logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Tuba Karahan [2.B.], B. No: 2019/39517, 7/2/2024, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

TUBA KARAHAN BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2019/39517)

 

Karar Tarihi: 7/2/2024

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

 

Başkan

:

Kadir ÖZKAYA

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

M. Emin KUZ

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Yıldız SEFERİNOĞLU

Raportör

:

Duygu KALUKÇU

Başvurucu

:

Tuba KARAHAN

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, pasaportun iptal edilmesi ve yurt dışına çıkışın engellenmesi üzerine açılan davanın reddedilmesi nedeniyle özel hayata saygı hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Başvurucu 24/5/2017 tarihinde Tiflis'e yapacağı seyahat sırasında pasaportunda "terör örgütü şüphelisi eşi" şerhi ile iptal bilgisi olduğu gerekçesiyle durdurulmuştur. Emniyet Müdürlüğünden pasaport üzerindeki şerhin kaldırılması talep edilmiş ancak talep, başvurucu hakkındaki soruşturmanın olumsuz sonuçlanması nedeniyle reddedilmiştir.

3. Başvurucu; bir tekstil firmasının ihracat departmanında çalışmakta iken mesleği gereği yapacağı yurt dışı seyahatinin engellendiğini, bu kapsamda idareye yaptığı başvuruların ise olumsuz sonuçlandığını belirterek pasaportun iptal edilmesi işlemine karşı dava açmıştır. Denizli İdare Mahkemesinde (Mahkeme) görülen davada Mahkeme 29/3/2019 tarihli kararı ile davanın reddine hükmetmiş, karar istinaf incelemesinden geçerek kesinleşmiştir. Gerekçeli kararın ilgili kısmı şöyledir:

"Olayda, gerek 5682 Sayılı Pasaport Kanununun 22'nci maddesi gerekse de 667 ve 673 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümleri birlikte değerlendirildiğinde kendisi ya da eşi hakkında suç soruşturması veya kovuşturması yürütülenler ile yurt dışına çıkmasında sakınca görülenlerin soruşturmanın selameti açısından mevzuatın verdiği yetkiye istinaden pasaportlarının tedbiren iptal edilebileceği ve sisteme şüpheli ya da şüpheli eşi şeklinde şerh düşülebileceği, bu bağlamda davacının eşi [F.K.] nın FETÖ/PDY üyesi olduğu gerekçesiyle hakkında devam etmekte olan kamu davası bulunduğu ve firari olduğu anlaşıldığından davacının 'U094.[..]' seri numaralı umumi pasaportunun kullanıma kapatılarak tekrar pasaport almasının ve yurt dışına çıkmasının engellenmesini teminen hakında sisteme 'FETÖ/PDY Terör Örgütü Şüphelisi Eşi' şeklinde şerh girilerek pasaportunun iptaline ilişkin tesis edilen dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır."

4. Başvurucu nihai kararı 1/11/2019 tarihinde öğrendikten sonra 21/11/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

5. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

6. Başvurucu; "terör örgütü şüphelisi eşi" şerhi düşülerek pasaportunun iptal edildiğini, eşi hakkında yürütülen soruşturma kapsamında genel güvenlik açısından sıkıntılı olduğu gerekçesiyle yurt dışına çıkışının engellendiğini, işleme dayanak gösterilen mevzuat hükümlerinin Anayasa'ya aykırı olduğunu ancak bu yöndeki iddia ve itirazlarının derece mahkemelerince incelenmeksizin davanın reddedildiğini belirterek suçta ve cezada şahsilik ilkesi ile yerleşme ve seyahat özgürlüğünün ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

7. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde 23/11/2022 tarihi itibarıyla başvurucu hakkındaki idari şerhin kaldırıldığı, artık pasaport almasının önünde bu yönde bir engel bulunmadığı belirtilerek mağdur sıfatının değerlendirilmesi gerektiği açıklanmıştır. Esasa ilişkin olarak ise derece mahkemelerince ilgili mevzuat kapsamında ve başvurucunun iddiaları çerçevesinde bir karar verildiği, bu kapsamda başvurucunun iddialarının kanun yolu şikâyeti kapsamında kalıp kalmadığı hususunun dikkate alınması gerektiği ifade edilmiştir.

8. Somut olayda başvurucu, bir tekstil firmasının ihracat departmanında çalışmakta iken mesleği gereği yapacağı yurt dışı seyahatinin engellendiğini belirterek iptal davası açmış; başvuru formunda da üç yıla yakın bir süredir bu sınırlamanın devam ettiğinden, yasa dışı hiçbir eylemi olmadığı hâlde başka bir kişinin fiil ve eylemleri nedeniyle yaptırıma maruz kaldığından şikâyet etmiştir. Her ne kadar başvurucu, bireysel başvuru formunda doğrudan özel hayata saygı gösterilmesini isteme hakkı ifadesini kullanmamışsa da dosya kapsamında dile getirdiği "mesleği gereği yapmak zorunda olduğu yurt dışı seyahatini gerçekleştiremediği" olgusunun anılan hakka yönelik ihlal iddiaları kapsamında ileri sürülebileceği görülmüştür. Bu nedenle başvuru, özel hayata saygı gösterilmesini isteme hakkı kapsamında incelenmiştir.

9. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

10. 15/7/1950 tarihli ve 5682 sayılı Pasaport Kanunu'nun 22. maddesi kapsamında başvurucunun pasaport talebinin reddedilmesi şeklinde özel hayata saygı hakkına yapılan müdahalenin kanuni dayanağının mevcut olduğu ve millî güvenliğin sağlanması meşru amacına dayandığı anlaşılmıştır (benzer yöndeki kararlar için bkz. Onur Can Taştan [GK], B.No: 2018/32475, 27/10/2021, §§ 55-58; Yağmur Erşan [GK], B. No: 2018/36451, 27/10/2021, §§ 55-58).

11. Temel hak ve özgürlüklere yönelik bir müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun kabul edilebilmesi için zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşılaması ve orantılı olması gerekir. Açıktır ki bu başlık altındaki değerlendirme, sınırlamanın amacı ile bu amacı gerçekleştirmek üzere başvurulan araç arasındaki ilişki üzerinde temellenen ölçülülük ilkesinden bağımsız yapılamaz. Çünkü Anayasa’nın 13. maddesinde demokratik toplum düzeninin gereklerine aykırı olmama ve ölçülülük ilkesine aykırı olmama biçiminde iki ayrı kritere yer verilmiş olmakla birlikte bu iki kriter bir bütünün parçaları olup aralarında sıkı bir ilişki vardır (Ferhat Üstündağ, B. No: 2014/15428, 17/7/2018, § 45).

12. Bu ilkeler doğrultusunda kişilerin yurda giriş ve yurttan çıkışlarını sınırlandıran tedbirlerin geçici olması, temel hak ve hürriyetleri tamamen ortadan kaldıracak şekilde uygulanmaması, ilgili kararlarda tedbirin gerekçelerinin tedbire maruz kalan kişinin somut durumuyla ilişkilendirilerek ortaya konulması ve tedbirden beklenen kamusal yarar ile bireyin çıkarları arasında makul bir denge kurulması gerekir. Ayrıca tedbir belirli bir süre ile sınırlandırılarak tedbire neden olan şartların devam edip etmediği hususunda değerlendirme yapılmasına imkân tanınmalıdır. Bu bağlamda özel hayata saygı hakkına ilişkin sınırlandırmanın belirsiz bir süre uzaması hâlinde özel hayata etkilerinin zamanla ağırlaşacağı ve her hâlde gözetilmesi gereken kamusal yarar ile bireyin kişisel yararı arasındaki dengenin bozulacağı da unutulmamalıdır (Onur Can Taştan, § 65; Yağmur Erşan, § 65).

13. Başvurucunun özel hayatına ilişkin sınırlamanın kaynağının sadece bir idari işlem olduğu görülmüştür. Somut olayda başvurucunun pasaportunun iptaline ilişkin olarak eşi hakkında yürütülen adli takibat ile hakkında yakalama kararı olduğu hâlde firari olması gerekçe gösterilmiştir. Başvurucu, pasaportun iptali işleminden mesleği gereği yurt dışına yapacağı seyahat sırasında haberdar olduğunu belirtmiştir. Başvurucu hakkında herhangi bir ceza soruşturması ve bu kapsamda pasaport iptali ya da başka bir tedbir kararı alınmadığı gibi yurt dışına çıkış yasağı öngören bir mahkeme kararı da mevcut değildir.

14. Derece mahkemelerinin kararları incelendiğinde başvurucunun pasaportunun iptal edilmesine ilişkin olarak idarenin bildirdiği gerekçe ile yetinildiği, başvurucunun maruz kaldığı idari işlemin nedenlerinin başvurucuyla ilişkilendirilerek somutlaştırılmadığı, başvurucunun idari işlemin dayanağıyla ilgili sunduğu açıklamalara ilişkin bir değerlendirmeye yer verilmediği, idari işlemin başvurucunun gitmek istediği ülkeyle olan bağları üzerindeki etkileri gözetilerek beklenen kamusal yarar ile başvurucunun çıkarları arasında bir denge kurulmadığı anlaşılmıştır.

15. Öte yandan Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen (İptal hükümlerinin kararın Resmî Gazete’de yayımlanmasından başlayarak bir yıl sonra yürürlüğe girmesine karar verilmiştir.) 17/10/2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun'un 2. maddesiyle 5682 sayılı Kanun'a eklenen ek 7. maddede öngörülen yeniden değerlendirmenin, pasaport verilmesi konusunda idarenin takdir yetkisinin korunduğu, pasaporta uzun süre el konulması ve yeni bir pasaport verilmemesinden kaynaklanabilecek mağduriyetin giderimine ilişkin bir düzenleme yapılmadığı dikkate alındığında mağduriyeti gidermede etkili bir yol olmadığı görülmüştür (Onur Can Taştan, § 69).

16. Başvurucunun pasaportuna 21/3/2017 tarihinde hakkındaki idari şerh nedeniyle el konmuş ve söz konusu idari şerh 23/11/2022 tarihinde kaldırılmıştır. Bu durumda başvurucu hakkında açılmış bir ceza kovuşturması ya da yurt dışına çıkışına engel oluşturacak bir mahkeme kararı olmadığı gözetildiğinde tedbirin bir idari işleme dayanılarak uzun süre uygulandığı anlaşılmıştır. Ayrıca bu süreçte yurt dışına çıkışı engelleyen tedbirin dayanağı olan şartların devam edip etmediği hususunda idare ve yargı makamları tarafından bir araştırma ve değerlendirme yapılmadığı, dolayısıyla bu şekilde geçici olması öngörülen bir tedbirin uzun süre devam ettirilmesine sebep olunduğu anlaşılmıştır. Bu hâlde hakkında yurt dışına çıkışa engel oluşturacak yargı kararı olmayan başvurucu hakkındaki sadece bir idari işleme dayanan tedbirin -başvurucunun icra ettiği meslek gereği seyahat etmek zorunda kaldığı hususu da gözetildiğinde- uzun süre uygulanmasının demokratik bir toplumda alınması zorunlu ve ölçülü bir tedbir olduğu söylenemez.

17. Öte yandan OHAL döneminde temel hak ve özgürlüklerin kullanımının durdurulmasını ve sınırlandırılmasını düzenleyen Anayasa'nın 15. maddesinin Onur Can Taştan (§§ 71-80)kararında belirtilen ilkeler çerçevesinde başvurucunun özel hayata saygı hakkına yönelik olarak pasaportunun iptal edilmesi ve uzun süre pasaport alma imkânından yoksun kalması şeklinde yapılan ve Anayasa'nın 13. ve 20. maddelerindeki güvencelere aykırı olan bu müdahaleyi meşru kılmadığı değerlendirilmiştir.

18. Açıklanan gerekçelerle özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

19. Başvurucu; ihlalin tespitine, yeniden yargılama yapılmasına ve 100.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

20. Başvurucu hakkında tesis edilen idari işlemin 23/11/2022 tarihinde kaldırıldığı ve başvurucunun yeni pasaport almasına bir engel kalmadığı dikkate alındığında ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır.

21. İhlalin sonuçlarının bütünüyle ortadan kaldırılabilmesi için başvurucuya manevi zararları karşılığında net 18.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

B. Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayata saygı hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Başvurucuya net 18.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,

D. 364,60 TL harçtan oluşan yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,

E. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

F. Kararın bir örneğinin bilgi için Denizli İdare Mahkemesi (E.2018/1053, K.2019/380) ile İzmir Bölge İdare Mahkemesi 6. İdari Dava Dairesine (E.2019/1821, K.2019/1649) GÖNDERİLMESİNE,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 7/2/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Tuba Karahan [2.B.], B. No: 2019/39517, 7/2/2024, § …)
   
Başvuru Adı TUBA KARAHAN
Başvuru No 2019/39517
Başvuru Tarihi 21/11/2019
Karar Tarihi 7/2/2024

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, pasaportun iptal edilmesi ve yurt dışına çıkışın engellenmesi üzerine açılan davanın reddedilmesi nedeniyle özel hayata saygı hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Özel hayatın ve aile hayatının korunması hakkı Yurtdışına çıkışın engellenmesi (pasaport, adli kontrol) İhlal Manevi tazminat
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi