

11. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurunun gerekçeli karar hakkı kapsamında incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.

12. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

13. Gerekçeli karar hakkı, kişilerin adil bir şekilde yargılanmalarını sağlamayı ve denetlemeyi amaçlamaktadır. Bu hak, tarafların muhakeme sırasında ileri sürdükleri iddiaların kurallara uygun biçimde incelenip incelenmediğini bilmeleri ve demokratik bir toplumda kendileriyle ilgili verilen yargı kararlarının sebeplerini öğrenmelerinin sağlanması için de gereklidir (Sencer Başat ve diğerleri [GK], B. No: 2013/7800, 18/6/2014, §§ 31, 34). Kararların gerekçeli olması, davanın taraflarının mahkeme kararının dayanağını öğrenerek mahkemelere ve genel olarak yargıya güven duymalarını sağladığı gibi tarafların kanun yoluna etkili başvuru yapmalarını mümkün hâle getiren en önemli faktörlerdendir. Gerekçesi bilinmeyen bir karara karşı gidilecek kanun yolunun etkin kullanılması mümkün olmayacağı gibi bahsedilen kanun yolunda yapılacak incelemenin de etkin olması beklenemez (Vesim Parlak, B. No: 2012/1034, 20/3/2014, § 34).

14. Mahkemelerin anılan yükümlülüğü, yargılamada ileri sürülen her türlü iddia ve savunmaya karar gerekçesinde ayrıntılı şekilde yanıt vermesi gerektiği şeklinde anlaşılamaz. Ancak derece mahkemeleri, kendilerine sunulan tüm iddialara yanıt vermek zorunda değilse de (Yasemin Ekşi, B. No: 2013/5486, 4/12/2013, § 56) davanın esas sorunlarının incelenmiş olduğu gerekçeli karardan anlaşılmalıdır. Bir kararda tam olarak hangi unsurların bulunması gerektiği, davanın niteliğine ve şartlarına bağlıdır. Muhakeme sırasında açık ve somut bir biçimde öne sürülen iddia ve savunmaların davanın sonucuna etkili olması, başka bir deyişle davanın sonucunu değiştirebilecek nitelikte bulunması hâlinde davayla doğrudan ilgili olan bu hususlara mahkemelerce ilgili ve yeterli bir gerekçe ile yanıt verilmesi gerekir (bazı değişikliklerle birlikte bkz. Sencer Başat ve diğerleri, § 35).

15. Aksi bir tutumla mahkemenin davanın sonucuna etkili olduğunu kabul ettiği bir husus hakkında ilgili ve yeterli bir yanıt vermemesi veya yanıt verilmesini gerektiren usule veya esasa dair iddiaları cevapsız bırakması hak ihlaline yol açar (bazı değişikliklerle birlikte bkz. Sencer Başat ve diğerleri, § 39).

16. Somut olayda müdür yardımcısı olarak görev yapan başvurucu hakkında gerçekleştirilen güvenlik soruşturmasının olumsuz sonuçlanması nedeniyle başvurucu, öğretmen olarak atanmıştır. Mahkeme, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünce başvurucu hakkında terör örgütü propaganda suçundan bilgi formunun açılması, geçmiş yıllarda örgüte müzahir şahıslar ile irtibatlı ve iltisaklı olabileceği yönünde istihbari mahiyette bilgi bulunması, yakınları hakkında da aynı yönde tespitler yapılması gerekçelerine dayanarak davayı reddetmiştir. Karar, istinaf aşamasından geçerek kesinleşmiştir.

17. Güvenlik soruşturmasının olumsuz sonuçlanmasına bağlı olarak idarecilik görevinden alınmaya dair işleme karşı açılan bir davada davacının hangi sebeple güvenlik soruşturmasının olumsuz sonuçlandığının ve güvenlik soruşturması neticesinde elde edilen verinin kişinin yapacağı görevi neden olumsuz etkilediğinin açıkça ortaya konulması önemlidir. Bu kapsamda derece mahkemelerinden beklenen, güvenlik soruşturması sonucunda elde edilen bilgilerin neler olduğunu kararında belirtmesi, söz konusu bilgiyi, davacının yürüteceği görevi gözönünde bulundurarak değerlendirmesidir. Burada önemli olan husus güvenlik soruşturmasının olumsuz olarak sonuçlanmasını doğuran tespitlerin davacının şahsından kaynaklanması ya da davacının şahsıyla güncel ve kişisel bir bağlantıyı ortaya koyabilecek nitelikte olmasıdır. Yine bu noktada derece mahkemelerince söz konusu bağlantının nasıl kurulduğunun detaylı bir şekilde gerekçelendirilmesi keyfîliğin önüne geçebilmek adına önemlidir.

18. Somut olayda Mahkeme, davayı reddederken öncelikle başvurucunun şahsından kaynaklanan, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünce terör örgütü propagandası suçundan bilgi formu açılması ve başvurucunun geçmiş yıllarda örgüte müzahir şahıslarla irtibatlı ve iltisaklı olabileceği yönünde istihbari mahiyette bilgi bulunması gerekçesine dayanmıştır. Ancak Mahkeme söz konusu tespitleri aktarmakla yetinmiş, bu olguları herhangi bir şekilde irdelememiştir. Bu bağlamda söz konusu bilgi formunun açılmasının neden olumsuz değerlendirildiği, hangi olumsuz tespitlerin yer aldığı kararda belirtilmemiştir. Mahkeme ayrıca geçmiş yıllarda örgüte müzahir şahıslarla irtibatlı ve iltisaklı olabileceği ihtimaline dayanmakla birlikte hangi somut olgulara dayanarak bu hususun gerçek olarak değerlendiğine kararda yer vermemiştir.

19. Mahkeme, davayı reddederken ikinci olarak başvurucunun yakınlarına dair tespitlere dayanmıştır. Ancak Mahkeme söz konusu yakınların kim olduğunu, yakınlar hakkında yapılan tespitlerin neler olduğunu, bunun hangi nedenle müdür yardımcılığı görevini olumsuz etkilediğini açıklamamıştır. Öte yandan bir kişinin akrabalarının davranışlarından sorumlu tutulamayacağı hususu hukuk devleti ilkesinin evrensel prensiplerindendir. Başkasının yaptıklarından dolayı sorumlu tutulmak, insanı hür ve irade sahibi bir varlık olarak kabul etmemek demektir. Hukuk devletinde bir kimsenin başkalarının fiillerinden sorumlu tutulması kanunda öngörülen çok istisnai hâller dışında kabul edilemez. Çağdaş hukuk sistemleri bireyin özerkliğini esas alarak ona haklar bahşetmekte ve sorumluluklar yüklemektedir. Bir kimsenin hukuken ve fiilen davranışlarını kontrol etme gücü ve yükümlülüğünü haiz olmadığı başka bir bireyin fiillerden dolayı kamu otoritelerinin yaptırımına maruz kalması bireysel özerklik düşüncesiyle bağdaşmamaktadır (Sebiha Kaya [GK], B. No: 2018/34124, 20/5/2021, § 54).

20. Kural olarak derece mahkemesi kararında esasa ilişkin hususlarda yeterli gerekçe bulunması hâlinde istinaf merciince bu karara atıf yapılarak değerlendirme yapılması makul görülebilir. İlk derece mahkemesi kararında gerekçe bulunmadığı hâllerde ise başvurucuların ileri sürdüğü esaslı itirazlar istinaf mercii tarafından gerekçeli şekilde karşılanmalıdır. Somut olayda başvurucunun temel iddialarının ilk derece mahkemesince kararda tartışılmamasına ve gerekçe oluşturulmamasına rağmen esaslı iddialarının Bölge İdare Mahkemesince de karşılanmadığı görülmüştür.

21. Sonuç olarak başvurucu ve yakınları ile ilgili iddia edilen bilgilerin idari işlemi neden ve nasıl haklılaştırdığı hususunun derece mahkemelerinin gerekçesinde yer almadığı görülmüştür. Derece mahkemeleri başvurucu ve yakınları hakkında elde edilen bilgileri herhangi bir şekilde değerlendirmemiş, bilginin tesis edilen işleme ulaşmadaki hukuki etkisi ve benzeri boyutları ile işin esası ile ilgili kendi değerlendirmesini ortaya koymamıştır. Diğer bir ifadeyle başvurucunun güvenlik soruşturmasının sonucuna ilişkin iddiaları yeterli bir şekilde açıklığa kavuşturulmamıştır. Bu nedenle yargılama süreci bir bütün olarak değerlendirildiğinde başvurucunun gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.

22. Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

B. Diğer İhlal İddiaları

23. Başvurucu; haksız ve hukuka aykırı olarak müdür yardımcılığı görevinden alınması nedeniyle masumiyet karinesinin, kamu hizmetine girme hakkının ve çalışma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine karar verildiğinden başvurucunun diğer şikâyetleri hakkında kabul edilebilirlik ve esas yönünden ayrıca bir inceleme yapılmasına gerek görülmemiştir.

III. GİDERİM

24. Başvurucu, ihlalin tespiti ile yeniden yargılama yapılmasına ve 25.000 TL manevi tazminata karar verilmesi talebinde bulunmuştur.

25. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği mahkemece yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

26. İhlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasının yeterli giderim sağlayacağı anlaşıldığından tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki gerekçeli karar hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Diğer ihlal iddialarının İNCELENMESİNE GEREK BULUNMADIĞINA,

D. Kararın bir örneğinin gerekçeli karar hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere İzmir 3. İdare Mahkemesine (E.2018/1320, K.2019/780) GÖNDERİLMESİNE,

E. Başvurucunun tazminat talebinin REDDİNE,

F. 364,60 TL harç ve 18.800 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 19.164,60 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,

G. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

H. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 6/3/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Ayşegül Adıgüzel Arslan [1.B.], B. No: 2019/38596, 6/3/2024, § …)
   
Başvuru Adı AYŞEGÜL ADIGÜZEL ARSLAN
Başvuru No 2019/38596
Başvuru Tarihi 20/11/2019
Karar Tarihi 6/3/2024

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının olumsuz sonuçlandığı gerekçesiyle müdür yardımcılığı görevinden alınarak öğretmen olarak atanma işlemine karşı açılan iptal davasında davanın sonucuna etkili iddianın kararda karşılanmaması nedeniyle gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Medeni Hak ve Yükümlülükler) Gerekçeli karar hakkı (idare) İhlal Yeniden yargılama
Masumiyet karinesi (idare) İncelenmesine Yer Olmadığı
Kapsam dışı haklar Kapsam dışı (hak) İncelenmesine Yer Olmadığı
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi