TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
BİLAL ÇETİNER BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2019/42199)
|
|
Karar Tarihi: 14/10/2020
|
R.G. Tarih ve Sayı: 24/11/2020-31314
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
Başkan
|
:
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
Üyeler
|
:
|
Serdar ÖZGÜLDÜR
|
|
|
Burhan ÜSTÜN
|
|
|
Hicabi DURSUN
|
|
|
Selahaddin MENTEŞ
|
Raportör
|
:
|
Hikmet Murat AKKAYA
|
Başvurucu
|
:
|
Bilal ÇETİNER
|
Vekili
|
:
|
Av. Cihad ALTUN
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvuru, yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle makul
sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru 13/12/2019 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden
yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik
incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul
edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet
Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün (İçtüzük)
71. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca başvurunun içtihadın oluştuğu
alana ilişkin olduğu değerlendirilerek Bakanlık cevabı beklenmeden incelenmesine
karar verilmiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle
ilgili olaylar özetle şöyledir:
8. Başvurucu hakkında Batman Cumhuriyet Başsavcılığınca
19/6/2000 tarihinde iddianame düzenlenerek 1/3/1926 tarihli ve 765 sayılı mülga
Türk Ceza Kanunu'nun 492. maddesinin ikinci fıkrası kapsamında cezalandırılması
istenmiştir. Suç tarihinin 22/11/1999 olduğu anlaşılmaktadır.
9. İddianame sonrasında yaklaşık altı yıl boyunca dosyada
yargılamaya devam edilmediği ve herhangi bir işlem yapılmadığı başvurucu vekili
tarafından belirtilmiştir. Batman 1. Asliye Ceza Mahkemesi 25/12/2006 tarihinde
Batman Emniyet Müdürlüğünden adres araştırması yapmasını istemiştir.
10. Başvurucunun bir suç kapsamında Diyarbakır D Tipi
Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda (Ceza İnfaz Kurumu) hükümlü olarak tutulduğunun
anlaşılması üzerine 1/3/2007 tarihinde yapılan duruşmada başvurucunun
savunmasının alınması için talimat yazılmasına karar verilmiştir.
11. Bir sonraki duruşmada, başvurucunun yokluğunda Batman
1. Asliye Ceza Mahkemesinin 24/5/2007 tarihli ve E.2000/1602, K.2007/277 sayılı
kararıyla davanın zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar verilmiştir.
12. Başvurucu, Ceza İnfaz Kurumu aracılığıyla 12/2/2018
tarihli dilekçesi ile dosyanın akıbetini sormuştur. Aynı gün yerel mahkeme
tarafından gönderilen cevap yazısı ile gerekçeli kararın başvurucuya tebliğ
edilmesi istenmiştir.
13. Gerekçeli karar, başvurucuya Ceza İnfaz Kurumu
aracılığıyla 13/2/2018 tarihinde tebliğ edilmiştir.
14. Başvurucunun 15/3/2019 tarihinde Ceza İnfaz
Kurumundan tahliye olduğu anlaşılmıştır.
15. Başvurucu; gerekçeli kararın yazılmasından 12 yıl
sonra 14/11/2019 tebligat yapıldığını, karardan bu şekilde haberdar olduğunu
belirterek 16/12/2019 tarihinde bireysel başvuru yapmıştır. Ayrıca kararın
okuma yazma bilmeyen eşine tebliğ edilmesi nedeniyle başvuru süresi konusunda
da mazerette bulunmuştur.
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
16. Mahkemenin 14/10/2020 tarihinde yapmış olduğu
toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Adli Yardım
Talebi Yönünden
17. Başvurucu, bireysel başvuru harç ve giderlerini
ödeyemeyecek durumda olduğunu belirterek ve bu kapsamda fakirlik belgesini
sunarak adli yardım talebinde bulunmuştur.
18. Anayasa Mahkemesinin Mehmet Şerif Ay (B. No:
2012/1181, 17/9/2013) kararında belirtilen ilkeler dikkate alınarak geçimini
önemli ölçüde güçleştirmeksizin yargılama giderlerini ödeme gücünden yoksun
olduğu anlaşılan başvurucunun açıkça dayanaktan yoksun olmayan adli yardım
talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.
B. Makul Sürede
Yargılanma Hakkının İhlal Edildiği İddiası Yönünden
19. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 51. maddesi ile İçtüzük'ün 83.
maddesi gereği başvurucunun istismar edici, yanıltıcı ve benzeri nitelikteki
davranışlarıyla bireysel başvuru hakkını açıkça kötüye kullandığının tespit
edilmesi hâlinde başvuru reddedilir ve ilgilinin yargılama giderleri dışında
2.000 TL'den fazla olmamak üzere disiplin para cezasıyla cezalandırılmasına
karar verilir.
20. Anılan düzenlemelerde genel olarak bir hakkın
öngörüldüğü amaç dışında ve başkalarını zarara sokacak şekilde kullanılmasının
hukuk düzenince himaye edilmeyeceğini ifade eden hakkın kötüye kullanılmasının
bireysel başvuru alanında özel olarak ele alındığı açıkça görülmektedir. Bu
bağlamda bireysel başvuru usulünün amacına açıkça aykırı olan ve Anayasa
Mahkemesinin başvuruyu gereği gibi değerlendirmesini engelleyen davranışların
başvuru hakkının kötüye kullanılması olarak değerlendirilmesi mümkündür (S.Ö.,
B. No: 2013/7087, 18/9/2014, § 28; Mehmet Güven Ulusoy [GK], B. No:
2013/1013, 2/7/2015, § 31).
21. Bu kapsamda özellikle mahkemeyi yanıltmak amacıyla
gerçek olmayan maddi vakıalara dayanılması veya bu nitelikte bilgi ve belge
sunulması, başvurunun değerlendirilmesi noktasında esaslı olan bir unsur
hakkında bilgi verilmemesi, başvurunun değerlendirilmesi sürecinde vuku bulan
ve söz konusu değerlendirmeyi etkileyecek nitelikte yeni ve önemli gelişmeler
hakkında mahkemenin bilgilendirilmemesi suretiyle başvuru hakkında doğru bir
kanaat oluşturulmasının engellenmesi, medeni ve meşru eleştiri sınırları saklı
kalmak kaydıyla bireysel başvuru amacıyla bağdaşmayacak surette hakaret, tehdit
veya tahrik edici bir üslup kullanılması ile söz konusu başvuru yolu kapsamında
ihlalin tespiti ile ihlal ve sonuçlarının ortadan kaldırılması amacıyla
bağdaşmayacak surette içeriksiz bir başvuruda bulunulması durumunda başvuru
hakkının kötüye kullanıldığı kabul edilebilecektir (S.Ö., § 29;
Mehmet Güven Ulusoy § 32; Osman Sandıkçı, B. No: 2013/6297,
10/3/2016; Selman Kapan ve diğerleri, B. No: 2013/7302, 20/4/2016, §
50).
22. Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden
yapılan inceleme sonucunda somut başvuru açısından gerekçeli kararın 14/11/2019
tarihinde tebliğ edilmesi ile nihai karardan haberdar olunduğu iddiasının
gerçeği yansıtmadığı anlaşılmıştır. Nitekim başvurucunun Ceza İnfaz
Kurumundayken talebi üzerine gerekçeli kararın tebliğ edilmesine ilişkin
müzekkere yazıldığı, bu şekilde nihai karardan en geç 13/2/2018 tarihinde
haberdar olduğu mevcut bilgi ve belgelerden anlaşılmıştır.
23. Açıklanan gerekçelerle başvurucu tarafından ileri
sürülen iddianın yanıltıcı beyan niteliğinde olduğu, başvuru formu ve ekleri
incelendiğinde başvurunun kabul edilebilirlik koşulları yönünden
incelenmeksizin başvuru hakkının kötüye kullanımı nedeniyle reddedilmesi
gerektiği anlaşılmıştır.
24. Başvuru hakkının kötüye kullanılması nedeniyle 6216
sayılı Kanun'un 51. maddesi ve İçtüzük’ün 83. maddesi uyarınca takdiren 500 TL
disiplin para cezasına hükmedilmesine, başvuru hakkının kötüye kullanılması
nedeniyle başvuru reddedildiğinden adli yardım kapsamında tahsil edilmeyen
364,60 TL başvuru harcının başvurucudan tahsiline karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun başvuru hakkının kötüye kullanılması
nedeniyle REDDİNE,
B. 6216 sayılı Kanun'un 51. maddesi uyarınca başvurucunun
500 TL disiplin para cezası ile CEZALANDIRILMASINA,
C. Adli yardım talebinin kabulü ile geçici olarak muaf
tutulan 364,60 TL harçtan ibaret yargılama giderinin 12/1/2011 tarihli ve 6100
sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (1) numaralı fıkrası
uyarınca başvuru, başvuru hakkının kötüye kullanılması nedeniyle
reddedildiğinden başvurucudan TAHSİLİNE 14/10/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar
verildi.